Diğer Makaleler

Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Küçük İşletmeler İçin İflas ve Konkordato Süreçleri (2025)

Konkordato Nedir ve Kimler Başvurabilir?

Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya borçlarını ödeme tehlikesiyle karşı karşıya kalan borçluların, mahkeme gözetiminde alacaklılarıyla yaptıkları ödeme anlaşmasıdır.

İflas ve konkordato farkı, borçlunun ticari varlığını tamamen sona erdirmek yerine, mali dengesini yeniden kurmasına dayanır. Bu yönüyle konkordato, özellikle ekonomik belirsizlikler ve finansman sıkışıklığı yaşayan küçük işletmeler için son derece önemli bir kurtuluş mekanizmasıdır.

Konkordato süreci, işletmenin iflas etmeden borçlarını yeniden yapılandırmasına ve faaliyetlerine devam etmesine olanak tanır. 2025 yılı itibariyle konkordato uygulamaları, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) ve aile şirketlerinin korunması amacıyla daha esnek hale getirilmiş; mahkemeler, küçük ölçekli işletmelerin ticari sürekliliğini sağlamak için özel değerlendirme ölçütleri geliştirmiştir.

Ön Koşullar ve Borca Batıklık Analizi

Bir konkordato talebinin kabul edilebilmesi için öncelikle işletmenin finansal yapısının objektif olarak değerlendirilmesi gerekir. Bunun temel aracı, borca batıklık analizidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 376. maddesi ve İcra İflas Kanunu’nun 285. maddesi uyarınca, işletmenin aktif değerleri borçlarını karşılayamıyorsa, konkordato talebinde bulunulabilir.

Bu aşamada sunulan mali tablolar, gelir-gider projeksiyonları ve varlık envanteri büyük önem taşır. Küçük işletmeler açısından bu analiz, yalnızca muhasebesel bir işlem değil, aynı zamanda ticari hayatın devam edip edemeyeceğini gösteren bir dayanıklılık testidir. Uzman bilirkişiler, borca batıklık analizinde hem nakit akışını hem de geleceğe dönük tahmini kazançları değerlendirir. Böylece konkordato talebinin samimi, uygulanabilir ve sürdürülebilir olup olmadığı anlaşılır.

Geçici ve Kesin Mühlet Farkı

Konkordato başvurusu üzerine mahkeme öncelikle geçici mühlet kararı verir. Bu karar, borçluya 3 aylık bir koruma süresi tanır ve bu sürede alacaklılar hiçbir takip işlemi başlatamaz. Takiplerin durması sayesinde işletme, mali planını oluşturma fırsatı bulur. Gerekli görüldüğünde geçici mühlet 2 ay daha uzatılabilir. Yani geçici mühlet süresi en fazla 5 ay olabilir.

Mahkeme, geçici mühlet sonunda konkordato talebinin ciddi ve uygulanabilir olduğuna kanaat getirirse kesin mühlet kararı verir. Bu süre genellikle 1 yıldır ve işletme artık komiser denetimi altında faaliyetlerini sürdürür. Kesin mühlet döneminde mali projeksiyon planı uygulanır; alacaklılarla yapılacak ödeme anlaşmaları bu sürede şekillenir.

Yani özetle, geçici mühlet borçluyu biraz olsun rahatlatırken, bir nevi nefes almasını sağlarken; kesin mühlet ise toparlanmasını sağlar.

Küçük İşletmelere Özel Yaklaşımlar

Küçük işletmelerin ekonomik yapısı, büyük sermaye şirketlerine göre daha kırılgandır. Bu nedenle konkordato sürecinde basitleştirilmiş mali planlama, düşük raporlama yükü ve hızlandırılmış değerlendirme mekanizmaları öngörülmektedir.

Basitleştirilmiş Plan ve Mali Projeksiyon

Küçük işletmeler, genellikle sınırlı sermaye ve dar nakit akışıyla faaliyet gösterdiğinden, konkordato planı hazırlanırken mali projeksiyon planı basit ama gerçekçi olmalıdır.

Komiser, bu planı incelerken işletmenin günlük faaliyet giderlerini, tahmini satış gelirlerini, stok döngüsünü ve finansman maliyetlerini göz önünde bulundurur.

Ayrıca planın uygulanabilirliği, komiser tarafından düzenli olarak mahkemeye rapor edilir.

Alacaklı Sınıfları ve Oy Nisabı

Konkordato teklifinin yürürlüğe girebilmesi için alacaklıların belirli oranlarda onay vermesi gerekir. İcra ve İflas Kanunu’na göre her alacaklı sınıfında alacak tutarının yarısından fazlasını temsil eden çoğunluğun oyu alınmalıdır.

İflasın Ertelenmesi Yerine Kullanılan Araçlar

İflasın ertelenmesi kurumu 2018’de kaldırılmış olsa da, işletmelerin mali sıkıntılarını aşabilmesi için konkordato ve yeniden yapılandırma uygulamaları öne çıkmıştır.

Yeniden Yapılandırma ve Ara Çözüm Yolları

Yeniden yapılandırma, borçlu ile alacaklı arasında karşılıklı uzlaşmaya dayanan, mahkeme dışı veya mahkeme onaylı çözüm yollarını kapsar. Bu süreçte borç vadeleri uzatılabilir, faiz oranları düşürülebilir veya borçların bir kısmı silinebilir.

Küçük işletmeler, konkordato başvurusu öncesinde bu tür ara çözüm yollarını denemelidir. Çünkü erken müdahale, hem itibar kaybını önler hem de işletmenin nakit akışını korur.

Kredi ve Nakit Akışı Yönetimi

Konkordato sürecinde işletmenin başarısı, nakit akışı yönetimi ve kredi kaynaklarının doğru kullanımı ile doğrudan ilişkilidir. İşletme, faaliyetlerini sürdürebilmek için mevcut kredilerini düzenli ödemeli, yeni borçlanmalardan kaçınmalı ve likidite dengesini korumalıdır.

Tedbirler ve Takiplerin Durdurulması

Konkordato sürecinin en önemli sonucu, mahkeme kararıyla takiplerin durması ve borçlunun hukuki koruma altına alınmasıdır. Bu tedbir, borçlunun mallarına haciz uygulanmasını engeller ve işletmenin faaliyetlerinin kesintisiz devam etmesini sağlar.

Hacizlerin Durması ve Sözleşme Sürekliliği

Geçici mühlet süresince borçlu aleyhine yeni bir haciz işlemi başlatılamaz; mevcut icra takipleri de durur. Bu sayede işletme, üretim ve satış faaliyetlerine devam ederek gelir yaratmaya devam eder.

Ayrıca, konkordato mühleti boyunca kira, enerji, tedarik veya lisans sözleşmeleri gibi önemli sözleşmelerin feshi engellenebilir. Mahkeme, sözleşme sürekliliğini sağlayarak işletmenin ticari itibarının zedelenmesini önler.

Rehinli Alacaklıların Durumu

Konkordato sürecinde rehinli alacaklı durumu, özel bir düzenlemeye tabidir. Rehinli alacaklı, rehin konusu malın değerini aşan kısım için konkordato alacaklısı sayılır. Ancak rehinli malın paraya çevrilmesi için mahkeme onayı gerekir.

Bilirkişi ve Komiser Raporları

Konkordato sürecinde mahkeme, borçlunun beyanlarının doğruluğunu tespit etmek için bilirkişi incelemesi yaptırır ve sürecin yürütülmesi için bir veya birden fazla konkordato komiseri atar. Komiserin düzenlediği raporlar, konkordato planının başarı şansını belirleyen en kritik belgelerden biridir.

Fizibilite ve Sürdürülebilirlik Kriterleri

Komiser raporu kriterleri, planın uygulanabilirliği, gelir kaynaklarının güvenilirliği ve işletmenin sürdürülebilirliği üzerine yoğunlaşır. 2025 uygulamalarında, mahkemeler yalnızca gelir artışı vaat eden değil, aynı zamanda risk yönetimi stratejisi sunan planları kabul etmektedir.

Fizibilite değerlendirmesinde, işletmenin geçmiş finansal performansı, pazar payı, sektörel rekabet durumu ve gider optimizasyonu dikkate alınır. Gerçek dışı veya aşırı iyimser öngörüler planın reddine yol açabilir. Bu nedenle plan hazırlığı sırasında uzman mali müşavir desteği alınması önerilir.

Plan Başarısızlığında Yaptırımlar

Konkordato planının başarısız olması, ciddi sonuçlar doğurur. Mahkeme, konkordatonun feshine ve borçlunun iflasına karar verebilir. Bu durumda geçici ve kesin mühlet kararları ortadan kalkar, alacaklılar icra takibine devam edebilir.

Başvuru Dosyasının İçeriği

Konkordato talebinin kabulü, başvuru dosyasının eksiksiz ve doğru hazırlanmasına bağlıdır. Mahkemeler, belgelerdeki tutarlılık ve planın dayandığı finansal verilerin doğruluğu üzerinden karar verir.

Finansal Tablolar, Envanter, Alacaklı Listesi

Başvuru dosyasında yer alması gereken belgeler arasında; güncel bilanço, gelir tablosu, envanter listesi, alacaklı-borçlu listesi, nakit akış tablosu ve varsa teminatların dökümü bulunur. Küçük işletmelerin bu belgeleri hazırlarken bağımsız denetçi veya mali müşavir desteği alması, dosyanın güvenilirliğini artırır.

Plan Metni ve Dayanak Hesaplamalar

Konkordato planı, borçların nasıl, ne kadar sürede ve hangi kaynaklarla ödeneceğini ayrıntılı biçimde göstermelidir. Mali projeksiyon planı, bu kapsamda planın en önemli parçasıdır. Plan metninde ayrıca faiz oranları, borç indirimi, ödeme takvimi, garanti kaynakları ve alternatif senaryolar yer almalıdır. Bu planın altında bulunan dayanak hesaplamalar, bilirkişiler tarafından kontrol edilir. Hesaplamalarda mantık veya veri hatası tespit edilirse, plan güvenilirliğini kaybeder.

Şimdi ara