Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu Nedir? (TCK 258)
Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu, kamu görevlilerinin veya kamu görevi sıfatı sona eren kişilerin görevleriyle ilgili gizli bilgileri ifşa etmelerini kapsayan bir suçtur. Bu suç, Türk Ceza Kanunu'nun Millet ve Devlete Karşı Suçlar bölümünde, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar başlığı altında 258. madde olarak düzenlenmiştir.
Suçun işlenmesi için, kişinin görevi nedeniyle bilgi edindiği, kendisine verilen veya gizli kalması gereken belge, karar, emir veya tebligatı açıklaması veya yayması gerekmektedir. Bu eylem, kamu görevlisinin veya kamu görevi sıfatı sona eren kişinin, görevle ilgili sırrı ifşa etmesi anlamına gelir.
Bu suçu işleyen kişi, kamu görevlisi olsa da olmasa da cezalandırılır. Kamu görevi sıfatı sona eren bir kişi, göreve ilişkin sırrı açıkladığında, kamu görevlisinin alacağı ceza ile aynı cezaya tabi tutulur.
Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu, herhangi bir bilginin değil, sır niteliğindeki bilgilerin ifşa edilmesini kapsar. Bu suç, görevi kötüye kullanma suçundan ayrılır. Göreve ilişkin bilgilerin herkes tarafından bilinebilecek veya mevzuat gereği öğrenilebilecek türden olması durumunda, suç oluşmaz. Ancak, bu tür bilgilerin gizli kalması gerektiği durumlarda, sırrın açıklanması suçunu işlemek söz konusu olabilir.
Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçuyla korunan hukuki değer, kamu idaresine olan güvenin ve saygınlığın korunmasıdır. Bu suçla, kamu görevlilerinin veya kamu görevi sıfatı sona eren kişilerin görevleriyle ilgili gizli bilgileri ifşa etmeleri engellenerek, kamu idaresine duyulan güvenin sarsılması önlenmeye çalışılır. Kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişinin korunması, demokratik toplum düzeninin sürdürülmesinde önemli bir faktördür.
Sonuç olarak, göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu, kamu görevlilerinin veya kamu görevi sıfatı sona eren kişilerin görevleriyle ilgili gizli bilgileri ifşa etmelerini suç olarak tanımlayan bir hükümdür. Bu suçun cezalandırılmasıyla, kamu idaresine olan güvenin korunması ve kamu görevlilerinin sırlara saygı göstermeleri amaçlanmaktadır.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu Cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 258. Maddesinde yer alan suçun cezası şu şekildedir:
- Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
- Kamu görevlisi sıfatı sona erdikten sonra, birinci fıkrada yazılı fiilleri işleyen kimseye de aynı ceza verilir.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçunun cezası miktarı adli para cezasına çevirme için gereken koşulları sağladığı sürece hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu Zamanaşımı
Zamanaşımı, davanın belli bir süre içerisinde açılması veya açılmış olan bir davanın kanuni olarak belirlenmiş süresi içerisinde sonuçlandırılmaması durumunda davanın düşmesine sebep olan kurumdur. Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçunda zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
CMK'nın 231. maddesi gereğince, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, sanığın kişiliği, yaşayışı, iş ve güç durumu, suçun işleniş biçimi, suçun işlenişindeki amaç ve saikler, suçun işlenişindeki öğretiler, sanığın duruşmadaki tutumu, mağdur zararının durumu, kamu yararının gerektirdiği diğer sebeplerin değerlendirilmesi sonucunda, sanığın suç işlemeyeceğine ve toplum için zararlı bir unsur olmadığına kanaat getirilmesi gerekmektedir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinde, mahkeme, sanığa belirli bir süre boyunca suçunu ceza evinde değil toplum içinde çekmesi için zaman verir. Bu süre içinde, sanık yeniden bir suç işlemezse, mahkeme kararı gereği cezasız kalır. Ancak, sanık bu süre içinde yeni bir suç işlerse, tüm cezalar uygulanır.
HAGB kararı sanığa verilen ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise verilebilir. Bu durumda gerekli olan koşulların da sağlanması halinde verilecek hükmün açıklanmasının 5 yıl süreyle geriye bırakılmasına hükmün açıklanmasının geri bırakılması denir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 2 yıl ve altındaki hapis cezası hükümlerinin infazını engellemektedir. Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçunun cezası miktarı gereken koşulları sağladığı sürece hapis cezası için HAGB uygulanması mümkündür.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulanabilir. Bu suç için etkin pişmanlık hükmü düzenlenmemiştir.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu Şikayet Süresi
Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu şikâyete bağlı bir suç değildir. Dolayısıyla soruşturması savcılık tarafından resen gerçekleşir. Şikâyete bağlı olmayan bir suç olmasından ötürü şikâyet değil ihbar yapılır. İhbar ise bir süre ile sınırlı değildir. Suç 8 yıllık, zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçunda Şikayetten Vazgeçme
Bu suç şikâyete bağlı bir suç değildir. Şikâyetten vazgeçme açılan davanın düşmesine veya verilen cezadan daha az bir cezaya hükmedilmesine yol açmaz. Suçun işlendiği savcılık tarafından herhangi bir şekilde öğrenildiğinde resen yani kendiliğinden soruşturma başlatılmalıdır.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçunda Uzlaşma
Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurulması sağlanarak uyuşmazlığın giderilmesi yoludur. Şikâyetten vazgeçme değildir. Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçunda İştirak
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu, özgü bir suç olduğundan iştirak kuralları da özgü suça özgü şekilde uygulanır. Bu suçta, fail olarak kabul edilebilecek kişi münhasıran kamu görevlisi olmalıdır. Kamu görevlisi olmayan kişiler ise bu suça iştirak etme şeklinde sorumlu tutulabilirler.
Türk Ceza Kanunu'nun 40/2 maddesi, özgü suçlarda sadece özel faillik niteliğini taşıyan kişinin fail olarak kabul edileceğini belirtir. Bu durumda, göreve ilişkin sırrın açıklanması suçunu işleyebilecek kişi sadece kamu görevlisi olabilir. Kamu görevlisi olmayan kişiler ise bu suça iştirak edebilirler.
İştirak, bir suçun işlenmesine azmettirme veya yardım etme şeklinde gerçekleşir. Kamu görevlisinin göreve ilişkin sırrı açıklamasına azmettiren veya bu suçu işlemesine yardım eden kişiler, iştirak kapsamında sorumlu tutulurlar. Ancak suçun işlenmesindeki asıl faillik niteliği kamu görevlisine aittir.
Bu durumda, göreve ilişkin sırrın açıklanması suçuyla ilgili olarak kamu görevlisi dışındaki kişilerin suça iştirak edebilecekleri belirtilmektedir. Örneğin, suçun işlenmesine teşvik eden veya suçun gerçekleştirilmesine yardım eden bir kişi, azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilir.
Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçuyla ilgili olarak iştirak kuralları, suçun niteliğine ve işleniş şekline bağlı olarak belirlenen cezai yaptırımlarla birlikte uygulanır. Bu sayede, suça iştirak eden kişiler de kendi sorumluluklarına tabi tutulurlar.
Sonuç olarak, göreve ilişkin sırrın açıklanması suçunda iştirak, özgü suçlarla ilgili genel kabul görmüş kurallar doğrultusunda uygulanır. Fail olarak kabul edilen kişi kamu görevlisi olmalıdır, ancak suça iştirak eden diğer kişiler azmettiren veya yardım eden olarak sorumlulukları bulunabilir. Bu şekilde, suçun işlenmesindeki tüm sorumlular adalet önünde cezalandırılabilir.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçunda Görevli Mahkeme
Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu için yargılama yapmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Sık Sorulan Sorular
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu Nedir?
Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu, kamu görevlisi veya kamu görevi sona eren kişinin göreviyle ilgili olarak öğrendiği gizli bilgileri açıklaması durumunda işlenen bir suçtur. Bu suç, Türk Ceza Kanunu'nun Millet ve Devlete Karşı Suçlar bölümünde yer almaktadır. Suçun amacı, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine zarar verilmesini önlemektir. Kamu görevlisinin görevi gereği öğrendiği ve gizli kalması gereken belge, karar, emir veya tebligatı açıklaması veya yayması durumunda suç işlemiş olur. Bu suçu işleyen kişi, kamu görevlisinin alacağı ceza ile aynı cezayı alır. Bu suçun cezai yaptırımı, suçun niteliğine ve işleniş şekline bağlı olarak belirlenir. Suçun cezası, kamu görevine ilişkin sırların açıklanmasıyla kamu idaresine olan güvenin korunması ve saygınlığının sağlanması amacını taşır.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçunun Cezası Kaç Yıl?
Türk Ceza Kanunu’nun 258. Maddesinde yer alan suçun cezası şu şekildedir:
- Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
- Kamu görevlisi sıfatı sona erdikten sonra, birinci fıkrada yazılı fiilleri işleyen kimseye de aynı ceza verilir.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu Zamanaşımı Kaç Yıl?
Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu için olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu Uzlaştırmaya Tabii Mi?
Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurulması sağlanarak uyuşmazlığın giderilmesi yoludur. Göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 5. Ceza Daire Esas : 2017/1395 Karar : 2017/2295 Tarih : 24.05.2017
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki 14. maddesinde, “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.” hükmü yer almaktadır. Ayrıca “tavsif”in ve buna bağlı olarak görevli dairenin neye göre belirleneceğine ilişkin Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 15/07/2009 gün ve 2009/7-7, 15/07/2009 gün ve 2009/8-8, 25/12/2009 gün ve 2009/13-13 sayılı ve benzeri kararlarında da belirtildiği üzere, iddianamedeki anlatım ile sevk maddeleri arasında uyumsuzluk bulunması ve sevk maddelerinin yanılgı sonucu belirlenmesi durumunda görevli dairenin yanlış belirlenmiş sevk maddelerine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerekmektedir.
İddianame içeriğine göre özetle; “Ateşli silah ve mühimmat kaçakçılığı suçundan İznik Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan 2009/550 sayılı soruşturma kapsamında, ilçe jandarma komutanı olan sanığın, İznik Sulh Ceza Mahkemesince verilen iletişimin tespitine ilişkin karar içeriklerinden, Umut Restaurant adlı içkili lokantada yemekte buluştuğu ilçe halkından bazı şahıslara açıklamalarda bulunmak suretiyle şüphelilerin haklarındaki soruşturmadan haberdar olmalarına ve suç delillerini gizlemelerine sebebiyet verdiği” iddia edilmiş ve sevk maddesi olarak 5237 sayılı TCK’nın 258/1. maddesi gösterilmiş ise de, niteleme ve anlatımın aynı Kanunun 285. maddesinde düzenlenen gizliliğin ihlali suçuna ilişkin olduğu, Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve yukarıda açıklanan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu kararlarında ortaya konan ilkeler doğrultusunda, tesis edilen hükmün incelemesini yapmakla görevli dairenin belirlenmesinde, yanlış gösterilen sevk maddelerinin değil, vasfı iddianame metninde açıkça anlatılan gizliliğin ihlali suçunun dikkate alınması gerektiği ve tebliğname tarihi de gözetilerek temyiz inceleme görevinin...
Yüksek 16. Ceza Dairesine ait olduğundan bahisle Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE dair verilen 21/04/2016 tarihli karar üzerine bu kez Yüksek 16. Ceza Dairesince iddianame ve mahkeme kararındaki nitelendirmeye, temyizin kapsamına, 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi hükmü ile 27/01/2017 tarih ve 29961 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 20/01/2017 tarihli ve 2017/1 sayılı kararına göre işin incelenmesi 5. Ceza Dairesine ait olmakla Dairenin GÖREVSİZLİĞİNE dair karar verilerek tekrar Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, Yargıtay 16. Ceza Dairesi ile Dairemiz arasında çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 24/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.