Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçu Nedir? (TCK 123)
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu Türk Ceza Kanunu'nun 123. Maddesinde düzenlenmiştir. Suç “Hürriyete Karşı Suçlar” arasında düzenlenmiştir. Suç ile korunan hukuki değer huzur ve sükûndur. Düzenleme ile kişilerin huzurlu bir şekilde rahatsız edilmeden özgür yaşaması koruma altına alınmıştır. Suçun faili ve mağduru herkes olabilir. Suçun oluşması için, kişinin huzur ve sükûnunu bozmak amacıyla ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması veya hukuka aykırı bir davranışta bulunulması gerekmektedir.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçunun Unsurları
Suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bahsi geçen seçimlik hareketler şunlardır:
- Israrla telefon edilmesi: Burada yalnızca arama fiili değil mesaj atma yoluyla da rahatsız etmek dâhil edilebilir. Yargıyatın da bu yönde kararları mevcuttur. Rahatsız edilen kişinin aramayı yanıtlamış olması şart değildir. Israrla aranması suçun oluşumu için yeterlidir. Konuşma esnasında tehdit, hakaret, cinsel taciz gibi suçların oluşması durumunda ortada kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan değil ilgili durum ne ise o suçtan ceza verilecektir.
- Israrla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması: Burada bahsedilen kişiye yöneltilmiş, kişinin huzur ve sükûnu bozacak nitelikte olan hukuka aykırı davranışlardır. Buna örnek olarak yol boyu takip etmek, kapı zilini sürekli çalmak verilebilir.
- Israrla gürültü yapılması: Gürültü farklı çeşitlerde olabilir, önemli olan bunun belirli bir düzeyde olup rahatsız edici olmasıdır.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçunun Cezası
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu Türk Ceza Kanunu'nun 123. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre suçun cezası:
- Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçunda Ceza İndirimi
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu bakımından cezada indirim hali öngörülmemiştir. Bu kapsamda Türk Ceza Kanununun genel hükümler kısmında öngörülen haller cezada indirimi sağlayabilir. Örneğin Türk Ceza Kanununun 43. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi beş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçunda Cezayı Artıran Haller
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu bakımından cezayı artıran nitelikli haller mevcut değildir. Bu kapsamda Türk Ceza Kanununun genel hükümler kısmında öngörülen haller cezada indirimi sağlayabilir. Örneğin Türk Ceza Kanununun 43. Maddesine göre değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçu Zamanaşımı
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu şikâyete bağlı suçlardandır. Şikâyet zamanaşımı 6 ay, dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçu Şikâyet Süresi
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu şikâyete bağlı suçlardandır. Failin ya da fiilin öğrenilmesinden sonra 6 ay içerisinde şikâyet hakkı kullanılmalıdır. Aksi halde bu hak düşecektir.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçunda Şikâyetten Vazgeçme
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun şikâyete bağlı suçlar arasında bulunmasından kaynaklı olarak mağdurun şikâyetten vazgeçmesi ile dava düşecektir. Şikâyetten vazgeçme şikâyete bağlı suçlarda, soruşturmayı sona erdirir ve eğer kovuşturma aşamasına geçilerek ceza davası açılmışsa davanın düşmesine yol açan bir işlemdir. Kişi şikâyetinden vazgeçtikten sonra tekrar aynı sebeple şikâyette bulunamayacaktır.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Bunun yanında belirtilmelidir ki adli para cezası tek başına veyahut hapis cezası ile birlikte uygulanan bir yaptırım türüdür. Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası şartların oluşması durumunda adli para cezasına çevrilebilir.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının (HAGB) amacı kişileri ıslah etmektir. İki yıl veya altında olan hapis cezalarının varlığı halinde kişilere belirli bir denetim süresi verilir. Bu süre içerisinde failin kurallara uygun hareket etmesi sonucunda verilen hüküm hiçbir sonuç doğurmayarak ortadan kalkar ve adli sicil kaydında da görülmez.
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası şartların oluşması durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulanabilir.
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu bakımından etkin pişmanlık hükümleri düzenlenmemiştir.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçunda Uzlaşma
Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurulması sağlanarak uyuşmazlığın giderilmesi yoludur. Şikâyetten vazgeçme değildir.
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu, uzlaşma hükümlerinin uygulanması gereken suçlardandır.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçunda İştirak
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu iştirak kuralları bakımından bir özellik göstermemektedir. Bu noktada, Türk Ceza Kanununun 37, 38 ve 39. maddelerinde düzenlenen iştirak hükümlerinin bu suç bakımından uygulanması mümkündür.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçunda Görevli Mahkeme
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu ile ilgili yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemesinindir.
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçu Yargıtay Kararları
Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/10201
Dosya kapsamı ve mahkemenin kabulüne göre sanığın, mağdureyi kendisine ait cep telefonundan kısa aralıklarla ve ısrarla gece gündüz arayıp görüştüğü mağdureye cinsel amaçlı müstehcen sözler söylemek suretiyle cinsel tacizde bulunması şeklindeki eylemlerinin TCK’nın 105. maddesinde tanımlanan cinsel taciz ve 123. maddesinde tanımlanan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarını oluşturduğu, tek eylemle birden fazla suçun işlenmesi nedeniyle TCK’nın 44. maddesi uyarınca fikri ictima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören TCK’nın 105 ve 43/1. maddelerinin uygulanması yerine ayrıca kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan da ceza tayin edilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/10201).
Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/ 9232
Mağdureyi gece 24.00’da 32 saniye aradığı tespit edilen failin, telefonu kapattıktan sonra gönderdiği SMS mesajında ‘kusura bakmayın telefonu internet ortamında biri kendisinin telefonu olarak verdi, rahatsızlık nedeniyle özür dilerim’ şeklinde beyanının tespit edilmesi karşısında TCK md. 123’te düzenlenen suçun meydana geldiğini ileri sürmek mümkün değildir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/ 9232).
Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/ 9030
Sanık, davaya müdahil olan mağdur ile daha önce sevgili olarak birlikte yaşamış ve ayrılmıştır. Mağdure sanığın barışma teklifini ısrarla reddetmesine rağmen, sanık, ısrarla mağdureyi takip ederek evinin etrafında dolaşmış, mağdureyi gördüğü anda da evlenme teklif etmiştir. Sanık hakkında cinsel taciz suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmü yanlıştır, sanığın TCK md. 123’te düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu nedeniyle cezalandırılması gerekir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/ 9030).
Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/24571
Israrla telefonla arama ve mesaj çekme, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun unsurudur. Bu nedenle, sanığın defalarca telefon ile aradığı ve SMS mesajları attığı gerekçesiyle TCK md. 43’te yer alan zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün değildir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/24571).
Yargıtay 18.Ceza Dairesi - Karar : 2019/12883
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, sanık savunması ve HTS kayıtlarına göre, sanığın aynı gün içinde müşteki …’ye 1 mesaj atıp 1 kez de aradığı, bu itibarla suçun ısrar unsurunun ne şekilde oluştuğu yöntemince açıklanmadan, ayrıca sanığın telefonla arama ve mesaj çekme suretiyle katılan …’yi hakaret ve tehdit ettiği kabul edilerek atılı suçlardan mahkumiyet kararı verildiği göz önüne alındığında, fikri içtima kuralları gereğince ayrıca huzur ve sükûnu bozma suçunun oluşmayacağı gözetilmeden yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 18.Ceza Dairesi - Karar : 2019/12883).