Aile hukuku kapsamında yer alan nafaka , boşanma sürecinde veya sonrasında bir tarafın diğerine maddi destek sağlamasını ifade eder. Türk Medeni Kanunu’na göre birden fazla nafaka türü bulunmaktadır ve her biri farklı durumlar için öngörülmüştür. Mahkemeler nafaka miktarını belirlerken tarafların gelir durumu, yaşam standartları, kusur oranları, çocuğun ihtiyaçları ve ekonomik dengeyi gözetir. Her somut olay kendi şartlarında değerlendirilir.
-Yoksulluk Nafakası: Boşanma sonrası yoksulluğa düşecek olan taraf lehine bağlanır. Nafaka alacaklısının boşanmada ağır kusurlu olmaması ve ekonomik desteğe ihtiyaç duyması gerekir. Süresiz olarak bağlanabilir, ancak koşullar değiştiğinde artırılabilir, azaltılabilir veya kaldırılabilir.
-İştirak Nafakası: Velayeti kendisinde olmayan eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkıda bulunmasını sağlamak amacıyla verilen nafakadır. Çocuğun reşit olmasına kadar devam eder; eğitim sürüyorsa uzayabilir. Bu konu hakkında detaylı bilgi için ilgili makalemize buradan ulaşabilirsiniz.
-Tedbir Nafakası: Boşanma davası süresince, maddi durumu zayıf olan eş veya çocuk için mahkeme tarafından geçici olarak bağlanır. Davanın açılmasıyla birlikte talep üzerine ya da re’sen hükmedilebilir.
Nafaka miktarı belirlenirken mahkeme, tarafların maddi durumunu, yaşam standartlarını, gelir ve giderlerini, boşanmadaki kusur oranlarını ve varsa çocuğun ihtiyaçlarını dikkate alır. Talep eden kişinin gerçekten nafakaya muhtaç olup olmadığı, ödeme yükümlüsünün ekonomik gücüyle birlikte değerlendirilir.
Nafaka ödemesinin yasal dayanağı, temel olarak Türk Medeni Kanunu’dur. Kanunun 175. maddesi yoksulluk nafakasını, 182. maddesi iştirak nafakasını, 169. maddesi ise tedbir nafakasını düzenler.
Tarafların ekonomik koşullarında önemli değişiklikler yaşanması halinde, nafaka ödeyen kişi nafaka indirim davası açarak ödediği miktarın düşürülmesini talep edebilir. Bu tür durumlarda nafaka azaltma davası, özellikle gelir kaybı, sağlık sorunları veya başka bir bakmakla yükümlü olunan kişinin ortaya çıkması gibi sebeplere dayanır. Öte yandan, nafaka alan kişinin evlenmesi, düzenli gelire kavuşması ya da ihtiyaç halinin ortadan kalkması durumlarında ise nafakanın kaldırılması talebiyle mahkemeye başvurulabilir. Tüm bu talepler, mahkeme tarafından somut delillere dayalı olarak değerlendirilir.
Nafaka yükümlüsünün maddi durumunda zaman içinde meydana gelen değişiklikler, nafaka miktarının yeniden değerlendirilmesine neden olabilir. Gelirin azalması, iş kaybı, iflas, emeklilik, ağır sağlık sorunları veya yeni bir aile sorumluluğunun ortaya çıkması gibi durumlar mahkemeye sunularak nafakanın azaltılması veya nafaka yükümlülüğünün sona ermesi talep edilebilir. Bu tür değişiklikler, mahkemeye somut belgelerle ispatlandığında mevcut nafaka kararı gözden geçirilir.
Nafaka alacaklısının ekonomik koşullarında iyileşme olması, mevcut nafaka kararının gözden geçirilmesine yol açabilir ve nafaka davası şartları oluşturuyor olabilir. Alacaklının işe başlaması, düzenli gelire sahip olması, miras ya da mal edinmesi gibi gelişmeler, artık nafaka ihtiyacının kalmadığını gösterebilir. Bu gibi durumlarda nafaka yükümlüsü, nafakanın azaltılması ya da nafakanın kaldırılması talebiyle mahkemeye başvurabilir.
Tarafların yeniden evlenmesi, nafaka konusundaki hak ve yükümlülükleri etkileyen önemli bir durumdur. Özellikle nafaka alacaklısı hakları bakımından kişinin evlenmesi halinde, yoksulluk nafakası kendiliğinden sona erer veya bu durum mahkemece dikkate alınarak yoksulluk nafakası düşürme kararı verilebilir. Diğer yandan, nafaka yükümlüsünün ekonomik durumunda yaşanan olumsuzluklar, ya da çocukların ihtiyaçlarının değişmesi gibi durumlarda, mahkemeye başvurarak iştirak nafakası azaltma talebi gündeme gelebilir. Bu özel haller, nafaka miktarının yeniden düzenlenmesini sağlar.
Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsünün maddi durumundaki olumsuz değişiklikleri gerekçe göstererek mahkemeden nafaka miktarının azaltılmasını talep ettiği bir süreçtir.
Nafaka indirim veya kaldırma davası açmak isteyen kişi, öncelikle yetkili aile mahkemesine başvurmalıdır. Dava dilekçesi ile birlikte, maddi durumdaki değişiklikleri kanıtlayan belgeler sunulmalıdır. Bu belgeler arasında gelir belgeleri, banka hesap dökümleri, işten ayrılma ya da işe başlama belgeleri, sağlık raporları ve diğer ekonomik durumu gösterir evraklar bulunur. Nafaka davası dilekçesi içerisinde talebin açıkça belirtilmesi ve dava açma süresine dikkat edilmesi önemlidir. Hukuki süreçte profesyonel destek almak, davanın doğru yürütülmesi açısından faydalıdır.
Nafaka davasında mahkemeye gelir ve gider belgeleri, banka hesap özetleri,sağlık raporları gibi deliller sunulmalıdır. Savunmada, maddi durumdaki değişiklikler net ve doğru şekilde açıklanmalı, mahkemenin talep ettiği belgeler eksiksiz verilmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/5234 E., 2019/2146 K.sayılı kararı:“Taraflar, anlaşmalı boşanma davasında belirlenen nafaka yükümlülüğünü serbest iradeleriyle kabul etmişlerdir. Ancak, nafaka yükümlüsünün ekonomik durumu ağır şekilde bozulmuş ve nafaka alacaklısı kendi geçimini sağlayabilecek duruma gelmiştir. Bu nedenle, mahkemenin, nafakanın azaltılması veya kaldırılması yönünde karar vermesi gerekmektedir.”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/15229 E., 2013/13652 K.
Davacının (nafaka yükümlüsünün) aldığı maaşla küçük için hükmedilen nafakayı ödemesi ve kendi geçimini sağlaması mümkün gözükmediğine göre, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, nafakanın bir miktar indirilmesi hakkaniyet icabıdır.
Nafaka davalarında avukat, hukuki süreçlerin doğru ve etkin yürütülmesinde kritik bir rol oynar. Dava dilekçesinin hazırlanması, gerekli delillerin toplanması ve sunulması, mahkemede savunmanın yapılması gibi aşamalarda profesyonel destek sağlar. Ayrıca, sürecin hızlanması ve hak kaybının önlenmesi için zamanında ve eksiksiz belge sunumu önemlidir. Avukatın deneyimi, davanın olumlu sonuçlanmasında belirleyici olabilir.
Nafaka hukuku davalarında profesyonel destek, hak kayıplarını önlemek ve süreci doğru yönetmek için çok önemlidir. Deneyimli bir avukat, dava stratejisi belirler, gerekli belgeleri hazırlar ve mahkemede etkin savunma yapar. Bu sayede, davanın olumlu sonuçlanma ihtimali artar.
Nafaka miktarının doğru belirlenmesi için uzman görüşü büyük önem taşır. Mali müşavirler veya aile hukuku uzmanları, tarafların gelir ve giderlerini detaylı analiz ederek adil bir nafaka tutarı hesaplanmasına yardımcı olur. Bu sayede, hem ödeyen hem de alan tarafın hakları korunur.
Nafaka ve boşanma süreçlerinde anlaşmalı çözümler, tarafların uzlaşarak hak ve yükümlülüklerini belirlemelerini sağlar. Arabuluculuk ise taraflar arasında iletişimi güçlendirip, mahkeme sürecini hızlandıran etkili bir yöntemdir. Bu sayede, hem zaman hem de maliyet açısından avantaj elde edilir.