Çocuk Düşürtme Suçu Nedir?
Türk Ceza Kanunu'nun 99. maddesi "Çocuğun düşürülmesi" başlığı altında düzenlenmiştir ve şu şekildedir:
- Kimi çocuğun düşürülmesi halinde, düşüren kişi altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Mağdurun rızası veya ihmali bulunması, cezanın varlığını ortadan kaldırmaz.
- Düşülen çocuk doğmuşsa, ceza yarı oranında artırılır.
- Düşürme sonucu ölüm gerçekleşirse, failin cezası altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezasıdır.
- Düşürme sonucu ağır bir bedensel zarar meydana gelirse, failin cezası iki yıldan on yıla kadar hapis cezasıdır.
Yukarıdaki maddeden de anlaşılacağı üzere, çocuk düşürtme suçu, bir kişinin bilerek veya bilmeyerek, kimi çocuğun düşürülmesi sonucunu doğurması durumunu ifade etmektedir. Bu suçtan sorumlu olan kişi, cezai yaptırım altına alınmaktadır.
Çocuk Düşürtme Suçu Şartları
Türk Ceza Kanunu'nun 99. maddesi, "Çocuğun düşürülmesi" başlığı altında düzenlenen suçun unsurlarını açıklamaktadır. Buna göre, çocuk düşürtme suçu için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekmektedir:
- Failin bilerek veya bilmeyerek bir çocuğun düşürülmesine sebep olması: Bu unsura göre, failin düşürme eylemini kasıtlı olarak gerçekleştirmiş olması veya bilinçli bir ihmalkarlıkla düşürmeye yol açmış olması gerekmektedir.
- Düşürülen çocuğun varlığı: Suçun gerçekleşebilmesi için düşürülen bir çocuğun varlığı gerekmektedir. Bu çocuk, hamile bir kadının rahminde veya başka bir yerde bulunabilir.
- Düşürme işleminin gerçekleşmiş olması: Failin hareketi sonucunda çocuğun düşürülmüş olması gerekmektedir. Çocuk düşürülse bile canlı doğabilir. Bu durumda da suç işlenmiş sayılır.
- Düşürmenin sonuçlarına bağlı olarak ceza miktarı değişebilir: Düşürme sonucunda çocuğun ölmesi durumunda ceza miktarı daha ağır olacaktır. Benzer şekilde, çocukta ağır bir bedensel zarar meydana gelmesi durumunda da ceza miktarı artacaktır.
Yukarıdaki unsurların tamamının gerçekleşmesi durumunda, fail çocuk düşürtme suçu kapsamında cezalandırılır.
Çocuk Düşürtme Suçunun Cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 99. Maddesinde çocuk düşürtme suçu düzenlenmiştir. Buna göre:
- Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
- Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur.
- Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
Çocuk Düşürtme Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Ancak çocuk düşürtme suçu gibi ağır suçlarda, hükmedilen hapis cezasının miktarı nedeniyle adli para cezasına çevrilemez. Ayrıca, çocuk düşürme suçunda hapis cezası ile birlikte adli para cezası yaptırımı da düzenlenmiş olsa da, mahkeme bu suç için yaptırım olarak hapis cezasını tercih ettiğinde, bu cezayı adli para cezasına çevirme yetkisi bulunmamaktadır. Yani, çocuk düşürme suçu için hapis cezası verilmişse, bu ceza adli para cezasına dönüştürülemez.
Çocuk Düşürtme Suçu Zamanaşımı
Zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren dava açılmamış olması durumunda veya dava açılmışsa da süresi içinde sonuçlandırılmamış olması durumunda davanın düşmesine sebep olacak hukuk terimidir. Rızasız çocuk düşürtme suçu için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre zarfında suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıl içerisinde dava açılmamış veya dava açılmış olsa bile bu süre içinde sonuçlandırılamamış ise, ceza davası zamanaşımı nedeniyle düşer. Bu durumda, failin cezalandırılması mümkün olmayacak ve suçlama yapılamayacaktır.
Çocuk Düşürtme Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanık hakkında hüküm verilmesine rağmen hükümün belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması halinde, denetim süresi içinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur.
Ancak, çocuk düşürtme suçu mağdurun rızasına dayalı olarak işlenmişse, bu suçtan hüküm giyen kişi hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilemez. Ancak, yetkisiz kişi tarafından çocuk düşürtme suçu nedeniyle verilen hapis cezasının miktarının 2 yılı aşmaması durumunda hüküm giyen kişi hakkında HAGB kararı verilebilir.
Sonuç olarak, çocuk düşürme suçu işleyen kişiler hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir, ancak mağdurun rızası devreye girmediği sürece bu karar verilemeyecektir.
Çocuk Düşürtme Suçu Şikayet Süresi
Rızasız çocuk düşürtme suçu şikayete tabi değildir. Bu suç, kamu davası açılması için savcılık tarafından resen soruşturulur ve kovuşturulur. Dolayısıyla, mağdur veya ailesinin şikayeti gerekli değildir.
Şikayet süresi ise, diğer suçlarda olduğu gibi fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren altı aydır.
Çocuk Düşürtme Suçu Şikayetten Vazgeçme
Çocuk düşürtme suçunda, şikayet eden kişi şikayetinden vazgeçerse, dava düşmeyecektir. Bu durumda savcılık, dava açılması için yeterli sebep görmüyorsa davanın düşürülmesine karar verebilir. Ancak, dava açıldıktan sonra mağdur veya ailesinin şikayetinden vazgeçmeleri, davayı sonlandırmaz veya düşürmez. Bu nedenle, şikayet edilmesi halinde, dava kamu davası niteliği taşıdığından, mağdur veya ailesi davayı sonlandıramazlar ve yargılama sürecine katılmak zorundadırlar.
Çocuk Düşürtme Suçu Uzlaşma
Türk hukuk sisteminde uzlaşma, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların mahkemeye gitmeden, arabuluculuk veya diğer yollarla çözülmesidir. Uzlaşma, genellikle tarafların karşılıklı anlaşmasıyla gerçekleşir ve hukuki bir bağlayıcılığı vardır. Uzlaşma, tarafların uzun süreli bir hukuk mücadelesinden kaçınmasına yardımcı olur. Ancak çocuk düşürtme veya düşürme gibi ciddi suçlar uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer almazlar ve bu suçlarda mağdurun rızası da geçerli sayılmaz. Dolayısıyla bu suçlarda uzlaşma yoluyla ceza indirimi veya cezadan muafiyet söz konusu olamaz.
Çocuk Düşürtme Suçu Teşebbüs
Teşebbüs, failin suç işlemek amacı ile icra hareketine başlaması ve kendi elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlanamamasıdır. Ceninin anne rahminin içinde veya dışında fakat henüz rahimdeyken müdahale edilmesi nedeniyle ölmesi halinde de yine çocuk düşürtme suçu tamamlanmış sayılır. Suç, teşebbüse elverişlidir.
Çocuk Düşürtme Suçu İştirak
İştirak, bir suçun işlenmesine katılan birden fazla kişinin bulunması durumunda söz konusu olur. Çocuk düşürme suçu, gebeliği sonlandırmaya yönelik olarak, gebe olan kadın tarafından işlenen bir suçtur ve suçun oluşabilmesi için gebeliğin 10 haftayı doldurmuş olması gerekmektedir. Ancak bu suç nedeniyle, varsa, kadını teşvik eden ya da yardım eden kişiler de suça iştirak hükümleri uyarınca cezalandırılabilirler.
Çocuk Düşürtme Suçu Görevli Mahkeme
Çocuk düşürtme suçu için yargılama yapmaya görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Sık Sorulan Sorular
Kürtaja Zorlamak Suç Mu?
Türk ceza Kanunu’nun 99. Maddesi çocuk düşürtme suçunu düzenlemektedir. Buna göre:
- Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Babanın Rızası Olmadan Kürtaj Olunabilir Mi?
Türkiye'de yürürlükte olan yasalara göre, gebeliğin sonlandırılması işlemi yalnızca anne tarafından rızaya dayalı olarak gerçekleştirilebilir. Babanın rızası gerekmemektedir. Ayrıca kişiler yasal olarak evli ise eşin rızası gerekmektedir. Ancak, eğer baba da sürece dahil olmak istiyor ve karar vermede etkili olmak istiyorsa, bu durumda anneyle birlikte doktorla görüşebilir ve sürece dahil olabilir.
Kürtaj Suç Mudur?
Çocuk düşürtme suçu, yasadışı kürtaj olarak da bilinir. Bu suç, gebe olan kadının kendi rızasıyla, sağlık durumunu riske atmadan, tıbbi müdahale olmadan gebeliğini sonlandırmaya çalışması veya bunun için yardım etmesiyle oluşur. Türk Ceza Kanunu'na göre, gebeliğin 10 haftayı geçtiği durumlarda çocuk düşürme suçu işlenmiş sayılır. Türk Medeni Kanunu'na göre ise her kadının doğurma hakkı vardır ve 10 haftalık süreye kadar kürtaj yasal olarak kabul edilir. Ancak, 10 haftalık süreçten sonra yapılan kürtaj uygulamaları yasa dışıdır ve suç teşkil eder. Bu nedenle hukuki olarak gebelik hakları ve doğum hakları korunmaktadır.
Kürtaj Yapmanın Cezası Nedir?
Çocuk düşürme suçu Türk Ceza Kanunu’nun 100. Maddesinde karşımıza çıkmaktadır. Buna göre Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Çocuk Düşürtme Suçu Yargıtay Kararları
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas: 2012/5729 Karar: 2014/3810
Sanık A., M. A., S., A. ve N. hakkında verilen beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan, O Yer Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık S. hakkında verilen beraat hükmünün temyiz incelemesine gelince;
Sonuç: Sanığa isnat olunan çocuk düşürtme suçunun zamanaşımı süresi TCK.nın 99/2. maddesi öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla ve TCK.nın 66/2. maddesi uyarınca suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanık için 5 yıl 4 aylık zamanaşımına tâbi bulunduğu ve sorgu tarihi olan 18.07.2008’den inceleme tarihine kadar bu sürenin geçekleştiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle hükmün CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK.nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle, karar verildi.
YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas : 2014/3132 Karar : 2016/2216
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosyada … hakkında çocuk düşürtme eyleminden dolayı TCK’nın 99/4. kapsamında beden veya ruh bakımından bir zarara uğrayıp uğramadığına dair rapor aldırıldıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, temyize konu bu dosyadan tefrik edilen cinsel istismar suçundan dolayı aldırılan Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 27.01.2010 tarihli raporuna dayanılarak sanıklar haklarında TCK’nın 99/4. maddesinin uygulanması,
Hükümlerden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü,29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık … müdafii ile sanık …‘nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.