Diğer Makaleler

Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Evlilik Öncesi Mal Rejimi Sözleşmesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Evlilik Öncesi Mal Rejimi Sözleşmesi Nedir?

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesi, evlenecek çiftlerin malvarlıklarının yönetimi, paylaşımı ve korunmasına ilişkin hak ve yükümlülüklerini önceden belirleyen yazılı bir anlaşmadır. Bu sözleşme ile taraflar, evlilik sürecinde ve boşanma durumunda mal paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşamamak için kuralları baştan kararlaştırırlar. Türkiye’de bu sözleşme, Medeni Kanun kapsamında düzenlenir ve evlilik öncesinde noterde veya mahkemede resmi şekilde yapılabilir. Böylece, tarafların malvarlıkları üzerindeki hakları netleşir ve olası hukuki sorunlar önlenir. ("Boşanmada Mal Paylaşımı Davası" başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.)

Yasal Dayanak ve TMK 202-206

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmeleri, Türk Medeni Kanunu’nun 202 ila 206. maddeleriyle düzenlenmiştir. Bu maddeler, tarafların mal rejimini serbestçe belirleyebilmesine olanak tanırken, sözleşmenin şekil ve içerik şartlarını da açıkça belirtir. TMK 202-206 hükümleri, sözleşmenin geçerliliği, tarafların hak ve yükümlülükleri ile mal rejiminin türleri hakkında temel kuralları içerir. Bu yasal çerçeve, evlilik öncesi mal rejimi sözleşmelerinin hukuki güvenliğini sağlar ve taraflar arasında olası uyuşmazlıkların önüne geçer.

Sözleşmenin Tarafları ve Şekli

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesinin tarafları, evlenmeyi planlayan çiftlerdir. Bu sözleşme, her iki tarafın özgür iradesiyle, karşılıklı rıza göstererek hazırlanmalıdır. Sözleşmenin geçerli olabilmesi için kanunda öngörülen şekil şartlarına uyulması zorunludur; genellikle sözleşme, noter huzurunda yazılı şekilde düzenlenir veya mahkeme onayına sunulur. Yazılı ve resmi şekilde yapılmayan mal rejimi sözleşmeleri, hukuken geçersiz sayılır. Bu nedenle, tarafların haklarını korumak adına şekil şartlarına dikkat etmek büyük önem taşır. ("Evlilik Sözleşmesi Nasıl Hazırlanır?" başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.)

Mal Rejimi Türleri

Türk Medeni Kanunu’nda evlilikte uygulanabilecek üç temel mal rejimi türü bulunmaktadır: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, Mal Ortaklığı Rejimi ve Mal Ayrılığı Rejimi.

  • Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, en yaygın kullanılan rejim olup, evlilik sırasında kazanılan malların ortak sayıldığı, ancak evlilik öncesi kişisel malların ayrıldığı bir sistemdir.
  • Mal Ortaklığı Rejiminde ise, evlilik öncesi ve sonrası edinilen tüm mallar ortak mal kabul edilir ve paylaşılır.
  • Mal Ayrılığı Rejiminde ise tarafların malvarlıkları tamamen ayrı tutulur; evlilik süresince edinilen mallar bile kişisel mal olarak kalır.

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesi ile çiftler, bu rejimlerden hangisini tercih edeceklerini belirleyebilir ve buna göre haklarını düzenleyebilirler.

Edinilmiş Mallara Katılma

Edinilmiş mallara katılma rejimi, Türk Medeni Kanunu’nun en yaygın mal rejimi türüdür ve evlilik süresince eşlerin birlikte kazandıkları malların paylaşımına dayanır. Bu rejimde, evlilik öncesi edinilen mallar eşlerin kişisel malı olarak kalırken, evlilik süresince kazanılan gelir, tasarruf edilen para ve elde edilen mallar “edinilmiş mal” sayılır. Boşanma veya eşlerden birinin ölümü halinde, edinilmiş mallar üzerinde paylaşım yapılır; ancak kişisel mallar bu paylaşımın dışındadır. Bu sistem, eşler arasında adil bir mal paylaşımı sağlamayı amaçlar ve evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesi ile tercih edilebilir.

Mal Ayrılığı ve Paylaşmalı Mal Ayrılığı

Mal Ayrılığı Sözleşmesi, evlilik süresince ve sonrasında eşlerin malvarlıklarının tamamen ayrı tutulduğu bir sistemdir. Bu rejimde, eşlerin gelirleri ve malları birbirinden bağımsızdır ve evlilik boyunca edinilen mallar bile kişisel mal olarak kabul edilir. Dolayısıyla, boşanma halinde mal paylaşımı yapılmaz; her eş kendi mal varlığı üzerinde tasarruf hakkına sahiptir.

Paylaşmalı Mal Ayrılığı ise, mal ayrılığı rejiminin bir türü olup, eşlerin malvarlıkları ayrı tutulmakla birlikte, evlilik sona erdiğinde belirli durumlarda mal paylaşımı yapılmasını öngörür. Bu rejimde, taraflar arasında evlilik süresince edinilen malların paylaşımı konusunda önceden anlaşma sağlanabilir. Paylaşmalı mal ayrılığı, daha esnek ve tarafların isteklerine göre şekillenebilen bir mal rejimi seçeneğidir.

Sözleşmede Dikkat Edilecek Maddeler

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesi hazırlanırken, tarafların hak ve yükümlülüklerini net ve açık şekilde belirten maddelere özen gösterilmelidir. Sözleşmede; mal rejimi türü, kişisel malların kapsamı, ortak malların paylaşımı, borçların sorumluluğu, mal tasarruf yetkileri ve olası boşanma durumunda mal paylaşımının nasıl yapılacağı gibi hususlar detaylı şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca, ileride doğabilecek ihtilafları önlemek için tarafların hak ve menfaatlerini koruyan hükümler eklenmeli, hukuki terimlerin doğru kullanılması sağlanmalıdır. Eksik veya belirsiz maddeler, ileride sorun yaratabileceğinden, sözleşmenin hazırlanmasında uzman desteği almak önemlidir.

Malvarlığına Dair Açık Düzenlemeler

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesinde, tarafların malvarlığına dair açık ve net düzenlemeler yapmak büyük önem taşır. Sözleşmede, hangi malların kişisel, hangi malların ortak mal sayılacağı, mal edinme ve tasarruf şekilleri, borçların nasıl paylaşılacağı gibi konular detaylı şekilde belirtilmelidir. Böylece, olası anlaşmazlıkların önüne geçilir ve tarafların hakları korunur. Ayrıca, malvarlığına ilişkin düzenlemeler, evlilik boyunca ve boşanma halinde uygulanacak esasları belirleyerek, her iki taraf için de hukuki güvence sağlar.

Borçların Paylaşımı

Evlilik sözleşmesinde borç paylaşımı konusu kritik bir yer tutar. Borç paylaşımı evlilik sözleşmesi içinde açıkça belirtilmeli, hangi borçların ortak hangilerinin kişisel olduğu net şekilde düzenlenmelidir. Bu sayede taraflar, evlilik süresince ve sonrasında doğabilecek mali sorumlulukları önceden belirleyerek olası anlaşmazlıkların önüne geçebilirler.

Tapu ve Banka Kayıtları Açısından Önemi

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesi hazırlanırken, tapuya ekli mal rejimi sözleşmesi olması, taşınmazların mülkiyet durumunun netleşmesi açısından büyük önem taşır. Böylece, tapu kayıtlarında sözleşmenin varlığı açıkça görülür ve tarafların hakları güvence altına alınır. Bu uygulama, mal rejimine ilişkin uyuşmazlıkların önlenmesine ve taşınmazların tasarrufunda şeffaflığa katkı sağlar.

Taşınmazların Sözleşmeye Eklenmesi

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesine, tarafların sahip olduğu taşınmazların açıkça belirtilerek eklenmesi önemlidir. Bu sayede, hangi taşınmazların kişisel mülkiyet kapsamında olduğu ya da ortak mal olarak sayıldığı netleşir. Taşınmazların sözleşmeye eklenmesi, ileride ortaya çıkabilecek mülkiyet anlaşmazlıklarını önler ve tarafların haklarını korur. Ayrıca, taşınmazlar üzerinde yapılacak tasarruflarda hukuki güvence sağlar ve sözleşmenin kapsamını genişletir.

Ortak Hesap Düzenlemeleri

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesinde, çiftlerin sahip olabileceği ortak banka hesaplarına dair düzenlemeler yapmak önemlidir. Bu düzenlemelerde, ortak hesabın yönetimi, hesap üzerindeki para giriş-çıkış işlemleri ve hesap sahibinin tasarruf yetkileri detaylı şekilde belirlenmelidir. Ortak hesap düzenlemeleri, malvarlığı paylaşımında şeffaflık sağlar ve olası maddi anlaşmazlıkların önüne geçer. Ayrıca, ortak hesapların kullanımına ilişkin kuralların sözleşmede açıkça yer alması, tarafların mali sorumluluklarını netleştirir.

Geçerlilik Şartları ve Noter Onayı

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde hazırlanması ve tarafların özgür iradesiyle imzalaması gerekmektedir. Ayrıca, sözleşmenin resmi ve hukuki güvenceye sahip olması için noter onayı mal rejimi sürecinde zorunlu bir adımdır. Noter onayı, tarafların haklarını korur ve sözleşmenin geçerliliğini sağlar; aksi halde sözleşme mahkemelerce geçersiz sayılabilir.

Zorunlu Şekil Şartları

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesinin geçerli olması için kanunda belirlenen zorunlu şekil şartlarına uyulması gerekir. Bu şartlar arasında, sözleşmenin yazılı şekilde hazırlanması, tarafların özgür iradesiyle imzalaması ve genellikle noter huzurunda gerçekleştirilmesi yer alır. Ayrıca, sözleşmenin içeriğinin kanuna uygun olması ve iki tarafın da rızasının tam olması gereklidir. Bu zorunlu şekil şartları, sözleşmenin hukuki geçerliliği ve tarafların haklarının korunması açısından kritik öneme sahiptir.

Noter Ücret ve Masrafları

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesinin geçerlilik kazanabilmesi için genellikle noter onayı gereklidir ve bu süreçte belirli ücret ve masraflar ortaya çıkar. Noter ücret ve masrafları,sözleşmenin kapsamına, sayfa sayısına ve işlem yapılan noterin tarifesine göre değişiklik gösterebilir. Taraflar, bu maliyetleri birlikte üstlenebilir veya sözleşmede farklı şekilde belirleyebilir. Noter masraflarının önceden bilinmesi, tarafların bütçesini planlamasına yardımcı olur ve sürecin sorunsuz tamamlanmasını sağlar.

2025’te Yargı Kararlarında Öne Çıkan Noktalar

2025 Yargıtay kararları, özellikle tazminat ve haksız fiil davalarında önemli ve emsal kararlar vermiştir. Anayasa Mahkemesi ise hukuki güvenliği ve adil yargılanma hakkını vurgulamıştır. Bu gelişmeler, yargı sisteminde etkinlik, içtihat birliği ve hukuki güvenceyi artırmayı amaçlamaktadır.

Sözleşme Geçersizliği Durumları

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesinin geçersiz sayılması halinde, mahkeme tarafından iptal edilir. Geçersiz mal rejimi sözleşmesi, tarafların özgür iradesi olmaması, yazılı ve resmi şekil şartlarına uyulmaması veya hukuka aykırı hükümler içermesi gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Ayrıca, kamu düzenine aykırı olan veya kanunların izin vermediği hükümler içeren sözleşmeler de geçersiz sayılır.

Uyuşmazlık Halinde Uygulanacak Hükümler

Evlilik öncesi mal rejimi sözleşmesinde anlaşmazlık çıkması durumunda, taraflar arasındaki ihtilafların çözümünde sözleşmede belirtilen hükümler esas alınır. Eğer sözleşmede açık bir düzenleme yoksa, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddeleri uygulanır. Mahkemeler, uyuşmazlığı çözerken tarafların sözleşmedeki hak ve yükümlülüklerini göz önünde bulundurur. Bu nedenle, sözleşmede uyuşmazlık durumlarına dair net ve kapsamlı hükümler bulunması, ileride yaşanabilecek sorunların önüne geçilmesinde büyük önem taşır.

Şimdi ara