Düzenleme Ortaklık Payı (DOP), kentsel dönüşüm projelerinde, arsa sahiplerine projeden pay alma hakkı veren bir sistemdir. Bu pay, maliklerin mülkiyet haklarını korurken, dönüşümün finansmanına katkı sağlamayı amaçlar. Böylece, kentsel dönüşüm süreci hem adil hem de sürdürülebilir şekilde yönetilir.
Düzenleme Ortaklık Payı (DOP), kentsel dönüşüm projelerinde, arsa sahiplerinden alınan ve projenin finansmanına katkı sağlayan bir paydır. DOP, maliklerin haklarını dengelerken, dönüşümün maliyetlerini karşılamaya yardımcı olur. Böylece projelerin sağlıklı ve adil şekilde ilerlemesi sağlanır.
Düzenleme Ortaklık Payı (DOP), imar uygulamaları sırasında, kamu hizmetlerine ayrılacak alanlar (yol, park, yeşil alan vb.) için, taşınmaz maliklerinden bedelsiz olarak alınan payı ifade eder. DOP’un oranı, İmar Kanunu’nun 18. maddesi gereği, toplam parsel alanının %45’ini geçemez. DOP hukuki dayanakları itibarıyla kamusal yarar amacı taşıyan ve karşılıksız yapılan bir arazi düzenleme işlemidir.
Düzenleme Ortaklık Payı (DOP), imar planı düzenlemesi kapsamında yapılan arsa düzenlemesi ve taşınmaz düzenlemesi işlemlerinde önemli bir rol oynar. Kamu hizmetlerine ayrılacak alanlar (yol, park, okul vb.) DOP yoluyla karşılanarak, planlı kentleşmenin altyapısı oluşturulur. Bu sayede, hem kamusal ihtiyaçlar giderilir hem de taşınmaz sahipleri arasında adil bir paylaşım sağlanmış olur.
Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) kesintisinin hukuki dayanağı, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi ve ilgili yönetmeliklerdir. Bu düzenlemeye göre, imar uygulamaları sırasında parsellerden kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelsiz olarak en fazla %45 oranında DOP kesintisi yapılabilir. Uygulama, kamusal yararı gözetir ve yargı denetimine tabidir.
3194 sayılı İmar Kanunu, şehirlerin planlı gelişimini sağlamak amacıyla imar planlarının hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesine ilişkin temel kuralları belirler. Bu kanun; yapı ruhsatı, arsa düzenlemesi, Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) ve taşınmaz kullanım haklarına ilişkin esasları düzenler. Ayrıca, Arazi ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmelik gibi ikincil mevzuatlar da uygulamayı detaylandırır. Bu mevzuat bütünü, kentleşmenin dengeli ve hukuka uygun şekilde yürütülmesini amaçlar.
Belediye ve imar uygulamaları, yerel yönetimlerin şehir planlamasında üstlendiği en önemli görevlerden biridir. Belediyeler, sınırları içindeki imar planlarını hazırlama, onaylama ve uygulama yetkisine sahiptir. İl özel idareleri ise belediye sınırları dışında kalan yerlerde benzer yetkileri kullanır. Her iki idare de arsa düzenlemeleri, DOP kesintileri ve yapı ruhsatları gibi işlemleri mevzuata uygun şekilde yürütür.
-Danıştay 6. Dairesi'nin 20.11.1990 tarihli, E.1989/614, K.1990/2207 sayılı kararında, düzenleme yapılan alanda belediyenin özel mülkü varsa, bu taşınmazlardan da düzenlemeye giren diğer arazi ve arsalarla eşit oranda DOP alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu oranın en fazla %35 olması, %35’in altında düzenleme ortaklık payının yeterli olması halinde, belediyenin bu oranı %35’e tamamlama ve aradaki farkı kendi adlarına tapuya tescil ettirmeleri mümkün değildir.
-Danıştay 6. Dairesi'nin 22.10.1991 tarihli, E.1991/5, K.1991/2101 sayılı kararında, DOP olarak belirlenen ve düzenleme sahası içerisinde bulunan taşınmazlardan kesilen miktarın ancak yasa ile belirlenen amaçlar için kullanılabileceği, bu kesintilerin kullanılması suretiyle belediye adına parsel oluşturulmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
-21.06.1990 tarihli kararda AYM, DOP uygulamalarının, kamu hizmetine ayrılan alanlar temelinde orantılı şekilde yapılması ve mala değer artışı sağlanması hâlinde anayasal ihlal teşkil etmeyeceğini kabul etmiştir.
Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) kesintisi, imar uygulaması yapılan toplam alan üzerinden, kamuya ayrılacak yol, park, yeşil alan gibi yerlerin oranına göre hesaplanır. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre, bu kesinti hiçbir şekilde düzenlemeye giren parsellerin toplam alanının %45’ini geçemez. DOP oranı, tüm taşınmaz sahiplerine eşit uygulanır ve karşılıksız olarak alınır. Bu oran, imar planında öngörülen kamu kullanım alanlarının büyüklüğüne göre değişiklik gösterebilir.
DOP kesintisi, taşınmazın yüzölçümüne göre oransal olarak hesaplanır. DOP hesaplama yöntemi, imar uygulamasına giren toplam alandaki kamuya ayrılan ortak alanların oranına göre belirlenir. Ancak bu oran, kanunen %45’i geçemez. Taşınmazın büyüklüğü arttıkça, kesilen alan miktarı da artar, fakat oransal eşitlik korunur.
Düzenleme alanı, imar uygulaması yapılacak parsellerin tümünü kapsayan bölgedir ve bu alan içinde yer alan taşınmazlar için arsa düzenlemesi ve DOP kesintisi işlemleri yapılır. İmar planı kapsamı ise bu düzenleme alanında hangi alanların konut, ticaret, yol, park gibi kullanımlara ayrılacağını belirler. Bu kapsam, şehirlerin planlı ve dengeli gelişmesi için temel çerçeveyi oluşturur.
DOP kesintisinin sınırları, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesiyle çizilmiştir ve bu oran düzenlemeye giren toplam alanın %45’ini geçemez. Bu sınırın aşılması, mülkiyet hakkının ihlali sayılır. Malikler, DOP oranının hukuka aykırı şekilde belirlendiğini düşündüklerinde, DOP itiraz davası için idare mahkemesinde dava açabilir.