Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 98. maddesi, tarafların süresinde yapamadıkları işlemler nedeniyle hak kaybına uğramalarını önlemek amacıyla düzenlenmiş “eski hâle getirme” hakkını ele alır.
Bu düzenleme özellikle istinaf ve temyiz kanun yollarının süresi kaçırıldığında oluşabilecek hak kayıplarını önlemeye yöneliktir.
HMK m. 98: Talep ve İnceleme Mercii
98/1: Yapılamayan işlem için eski hâle getirme, bu işlem hakkında hangi mahkemede inceleme yapılacak idiyse, o mahkemeden talep edilir.
98/2: Eski hâle getirme, istinaf yoluna başvuru hakkının düşmesi hâlinde, bölge adliye mahkemesinden; temyiz yoluna başvuru hakkının düşmesi hâlinde ise Yargıtaydan talep edilir.
İlgili maddeden de anlaşılacağı üzere yapılamayan işlem için eski hâle getirme talebi, o işlem hakkında inceleme yapma yetkisi olan mahkemeye yapılır. (İstinaf, inceleme yapılacak mahkeme; temyiz, Yargıtay şeklinde.) Böylece talep edilen işlemle ulaşılamayan hak, eski hâle getirme ile güvence altına alınır.
İlgili tarafın elinde olmayan sebeplerden dolayı süresinde işlem yapamaması halinde, eski hale getirme talebi ile hak kaybı önlenmiş olur. Mahkeme, somut gerekçeleri ve delilleri değerlendirerek sürenin uzatılmasına karar verebilir.
HMK 98 kapsamında eski hâle getirme talebi, tarafın kontrolü dışında gelişen olaylar ve mazeretler söz konusu olduğunda yapılabilir.
Mücbir sebep, istem dışı gelişen olaylar neticesinde ortaya çıkan ani ve beklenmeyen durumlar anlamına gelir. Eğer mücbir sebep nedeniyle eski hale getirme talebi gerçekleştirildi ise, bu talep kabul edilebilir. Geçerli mazeretler olarak ise sağlık sorunları,
hastaneye yatış, doğal afet veya iş kazası gibi tarafın müdahale edemediği durumlar yer alır. Örneğin, bir istinaf başvurusu sırasında davacı vekilinin hastanede yatması, başvuruyu süresinde yapmasını engellediğinde eski hâle getirme talebi kabul edilebilir. Bu ve benzeri durumlarda HMK m. 98’ e dayanılarak ilgili mahkemeye eksi hale getirme talebi başvurusu yapılabilir.
Eski hale getirme talep edildikten sonra mahkeme, gecikmenin vekil veya tarafın kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını inceler. Eğer gecikme tarafın veya vekilin ihmali nedeniyle oluşmuşsa, talebin reddedilmesi olasıdır.
Eski hâle getirme talebi, ilgili işlemin süresinin bitiminden itibaren HMK’da öngörülen süreler içinde yazılı olarak yapılmalıdır.
Eski hale getirme süresi, HMK m. 96/1’ e göre; işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir.
Eski hale getirme talebi, dilekçe ile yapılmalıdır. Hazırlanan dilekçe görevli mahkemeye sunulur ve böylece talep gerçekleştirilmiş olur. Bir sonraki aşamaya geçilir, bu aşama da mahkemenin talebi değerlendirmesidir.
Eski hale getirme talebi, dilekçe ile yapılmalıdır. Talep dilekçesi mahkemeye sunulurken dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır. Aşağıdaki başlıklarda bu noktalara değineceğiz.
Eski hale getirme talebi dilekçesi yazılı ve açık bir şekilde ifade edilmelidir. Ayrıca gerekçeler ve deliller eklenmelidir. Gerekçe ve delile örnek olarak hastaneye yatış raporu gösterilebilir. Tüm bunlar talebin dayanağını oluşturduğundan önem taşımaktadır. Dilekçede süresinde yapılmayan işlemin türü ve talep edilen hak açıkça belirtilmelidir.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi, eklenecek deliller talebin olumlu sonuçlanması bakımından önem taşırlar. Çünkü bahsi geçen kanıtlar, gecikmenin haklı sebebini ortaya koymaktadırlar. Deliller ve çeşitleri, somut olaya göre değişiklik gösterebilir. Uygulamada sıkça rastlanan destek unsurları sağlık raporu, resmi belge ve tanık ifadeleridir.
Mahkeme, eski hâle getirme talebini titizlikle inceleyerek karar verir. Burada hem tarafın kusuru hem de sunulan belgelerin doğruluğu, ikna ediciliği önem taşır.
Hakim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak takdir yetkisini kullanır. Olayı, sunulan delilleri, raporları ve ilgili belgeleri, ifadelerin tümünü birlikte değerlendirerek eski hale iade talebini sonuca bağlar.
Emsal Yargıtay Kararları:
Karar 1: Somut olayda, davacı vekilinin sağlık raporu ekleyerek yaptığı eski hale getirme talebi incelenmiş, raporda yatak istirahati öngörülmediği ve bu nedenle temyiz süresini engelleyici bir durum bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple, HMK’nın 98/2. maddesi uyarınca eski hale getirme talebinin reddine karar verilmiştir. Ayrıca mahkeme kararının 10.10.2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen temyiz başvurusunun 01.11.2013 tarihinde yapıldığı, HUMK’un 432. maddesinde öngörülen 15 günlük süre geçirildikten sonra temyiz edildiği tespit edilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
(Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, E. 2013/8898, K. 2014/4923, T. 26.06.2014)
Karar 2: Somut olayda, davalı vekili işgöremezlik raporlarını temyiz dilekçesine ekleyerek eski hale getirme talebinde bulunmuş, ancak dosyada davalı şirketin başka bir vekilinin görevde olduğu ve istifa veya azil durumunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, bir vekilin hastalanması diğer vekilin süresinde temyiz dilekçesi vermesine engel teşkil etmediğinden, HMK’nın 95 ve devamı maddeleri uyarınca eski hale getirme koşullarının oluşmadığı görülmüştür. Bu nedenle süresinde yapılmayan temyiz isteminin reddi yerinde olup bozma nedeni bulunmamaktadır.
(Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2009/990, K. 2011/562, T. 24.01.2013)
Somut olayda, davacı vekili işgöremezlik raporlarını temyiz dilekçesine ekleyerek eski hale getirme talebinde bulunmuş, ancak dosyada davacı şirketin başka bir vekilinin görevde olduğu ve istifa veya azil durumunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, bir vekilin hastalanması diğer vekilin süresinde temyiz dilekçesi vermesine engel teşkil etmediğinden, HMK’nın 95 ve devamı maddeleri uyarınca eski hale getirme koşullarının oluşmadığı görülmüştür. Bu nedenle süresinde yapılmayan temyiz isteminin reddi yerinde olup, bozma nedeni bulunmamaktadır.
(Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2013/6788, K. 2013/15630, T. 25.04.2013)