Alacaklının icra takip yolu ile tahsil edemediği alacakların varlığı sebebiyle borçlu, kendi malına el konulmaması ya da iflas yoluyla paylaştırılmaması için mal kaçırma yoluna başvurabilir. Tasarrufun iptali davası, borçlunun mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufların iptal ile sonuçlanmasını sağlayan davadır. Borçlunun borcunu yerine getirememesinden dolayı mallarına el konulacağından hareketle bunu önlemek için malını kızına ya da eşine devretmesi buna örnek verilebilir. Bu durumda yapılan işlem geçerlidir ancak iptal davasının neticesinde mal satışa çıkarılarak borç kapatılır. 3. Kişi buna katlanma yükümlülüğüne girer. Satıştan artan para işlemin yapıldığı 3. Kişiye verilir.
Tasarruf işlemi bünyesinde satış, devir, bağışlama gibi işlemlerin her birini
bulundurmaktadır. Tasarrufun iptali davasına konu olabilecek olan tasarruflar:
Borca batık borçlu tarafından yapılan tasarruflar İcra İflas Kanunu'nun 279. Maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre:
Aşağıdaki tasarruflar borcunu ödemeyen bir borçlu tarafından hacizden veya mal
bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından evvelki bir sene içinde
yapılmışsa yine batıldır:
Özel günlerde verilen alışıldık hediyeler istisna tutularak hacizden yahut haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden veya iflas açılmadan önceki iki yıl içerisinde yapılan bağışlamaların yani karşılıksız kazandırmaların iptal edilebileceği İcra İflas Kanununun 278. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre bazı tasarruflar bağışlama niteliğindedir:
Zarar verme maksadıyla yapılan tasarrufun iptali konusuyla ilgili düzenleme İcra İflas Kanunu'nun 280. Maddesinde yer almaktadır.
280. maddeye göre tasarrufun iptal edilebilmesi için zarar verme kastının ispatı
gereklidir. Madde metninde ispatla ilgili şu satırlara yer verilmiştir:
Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.
İcra İflas Kanununda tacir olan borçlular için özel bir düzenleme öngörülmektedir. Buna göre borçlu olan tacirin ticari işletmesinin önemli bir kısmını, işyerinde bulunan ticari malların önemli bir kısmını veya tamamını devretmişse veya bunarı satmışsa alacaklılara zarar verme kastının bulunduğu kabul edilir. Borçlu tacirden bu malları devralan ya da satın alan kişin de bu zarar verme kastından haberdar olduğu kabul edilir. Bu karine şu şekilde çürütülebilir:
Tasarrufun iptali davasının davacılarının kimler olabileceği İcra İflas Kanununun 277. Maddesinde yer almaktadır. Buna göre öncelikle elinde aciz vesikası olan her alacaklı bu davayı açabilir. Bunun yanında iptal idaresi de iptal talebiyle dava açabilmektedir.
Tasarrufun iptali davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Tasarrufun iptali davasında zamanaşımı süresi değil hak düşürücü süre mevcuttur. İcra İflas Kanununun 284. Maddesine göre iptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer. İcra İflas Kanununun 280. Maddesine göre borçlu tarafından alacaklıya zarar verme kastıyla yapılan tasarruflara karşı dava açma hak düşürücü süresi 5 yıldır. Bunun yanında haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden veya iflas açılmadan önceki iki yıl içerisinde yapılan bağışlamaların yani karşılıksız kazandırmaların iptal edilebileceği İcra İflas Kanununun 278. Maddesinde düzenlenmiştir.