Bir işletmenin ürünlerini diğer işletmelerden ayırt eden imgelerdir. Markanızın, diğer markalardan farklı olarak akılda kalması için belli başlı özellikler taşıyan görseller kullanabilirsiniz. Her markanın bir simgesi vardır. Markanın simgesini oluşturmak için; Görsel, resim, sayı, sembol, ambalaj çizimleri ve diğer ayırt edici teknikleri kullanabilirsiniz. Firma, işletme ve şirketlerin belirlemiş olduğu markaların patentlerini almaları için yapmaları gereken işlemler ve uyum sağlamaları gereken prosedürler olmaktadır. Gerekli olan bu uygulamalar yapıldıktan sonra markanın tescili gerçekleşir. Markanın tescilinin yapılması için mutlak nispi sebepler ve marka tescilinde mutlak red nedenleri kapsamına uyum sağlanması gerekir
Marka tescili ile firma ve işletmelerin markası koruma altına alınmış olur. Marka hakkı için yetkili ve görevli olan mercilere gerekli olan başvurular yapılır. Gerekli olan onay belgelerinin alınması ile birlikte işlemler sonlandırılır ve markanın tescil edilmesi onaylanır.
Firma ve şirketler markalarını tescil ettirerek, ticaret boyutlarını koruma altına alırlar. Çünkü tescil edilen markalar, başka kurum ve kuruluşlar tarafından kullanılamaz. Eğer ki başka firmalar tescil edilen bir simgeyi kullanırlarsa, haklarında cezai işlem uygulaması yapılır. Ayrıca bilinmesi gereken bir durumda şöyle olmaktadır; Firma, işletme, kurum ve kuruluşlar tescil ettirmiş oldukları marka patentlerini 10 yıl kullandıktan sonra, tekrar markalarını tescil ettirmelidir. Kanun gerekliliğince belirlenen 10 yıllık süre dolduktan gerekli olan bu işlemler yapılmazsa eğer, marka haklarında mağduriyet yaşanması kaçınılmaz bir durum olmaktadır.
Marka tescil işlemleri, markasının sahibi olmak isteyen kişilerin yapması gereken bir işlemdir. İşletme ya da kuruluşlar markanın tescili için başvuru yaptığında, eğer başka bir firma ile önemli ölçüde marka benzerliği yoksa işlemler başlatılabilir.
Bir markanın sembolünü oluşturan imge ve diğer görüntüler, 6769 sayılı Kanunun 5. Maddesi gerekliliğince düzenlenmezse tescil edilemez. Bu Kanunda yer alan uygulamalar doğrultusunda oluşturulmayan marka görüntülerinin reddedilme şekli ise, mutlak ret olmaktadır.
Marka tescil başvurusunda bulunan herhangi bir kişi veya kurum, bazı durumlarda mutlak red kararı ile karşılaşabilir. Mutlak red, marka başvurusunun Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edilmemesi anlamına gelir. Bu durumda başvuru sahibi ne yapmalıdır?
İlk olarak, mutlak red kararının nedenlerini detaylı bir şekilde incelemek önemlidir. Türk Patent ve Marka Kurumu’nun marka tescili için belirlediği kriterlere uygun olmayan başvurular mutlak red kararıyla sonuçlanır. Başvuru sahibi, mutlak red kararının hangi kriterlere dayandığını anlamalı ve eksiklikleri gidermek için gerekli adımları atmalıdır.
İkinci olarak, başvuru sahibi mutlak red kararını itiraz etme hakkına sahiptir. Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılacak bir itiraz başvurusu, başvuru sahibine marka tescili şansı sağlayabilir. İtiraz sürecinde teknik detaylara dikkat etmek ve gerekli belgeleri eksiksiz olarak sunmak büyük önem taşır.
Mutlak ret nedenlerinden farklı bir tabir olan nispi nedenler, genel olarak 3. Kişilerin haklarından oluşmaktadır. Bir işaret üzerinde başka bir firmanın ya da şahsın herhangi bir nedene dayanan hakkı varsa eğer, belirlenen işaretin marka tescilinde kullanılmasına onay verilemez.
Nispi red nedenlerinde; Hem 3. Kişilerin hakları, hem de daha önce bir marka için tescil kimliğini oluşturanların hakları korunma altına alınmıştır. 6769 sayılı Kanunun 6. Maddesinde nispi ret nedenlerine yer verilmektedir. Bu Kanun maddesiyle birlikte; Daha önce bir markayı seçmiş olan kişilerin, sonraki marka sahiplerinin marka haklarına sınırlama getirilmektedir. Ayrıca eskiye dayalı olan haklarda, Kanun maddelerince koruma altına alınmaktadır. Kişilerin itiraz haklarını kullanmalarıyla birlikte, gerekli olan işlemler yapılır.
Eğer marka başvurusu nispi red nedeniyle reddedilirse, başvuru sahibi aşağıdaki adımları takip etmelidir: