Yalan Yere Yemin Suçu Nedir? (TCK 275)
Yalan yere yemin suçu Türk Ceza Kanununun “Adliyeye Karşı Suçlar” kısmında yer almaktadır. Türk Ceza Kanunu'nun 275. Maddesine göre:
- Hukuk davalarında yalan yere yemin eden davacı veya davalıya bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
- Dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
- Hükmün icraya konulmasından veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir.
Yalan yere yemin suçu kasten işlenen suçlar arasındır.
Yalan Yere Yemin Suçunun Unsurları
Suçun gerçekleşmesi için yemin teklifini kanuna uygun bir şekilde yapılmalı ve kanunen imkânsız olmayan bir konuya ilişkin olmamalıdır.
Dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz. Aynı zamanda hükmün icraya konulmasından veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir.
Yalan Yere Yemin Suçunda İspat
Suçun işlendiğine dair yeterli miktarda delil mevcut bulunmalıdır. Yalan yere yemin suçuyla yargılanan kişinin bu suçu işlediğine dair yazılı bir belge bulunması gerekir. Suçun oluştuğu maddi delillerle kanıtlanmalıdır. Suç mahkemede edilen yemine ilişkin bir suç olduğundan, mahkeme tutanaklarından yararlanarak suçun ispatı gerçekleştirilebilir.
Yalan Yere Yemin Suçunun Cezası
Türk Ceza Kanununun 275. Maddesine göre:
- Hukuk davalarında yalan yere yemin eden davacı veya davalıya bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
- Dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
- Hükmün icraya konulmasından veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir.
Yalan Yere Yemin Suçunda Ceza İndirimi
Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre bazı nedenlerle faile verilecek ceza miktarında indirim yapılmaktadır. Yalan yere yemin suçu ile ilgili Türk Ceza Kanununun 275. Maddesinin 2 ve 3. fıkralarında etkin pişmanlık hükümleri düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulanabilir.
Yalan Yere Yemin Suçunda Cezayı Artıran Haller
Türk Ceza Kanununun 275. Maddesinde bulunan yalan yere yemin suçu ile ilgili herhangi bir cezayı artıran neden düzenlenmemiştir.
Yalan Yere Yemin Suçu Şikâyet Süresi
Yalan yere yemin suçu şikâyete bağlı suçlar arasında yer almaz. Soruşturması ve kovuşturması adli makamlar tarafından kendiliğinden yapılır. Dolayısıyla herhangi bir şikâyet süresi yoktur. Ancak genel dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içerisinde şikâyette bulunulmalıdır. 8 yıl geçtikten sonra şikâyet hakkı düşer.
Yalan Yere Yemin Suçu Zamanaşımı
Dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. 8 yıl içerisinde soruşturma ve kovuşturma süreci tamamlanmazsa dava düşecektir. Bunun yanında suç şikayete bağlı olan sular arasında yer almadığından herhangi bir şikâyet süresi yoktur.
Yalan Yere Yemin Suçunda Şikâyetten Vazgeçme
Yalan yere yemin suçu şikâyete bağlı suçlardan değildir. Şikâyetten vazgeçme açılan davanın düşmesine veya verilen cezadan daha az bir cezaya hükmedilmesine yol açmaz. Suçun işlendiği savcılık tarafından herhangi bir şekilde öğrenildiğinde resen yani kendiliğinden soruşturma başlatılmalıdır.
Yalan Yere Yemin Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Bunun yanında belirtilmelidir ki adli para cezası tek başına veyahut hapis cezası ile birlikte uygulanan bir yaptırım türüdür. Yalan yere yemin suçu neticesinde hapis cezası 1 yıl veya altında olduğu takdirde hapis cezası adli para cezasına çevrilebilecektir.
Yalan Yere Yemin Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının (HAGB) amacı kişileri ıslah etmektir. İki yıl veya altında olan hapis cezalarının varlığı halinde kişilere belirli bir denetim süresi verilir. Bu süre içerisinde failin kurallara uygun hareket etmesi sonucunda verilen hüküm hiçbir sonuç doğurmayarak ortadan kalkar ve adli sicil kaydında da görülmez. Yalan yere yemin suçuna hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün olur.
Yalan Yere Yemin Suçunda Etkin Pişmanlık
Yalan yere yemin suçu ile ilgili Türk Ceza Kanununun 275. Maddesinin 2 ve 3. fıkralarında etkin pişmanlık hükümleri düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanır. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulama alanı bulan bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulanır.
Türk Ceza Kanununun 275. Maddesinin 2 ve 3. Fıkralarına göre:
- Dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
- Hükmün icraya konulmasından veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir.
Yalan Yere Yemin Suçunda Uzlaşma
Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurularak uyuşmazlığın çözülmesi yoludur. Şikâyetten vazgeçme değildir. Ancak yalan yere yemin suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlar arasında değildir.
Yalan Yere Yemin Suçunda Görevli Mahkeme
Yalan yere yemin suçunun yargılaması Asliye Ceza Mahkemesinde gerçekleşir.
Yalan Yere Yemin Suçu Yargıtay Kararları
Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2011 / 22901
İncelenen dosyada, yakınan K. Ç.’ın şüpheli aleyhine 3.000 TL lik alacağı için ilamsız icra takibi başlattığı, borçlu G. D.’in itiraz etmediği takibin kesinleşmesinden sonra sulh hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açtığı, davalı yakınanın teklifi üzerine davacı şüphelinin talimat mahkemesinin 16.2.2010 tarihli oturumunda yemin ettiği, yakınanın 4.3.2010 tarihinde şüpheli hakkında yalan yere yemin suçundan soruşturma yapılması amacıyla savcılığa şikayette bulunduğu, Düzce 2. Sulh Hukuk Mahkemesince davalının borcun varlığını usulünce kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı, şüpheliye yükletilen suçla ilgili olarak tanıkla ispat yasağı olması, şüphelinin cep telefonu mesajı gönderdiğini kabul etmemesi, mesajın bu kapsamda delil veya yazılı delil başlangıcı sayılmaması ve müşteki tarafından yazılı bir belge ibraz edilmemesi nedenleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Anılan kararda yazılı belge ile ispatı gereken bir konuda hukuk mahkemesinde yalan yere yemin etmekten sanık bulunan kişinin ceza mahkemesindeki yargılanmasında H.U.M.K.’nun 287, 288, 289 ve 290. maddeleri hükümleriyle kayıtlı olarak, yazılı delil arayıp ona göre karar vermesi gerektiği yolundaki 2.4.1941 tarih ve 19/12 sayılı İ.B.K. kararı dayanak gösterilmiştir. 765 sayılı T.C.Y. dönemine ait bu içtihadın, 5237 sayılı T.C.Y. döneminde de geçerliliğini sürdürmemesi için yasal herhangi bir neden yoktur. Bu durumda somut olay açısından cep telefonu mesajının hukuk mahkemesinde yalan yere yemin etme suçundan kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturmadığı ve 28.5.2010 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile merciin itirazın reddine ilişkin kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2011 / 22901).
Yargıtay 9. Ceza Dairesi - Karar: 2013/10624
Karar: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 02.04.1941 tarih 1940/19-1941/12 Esas - Karar sayılı kararı gereğince yazılı belge ile ispatlanması gereken işlerde hukuk mahkemelerinde yalan yere yemin etmekten sanık olan kimselerin ceza mahkemelerindeki duruşmalarında ceza hakimlerinin yazılı delil arayıp ona göre hüküm vermesi gerektiği anlaşılmakla, atılı suçun yazılı belge ile ispat edilebileceği gözetilmeden tanık anlatımına dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi - Karar: 2013/10624).
Yargıtay 9. Ceza Dairesi - Karar: 2013/7821
11.12.1988 tarihli protokol başlıklı belgenin tanzim tarihi ile sanığın yalan yere yemin ettiği kabul edilen …2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.02.2008 tarihli duruşması arasında yaklaşık 20 yıllık bir sürenin geçmiş olması, sanığın anılan belgeyi hatırlamadığını savunması ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin anılan belgeye rağmen …2. Asliye Hukuk Mahkemesinin …sayılı kararını onaması karşısında sanığın yalan yere yemin etme kastıyla hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi - Karar: 2013/7821)