Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
İnsan Üzerinde Deney Suçu ve Cezası

İnsan Üzerinde Deney Suçu Nedir? (TCK 90)

İnsanların üzerinde yapılan deneylerin vücut dokunulmazlığı, insan onuru, yaşam hakkı, sağlık hakkı, özel hayatın gizliliği gibi hakların olumsuz etkilenmesine yol açması mümkündür. Dolaysıyla insan üzerinde deney yapılması çok ciddi kontrollere tabi tutulmalıdır. Türk Ceza Kanunu'nun 90. Maddesinde “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlığı altında insan üzerinde deney suçu yer alır. Kanun hükmünde insan üzerinde deney yapılması kural olarak yasaklanmış olmakla birlikte bazı hallerde kişinin açıkladığı rızanın da hukuken geçerli olması durumunda yapılabileceği düzenlenmiştir. 

İnsan Üzerinde Deney Suçunun Unsurları

Suçun düzenlemesi ile korunan hukuki değer temelde vücut bütünlüğüdür. Ancak yaşam hakkı, insan onuru, sağlık hakkı, kendi geleceğini belirleme hakkı gibi değerler de koruma altına alınmıştır.  

Suçun faili ve mağdurunun herkes olması mümkündür. Suçun konusu, üzerinde deney veya deneme yapılan insandır.

Fiil ise kanun hükmünde yer alan birtakım şartların oluşmadığı bir halde insan üzerinde bilimsel deneyin gerçekleşmesidir. 

İnsan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için;

  • Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması,
  • Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,
  • İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
  • Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,
  • Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,
  • Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması,
  • Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması,

Gerekir.

Ayrıca çocuklar üzerinde bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için yukarıda sayılan koşulların yanı sıra;

  • Yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların çocuklar üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
  • Rıza açıklama yeteneğine sahip çocuğun kendi rızasının yanı sıra ana ve babasının veya vasisinin yazılı muvafakatinin de alınması,
  • Deneyle ilgili izin verecek yetkili kurullarda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının bulunması,

Gerekir.

İnsan üzerinde deney suçu genel kastla işlenebilir. Bu doğrultuda failin, insan üzerinde deney yaparken ne amaç güttüğünün önemi yoktur.

İnsan Üzerinde Deney Suçunun Cezası

Türk Ceza Kanunu'nun 90. Maddesine göre:

  • İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, kişi üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu gerektirmez. Açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerekir.
  • İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapma suçunun işlenmesi sonucunda mağdurun yaralanması veya ölmesi halinde, kasten yaralama veya kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
  • Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

İnsan Üzerinde Deney Suçunda Ceza İndirimi

Bu suça özgü ceza indirimi hali öngörülmemiştir. Ancak genel hükümler kapsamında şu hallerin indirim nedeni olması mümkündür. Bu doğrultuda örneğin iyi hal indirimi, suçun olası kast ile işlenmesi, suçun 18 yaşından küçük bir kişi tarafından işlenmesi indirim nedeni olarak sayılabilir.

Bunun dışında kişinin rızası cezada indirim sebebi değil hukuka uygunluk nedenlerindendir.

İnsan Üzerinde Deney Suçunda Cezayı Artıran Haller

Bu suç için özel olarak düzenlenen cezayı arttıran bir hal bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra insan üzerinde bilimsel bir deney yapma suçunun işlenmesi sonucunda mağdurun yaralanması veya ölmesi halinde, kasten yaralama veya kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

İnsan Üzerinde Deney Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulanabilir. İnsan üzerinde deney suçu bakımından etkin pişmanlık hükümleri düzenlenmemiştir.

İnsan Üzerinde Deney Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi

Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar
verilmesidir.

Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. 

Adli para cezası tek başına veyahut hapis cezası ile birlikte uygulanan bir yaptırım türüdür. 

İnsan üzerinde deney yapma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevirmek mümkündür.

İnsan Üzerinde Deney Suçu Zamanaşımı

Bu suç şikâyete bağlı suçlar arasında sayılmamaktadır. Bu sebeple şikâyet zamanaşımı süresi mevcut değildir. Soruşturma savcılık tarafından resen gerçekleşir.  Suçlar şikâyete bağlı olmadığından dolayı şikâyet değil ihbar etmek mümkündür. Bu ihbarın her zaman yapılması mümkündür.

İnsan üzerinde deney suçu için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

İnsan Üzerinde Deney Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının (HAGB) amacı kişileri ıslah etmektir. İki yıl veya altında olan hapis cezalarının varlığı halinde hakim kişilere belirli bir denetim süresi verir. Bu süre içerisinde failin kurallara uygun hareket etmesi sonucunda verilen hüküm hiçbir sonuç doğurmayarak ortadan kalkar. Ve adli sicil kaydında da görünmez.

İnsan üzerinde deney suçu neticesinde hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

İnsan Üzerinde Deney Suçu Şikayet Süresi

Bu suç şikâyete bağlı bir suçlardan değildir. Dolayısıyla soruşturması savcılık tarafından resen gerçekleşir. Şikâyete bağlı olmayan bir suç olmasından ötürü şikâyet değil ihbar yapılır. İhbar ise bir süre ile sınırlı değildir.

İnsan Üzerinde Deney Suçunda Şikayetten Vazgeçme

İnsan üzerinde deney şikâyete bağlı suçlardan değildir. Şikâyetten vazgeçme açılan davanın düşmesine veya verilen cezadan daha az bir cezaya hükmedilmesine yol açmaz. Suçun işlendiği savcılık tarafından herhangi bir şekilde öğrenildiğinde resen yani kendiliğinden soruşturma başlatılmalıdır.

İnsan Üzerinde Deney Suçunda Uzlaşma

Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurulması sağlanarak uyuşmazlığın giderilmesi yoludur.  Şikâyetten vazgeçme değildir. İnsan üzerinde deney suçu uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

İnsan Üzerinde Deney Suçunda Teşebbüs

Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise faaliyeti teşebbüs aşamasında kalmış olur. 

Burada deney yapmak üzere deneye başlayan kişinin kendi isteği dışındaki bir durum sebebiyle fiilini tamamlayamaması halinde faile teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkündür.

İnsan Üzerinde Deney Suçunda İştirak

Suça iştirak, bir suç işleme kararının icrası esnasında birden fazla kişi ile birlikte fikir ve eylem birliği içinde birlikte suç işlenmesidir.

İnsan üzerinde deney suçunda suça iştirakın her şekli mümkündür. Bu noktada, Türk Ceza Kanununun 37, 38 ve 39. maddelerinde düzenlenen iştirak hükümlerinin bu suç bakımından uygulanması mümkündür.

İnsan Üzerinde Deney Suçunda Görevli Mahkeme

Bu suç için görevli mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemeleridir. 

Deney sonucunda mağdurun ölümü halinde faile kasten öldürme suçu uygulanacağından ağır ceza mahkemesi görevli olabilecektir

İnsan Üzerinde Deney Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar: 2012/16578

5237 sayılı TCK 90. maddeye göre, hasta insan üzerinde tedavi amaçlı rıza olmaksızın deneme yapılması suçtur.Hasta insan üzerinde tedavi amaçlı denemenin suç olmaması için ise;

1- En başta bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması,

2- Tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması,

3- Hastanın, tedavi konusunda yeterli bir şekilde bilgilendirilmesi ve yazılı rızasının alınması gerekmektedir.

Bu veriler altında somut olay incelendiğinde ise;

Ergenlik çağına giren ve içine kapalı bir tavır sergileyen mağdurenin ailesi tarafından serbest psikologluk yapan sanığın bürosuna götürüldüğü, sanık tarafından 9 seans boyunca mağdureye psikolojik destekte bulunulduğu ve Fulsac ve Tofronil isimli ilaçların verildiği, mağdurenin bu ilaçları kullandıktan sonra durumunun ağırlaşması üzerine ailesi tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesine götürüldüğü ve burada tedavisinin yapıldığı, Dokuz Eylül Üniversitesince ilaç yazma yetkisi olmayan ve yanlış tedavi uygulayan sanık hakkında suç ihbarında bulunulduğu olayda,

Psikolog olarak serbest çalışan sanığın ilaç yazma yetkisi olmamasına rağmen mağdura antidepresan ilaçlar yazdığı iddia edilmiş olmakla, öncelikle mağdurun konusunda uzman tam teşekküllü bir hastaneye sevki ile kullandığı iddia edilen ilaçlar nedeniyle yaralanıp yaralanmadığı ve yaralanmış ise 89. madde kapsamında raporunun alındıktan sonra sanığın buna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden sanığın unsurları oluşmayan atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar: 2012/16578).

Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar : 2015/19014

İnsan üzerinde deney yapmanın suç olarak düzenlendiği TCK’nın 90/2. maddesinde, insan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için;

a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması,

b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,

c) İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,

d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,

e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,

f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması,

g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması gerektiği belirtilmiştir.

Aynı maddenin 4. fıkrasında ise; “hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbî müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, kişi üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu gerektirmez. Açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

Bu bilgiler ışığında yapılan değerlendirmede:

Katılanların iddiaları, sanığın savunması, adli raporlar, ilgili Kurum yazıları ve tüm dosya kapsamından, kimyager olan sanığın, herhangi bir tıbbi müdahale uzmanlığı olmadığı halde, kendisine müracaat eden… ve …‘in vücudunda meydana gelen yaraları giderebileceğini iddia ederek, Kanunda açıkça belirtilen yetkili kurul veya makamlardan izin almaksızın ve aranan diğer koşulları da yerine getirmeksizin, üç yıl süre ile birtakım ilaçları adı geçen kişiler üzerinde tedavi amaçlı denediğinin anlaşılması karşısında; TCK’nın 90/4. maddesinde düzenlenen suçun sübut bulduğunun kabulü ile sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar : 2015/19014).



Şimdi ara