Diğer Makaleler

Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Suç Uydurma Suçu ve Asılsız Şikayetin Cezası Nedir?

Suç Uydurma Nedir? Hukuki Tanımı

Suç uydurma, bireyin hiç yaşanmamış bir olayı işlenmiş gibi göstererek adli mercileri yanıltmasıdır. Suç uydurma, Türk Ceza Kanunu kapsamında bir suç olarak değerlendirilir.

Bu suç tipi yalnızca yanlış bilgilendirmeyi değil, aynı zamanda asılsız ihbarlar nedeniyle boş yere zaman harcanacağından kamu düzenini koruma amacı da taşımaktadır.

TCK’daki Suç Uydurma Düzenlemeleri

Suç uydurma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 271. maddesinde düzenlenir.

TCK m. 271: İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.

Bu düzenleme ile hem haksız yere şüpheli konumuna düşen kişilerin korunması hem de yargının güvenilirliğinin sağlanması hedeflenir.

Asılsız İhbar ve Suçtan Kurtarma Halleri

Bir kimsenin bir konuda asılsız ihbar yapması durumunda mağdur itibar kaybına uğrayabilir, aynı zamanda haksız yere soruşturmalara muhatap olur. Asılsız ihbardan zarar gören yalnızca mağdur değil, aynı zamanda devlettir. Bu muamele; devleti doğru olmayan bir söylemi araştırmaya, soruşturmaya iter. Dolayısıyla devletin vaktini alıkoyar. Dolayısıyla asılsız ihbarın suç olmasının sebepleri üzerine suç atılan kimsenin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve devletin boş yere oyalanmasıdır.

Cezai Sorumluluk ve Yaptırımlar

Suç uydurma yalnızca bireyler arası bir ihtilaf değil, aynı zamanda devletin adalet mekanizmasına yönelik bir saldırı olarak kabul edilir. Bu nedenle kanun koyucu bu konuda yaptırımlar öngörmüştür.

Hapis ve Adli Para Cezaları

TCK 271’e göre suç uydurma cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Fakat bazı hallerde bu cezanın adli para cezasına çevrilebilme imkânı vardır.

İhbar Edenin Cezai Sorumluluğu

Asılsız ihbarcı şahsın sorumluluğu bakımından önemli olan, ihbarın gerçeğe aykırı olduğunun bilinerek yapılmasıdır. Kişinin bu ihbarı kasten, gerçeğe aykırılığını bilmesine rağmen yapması durumunda cezalandırılması söz konusu olacaktır. İhbarın kasten mi yoksa yanılma sonucu mu gerçekleştiğine mahkeme karar verir.

Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri

Asılsız şikâyet, mağdur açısından yalnızca adli değil, ekonomik ve psikolojik sonuçlar da doğurabilir. Kişinin itibarının sarsılmasına neden olabilir.

Mağdurun Tazminat Talep Etme Yolları

Asılsız ihbar mağduru olan kişinin hem maddi hem de manevi tazminat davası açma hakkı bulunur. Maddi tazminat kapsamında; avukatlık ücretleri, kişinin itibarının sarsılmasından dolayı kaybettiği iş geliri gibi maddi kayıplar vardır. Manevi tazminat kapsamında ise kişinin toplum içindeki saygınlığının zedelenmesi, aile ilişkilerinde bozulma ve psikolojik çöküntü gibi zararları bulunur.

Delil ve Zarar Tespit Yöntemleri

Tazminat davalarında ispat büyük önem taşır. Mahkemeler, zararların varlığını ve miktarını değerlendirmek için çeşitli araçlara başvurur. Örneğin; iş kaybı maaş bordroları ile, itibar kaybı tanık beyanlarıyla, psikolojik zarar ise uzman raporlarıyla ispat edilebilir.

Delil Toplama: İhbarcıya Karşı Kanıtlar

Bir mağdurun haklılığını ortaya koyabilmesi, topladığı delillerin gücüne bağlıdır. Bu nedenle asılsız şikâyet davalarında doğru ve zamanında delil toplamak mağduriyetin en büyük kanıtı olacağından büyük önem taşır.

Zaman Çizelgesi, İletişim Kayıtları ve Tanıklar

Olayın hangi tarihlerde gerçekleştiğini gösteren zaman çizelgeleri, telefon görüşmeleri, e-postalar, sosyal medya yazışmaları delil olarak kullanılabilir. Ayrıca olay hakkında bilgi sahibi olan tanıkların beyanları, davanın seyrini doğrudan etkileyebilir. Bu tür kanıtlarla hakkında asılsız ihbar yapılan kişi mağduriyetini ortaya koyabilmektedir.

İhbarın Kasıtlı Olduğu Delillerin Sunulması

İhbarın kasıtlı olarak yapılıp yapılmadığını gösterebilmek için bazı kanıtlama yolları mevcuttur. Asılsız ihbarcılar, çoğu zaman daha önce husumetinin bulunduğu kişilere bunu yapmaktadırlar. Yani mağdur, aralarında daha önce husumetin olduğunu, tehdit edildiğini, aralarında daha önce tartışma vb. durumların yaşandığını kanıtlarsa mahkeme bu delilleri değerlendirecektir. Bu yollar ile kişi mağduriyetini ortaya koyabilir ve ihbarın kasıtlı olduğunu, suçsuzluğunu ortaya koyabilir.

Savunma Stratejileri: İhbarcının Savunması

Her ihbarın asılsız olduğu sonucuna varılamaz. Kimi durumlarda ihbarcı, gerçekten suç işlendiğini düşünmüş olabilir. Bu noktada önemli olan ihbarcının iyi niyetini ortaya koyması ve kastının olmadığını kanıtlamasıdır.

Haklı İhbar Savunması ve Korunma Gerekçeleri

Bir kişi, makul şüpheye dayalı olarak ihbarda bulunmuşsa ve elindeki veriler suç ihtimalini gösteriyorsa, şüphelinin yerinde kim olsa bunu suç zannedecekti şeklinde bir kanıya varılabiliyorsa, şüpheli yaptığı ihbarın haklı bir ihbar olduğuna dair savunma gerçekleştirebilir.

İyi Niyet Testinin Uygulanması

İhbarcının kastının bulunup bulunmadığını gösteren husus iyi niyetli olup olmamasından geçer. Eğer ihbarcı, objektif bir gözlemle makul bir gerekçeye sahipse cezai sorumluluktan kurtulur. Ancak ihbarın bilinçli olarak yapıldığı ve mağdura zarar verme amacı güttüğü ispatlanırsa cezalandırma kaçınılmaz olur.

İdari Sonuçlar ve Hukuki Takip

Asılsız şikâyet yalnızca ceza mahkemelerinde değil, idari süreçlerde de sonuç doğurmaktadır.

Adli Sürecin Yanı Sıra İdari Soruşturmalar

Asılsız şikâyet ve suç uydurma, yalnızca ceza yargılamasına konu olmakla kalmaz, kamu görevlileri açısından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca idari yaptırımlar da doğurabilir. Kanunun disiplin hükümlerinde, memurların “gerçeğe aykırı beyanda bulunması, iftira veya isnatta bulunması” disiplin suçu olarak düzenlenmiş olup bu durumda ilgili memur hakkında idari soruşturma açılır.

Şikayetçi Konumunun Düzeltilmesi Usulleri

Asılsız şikayet nedeniyle haksız yere soruşturma veya kovuşturmaya uğrayan kişiler, suçsuzlukları kanıtlandıktan ve mahkemede bu yönde karar verildikten sonra hem adli sicil kayıtlarının hem de ilgili kurumlarda oluşan olumsuz kayıtların düzeltilmesini talep edebilir. Bu kapsamda, Adli Sicil Kanunu gereğince haksız yere açılmış davalara ilişkin kayıtların silinmesi için Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne başvurulabilir. Ayrıca, eğer kişi hakkında kamu kurumları nezdinde idari kayıtlar tutulmuşsa, bu kayıtların düzeltilmesi için ilgili idareye başvuru yapılması gerekir. Böylece, asılsız şikayet mağduru olan kişi hem hukuken hem de sosyal hayatta “temiz” bir sicile kavuşur ve itibarının iadesini sağlar.

Şimdi ara