Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Nedir? (TCK 135)
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu Türk Ceza Kanunu’nun özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar başlıklı bölümünde düzenlenmiştir. Kanunun 135. Maddesinde yer verilen düzenlemeye göre kimliği belli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin hukuka aykırı bir şekilde kaydedilmesi ile suç meydana gelmektedir.
Suçun hukuki konusu kişisel verilerdir. Korunan hukuki değer ise kişilerin özel hayatıdır. Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ile birlikte suç tamamlanmış olur. Suçun faili ve mağduru herkes olabilir. Ayrıca failin suçu işlemek için kasten hareket etmiş olması gerekir.
Hangi Bilgiler Kişisel Veri Sayılır?
Kaydedilen kişisel verinin sır olması şart değildir. Kişinin herkesle değil yalnızca belirli bir çevreyle paylaştığı, kolaylıkla ulaşılamayacak olan, kişinin kimliğini belirlenebilir kılan tüm bilgilerin hukuka aykırı bir şekilde kaydedilmesi bu suçun oluşmasına yol açacaktır.
Kişisel veri kavramı 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile belirlenmiştir. Bu kanuna göre, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi kişisel veri olarak kabul edilmelidir.
Öncelikle belirtilmelidir ki herkes tarafından bilinen veya bilinmesi oldukça mümkün olan bilgiler yasal anlamda kişisel veri olarak değerlendirilmez. Fakat kişinin herkesin bilgisine sunmadığı, paylaşımını yalnızca belirli bir çevreyle kısıtlı tuttuğu ve öğrenilmesi ile kimliğini belirlenebilir kılacak her türlü bilgi kişisel veri olarak değerlendirilebilecektir.
Örnek olarak kişinin yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, dini inançları, cinsel tercihleri, etnik kökeni, suç geçmişi, politik eğilimleri, borçları, yaptığı alışverişler, kredi kartlarına ilişkin veriler, siyasi tercihleri birer kişisel veridir. Hukuka aykırı olarak kaydedilmeleri suç oluşturacaktır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Cezası
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu Türk Ticaret Kanunu’nun 135. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre:
- Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
- Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Kişisel Verilerin Mahkemeye Sunulması
Anayasa’nın 38. Maddesinde kanuna aykırı olarak elde edilmiş verilerin delil olarak kabul edilemeyeceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla yukarıda sayılmış olan ve kişisel veri kapsamı içine giren olguların kanuna aykırı olarak elde edilmesi durumunda bu verilerin mahkemeye sunulması kabul edilemez.
Şirket Ticari Bilgilerini Kaydetme Suçu
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun mağduru bir gerçek kişi olabilmektedir. Tüzel kişilere ait veriler bu suçun konusunu oluşturamayacağı için, tüzel kişilerin suçun mağduru ya da suçtan zarar göreni olmaları mümkün değildir. .
Suçun konusunu bir ticari işletmenin yararı gereğince gizli tutmak istediği ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğinde olan bilgi veya belgelerin oluşturması halinde TCK m. 239’da düzenlenen suç oluşmuş olur.
Tüzel kişilere ait olan bu nitelikteki bilgi veya belgelerin yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi söz konusu olduğunda, tüzel kişiler suçtan zarar gören olabilecektir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Cezayı Artıran Haller
Türk Ceza Kanunu’nun 137. Maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi suçunda cezayı arttıran gösterilmiştir. Buna göre suçun :
- Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
- Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu ile Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Arasındaki Fark
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu ile özel hayatın gizliliği suçu arasında birtakım benzerlikler bulunmaktadır. Öncelikte her ikisinde de korunan hukuki değer kişinin özel hayatıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur; elde edilmiş olan her veri, kişisel verilerin kaydedilmesi suçuna vücut vermeyecektir. Örneğin kişinin yatak odasının gizlice izlenmesi suretiyle elde edilen görüntüler özel hayatın gizliliği suçunu oluşturacaktır. Yine başka bir örnek ise mağdurun çıplak görüntülerinin gizlice kaydedilmesi kişisel verilerin kaydedilmesi suçuna değil özel hayatın gizliliği suçuna hayat vereceği kuşkusuzdur.
Bir diğer fark ise özel hayatın gizliliğini ihlal suçu şikâyete bağlı bir suç iken, kişisel verilerin kaydedilmesi suçu için bir şikâyet şartı aranmamıştır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu neticesinde verilen hapis cezası, somut olayın koşulları değerlendirilerek adli para cezasına çevrilebilir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının (HAGB) amacı kişileri ıslah etmektir. İki yıl veya altında olan hapis cezalarının varlığı halinde kişilere belirli bir denetim süresi verilir. Bu süre içerisinde failin kurallara uygun hareket etmesi sonucunda verilen hüküm hiçbir sonuç doğurmayarak ortadan kalkar ve adli sicil kaydında da görülmez. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu neticesinde verilen ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi mümkündür.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Zamanaşımı
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu takibi şikâyete bağlı suçlardan değildir. Dolayısıyla soruşturması resen(kendiliğinden) savcılık tarafından yapılmaktadır. Herhangi bir şikâyet süresi yoktur.
Dava zamanaşımı süresi ise suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Etkin Pişmanlık
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunda etkin pişmanlığa dair bir düzenleme yer almaktadır. Dolayısıyla etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Şikâyet Süresi
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu takibi şikâyete bağlı suçlardan değildir. Soruşturması ve kovuşturması resen yapılmaktadır. Dolayısıyla kişisel verilerin kaydedilmesi suçu bakımından herhangi bir şikâyet süresi yoktur.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Uzlaştırma
Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurulması sağlanarak uyuşmazlığın giderilmesi yoludur. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu bakımından uzlaşma yoluna gidilebilir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Görevli Mahkeme
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Sık Sorulan Sorular
Kişisel Verileri Başkasıyla Paylaşma Suçunun Cezası?
Kişisel verileri yayma suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.
Kişisel Verilerin İzinsiz Kullanılması Suç Mudur?
Yetkisi olmadan bir başkasına ait kişisel verilen hukuka aykırı olarak elde edilmesi suç olarak düzenlenerek bu düzenlemeye Türk Ceza Kanunu’nun 135. Maddesinde yer verilmiştir. Düzenlemeye göre bu kişisel verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır
İzinsiz Fotoğraf Çekmek Suç Mudur?
Kişinin özel alanlarında haberi ve dolayısıyla izni olmadan fotoğrafının çekilmesi Türk Ceza Kanunu’na göre özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Yalnız belirtmek gerekir ki kamusal alanda kişilerin fotoğraflarını çekmek suç değildir. Zaten kişilerin mağazalarda, alışveriş merkezlerinde, sokaklarda, mobeselerde fotoğrafları videoları izinsiz olarak kaydedilmektedir. Bunun bir suç oluşturması da düşünülemez. Kişinin buna izin verip vermemesi de önem arz etmez
İzinsiz Videoya Çekmek Suç Mudur?
Kişinin özel alanı içerisine giren her durumda izni dışında video kaydı alınması özel hayatın gizliliğinin ihlalini oluşturur. Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu düzenlenmiştir. İlgili madde hükmüne göre özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun görüntü veya ses kaydı alınması suretiyle işlenmesi halinde fail hakkında verilecek olan ceza arttırılacaktır. Fakat kamusal alanda video çekilmesi suç değildir.
Kavga Esnasında Video Çekmek Suç Mu?
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kendi içerisinde farklı değerlendirmelere tabii tutulmalıdır. Yargıtay’ın bir karına göre bir olay ya da bilginin “özel hayat” kavramı altında olup olmadığına bakılırken kişinin toplumdaki konumu, mesleği, tanınmışlığı içinde bulunduğu fiziki çevrenin özellikleri ve müdahalenin derecesi gibi ölçütler de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu noktada kamusal alanda çekilen görüntüler özel hayatın gizliliğini ihlale yol açmayacaktır. Bunların ışığında kamuya açık alanda yaşanılan tartışmayı kanıtlamak amacı ile kamerayla kaydetmek hukuka uygundur.
İzinsiz Ses ve Görüntü Kaydı Almak Suç Mu?
İzinsiz görüntü ve ses kaydı almanın suç oluşturup oluşturmadığı hususunda olayların kendi içinde değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Örneğin kişinin kamuya açık alanda bir alışveriş merkezi içerisinde görüntüsünün kayda alınması suç teşkil etmezken, özel alanı olan bir yerde örneğin yatak odasında giyinirken izinsiz görüntüsünün kaydedilmesi suç teşkil edecektir. İzinsiz görüntü ve ses kaydı almak unsurlarına göre TCK 134’te düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal, TCK 132’de düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal ya da TCK 133’de düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçlarından birini oluşturmuş olabilecektir. Bu konuda bir avukat yardımının varlığı önem taşır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Yargıtay Kararları
Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2014/3723 Karar
Kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün değildir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2014/3723 karar).
Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2013/26643 Karar
Diş hekimi olan sanık, diş hekimlerinin üye olduğu bir internet sitesine üyelik için başvuruda bulunduğu sırada, aynı hastanede diş hekimi olarak görev yapan arkadaşı mağdurun T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, mezun olduğu üniversite ve mezuniyet yılı, mesleği ve diploma numarası, çalıştığı kurum ve yaşadığı şehir bilgilerini sisteme kaydederek, mağdur adına profil oluşturmuştur. Mağdurun, herkes tarafından bilinmeyen veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan, ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı kişisel verilerini, kimliğini ortaya koyacak biçimde internet sitesine kaydeden sanık TCK md. 135/1 gereği kişisel verilerin hukuka aykırı bir şekilde kaydedilmesi suçundan cezalandırılmalıdır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2013/26643 karar).
Yargıtay 12.Ceza Dairesi - Karar : 2016/5349
Sanık tarafından oluşturulan sahte facebook profilinde, katılanın facebook profilinden elde edilen resimlerin yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilmesi halinde, eylemin kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu değil, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturabileceği, bahse konu resimlerin dosya kapsamında bulunmadığı, ancak;
Sanığın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesinde “Davaya konu fotoğrafları ben facebook isimli sosyal paylaşım sitesinden aldım. Ben bu sitede kendisi ile arkadaştım. Zaten bu fotoğrafları herkese açıktı, müştekinin benim elimde herhangi bir fotoğrafı yoktur.” şeklindeki savunması, katılanın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesinde “benim fotoğraflarım arkadaşım olmayanlara engelliydi. Sadece bir tane profil fotoğrafım herkese açıktı. Sanık büyük ihtimalle o fotoğrafımı almış olabilir.” şeklindeki beyanı dikkate alındığında, bahse konu fotoğrafın, katılanın herkese açık profilinden elde edildiği, bu fotoğraflara kolaylıkla ulaşılabildiği, fotoğrafın özel hayata ilişkin olduğuna dair bir iddiada da bulunulmadığı dikkate alındığında, özel hayata ilişkin olmayan, herkese açık facebook profilinden kolaylıkla elde edilen fotoğrafların, ilgilinin isim ve soyismi kullanılmadan, sadece başka bir facebook profilinde yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilemeyeceği, bu eylemlerin yalnızca özel hukuk yaptırımlarına konu olabileceği göz önüne alındığında mahkemece sanık hakkında beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 12.Ceza Dairesi - Karar : 2016/5349)