Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, kişisel bilgiler nüfus kaydına yanlış veya eksik yazılmışsa, bu hataların mahkeme kararıyla giderilmesini sağlayan bir hukuki yoldur. Kişinin doğum, ölüm, evlenme, boşanma gibi kişisel durumlarına ilişkin bilgiler; ilk kayıt sırasında, yeniden düzenleme esnasında ya da kayıtların kaybolması halinde hatalı girilmiş olabilir.
Bu davalar, genellikle nüfus müdürlüğünce yapılan maddi hataların düzeltilmesi ve soybağına ilişkin bilgilerin (çocuğun nesebi gibi) belirlenmesi amacıyla açılır.
Yanlış doğum tarihi ve ad-soyadı hataları davaları nüfus kaydında en sık karşılaşılan yanlışlıklardandır. Bir kimsenin doğum yılının nüfus kaydına yanlış girilmesi resmi işlemlerde sorun yaratmakla beraber kendisinin kişisel hak kayıpları yaşamasına da sebebiyet verebilir. Aynı durum yanlış isim-soyisim yazılmasında da geçerlidir.
Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 39. maddesi kapsamında yürütülür.
“TMK m. 39: Mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiçbir kaydında düzeltme yapılamaz.”
Bu maddeye göre, nüfus kayıtlarındaki yanlışlıkların düzeltilmesi mahkeme kararıyla mümkündür. Kişilik haklarının korunması, doğru kimlik bilgilerine sahip olunması ve toplumsal ilişkilerde güvenin sağlanması bu düzenlemeyle hukuken güvence altına alınır.
Sadece büyük bilgi yanlışlıkları düzeltmeye tabi değildir. Bazen küçük gibi görünen yazım yanlışları bile önemli hukuki sonuçlara, kişisel hak kayıplarına yol açabileceğinden düzeltme talepleri hem maddi hem de biçimsel hataları kapsayabilir.
Eğer bir kimsenin ismi nüfus memurunun hatası sebebiyle yanlış yazıldıysa ve harf hatası mevcutsa bu hata dava açmadan da nüfus müdürlüğüne başvurularak düzeltilebilir. Örneğin, Ayşe isminin Ayse olarak kayda geçirilmesi, bu duruma örnektir.
Kişinin cinsiyetinin nüfus kayıtlarında yanlış yazılması (kadın yerine erkek, erkek yerine kadın) durumunda da mahkeme kararı ile düzeltme yapılması mümkündür.
Bazı durumlarda ise düzeltme yalnızca mahkeme kararıyla mümkündür. Örneğin:
Bu tür örneklerde idari işlem yeterli olmaz, mutlaka yargı kararı gerekir.
Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Asliye hukuk mahkemeleri, kanunla başka bir mahkemeye açıkça verilmemiş tüm özel hukuk uyuşmazlıklarına bakmakla görevlidir. Nüfus kaydı düzeltilmesi davalarının Asliye hukuk mahkemesinde açılmasının sebebi, bu tür davaların kişilik haklarına ilişkin olması ve özel hukuk niteliği taşımasıdır.
Yetkili mahkeme, davacının ikamet ettiği yer Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Dava açılmadan önce bazı belgelerin hazırlanması ve dosyaya sunulması gerekir. Bu belgeler, dava dilekçesiyle birlikte mahkemeye sunularak işlemler başlatılır.
Kimlik fotokopisi ve nüfus kayıt örneği başvuruda bulunacak kişinin ihtiyaç duyacağı temel belgelerdir.
Yazılı belgelerin yeterli olmadığı hallerde tanık beyanları ve diğer ek deliller mahkemeye sunulacak önemli belgelerden olabilir. Özellikle yaş, isim ya da soybağı düzeltmelerinde tanıkların ifadeleri, mahkemenin kararında belirleyici olabilir. Ayrıca sağlık raporu, okul kayıtları, noter onaylı evraklar da destekleyici delil olarak kullanılabilir.

Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında süreç; talep edilen değişikliğe ve bu değişiklik için ileri sürülmüş delillere göre işler
Dava dilekçesinin mahkemeye sunulmasıyla birlikte, ön inceleme duruşması yapılır. Bu duruşmada delillere ilişkin usul işlemleri planlanır ve eksikler giderilir. Ardından esas duruşma aşamasına geçilir. Taraflar dinlendikten, deliller değerlendirildikten sonra mahkeme kararını verir. Karar düzeltmeye hükmederse, nüfus müdürlüğüne resmi bildirim yapılarak kayıt güncellenir.
İstinaf, bir mahkeme kararının üst mahkeme tarafından hem maddi olay hem de hukuki yönüyle yeniden incelenmesini sağlayan bir kanun yoludur.
“İstinaf” hakkında detaylı bilgiye ulaşmak istiyorsanız ilgili makalemiz için buraya tıklayabilirsiniz.
Temyiz işlemi, ilk derece mahkemelerince verilen yargı kararlarının esas ve usul açısından denetime tabi tutulduğu üst derece mahkemesidir.
Temyiz ve istinaf arasındaki temel fark mahkeme farkıdır.
Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında verilen kararlar, kural olarak istinaf yoluna açıktır. Yani ilk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflar bölge adliye mahkemesine (istinaf mahkemesi) başvurarak kararın yeniden incelenmesini talep edebilir.
Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre, istinaf sonrası temyiz hakkı her durumda tanınmamıştır.
Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre:
Bu nedenle, nüfus kaydının düzeltilmesi davasında kararın temyize götürülüp götürülemeyeceği, davanın konusuna göre değişiklik gösterir.
Birçok adli işlem gibi, nüfus kaydına ilişkin davalar da UYAP Vatandaş Portalı üzerinden başlatılabilmektedir. Davacılar kimlik bilgileriyle sisteme girerek dilekçelerini online sunabilir, evrak yükleyebilir ve süreci dijital olarak takip edebilir.
Anne adı ve yaş bilgisi hatalı olan nüfus kaydının düzeltilmesi talebiyle açılan davada, ilk derece mahkemesi davayı, kapalı nüfus kaydı üzerinde işlem yapılamayacağı ve yeterli delil sunulmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Ancak Yargıtay, nüfus kayıtlarının düzeltilmesinde hâkimin doğru sicil oluşturma ve resen araştırma yükümlülüğü bulunduğunu, gerektiğinde tanık beyanları ve DNA testi gibi delillere başvurulması gerektiğini belirterek, davanın eksik incelemeyle reddedilmesini usul ve yasaya aykırı bulmuş ve kararı bozmuştur. Bu karar, nüfus kayıtlarında doğru bilginin sağlanmasının kamu düzeni açısından taşıdığı önemi vurgulayan emsal bir içtihattır.
(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 12.04.2023 T., 2023/… E., 2023/… K.)