Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu ve Cezası 

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu Nedir? (TCK 176)  

İnşaat ve yıkım süreçleri, insan hayatı ve çevre için önemli riskler barındıran karmaşık faaliyetlerdir. Bu süreçlerde, iş güvenliği ve emniyetine ilişkin belirlenen kurallara riayet etmemek, ciddi sonuçlar doğurabilecek bir suç olarak değerlendirilir. Türk Ceza Kanunu'nun 176. maddesi, bu konuda açık bir hüküm getirerek, emniyet kurallarına uymamanın cezai yaptırımlarını belirlemiştir. 

İnşaat ve yıkım esnasında alınması gereken iş güvenliği önlemlerinin ihmal edilmesi veya yetersiz kalması, işçilerin ve çevredeki diğer bireylerin hayatını ciddi şekilde tehlikeye atabilir. Yükseklikte çalışma, iş makinelerinin kullanımı, yangın ve patlama riskleri gibi durumlar, işçilerin güvenliği için öncelikli öneme sahiptir. Bu sebeple, işverenler, müteahhitler, çalışanlar ve diğer ilgili tarafların, emniyet kurallarına tam olarak uymaları gerekmektedir. 

Türk Ceza Kanunu'nun 176. maddesi, emniyet kurallarına uymamanın cezai yaptırımlarını net bir şekilde belirler. Bu maddeye göre, inşaat veya yıkım süreçlerinde emniyet kurallarına uymayanlar, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası veya adlî para cezası ile cezalandırılabilirler. 

İnşaat ve yıkım faaliyetlerinde emniyet kurallarına uymamak, sadece yasal bir suç değil, aynı zamanda insan hayatını tehlikeye atmak anlamına gelir. Bu nedenle, işverenler ve diğer ilgili tarafların, iş güvenliği ve emniyeti konusunda gereken özeni göstermeleri ve belirlenen kurallara tam anlamıyla uymaları hayati bir öneme sahiptir. 

İnşaat ve yıkım süreçlerinde emniyet kurallarına uymamanın cezai yaptırımları bulunmaktadır ve bu kurallara uyulmaması, insan hayatını ciddi şekilde tehlikeye atmak anlamına gelir. Bu nedenle, işverenler ve diğer ilgili tarafların, iş güvenliği ve emniyeti konusunda gereken özeni göstermeleri ve belirlenen kurallara tam olarak uymaları büyük önem taşır. 

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu Şartları  

Edimin ifasına fesat karıştırma suçu, bir ihale veya sözleşme sürecinde yerine getirilmesi gereken edimin kasıtlı olarak engellenmesini veya geciktirilmesini ifade eder. Bu suç, hukukun üstünlüğünü ve toplumsal düzeni tehdit eden ciddi bir ihlal olarak kabul edilir. Dolayısıyla, bu tür suçların önlenmesi ve cezalandırılması, adil bir toplum düzeninin ve güvenin sağlanması açısından hayati öneme sahiptir.  

Bu suçun işlenmesi için belirli unsurların bulunması gereklidir:  

Edimin İfası Sürecinin Başlamış Olması: İhale veya sözleşme sürecinin tamamlanması ve edimin yerine getirilmesi sürecinin başlamış olması gerekir. Bu aşama, taraflar arasındaki taahhütlerin yerine getirilmesi için temel oluşturur.  

Fesat Karıştırma Fiilinin Hileli Olması: Suçun işlenmesi için, belirli eylemlerin kasıtlı olarak hileli bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekir. Hile, karşı tarafı yanıltmak veya aldatmak amacıyla yapılan eylemleri içerir.  

Taahhüt Altına Girilen Edimin İhale veya Sözleşmeden Kaynaklanması: Suçun işlenmesi için, edimin ihale veya sözleşmeyle taahhüt edilmiş olması gerekir. Bu genellikle kamu ihaleleri veya özel sektörde yapılan sözleşmeleri kapsar. Sözleşmenin ilgili yasal düzenlemelere uygun olması önemlidir.  

Bu unsurların doğru bir şekilde belirlenmesi, suçun doğru bir şekilde tespit edilmesini sağlar ve adil bir yargılama sürecinin gerçekleşmesine olanak tanır. Ayrıca, edimin ifasına fesat karıştırma suçunun etkili bir şekilde cezalandırılması, hukukun üstünlüğünün korunması ve toplumsal güvenin sağlanması açısından hayati öneme sahiptir.  

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu Unsurları  

İnşaat ve yıkım faaliyetleri, insan hayatı ve çevre için önemli riskler barındıran karmaşık süreçlerdir. Bu süreçlerde, iş güvenliği ve emniyeti açısından belirlenen kurallara uyulmaması, ciddi sonuçlar doğurabilecek bir suç olarak kabul edilir. Türk Ceza Kanunu'nun 176. maddesi, bu konuda net bir düzenleme getirerek, inşaat ve yıkım faaliyetlerinde emniyet kurallarına uymamanın cezai yaptırımlarını belirlemiştir. 

Maddenin gerekçesi incelendiğinde, suçun unsurlarının açık bir şekilde tanımlandığı görülür. Suç, inşaat veya yıkım faaliyetinden sorumlu olan kişinin, insan hayatı veya beden bütünlüğü açısından gerekli tedbirleri almamasıyla gerçekleşir. Bu, somut bir tehlike suçu olarak kabul edilir ve suç, tedbirlerin alınmamasıyla birlikte doğrudan ortaya çıkan tehlike ile gerçekleşir. Bir zararın meydana gelmesi şart değildir; suçun işlenmesi için yeterli olan, tedbirlerin alınmamasıdır. 

Ancak, tedbirlerin alınmaması sonucunda bir zarar meydana gelirse, durum farklılık gösterir. Bu durumda, inşaat veya yıkım faaliyeti sırasında gerekli tedbirlerin alınmamasıyla bir zararın meydana gelmesi halinde, failin kast veya taksirine göre cezalandırılacağı belirtilir. Yani, tedbirlerin alınmaması nedeniyle yaralanma veya ölüm gibi sonuçlar ortaya çıkarsa, fail sadece bu sonuçlar nedeniyle yargılanır. 

Bu suçun unsurları, fail, mağdur, konu, fiil, netice ve nedensellik bağı olarak belirlenmiştir. 

Suçun faili, inşaat veya yıkım faaliyetlerinde herhangi bir rol oynayan kişi olabilir. İşverenler, müteahhitler, işçiler veya diğer ilgili kişiler, emniyet kurallarına uymama suçunun faili olabilirler. Mağdur, suçun işlenmesiyle zarar gören veya hayatı tehlikeye düşen kişilerdir. Emniyet kurallarına uyulmaması nedeniyle herhangi bir kişi zarar görmüş veya hayatı tehlikeye atılmışsa, bu kişi suçun mağduru olarak kabul edilir. 

Suçun konusu, inşaat ve yıkım faaliyetlerinde emniyet kurallarına uymamaktır. Suçun fiili, bu kurallara uymamak olarak tanımlanır. Netice, suçun gerçekleşmesiyle ortaya çıkan zararı veya tehlikeyi ifade eder. İnşaat veya yıkım faaliyetleri sırasında emniyet kurallarına uyulmaması sonucunda zarar gören veya hayatı tehlikeye düşen kişiler, bu suçun neticesini oluşturur. 

Nedensellik bağı ise, suçun fiili ile neticesi arasındaki ilişkiyi ifade eder. Emniyet kurallarına uymamak, zarar veya tehlikeye yol açacak şekilde netice doğurduğunda, bu nedensellik bağı ortaya çıkar ve suç işlenmiş olur. 

İnşaat ve yıkım faaliyetlerinde emniyet kurallarına uymama suçu, önleyici bir nitelik taşır. İş güvenliği önlemlerinin alınmaması, potansiyel olarak tehlikeli durumların ortaya çıkmasına ve ciddi yaralanmalara veya ölümlere yol açabilir. Bu nedenle, işverenler, müteahhitler ve diğer ilgili tarafların, iş güvenliği önlemlerine titizlikle uyması ve gereken tedbirleri alması hayati önem taşır. 

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçunun Cezası  

Türk Ceza Kanunu’nun 176. Maddesinde inşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama suçu düzenlenmiştir. Buna göre suçun cezası:  

İnşaat veya yıkım faaliyeti sırasında, insan hayatı veya beden bütünlüğü açısından gerekli olan tedbirleri almayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. 

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi  

Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Adli para cezası tek başına veyahut hapis cezası ile birlikte uygulanan bir yaptırım türüdür. İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilir.  

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu Zamanaşımı  

Zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren dava açılmamış olması durumunda veya dava açılmışsa da süresi içinde sonuçlandırılmamış olması durumunda davanın düşmesine sebep olacak hukuk terimidir. Türk Ceza Kanunu uyarınca inşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. 

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması  

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hüküm verilmesine rağmen hükmün belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması halinde, denetim süresi içinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğundan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür. 

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçunda Etkin Pişmanlık  

Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulamak mümkün olur.  

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu Şikayet Süresi  

Türk Ceza Kanunu'nda yer alan suçlardan bazıları şikayete tabidir. Ancak inşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama suçu şikayete tabi değildir ve savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılacaktır. Suçtan mağdur olan kişi, yargılama aşamasında şikayetçi olmadığını belirtse bile davaya veya failin cezasına bir etkisi olmayacaktır.   

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçunda Şikayeten Vazgeçme  

İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama suçu, TCK'da şikayete tabi suçlar kapsamında yer almamaktadır. Dolayısıyla, suçun işlenmesi durumunda savcılık tarafından resen soruşturma yapılır ve mahkeme tarafından resen kovuşturma yapılır. Bu sebeple mağdurun veya müştekinin şikayetten vazgeçmesi halinde dava düşmeyecektir. Mahkeme, delillerin değerlendirilmesi sonucunda failin suçu işlediği kanaatine varırsa, cezalandırma kararı verebilir.  

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçunda Uzlaşma  

Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurulması sağlanarak uyuşmazlığın giderilmesi yoludur. Uzlaşma kapsamında olan suçlar sayılıdır. İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.  

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu İştirak  

Bu suçta iştirak durumunda, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, TCK'nın genel hükümleri, iştirak durumunda sorumluluğu belirler.  

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçunda Görevli Mahkeme  

İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama suçundan dolayı yargılama yapmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir  

Sık Sorulan Sorular  

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu Kaç Yıl?  

İnşaat veya yıkım faaliyeti sırasında, insan hayatı veya beden bütünlüğü açısından gerekli olan tedbirleri almayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. 

İnşaatla veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu Hangi Mahkeme?  

İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama suçundan dolayı yargılama yapmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.  

Yargıtay Kararları  

Yargıtay 9.Ceza Dairesi - Karar: 2010/10413 

Emekli öğretmen olup 2 kez beyin ameliyatı olan ve kısmi felç geçiren ölenin, olay tarihinde yürüyüş yolu üzerinde bulunan sanığa ait kaba inşaatı biten binaya girip 4. katın balkonundan aşağı bakarken düştüğü tüm dosya kapsamından anlaşılmış olmakla, sanığın inşaatında koruyucu güvenlik önlemleri almaması ile ölüm olayı arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı, sanığın inşaat faaliyeti sırasında gerekli tedbirleri almamaktan ibaret eyleminin TCK’nın 176. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 9.Ceza Dairesi - Karar: 2010/10413). 

Yargıtay 8. Ceza Dairesi - 2016/843 

Dosya kapsamına göre katılanlara ait evde inşaat faaliyetine bağlı olarak çatlakların oluştuğunun anlaşılması karşısında, sanıkların metro inşaatı faaliyeti sırasında, insan hayatı veya beden bütünlüğü açısından gerekli olan tedbirleri alıp almadığı, meydana gelen olayda kusurlarının bulunup bulunmadığı hususlarının tespiti bakımından, mahallinde tarafsızlıklarında şüphe oluşturmayacak inşaat mühendisi ve iş güvenliği uzmanı marifetiyle keşif yapılıp, katılanların olay anında evde oturmaya devam edip etmedikleri, inşaat firması tarafından bu hususta bir ihtar yapılıp yapılmadığı araştırılarak, oluşan çatlakların insan hayatı ve beden bütünlüğü açısından tehlike oluşturup oluşturmayacağı da belirlendikten sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - 2016/843). 

Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2018/5720 

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 4. maddesine göre işverenin işyerinde iş güvenliği ile ilgili tüm önlemleri almakla yükümlü olması, sanığın işveren şirket yetkilisi olduğu söz konusu işletmede iş makinasının kullanımı sırasında kask, emniyet kemeri v.b. kullanıcıların güvenliğini sağlamaya yönelik tedbirlerde eksiklik olduğunun olay yeri tespit tutanağında belirtilmesi, bilirkişi kurulunun 25.06.2014 tarihli raporunda sanığın asli kusurlu olduğunun tespiti karşısında; meydana gelen iş kazası nedeniyle gerekli tedbirleri almadığı anlaşılan sanık hakkında, tehlikenin gerçekleşerek katılanın yaralanmış olması da dikkate alındığında unsurları itibariyle oluşan taksirle yaralama suçundan mahkumiyet yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2018/5720). 

 

Şimdi ara