Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), Türkiye’de özel hukuk alanında görülen davaların yargılama usullerini düzenleyen temel kanundur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe girerek, uzun yıllar yürürlükte kalan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yerini almıştır. HMK, modern hukuk ilkeleri doğrultusunda hazırlanmış olup adil yargılanma hakkı, usul ekonomisi, yargılamada etkinlik ve verimlilik gibi prensipleri esas alır. Bu kanun, medeni yargılama hukukunun temel taşlarını oluşturarak davaların nasıl açılacağı, yürütüleceği ve sonuçlandırılacağına dair detaylı düzenlemeler içerir.
HMK, bireylerin hak arama özgürlüğünü daha etkin kılmak, mahkemelerin iş yükünü dengeli bir şekilde yönetmek ve adaletin hızlı bir şekilde tecelli etmesini sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Kanun, yargılamanın temel kurallarını belirlemekle kalmaz; aynı zamanda mahkemeler, hakimler, avukatlar ve taraflar için de bir yol haritası sunar.
HMK’nın temel amacı, yargılamada adaletin sağlanması, hukuki güvenliğin temin edilmesi ve yargılamanın makul sürelerde sonuçlanmasıdır. Bu doğrultuda kanun, yargılama süreçlerinde tarafların haklarını savunmalarına olanak tanırken aynı zamanda mahkemelerin de etkin bir şekilde çalışmasını sağlar.
Kanunun kapsamı oldukça geniştir. Hukuk mahkemelerinde görülen tüm özel hukuk uyuşmazlıkları, HMK hükümlerine tabidir. Dava açma süreçlerinden delil sunma yöntemlerine, mahkemelerin görev ve yetki alanlarından kararların nasıl alınacağına kadar pek çok konu bu kanunda düzenlenmiştir. Ayrıca HMK, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde adil bir denge kurulmasını hedefler ve bu amaca ulaşmak için yargılamada şeffaflık, tarafsızlık ve etkinlik ilkelerini benimser.
HMK’nın temel ilkeleri, adil ve etkin bir yargılama sürecinin sağlanması için belirlenmiştir:
1. Adil Yargılanma Hakkı: HMK, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyumlu olarak bireylerin adil yargılanma hakkını güvence altına alır. Bu hak, mahkemeye erişim, savunma hakkı, mahkemelerin tarafsızlığı ve verilen kararların gerekçelendirilmesi gibi unsurları içerir.
2. Usul Ekonomisi İlkesi: Yargılamaların gereksiz yere uzamasını önlemek ve zaman kaybını azaltmak amacıyla usul ekonomisi ilkesi benimsenmiştir. Bu ilke, davaların mümkün olan en kısa sürede, minimum maliyetle ve etkin bir biçimde sonuçlandırılmasını hedefler.
3. Hukuki Dinlenilme Hakkı: Tarafların iddia ve savunmalarını serbestçe dile getirebilmeleri, delil sunabilmeleri ve yargılama sürecine aktif olarak katılabilmeleri sağlanır. Bu hak, tarafların mahkeme kararlarına etki edebilecek her türlü hususta bilgilendirilmelerini de kapsar.
4. Dürüstlük Kuralı: Yargılama sürecinde tarafların dürüst davranmaları zorunludur. HMK, tarafların mahkemeye yanıltıcı bilgi vermelerini veya kötü niyetli davranışlarda bulunmalarını yasaklar.
5. Taleple Bağlılık İlkesi: Mahkemeler, yalnızca tarafların talep ettiği konular üzerinde karar verebilir. Bir dava dilekçesinde talep edilmeyen bir hususta mahkemenin re’sen karar vermesi mümkün değildir. Bu ilke, tarafların davayı yönlendirme ve taleplerini belirleme özgürlüğünü garanti eder.
HMK, toplamda 447 maddeden oluşur ve çeşitli bölümler halinde düzenlenmiştir:
1. Genel Hükümler (1-33. Maddeler): Bu bölümde kanunun kapsamı, temel ilkeleri, yargı yetkisi, taraf ehliyeti, dava şartları ve ilk inceleme konuları düzenlenir.
2. Yargılamaya Hakim Olan İlkeler (34-50. Maddeler): Hukuki dinlenilme hakkı, dürüstlük kuralı ve mahkemeye erişim gibi temel yargılama ilkeleri açıklanır.
3. Taraflar ve Dava (51-186. Maddeler): Dava açma, dilekçe teatisi, ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama aşamaları ayrıntılı olarak düzenlenir.
4. Deliller (187-293. Maddeler): Tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, keşif, yazılı belgeler ve yemin gibi delil türleri ile bunların mahkemeye sunulma usulleri ele alınır.
5. Geçici Hukuki Koruma Tedbirleri (389-400. Maddeler): İhtiyati tedbirler, ihtiyati haciz ve diğer geçici hukuki koruma yolları açıklanır. Bu düzenlemeler, dava sürecinde tarafların haklarını güvence altına almak amacı taşır.
6. Kanun Yolları (341-391. Maddeler): İstinaf, temyiz ve karar düzeltme gibi kanun yolları ile bu yolların nasıl işletileceği belirtilir.
1. Davanın Açılması: Dava, bir dava dilekçesi ile yetkili ve görevli mahkemeye başvurularak açılır. Dilekçede tarafların kimlik bilgileri, davanın konusu, hukuki dayanaklar ve talepler yer almalıdır.
2. Ön İnceleme Aşaması: Mahkeme, dava şartlarını ve ilk itirazları inceleyerek dava konusu hususlarda taraflar arasındaki uyuşmazlıkları belirler. Bu aşama, yargılamanın daha hızlı ilerlemesini sağlar.
3. Tahkikat Aşaması: Delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi, bilirkişi incelemelerinin yapılması gibi işlemler bu aşamada gerçekleştirilir.
4. Sözlü Yargılama ve Hüküm: Taraflar, son beyanlarını sunar ve mahkeme nihai kararını verir. Karar, gerekçeli olarak yazılır ve taraflara tebliğ edilir.
5. Kanun Yolları: Mahkemenin kararına itiraz edilmesi durumunda istinaf, temyiz veya karar düzeltme yollarına başvurulabilir. Bu süreç, kararın hukuka uygunluğunun denetlenmesini sağlar.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu , önceki düzenlemeye göre pek çok yenilik ve reform getirmiştir:
• İstinaf Mekanizması: Bölge adliye mahkemeleri kurulmuş ve böylece ikili dereceli yargılama sistemi etkinleştirilmiştir. Bu sayede mahkemelerin kararları daha geniş bir denetimden geçmektedir.
• Duruşmasız Yargılama: Basit yargılama usulü kapsamında bazı davalar duruşma yapılmadan dosya üzerinden karara bağlanabilir. Bu düzenleme, yargılamada hız ve verimlilik sağlamıştır.
• Elektronik Tebligat: Yargılamada hızlılık ve güvenlik sağlamak amacıyla e-tebligat sistemi getirilmiştir. Bu sistemle birlikte tebligat süreleri kısalmış ve usulsüz tebligat kaynaklı sorunlar azalmıştır.
• Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları: Arabuluculuk ve uzlaştırma gibi alternatif çözüm yolları teşvik edilerek mahkemelerin iş yükü hafifletilmiştir.