Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
İşkence Suçu ve Cezası

İşkence Suçu Nedir? (TCK 94)

İşkence suçu Türk Ceza Kanunu’nun 94. Maddesinde yer almaktadır. İşkence, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlardır. İşkence ile eziyet birbiriyle benzeyen suçlar olup işkence suçunun faili ancak kamu görevlisi olabilirken, eziyet suçunun faili herkes olabilmektedir.

İşkence suçu ile korunan hukuki değerler insan hayatı, vücut bütünlüğü ve insan haysiyetidir. Ayrıca failinin kamu görevlisi olmasından kaynaklı olarak ceza adaleti ve kamu idaresinin işleyişi de korunmaktadır. İşkence suçunun faili ancak kamu görevlisi olabilir. 

İşkence Suçunun Unsurları

İşkence suçunun oluşabilmesi için insan onuruyla bağdaşmayan davranışların bedensel veya ruhsal yönden acı çekmeye, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açması gerekir. Fiilin ihmali bir şekilde yani bir şeyi yapmama şeklinde aktif bir davranış içermeyen bir biçimde işlenmesi de işkence fiiline vücut verecektir. Buna örnek olarak aç bırakma verilebilir. Aynı şekilde işkence suçunun işlendiğini görüp müdahale etmeyen kamu görevlilerine de işkence suçunu işlemiş gibi ceza verilir.

Fail yalnızca kamu görevlisi olabilir. Suçun mağduru ise herkes olabilir.

İşkence suçu kasten işlenebilir. Taksirli hali kanunda yer almadığı için suçun taksirle işlenmesi mümkün olmaz.

İşkence teşkil eden fiiller sistematik olarak belirli bir süreç içerisinde işlenmelidir. Bu anlamda işkence teşkil eden fiiller süreklilik arz etmelidir.  

İşkence Suçunun Hapis Cezası 

Türk Ceza Kanunu 94. Maddesine göre:

  • Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  • Ayrıca suçun kadına karşı işlenmesi durumunda verilecek cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz.

İşkence Suçunda Cezayı Artıran Haller

İşkence suçunun nitelikli halleri şunlardır:

  • Suçun çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı ya da gebe kadına karşı işlenmesi,
  • Suçun avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla işlenmesi,
  • Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi

Ancak burada belirtmek gerekir ki fiilin cinsel saldırı boyutuna ulaşmamış olması gerekir. Aksi takdirde işkence suçunun yanında ayrıca cinsel saldırı suçundan da cezaya hükmedilmesi gerekecektir.

Neticeden Kaynaklanan Sebepler 

Cezanın yarı oranda arttırılmasını gerektiren haller

  • İşkence fiili sonucunda mağdurun konuşma yeteneğinde sürekli bir aksaklık meydana gelmesi
  • İşkenceye uğrayan mağdurun yaşamının tehlike altına girmesi
  • İşkence sonucu mağdurun duyularından veya organlarından birinin sürekli zayıflaması
  • İşkence sonucu mağdurun yüzünde sabit bir iz oluşması
  • İşkencenin gebe bir kadına karşı işlenmesi sonucunda kadının bebeğinin erken doğmasına neden olunması

Cezanın bir kat arttırılmasını gerektiren haller

  • İşkence sonucu mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevini yitirmesi
  • İşkence sonucu mağdurun iyileşme şansı bulunmayan bir hastalığa yakalanması veya bitkisel hayata girmesi
  • İşkence sonucunda mağdurun yüzünde sürekli bir değişiklik meydana gelmesi
  • İşkence sonucunda işkenceye uğrayan mağdurun konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin tamamen kaybolması
  • İşkence suçunun gebe bir kadına karşı işlenmesi sonucunda kadının bebeğinin düşmesine neden olunması

Failin Sekiz- Onbeş yıla kadar hapis cezası almasını gerektiren haller

  • İşkence fiilinin vücutta kemik kırılmasına yol açması

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren haller

  • İşkence sonucunda ölüm meydana gelmesi

İşkence Suçuna Teşebbüsün Cezası

İşkence suçu teşebbüse elverişli bir suçtur. Elverişli hareketlerle icrasına başlanan işkence eyleminden gönüllü olarak vazgeçilmesi durumunda, vazgeçme anına kadarki kısmından failin sorumluluğu doğar. 

Eziyet Suçu Nedir?  

Eziyet suçu Türk Ceza Kanunu’nun 96. Maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre eziyet suçu:

İnsan onuruyla bağdaşmayan ve kişinin bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama ve irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açan hareketlerdir.

Eziyet ve işkence suçları birbirine benzemektedir. Aradaki fark işkence suçunun yalnızca kamu görevlisi tarafından icra edilebiliyor olmasıdır. Eziyet suçunun faili herkes olabilir. 

Eziyet Suçunun Cezası Nedir?

Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı iki yıl altı aydan az olamaz.

İşkence Suçunun Cezasını Adli Para Cezasına Çevirme 

İşkence suçunun sonucunda hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.

İşkence Suçunun Cezasını Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının (HAGB) amacı kişileri ıslah etmektir. İki yıl veya altında olan hapis cezalarının varlığı halinde kişilere belirli bir denetim süresi verilir. Bu süre içerisinde failin kurallara uygun hareket etmesi sonucunda verilen hüküm hiçbir sonuç doğurmayarak ortadan kalkar ve adli sicil kaydında da görülmez. İşkence suçunun yaptırımı olarak en az üç yıllık bir hapis cezası bulunmaktadır. Bu nedenle işkence suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecektir.

Cezanın ertelenmesi kararı da yine aynı şekilde iki yıl veya daha az olan hapis cezalarında uygulanmaktadır. Bu sebeple işkence suçunda cezanın ertelenmesi kararı verilemeyecektir.

İşkence Suçunda Şikâyet Süresi(Zamanaşımı)

İşkence suçu şikayete bağlı suçlardan değildir. Bu sebeple herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır. 

İşkence suçunda zamanaşımı süresinin işlemeyeceği hüküm altına alınmıştır. ( TCK md. 94/6)

İşkence Suçunda Uzlaşma

Uzlaşma, tarafsız bir kimsenin arabuluculuğuyla uyuşmazlığın çözülmesi için mağdur ve failinin iletişim kurduğu süreçtir. İşkence suçu uzlaşmaya tabii suçlar arasında sayılmamıştır. 

İşkence Suçunda Görevli Mahkeme

İşkence suçuna ilişkin soruşturma ve kovuşturma resen yapılır. Görevli mahkeme ise Ağır Ceza Mahkemesidir.

Sık Sorulan Sorular

İşkence Suçu Şikayete Tabii Midir?

İşkence suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Soruşturma savcılık için resen başlatılacaktır, ayrıca şikayet için süresi de bulunmamaktadır.

İşkence Suçu Nedir?

İşkence suçu Türk Ceza Kanunu’nun 94. Maddesinde yer almaktadır. İşkence, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlardır.

İşkence Suçu Uzlaştırmaya Tabii Mi?

Uzlaşma, tarafsız bir kimsenin arabuluculuğuyla uyuşmazlığın çözülmesi için mağdur ve failinin iletişim kurduğu süreçtir. İşkence suçu uzlaşmaya tabii suçlar arasında sayılmamıştır. 

İşkence Suçu Cezası Nedir?

  • Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  • Ayrıca suçun kadına karşı işlenmesi durumunda verilecek cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz.

İşkence Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/3087

Sanıklar hakkında işkence suçundan kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Olay tarihinde polis memuru Z. Ç.’nin kaybolan silahını aldığını öne sürdüğü şikayetçiyi gözaltına alan sanıkların herhangi bir evrak tanzim etmedikleri, karakola götürdükten sonra, şikayetçiyi çırılçıplak soyarak muhtelif yerlerinden darp ederek, tehdit ve hakaretlerde bulundukları anlaşılmakla, yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanıklar müdafiilerinin, suçun sabit olmadığına dair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin onanmasına karar verilmiştir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/3087).

Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/3084

Şikayetçide meydana geldiği bildirilen yaralanmanın niteliği gözetilerek, nezarethane giriş ve çıkış raporlarına göre darp cebir izinin bulunmadığı belirtilmekle, oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; tüm dosya tıbbi belge ve raporlar ile birlikte Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek, katılanın vücudundaki ekimoz ve yaralanmaların kendisi tarafından yapılmasının mümkün olup olmadığı ve raporlarda tanımlanan izlerin suç tarih ve saati ile uyumlu olup olmadığı hususları tespit edilip, şikayetçiye ait giriş çıkış raporlarını düzenleyen tıbbi personellerin de olaya ilişkin ayrıntılı ifadeleri alınmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla yazılı biçimde mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/3084).

Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/1575

Saraylar Jandarma Karakol Komutanı astsubay B. ile aynı karakolda görev yapan uzman çavuş G.’ın, S. isimli şahsın annesine telefonla cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen şikayetçi H.’ı saat 22.00 civarında gözaltına aldıkları, ancak herhangi bir işlem yapmadıkları gibi, gözaltına alındığına yönelik giriş yada çıkış raporuda almadıkları, ayrıca sanık B.’in müştekiye nasıl böyle yaparsın diyerek ve hakaret içerikli sözler söyleyerek tokat atmaya başladığı, sonrasında, banyoya götürülerek, sanık B. tarafından ayaklarının altına job ile vurulmak suretiyle ve ayaklarına soğuk su dökülüp tuza bastırıldığı, sanık G.’ın, sanık B.’in istediği tuz, soğuk su gibi materyalleri temin ederek şüpheli B.’e verdiği, sonra müştekinin asayiş odasına götürüldüğü, sanık B.’in sanık G.’a “bir poşet getirin” dediği, sanık G.’ın getirdiği poşeti, her iki sanığın birlikte müştekinin kafasına geçirdikleri, sanık B. tarafından bir süre poşetin müştekinin boğaz kısmına sıkıca tutularak müştekinin nefes almasının engellendiği, poşeti müştekinin kafasından çıkaran sanık B.’in müştekiye “seni bir daha çarşıda görmeyeceğim, evden aşağı inmeyeceksin, inersen böylede olmaz alt takımların gider, kahvede çalışmayacaksın, kahvecide seni çalıştırırsa kahvecinin de tepesine binerim” diyerek tehdit ettiği, müştekinin, sanık G. tarafından devriye aracı ile saat 24:00 civarında evine bırakıldığı, müştekinin 25.02.2010 tarihinde aldığı rapora göre; her iki ayak tabanında yaygın ödem ve morluklar, basmakla yaygın ağrı, ayrıca sol ayak tarak kemiğinin yanında 2x1 cm ağrılı hematom ve morluk, sol omuzda 5x3 cm ağrılı lezyon bulunduğunun belirlenmesi karşısında sanıkların eylemi işkence suçunu oluşturmaktadır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/1575).

 

Şimdi ara