Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçu Nedir? (TCK 327)
Devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları için önem arz eden bilgilerin korunması, devletin başlıca görevlerinden biridir. Bu nedenle, devletin güvenliği ile ilgili bilgilerin sızdırılması veya ele geçirilmesi ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu konuda Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen "Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçu" ise, bu tür davranışların cezalandırılmasını hedeflemektedir.
Türk Ceza Kanunu'nun 327. maddesinde yer alan hükme göre, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin eden kişiler üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun cezası, sadece bu bilgilerin temin edilmesi ile sınırlı değildir. Bu bilgilerin kullanımı veya ifşa edilmesi de suç kapsamına girmektedir.
Bilgi edinme faaliyetleri, genel olarak birçok kişi tarafından yapılmaktadır. Ancak devletin güvenliğini tehdit edebilecek bilgilerin edinilmesi veya ifşa edilmesi suç olarak kabul edilir. Özellikle, bu tür bilgilerin savaş sırasında veya devletin savaş hazırlıklarını, savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye düşürdüğü durumlarda, suçun cezası müebbet hapis cezasıdır.
Bu suçun cezasının ağır olması, devletin güvenliği ile ilgili bilgilerin önemini ve bu bilgilerin korunması gerekliliğini vurgulamaktadır. Suçun işlenmesi durumunda, ülkemizin güvenliğini tehlikeye atan bir davranışın gerçekleştiği kabul edilir. Bu nedenle, suçun cezası da ağır olmalıdır.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunun Unsurları
Devletin güvenliği ve iç veya dış siyasal yararları, herhangi bir ülkenin hayatta kalması ve refahı için son derece önemlidir. Bu nedenle, Devletin bu konulardaki bilgilerinin gizli kalması zorunlu bir durumdur. Türk Ceza Kanunu’nun 327. maddesi de, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları gereği gizli kalması gereken bilgilerin temin edilmesini suç olarak tanımlamaktadır.
Bu suçun unsurları ise şöyle belirtilmektedir:
- Bilginin gizli kalması gerekiyor olması: Suçun oluşması için, temin edilen bilginin Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları gereği gizli kalması zorunlu olmalıdır. Yani, bilgi sır niteliğinde olmalıdır.
- Temin etme eyleminin gerçekleşmesi: Suçun oluşabilmesi için, kişinin bilgiyi öğrenmek için çaba göstermesi, vasıtalara başvurması gerekmektedir. Bu bilginin açıklanmasına gerek yoktur, yani sadece öğrenilmesi suçtur.
- Milli savunma yararının tehlikeye düşmesi: Temin edilen bilgilerin Devletin güvenliği, millî varlığı, bütünlüğü, anayasal düzeni veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin olduğu belirlenmelidir. Aksi takdirde, suç oluşmaz.
Bu suçun cezası ise 8 ila 15 yıl arasında hapis cezasıdır. Ayrıca, suçun işlenmesinde kullanılan araç ve gereçlere de el konulabilir.
Ancak, bu suçun oluşması için gizli bilginin öğrenilmesi gerektiği için, kişinin kasıtlı bir şekilde bu bilgiye erişmesi şarttır. Yani, öğrenilen bilgi kişinin bilgi edinme sürecinde sıradan bir şekilde karşısına çıkmış ve bilgiyi elde etmek için herhangi bir çaba sarf etmemişse, suç oluşmaz.
Sonuç olarak, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları gereği gizli kalması zorunlu olan bilgilerin temin edilmesi suçtur ve ciddi cezaları beraberinde getirir. Bu nedenle, bu konuda hassasiyetle davranmak ve gizli bilgilerin korunmasına özen göstermek, herkesin sorumluluğundadır.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunun Cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 327. Maddesine göre:
- Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
- Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda Ceza İndirimi
Teşebbüs, failin suç işlemek amacı ile icra hareketine başlaması ve kendi elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlanamamasıdır. İnsan ticareti suçu, teşebbüse açık bir suçtur. Failin, suçun amacını gerçekleştirme niyetiyle hareket etmesi gerekli değildir. Eğer fail araç fiillerde bulunmuş ancak asıl fiilleri tamamlamamışsa, veya asıl fiillere başlamış ancak tamamlayamamışsa, teşebbüsten bahsedilebilir. Bu suça teşebbüs mümkündür. Bu durumda cezada indirim sağlanacaktır.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda Cezayı Artıran Haller
Fiilin savaş sırasında işlenmesi veya devletin savaş̧ hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlike koyması suçu ağırlaştıran nedendir.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçunun cezası miktarı adli para cezasına çevirme için gereken koşulları sağlamadığı için verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçu Zamanaşımı
Zamanaşımı, davanın belli bir süre içerisinde açılması veya açılmış olan bir davanın kanuni olarak belirlenmiş süresi içerisinde sonuçlandırılmaması durumunda davanın düşmesine sebep olan kurumdur. Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçunun dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
CMK'nın 231. maddesi gereğince, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, sanığın kişiliği, yaşayışı, iş ve güç durumu, suçun işleniş biçimi, suçun işlenişindeki amaç ve saikler, suçun işlenişindeki öğretiler, sanığın duruşmadaki tutumu, mağdur zararının durumu, kamu yararının gerektirdiği diğer sebeplerin değerlendirilmesi sonucunda, sanığın suç işlemeyeceğine ve toplum için zararlı bir unsur olmadığına kanaat getirilmesi gerekmektedir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinde, mahkeme, sanığa belirli bir süre boyunca suçunu ceza evinde değil toplum içinde çekmesi için zaman verir. Bu süre içinde, sanık yeniden bir suç işlemezse, mahkeme kararı gereği cezasız kalır. Ancak, sanık bu süre içinde yeni bir suç işlerse, tüm cezalar uygulanır.
HAGB kararı sanığa verilen ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise verilebilir. Bu durumda gerekli olan koşulların da sağlanması halinde verilecek hükmün açıklanmasının 5 yıl süreyle geriye bırakılmasına hükmün açıklanmasının geri bırakılması denir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 2 yıl ve altındaki hapis cezası hükümlerinin infazını engellemektedir. Bu sebeple devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulamak mümkün olur. Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu için etkin pişmanlık düzenlemesi bulunmamaktadır.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçu Şikayet Süresi
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu, şikayete tabi olmayan suçlar arasındadır ve savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu suç için herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır. Kamu davasına müdahil olan bir kişi bile şikayetini geri çekse dahi, davada devam edilir ve ceza davası düşmez. Bu suç için dava zamanaşımı süresi dışında her zaman soruşturma açılabilir.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda Şikayeten Vazgeçme
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu, şikayete tabi olmayan suçlar arasındadır ve savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu sebeple şikayetten vazgeçme herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Şikayetten vazgeçildiğinde dava düşmeyecek yargılama devam edecektir.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda Uzlaşma
Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurulması sağlanarak uyuşmazlığın giderilmesi yoludur. Uzlaşma kapsamında olan suçlar sayılıdır. Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu, uzlaşma kapsamındaki suçlardan birisi değildir.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda İştirak
Suça iştirak, bir suç işleme kararının icrası esnasında birden fazla kişi ile birlikte fikir ve eylem birliği içinde birlikte suç işlenmesidir. Bu suç için iştirakin her hali mümkündür. Bir suç, tek bir kişi tarafından işlenebileceği gibi, iştirak halinde veya hatta örgüt faaliyeti kapsamında da işlenebilir. Eğer suç iştirak halinde işlenmişse, Türk Ceza Kanunu'nun iştirakle ilgili genel hükümleri uygulanır.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunda Görevli Mahkeme
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu için yargılama yapmakla görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir.
Sık Sorulan Sorular
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçu Nedir?
Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma suçu, Türkiye Cumhuriyeti'nin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya yönelik eylemleri kapsayan bir suçtur. Bu eylemler arasında ayrılıkçı faaliyetler, terör eylemleri, propagandalar ve benzeri eylemler yer almaktadır. Bu suçun cezası ağır olup, Türkiye'nin ulusal güvenliği açısından son derece önemlidir.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçunun Cezası Nedir?
Türk Ceza Kanunu’nun 327. maddesine göre bu suçun cezası ise 8 ila 15 yıl arasında hapis cezasıdır. Ayrıca, suçun işlenmesinde kullanılan araç ve gereçlere de el konulabilir.
Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme Suçu Davası Hangi Mahkeme?
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu için yargılama yapmakla görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Esas: 2014/4290 Karar: 2014/7360 Tarih: 18.06.2014
Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, TCK’nın ikinci kitap dördüncü kısım yedinci bölümünde düzenlenmiştir.
Bu bölümde yasa koyucu Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaların kendisini ve niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri korumayı amaçlamış, bu tür bilgileri, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken özünde devlet sırrı olan bilgiler ve yetkili makamlarca kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanması yasaklanan bilgiler olarak ayrı ayrı ele almıştır.
Yine yasa koyucu bu tür bilgilerin gizliliğinin ihlalini, temin ve açıklama olarak iki ayrı şekilde ele aldığı gibi, temin ve açıklamanın adiyen veya casusluk maksadıyla yapılmasını da ayrı ayrı düzenlemiştir.
Sevk ve uygulamaya konu suçlardan;
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçu 5237 sayılı TCK’nın 327 nci maddesinde
“1- Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
2- Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.” şeklinde,
Casusluk suçu ise “siyasal veya askeri casusluk” başlıklı 328 inci maddesinde
“1- Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir.
2- Fiil,
a) Türkiye’yle savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmişse,
b) Savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye sokmuşsa,
Fail, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Her iki suçun konusu “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgiler” yani özünde devlet sırrı niteliğinde olan bilgilerdir.
Kanun koyucu, bu bilgilerin siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin edilmesini TCK’nın 328 inci maddesinde, böyle bir özel amaç olmaksızın temin edilmesini 327 nci maddesinde yaptırım altına almış, bilginin, özünde devlet sırrı olmayıp yetkili makamların düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği itibarıyla gizli kalması gereken türde olması hallerini ise, TCK’nın 334 ve devamı maddelerinde düzenlemiştir.
TCK’nın 327 nci maddesindeki suçun oluşumu için kastın varlığı gerekli ve yeterli iken 328 inci maddedeki suçun oluşumu için kastın yanında failin yabancı bir devlet yararına ve ayrıca siyasal veya askeri casusluk maksadıyla hareket etmesi gerekmektedir. Bu husus Askeri Yargıtay’ın 27.01.1942 tarih ve 1723 esas - 1819 sayılı kararında; “Mahkemece tespit edilen suçun tavsif şekline nazaran fiil alelade ifşadan ibaret olup hadisede casusluk kastının vücudu anlaşılabilmek için suçun muktazi unsuru olan sırrın yabancı bir devlete veya onun namına hareket eden şahsı ittilaına isali şart olup, …..” denilmek suretiyle açıklığa kavuşturulmuştur.
Casusluk suçunun oluşumu için aranan bu şartın casus ile lehine casusluk edilen yabancı devlet arasında bir anlaşmanın mevcut olmasını gerekli kılar. Nitekim bu husus Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 02.10.1997 tarih ve 98 esas-114 sayılı kararında; “Casusluk sözlük anlamıyla; gözetlemek amacıyla düşman içine sızmak, yabancı bir devletle ilgili sırları öğrenmeye çalışmaktır. Hukuki kavram olarak casusluk; bir devlet menfaatine bir başka devletin askerî, siyasi ve iktisadi durumuna ilişkin gizli bilgilerin veya belgelerin araştırılması, sağlanması ve yabancı devlete ulaştırılmasıdır. Dolayısıyla casusluk, casus ile casusluğu talep eden arasında, talep edilen kimsenin devleti için “sır” niteliği taşıyan bilgi ve belgelerin karşı tarafa aktarılmasına yönelik bir anlaşmanın bulunmasını gerekli kılar…” şeklinde ifade edilmiştir. Dairemizin 08.05.1975 tarih ve 11 esas - 16 sayılı kararıyla yine Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 29.06.1978 tarih ve 70 esas -58 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
TCK’nın 328 inci maddesinin gerekçesindeki “siyasal casusluktan maksat, yabancı bir devlet yararına, Türkiye Devletinin veya vatandaşlarının veya Türkiye’de oturmakta, ikâmet etmekte olanların zararına olarak bilgilerin toplanması demektir; kamu sağlığına ilişkin, malî veya milletin maneviyatına ilişkin gizli kalması gereken bütün bilgiler casusluğun kapsamı içindedir. Askerî casusluktan maksat ise, yabancı devlet yararına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti zararına askerî bilgilerin toplanmasıdır.” şeklindeki açıklamalar da yargısal kararlarla varılan sonucun kanun koyucu tarafından da benimsendiğini göstermektedir.
Casusluk suçu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin zararına ve yabancı devlet yararına işlenen bir suçtur. Bu itibarla casusluk fiiline konu belge ve bilgilerin, casusluğu talep eden, lehine casusluk yapılan devletin resmi kurumlarına iletilmek amacıyla temin edilmesi gerekir.
Bu itibarla TCK’nın 328 inci maddesinde düzenlenen siyasal veya askeri casusluk suçunun oluşabilmesi için;
Casusluk konusu belge ve bilgilerin;
a) Gerçek ve doğru olması,
b) Suç tarihi itibarıyla gizlilik niteliğini kaybetmemiş olması,
c) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalmasının gerekmesi,
d) Siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin edilmesi,
e) Bir çabanın sonucu olarak temin edilmesi,
f) Yabancı bir devlet yararına temin edilmesi,
g) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin zararına temin edilmesi,
h) Lehine casusluk yapılan devlet ile bir anlaşma kapsamında temin edilmesi gereklidir.
Bu koşullar altında temin edilen bilginin adiyen veya casusluk maksadıyla açıklanması halinde TCK’nın 329 330. maddeleri, casusluk maksadı dışında adi maksatla temini halinde 327 nci maddesi, bilginin niteliğinin yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği itibarıyla gizli kalması gereken türde olması halinde ise TCK’nın 334 ve devamı maddelerinin uygulanması söz konusu olabilecektir.
Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesiyle anılan yargısal kararlar da nazara alınarak; sanıklar Ş. vd. tarafından askeri veya siyasi casusluk amacıyla temin edilen Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gerektiği Genel Kurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının yazıları ile tüm dosya kapsamından anlaşılan belge ve bilgilerin, Kuzey Irak merkezli Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) istihbarat örgütü olduğu kabul edilen Parastin görevlilerine iletildiği anlaşılmakla,
a) Kürdistan Demokratik Partisi’nin ve onun istihbarat örgütü olduğu bildirilen Parastin’in TCK’nın 328, 330, 335, 337 nci maddeleri kapsamında ve suçun oluşumu için gerekli olan, bilgilerin yabancı devlet yararına temin edilmesi bakımından suç tarihindeki hukuki statüsünün yetkili mercilerden araştırılıp belirlenmesi,
b) Sanık H.’in Parastin görevlilerine ilettiği iddia ve kabul edilen ancak Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı yazılarına göre Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olmadığı bildirilen resmi anket ve formlarla siyasi toplantılara ilişkin bilgilerin TCK’nın 334 ve devamı maddeleri kapsamında yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerden olup olmadığının yetkili mercilerden araştırılıp belirlenmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
Sonuç: Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazlarıyla sanıklar Ş. vd. müdafiinin duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 18.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.