Diğer Makaleler

Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Karşılıksız Çek Suçunda İcra-Ceza Kesişimi

Karşılıksız Çek Suçu Tanımı ve Şartları

Karşılıksız çek suçu, bir icra ceza suçudur ve ibraz süresi içinde bankaya sunulan bir çekin, hesapta yeterli nakit karşılığının bulunmaması nedeniyle ödenmemesi durumunda oluşur. Banka bu durumda çekin arka yüzüne “karşılıksızdır” şerhi düşer ve bu işlem, suçun oluşumunu hukuken tamamlar.

Çek Kanunu ve TCK Kesişimi

5941 sayılı Çek Kanunu özel bir kanun olarak uygulanmakla birlikte, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) genel hükümleri bu suça da yön verir. Özellikle kast, kusur, hukuka uygunluk nedenleri ve zamanaşımı konularında TCK’nın genel hükümleri devreye girer.

Çek Kanunu’nun 5. maddesi, ceza sorumluluğunu düzenlemektedir.

Çek Kanunu m. 5: Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur…

TCK’daki genel suç teorisi, failin kastını ve kusur derecesini belirlemede önemlidir. Dolayısıyla karşılıksız çek suçu bakımından, çekin bilerek ve ödenmeyeceği bilinerek düzenlenip düzenlenmediği, failin cezai sorumluluğunu doğrudan etkiler.

Hukuki Unsurların Tespiti

Bu suçun hukuki unsurları;

  • Çekin usulüne uygun düzenlenmiş olması,
  • İbraz süresi içinde bankaya sunulması,
  • Hesapta yeterli karşılığın bulunmaması,
  • Bankanın “karşılıksızdır” işlemi yapmasıdır.

Ayrıca keşidecinin (senede ilk imza atan ve senedi düzenleyerek lehtara teslim eden kişinin) kusurlu davranışı, yani “karşılığı olmayan bir çeki düzenleme kastı” da aranır. Yalnızca yanlışlıkla veya dalgınlık sonucu yapılan teknik hatalar veya geçici hesap hareketleri bu kapsamda değerlendirilmez.

Ceza ve İcra Süreçlerinin Birlikte Yürütülmesi

Karşılıksız çek fiili hem ceza davasına hem de icra takibine konu olabilmektedir. Yani mağdur, bir yandan çeki tahsil etmeye çalışırken, diğer yandan fail hakkında cezai yaptırım uygulanması da mümkündür.

Bu durum, uygulamada “çek cezası icra ilişkisi” olarak bilinir ve iki yargı süreci çoğu zaman birbirine paralel yürür.

Ceza Hukuku hakkında genel bilgi sahibi olmak için buraya,

İcra Hukuku hakkına genel bilgi sahibi olmak içinse buraya tıklayabilirsiniz.

Cezaî Kovuşturma ile İcra Takibinin Paralel Yürütülmesi

Alacaklı, öncelikle icra dairesine başvurarak çek bedelini tahsil etmeye çalışabilir. Aynı zamanda karşılıksız çek suçu nedeniyle Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyette bulunabilir.

Hangi Durumda Önce Ceza, Sonra İcra vb.

Genellikle icra takibi önce başlatılır, çünkü alacaklı hızlı biçimde tahsilat hedefler. Ancak bazı durumlarda, özellikle failin adresinin belirsiz olduğu veya malvarlığını kaçırdığı hallerde, önce ceza süreci işletilerek failin sorumluluğu tespit edilir.

("İcra takibi Nedir?" başlıklı yazımıza buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda "İcra Takibine İtiraz Nasıl Yapılır? başlıklı yazımız da ilginizi çekebilir. Yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.)

Delil ve Banka Kayıtlarının Önemi

Her suçun ispatında, kayıtların varlığı dava sürecini büyük ölçüde etkiler. Karşılıksız çek suçunda da banka kayıtları ve dekontlar, hem ceza hem icra süreçlerinde delil değeri taşıyan en önemli unsurlardır.

Bir çekin karşılıksız kalıp kalmadığı, çoğu zaman yalnızca banka sistem kayıtlarıyla ispat edilir.

Hesap Hareketleri, Ödeme Emirleri ve Dekontlar

Çekin ibraz edildiği tarih, hesabın durumu, yatırılan teminatlar veya bloke tutarlar; bankadan alınacak dekontlar ve yazışmalarla ortaya konur. Bu belgeler, hem alacaklının tahsil hakkını hem de failin iyi niyet iddiasını destekler nitelikte olduğundan davanın seyrine etkisi bakımından çok önemlidirler.

Banka Yazılarının Delil Değeri

Bankadan gelen “karşılıksızdır” şerhi taşıyan yazı, resmî belge niteliğinde olup doğrudan delil değeri taşır ve dolayısıyla bu tür davalarda etkisi çok büyüktür.

Ayrıca bankanın ibraz anındaki hesap bakiyesini gösteren kayıtlar, ceza yargılamasında failin kastını belirlemede kritik önemdedir.

Savunma Yöntemleri: Kusur İspatı ve İyi Niyet

Karşılıksız çek suçu yargılamasında, sanığın savunması büyük ölçüde kusurun bulunmadığını veya iyi niyetli hareket ettiğini ispatlamaya dayanır. Bu kapsamda “çeki tahsil etmeme savunması” veya “hesapta geçici yetersizlik” gibi argümanlar öne sürülebilir.

Hesapta Geçici Yetersizlik Savunması

Bazı durumlarda çek ibraz edildiğinde hesapta geçici bir nakit eksikliği olabilir. Bu durumda sanık, çekin karşılıksız kalmasının iradesi dışında, geçici bir finansal durumdan kaynaklandığını ispatlarsa, cezai sorumluluğu ortadan kalkabilir.

Kusurun Bulunmadığını Gösterme Yolları

Karşılıksız çek suçunda kusurun bulunmadığını göstermek, sanığın cezai sorumluluktan kurtulması açısından büyük önem taşır. Çek hesabının kapatılması, çek yapraklarının kaybolması veya bankanın işlem hatası gibi durumlar kusur unsurunu ortadan kaldırabilir.

Ayrıca, çekin arkasında ciranta ya da lehtar değişikliklerinin olması, imza inkârı, çekin rızasız düzenlendiği ya da çalındığı yönündeki iddialar da dikkate alınabilir.

Sanık, bu hallerin ispatı için banka yazışmaları, hesap ekstresi, tanık beyanı ve bilirkişi raporu gibi delillere başvurabilir.

İcra Prosedürü ve Teminat Talepleri

Daha önce de bahsettiğimiz gibi, karşılıksız çek nedeniyle mağdur olan alacaklı, hem cezai süreci hem de icra takibini paralel biçimde yürütebilir.

Çek, İcra ve İflas Kanunu’nun 167. maddesi gereği kambiyo senedi niteliğinde olduğu için, doğrudan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine konu edilebilir. Bu süreç, alacaklının hızlı şekilde teminat veya tahsil imkânı elde etmesini sağlar.

Çek Alacağının İcra Takibi Süreçleri

Alacaklı, çekin karşılıksız çıkması üzerine icra dairesine başvurarak kambiyo senetlerine özgü takip talebi sunar. İcra müdürlüğü, borçluya ödeme emri gönderir; borçlu beş gün içinde borca veya imzaya itiraz edebilir. İtiraz edilmezse takip kesinleşir ve haciz aşamasına geçilir.

Bu aşamada alacaklının dikkat etmesi gereken nokta, çekin düzenlenme tarihi, ibraz süresi ve “karşılıksızdır” şerhinin usulüne uygun olup olmadığıdır. Çünkü şekil şartlarındaki eksiklikler, takibin iptaline neden olabilir.

Geçici Haciz ve Teminat Taleplerinin Sonuçları

İcra süreci devam ederken, alacaklı ihtiyati haciz veya geçici teminat talebinde bulunabilir. Bu, borçlunun malvarlığını kaçırmasını önlemek için alınan bir güvence tedbiridir. Mahkeme, borcun muacceliyetini ve alacaklının haklılığını değerlendirerek, belirli bir teminat yatırılması koşuluyla ihtiyati haciz kararı verebilir.

Geçici haciz kararı alındığında, borçlunun taşınır veya taşınmaz mallarına haciz şerhi konulabilir. Ancak bu karar, kesin haciz hükmü doğurmaz; borçlunun itirazı üzerine kaldırılabilir veya kesinleşebilir.

2025 İçtihatları ve Uygulama Notları

Son yıllara ait Yargıtay kararları, emsal nitelikte aşağıdaki başlıkta yer alacaktır.

Yargıtay Kararları Işığında Pratik Uygulama

Somut olayda, sanık tarafından düzenlenen çekin bankaya ibraz edilmesi üzerine “karşılıksızdır” işlemi yapılmış; yerel mahkemece, sanığın 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde, çekin ibraz süresi içerisinde karşılıksız kaldığı, ancak sanığın çek bedelini icra takibi aşamasında tamamen ödediği ve mağdurun da şikâyetinden vazgeçtiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5941 sayılı Kanun’un 5/10. fıkrası gereğince çek bedelinin tamamen ödenmesi halinde cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacağı dikkate alınarak, mahkûmiyet hükmü yerine davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

Bu nedenlerle, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmüş; hükmün 5271 sayılı CMK’nın 302. maddesi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.

(Yargıtay 19. Ceza Dairesi, E. 2019/2465, K. 2020/3987, T. 12.10.2020)

Şimdi ara