Kara para aklama, suçlardan elde edilen paranın kaynağını gizleyip yasal hale getirme işlemidir. Yani, suçla kazanılan parayı temizmiş gibi gösterme çabasıdır. Türk Ceza Kanunu’nda suç sayılan bu eylem, suç gelirlerinin ortaya çıkmasını engellemeyi ve suç faaliyetlerini finanse etmeyi zorlaştırmayı amaçlar. Bu nedenle kara para aklama suçu, hem suçla mücadelede hem de finansal düzenin korunmasında önemli bir konudur.
Kara para, suç faaliyetleri sonucu elde edilen ve kaynağı yasal olmayan parayı ifade eder.
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu, suç işlenerek elde edilen para veya değerli varlıkların kaynağını gizleyerek, bunları yasal gösterme veya ekonomiye dahil etme amacıyla yapılan her türlü işlemi ifade eder.
Kara para aklamanın temel unsurları arasında öncelikle, aklanan paranın veya malvarlığının bir suçtan elde edilmiş olması yer alır. Bu suçlar uyuşturucu ticareti, dolandırıcılık veya yolsuzluk gibi farklı türlerde olabilir. Aklamada ikinci önemli unsur, bu suç gelirinin kaynağının gizlenmesi veya maskeleme yoluyla tespit edilmesinin engellenmesidir. Üçüncü olarak, suç gelirlerine yasal bir görünüm kazandırılarak ekonomiye sokulması gerekir. Son olarak, bu işlemlerin fail tarafından bilinçli bir şekilde, yani suç gelirlerini aklama amacıyla yapılması gerekmektedir. Bu unsurlar bir araya geldiğinde kara para aklama suçu oluşur ve bu suç hukuk sistemi tarafından ciddi yaptırımlarla karşılanır.
Kara para aklama suçu, Türkiye’de TCK 282. maddesi ve ilgili diğer mevzuatlar ile düzenlenmiştir. Bu yasa, suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin gizlenmesi, kaynağının saklanması ve yasal hale getirilmesini suç sayar. Ayrıca, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun da kara para aklamayla mücadelede önemli yasal dayanaklar sağlar. Bu düzenlemeler, suç gelirlerinin ekonomiye karışmasını önlemek ve finansal sistemi korumak amacıyla uygulanır.
Türk Ceza Kanunu’nun 282. maddesine göre, suçtan elde edilen gelirleri yurt dışına aktaran ya da bunların kaynağını gizlemeye çalışan kişiler, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, suça doğrudan karışmamış olsa bile, bu gelirlerin suçla bağlantılı olduğunu bilerek kabul eden veya kullanan kişiler de hapis cezasına çarptırılır. Eğer bu fiiller, kamu görevlileri veya mesleği gereği bu tür işlemleri yapan kişiler tarafından gerçekleştirilirse, verilecek ceza daha da ağırlaştırılır.
Kara para aklamayla mücadelede Türkiye’de en yetkili kurum Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK)’tır. MASAK, şüpheli finansal işlemleri izleyerek, analiz eder ve gerektiğinde adli makamlara bildirir. Bu kapsamda finans kuruluşlarına raporlama yükümlülüğü getirir. Uluslararası kara para mücadelesi, FATF gibi kuruluşlarca belirlenen standartlarla yürütülür. Türkiye, FATF tavsiyeleri ile uyumlu hareket eder ve Birleşmiş Milletler ile Avrupa Konseyi sözleşmelerine taraf olarak kara parayla mücadelede iş birliği sağlar. Bu sayede sınır ötesi suç gelirlerinin takibi kolaylaşır.
Kara para aklama suçunun ispatı, paranın suçtan elde edildiğini ve kaynağının gizlenmeye çalışıldığını göstermeye dayanır. Bu süreçte banka kayıtları, para transferleri, malvarlığı belgeleri ve dijital izler gibi deliller toplanır. MASAK raporları, bilirkişi incelemeleri ve teknik takip gibi yöntemlerle para akışının suçla bağlantısı araştırılır.

Kara para aklama suçu, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Suç kamu görevlisi veya meslek sahibi tarafından işlenirse ceza artırılır.
Kara para aklama suçunda faile 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve yirmi bin güne kadar adli para cezası verilir. Hâkim, failin ekonomik durumuna göre günlük ödeme tutarını belirler. Bu da toplamda milyonlarca liraya ulaşabilen para cezaları anlamına gelebilir. Para cezası, hapis cezasına ek olarak uygulanır ve suçtan caydırıcılık amacı taşır. Suçun ağırlığına, failin konumuna ve suçun niteliğine göre ceza miktarı artırılabilir. Özellikle kamu görevlileri veya belirli meslek gruplarının suça karışması halinde daha ağır yaptırımlar uygulanır.
Kara para aklama suçu, bazı durumlarda nitelikli hal kazanır ve ceza artırılır.
Eğer suç;
-Kamu görevlisi tarafından, göreviyle bağlantılı şekilde işlenirse,
-Belirli meslek grupları (avukat, mali müşavir, banka çalışanı vb.) tarafından suistimal edilerek işlenirse,
-Örgütlü şekilde veya bir suç örgütü yararına işlenirse,
verilecek hapis ve para cezası artırılır. Bu tür durumlarda mahkeme, hem cezanın süresini uzatabilir hem de daha yüksek miktarda adli para cezası uygulayabilir. Bu artırım, suçun toplum üzerindeki etkisinin ve failin sorumluluğunun daha ağır kabul edilmesinden kaynaklanır.
Kara para aklama suçu bir şirket, vakıf, dernek gibi tüzel kişiler adına veya yararına işlenirse, doğrudan cezai sorumlulukları olmasa da güvenlik tedbirleri uygulanabilir. Bu durumda tüzel kişiler hakkında şu yaptırımlar uygulanabilir:
-Faaliyetten geçici veya kalıcı men,
-İzin ve ruhsat iptali,
-Mala el koyma kararı.
Bu önlemler, tüzel kişiliğin suçtan çıkar sağlamasını engellemek ve suç gelirlerinin sistem dışına çıkarılmasını önlemek amacıyla getirilmiştir.
Kara para aklama şüphesi MASAK tarafından savcılığa bildirilir, savcılık aklama suçu soruşturması başlatır ve delil toplar. Deliller yeterli ise dava açılır, mahkeme sanıkların savunmasını dinleyip karar verir. Suç sabit olursa ceza uygulanır, aksi halde beraat kararı verilir.
MASAK, kara para aklama şüphesi taşıyan işlemleri inceleyip analiz ederek ilgili savcılıklara bildirir, mali kuruluşların mevzuata uyup uymadığını denetler ve gerektiğinde yaptırım uygular. Ayrıca uluslararası kurumlarla iş birliği yaparak, uluslararası kara para mücadelesi için merkezi bir rol oynar.
Kara para ile mücadelede finans kuruluşlarının ve bankaların yükümlülüğü, şüpheli işlem ve faaliyetleri tespit edip yetkili mercilere bildirmektir. Bu kuruluşlar, müşterilerini tanıma (Müşteri Tanıma - KYC) prosedürlerini uygulamak, işlemleri sürekli izlemek, şüpheli durumlarda gerekli raporları düzenlemek ve saklamak zorundadır.
Kara para ile ilgili suçlarda savcılık soruşturması, şüpheli işlemlerin MASAK tarafından bildirilmesi veya başka yollarla elde edilen delillerin savcılığa intikal etmesiyle başlar. Savcılık, iddiaları araştırmak için delil toplar, tanıkları dinler ve gerekirse arama, el koyma gibi işlemler yapar. Soruşturma tamamlandıktan sonra, yeterli delil varsa kara para davası süreci başlar. Mahkeme aşamasında, sanıkların savunmaları alınır, deliller değerlendirilir ve hukuki kurallar çerçevesinde karar verilir. Suçun sabit olması durumunda cezalar uygulanır; aksi halde beraat kararı çıkar. Tüm süreçte adil yargılanma ilkesi gözetilir.