Diğer Makaleler

Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Yapay Zeka Ürünlerinde Hukuki Sorumluluk ve İçerik Üretenlere Öneriler

Yapay Zekâ Üretimi ve Hukuki Çerçeve

Yapay zekâ ürünleri hukuk alanında her geçen gün daha fazla tartışma konusu haline gelmektedir. Yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerin sayısının artması, bu içeriklerin kime ait olduğu ve bu içeriklerden doğabilecek zararların kim tarafından üstlenileceği gibi soruları da beraberinde getirmektedir. Mevcut hukuk sistemleri, doğrudan yapay zekâ teknolojilerine özgü kurallar içermemekle birlikte, yapay zekâ ürünleri hukuk kapsamında değerlendirildiğinde, sorumluluk genellikle bu teknolojileri geliştiren, kullanan veya bunlardan fayda sağlayan insanlara ya da kuruluşlara yüklenmektedir. Bu nedenle içerik üretenlerin, kullandıkları yapay zekâ araçlarının hukuki etkilerini iyi analiz etmeleri ve olası risklere karşı dikkatli olmaları gerekmektedir. Yapay zekâ ürünleri hukuk açısından değerlendirildiğinde, şeffaflık, denetim ve sorumluluk ilkeleri ön plana çıkmaktadır. ("Yapay Zeka İle Üretilen İçeriğin Hukuki Sorumlulukları" başlıklı makalemize buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.)

FSEK Kapsamında Eser Niteliği

Yapay zekâ ürünleri hukuk açısından incelendiğinde, içeriklerin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında "eser" sayılıp sayılamayacağı temel bir tartışma konusudur. FSEK’e göre bir çalışmanın eser sayılabilmesi için, sahibinin hususiyetini taşıması ve estetik bir değer barındırması gerekir. Ancak yapay zekâ tarafından oluşturulan içeriklerde "insan yaratıcılığı" unsurunun bulunup bulunmadığı, bu ürünlerin FSEK kapsamında korunup korunamayacağı sorusunu gündeme getirir. Güncel hukuk yorumlarına göre, yalnızca insan tarafından oluşturulan özgün içerikler eser olarak kabul edilmekte; dolayısıyla yapay zekâ tarafından otomatik olarak üretilen içerikler kural olarak eser niteliği taşımamaktadır. Bu bağlamda, yapay zekâ ürünleri hukuk perspektifinden değerlendirildiğinde, yapay zekâ destekli içeriklerin FSEK korumasına alınabilmesi için insan katkısının varlığı ve bu katkının belirginliği büyük önem taşımaktadır. ("Fikri ve Sınai Haklar Hukuku" başlıklı yazımıza buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.)

Yapay Zekâ Ürünlerinin Mülkiyeti

Yapay zekâ ürünleri hukuk açısından değerlendirildiğinde, bu ürünlerin mülkiyeti konusu, hukuki belirsizliklerin en yoğun olduğu alanlardan biridir. Yapay zekâ tarafından oluşturulan içeriklerin kime ait olduğu sorusu, ne Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda ne de diğer özel yasalarda açıkça yanıtlanmıştır. Mevzuatımızda eser sahipliği insanlara özgülenmiştir; dolayısıyla bir yapay zekânın kendi başına eser sahibi ya da hak sahibi olması hukuken mümkün değildir.

İçerik Üreticilerinin Sorumlulukları

Yapay zekâ ürünleri hukuk kapsamında, içerik üretici sorumluluğu giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Yapay zekâ destekli araçlarla oluşturulan içerikler her ne kadar otomatik sistemler tarafından üretilse de, bu içeriklerin hukuki sonuçlarından çoğunlukla kullanıcı yani içerik üreticisi sorumlu tutulur. Çünkü hukuk düzeni, yapay zekânın özerk bir hukuki kişiliği olmadığından, ortaya çıkan sonuçların sorumluluğunu insanlara yüklemeye devam etmektedir.

İçerik üreticileri, özellikle şu konularda dikkatli olmalıdır:

  • Telif Hakkı İhlalleri: Yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerin, üçüncü kişilere ait eserleri izinsiz kullanması durumunda kullanıcılar telif hakkı ihlali nedeniyle sorumlu tutulabilir.
  • Yanıltıcı veya Zararlı İçerik: Yapay zekâ ile üretilen içerikler; yanlış bilgi yayma, kişilik haklarını ihlal etme veya ticari itibar zedeleme gibi sonuçlar doğurursa, içerik üreticisi hem hukuki hem cezai sorumlulukla karşılaşabilir.
  • Veri Güvenliği ve Gizlilik: Yapay zekâ araçlarının eğitildiği verilerin kaynağına dikkat edilmemesi durumunda, kişisel verilerin izinsiz kullanımı gibi ihlaller söz konusu olabilir.

Bu nedenle içerik üreticilerinin, kullandıkları yapay zekâ sistemlerinin çalışma prensiplerini ve veri kaynaklarını anlamaları, kullanım şartlarını dikkatlice incelemeleri ve doğabilecek hukuki riskleri öngörerek hareket etmeleri gerekmektedir. Yapay zekâ ürünleri hukuk açısından değerlendirildiğinde, “otomatik üretim” bahanesi, sorumluluktan kaçış için bir gerekçe oluşturmaz.

Telif Hakkı İhlali Riskleri

Yapay zekâ ürünleri hukuk çerçevesinde en çok karşılaşılan sorunlardan biri, telif hakkı ihlali riskidir. Yapay zekâ ile oluşturulan içerikler, çoğu zaman büyük veri kümeleriyle eğitilmiş sistemler tarafından üretilir. Bu veri kümeleri, izinsiz şekilde alınmış telif hakkına tabi eserleri içerebilir. Sonuç olarak, yapay zekâ aracılığıyla üretilen içerikler, farkında olunmadan başka eserleri taklit edebilir, türev eser oluşturabilir veya mevcut eserlerin kopyasını ortaya koyabilir. Bu durum, hem maddi hem hukuki açıdan ciddi sorumluluklar doğurabilir.

Kişilik Hakkı İhlali Olasılıkları

Kişilik hakkı ihlali yapay zekâ kullanımıyla birlikte daha karmaşık ve görünmez bir hâl almıştır. Yapay zekâ tarafından üretilen içerikler; bir kişinin adı, görüntüsü, sesi veya özel hayatına ilişkin bilgileri izinsiz kullanarak o kişinin kişilik haklarını ihlal edebilir. Özellikle sahte görseller, yanıltıcı metinler ya da deepfake videolar gibi üretimlerde bu risk oldukça yüksektir. Yapay zekâ ürünleri hukuk çerçevesinde değerlendirildiğinde, bu tür ihlallerden doğacak sorumluluk genellikle içerik üreticisine ait olup, ihlalin niteliğine göre hem maddi tazminat hem de ceza hukuku kapsamında yaptırımlarla karşılaşılabilir. Bu nedenle içerik üretenlerin, gerçek kişilere ilişkin verileri işlerken açık rıza alma yükümlülüğünü dikkate almaları ve yapay zekâ ile üretilen içeriklerin hukuki sonuçlarını öngörebilecek düzeyde dikkatli davranmaları büyük önem taşır.

Haksız Rekabet ve Ticari Sorumluluk

Haksız rekabet yapay zekâ teknolojilerinin ticari alanlarda kullanılmasıyla birlikte daha karmaşık ve sıkça karşılaşılan bir hukuki sorun haline gelmiştir. Yapay zekâ ile üretilen içeriklerin ticari amaçlarla kullanılması sırasında, rakip firmaların itibarını zedeleyici, yanıltıcı veya rekabet kurallarına aykırı uygulamalar ortaya çıkabilir. Özellikle marka ihlali, ticari sırların izinsiz kullanımı veya yanıltıcı reklam gibi durumlar haksız rekabet yapay zekâ bağlamında ciddi sorumluluklar doğurabilir. Bu nedenle, yapay zekâ ürünleri hukuk perspektifinden, içerik üreticilerinin ve kullanıcıların, ürettikleri ve kullandıkları içeriklerin ticari alanda hukuka uygunluğunu sağlamak için özen göstermeleri gerekmektedir. Aksi takdirde, hem maddi tazminat talepleriyle hem de itibar kaybı ile karşılaşmaları kaçınılmaz olacaktır.

Yanıltıcı İçeriklerin Etkisi

Yapay zekâ ürünleri hukuk açısından değerlendirildiğinde, yanıltıcı içeriklerin oluşturulması ve yayılması ciddi hukuki ve toplumsal sorunlar doğurabilir. Yapay zekâ teknolojileriyle üretilen içerikler, yanlış bilgi, manipülasyon veya kasıtlı yanıltma amaçlı kullanıldığında hem bireylerin hem de kurumların hakları zarar görebilir. Bu tür içerikler, tüketicilerin yanlış yönlendirilmesine, itibar kaybına, maddi zararlara ve hatta kamu düzeninin bozulmasına yol açabilir.

İçerik üreticileri, yapay zekâ tarafından oluşturulan yanıltıcı içeriklerin doğurabileceği hukuki sorumlulukların bilincinde olmalıdır. Yanıltıcı içeriklerin tespiti ve önlenmesi için gerekli önlemleri almak, doğru ve güvenilir bilgi sağlamaya özen göstermek, hem etik hem de hukuki açıdan büyük önem taşır. Aksi takdirde, yanıltıcı içeriklerden kaynaklanan zararlar için tazminat talepleri ve cezai yaptırımlar gündeme gelebilir. Bu bağlamda, yapay zekâ ürünleri hukukunda içerik üreticilerinin dikkatli ve sorumlu davranması gerekmektedir.

Haksız Rekabet Davaları

Yapay zekâ ürünleri hukukunda haksız rekabet davaları giderek yaygınlaşmaktadır. Yapay zekâ ile üretilen içeriklerin ticari amaçla kullanılması sırasında rakiplerin haklarına zarar verilmesi veya haksız avantaj sağlanması durumunda, mağdurlar tazminat ve önleyici tedbir talep edebilir. Haksız rekabet yapay zekâ bağlamında özellikle yanıltıcı reklam, marka ihlali ve ticari sırların ifşası öne çıkar. Mahkemeler, içerik üreticisi ve yapay zekâ kullanıcılarının sorumluluğunu inceleyerek gerekli yaptırımları uygulamaktadır. Bu nedenle, ticari faaliyetlerde hukuka uygun hareket etmek önemlidir.

Veri Koruma ve KVKK Uyumu

Yapay zekâ ürünleri hukukunda, KVKK uyumu veri işleme süreçlerinde büyük önem taşır. Yapay zekâ sistemlerinin çalışması için toplanan veriler arasında kişisel bilgiler bulunuyorsa, bu verilerin Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde hukuka uygun, şeffaf ve güvenli şekilde işlenmesi zorunludur. KVKK uyumu veri koruma açısından hem bireylerin haklarını güvence altına alır hem de kurumları ağır idari yaptırımlardan korur.

Bu nedenle içerik üreticileri ve yapay zekâ sistemlerini kullananlar, KVKK uyumu veri işlemlerini titizlikle yönetmeli; açık rıza almak, veri minimizasyonu yapmak ve gerekli güvenlik önlemlerini uygulamak gibi yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmelidir. Böylece hukuki riskler azaltılır ve yasalara uygun bir yapay zekâ kullanımına zemin hazırlanmış olur. ("Kişisel Verilerin Korunması Kanunu" ile ilgili makalemize buradan ulaşabilirsiniz.)

Eğitim Verilerinde Kişisel Veri

Yapay zekâ ürünleri hukukunda, eğitim verilerinde kişisel veri kullanımı hassas bir konudur. Yapay zekâ sistemleri, öğrenme süreçlerinde büyük miktarda veri kullanır ve bu veriler arasında kişisel bilgiler yer alabilir. Ancak kişisel verilerin korunması, özellikle KVKK kapsamında, eğitim verilerinin toplanması, işlenmesi ve saklanması aşamalarında ciddi yükümlülükler getirir.

Eğitim verilerinde kişisel veri kullanılırken, veri sahiplerinden açık rıza alınması, verilerin amaca uygun, sınırlı ve güvenli şekilde işlenmesi zorunludur. Aksi takdirde, hem bireylerin mahremiyeti ihlal edilir hem de veri sorumluları hukuki yaptırımlarla karşılaşabilir. Yapay zekâ ürünleri hukukunda, eğitim verilerinde kişisel veri kullanımı konusunda titiz davranmak, hem etik hem de hukuki açıdan kritik öneme sahiptir.

Anonimleştirme Teknikleri

Yapay zekâ ürünleri hukukunda, kişisel verilerin korunması için anonimleştirme teknikleri büyük önem taşır. Anonimleştirme, verilerin kişisel kimlikle ilişkilendirilmesini engelleyecek şekilde dönüştürülmesidir. Böylece eğitim verileri KVKK uyumu veri işleme standartlarına uygun hale gelir ve veri sahiplerinin gizliliği korunur. Yaygın yöntemler arasında veri maskeleme, genelleme ve rastgeleleştirme bulunur. İçerik üreticilerinin bu teknikleri kullanması hukuki riskleri azaltır ve veri güvenliğini sağlar.

Uluslararası Düzenlemeler ve 2025 Gelişmeleri

Yapay zekâ ürünleri hukukunda, uluslararası düzenlemeler giderek önem kazanmaktadır. Farklı ülkeler ve uluslararası kuruluşlar, yapay zekânın etik kullanımı ve hukuki sorumluluklarına dair standartlar geliştirmekte, riskleri azaltmaya yönelik yeni kurallar hazırlamaktadır. 2025 yılında, bu alanda yürürlüğe girmesi beklenen yeni düzenlemelerle birlikte, yapay zekâ ürünleri hukukunda daha net ve kapsamlı kuralların uygulanması öngörülmektedir.

Bu gelişmeler, özellikle yapay zekâ ile oluşturulan içeriklerin mülkiyeti, sorumluluk paylaşımı ve veri koruma alanlarında uluslararası uyumu artıracak. İçerik üreticileri ve teknoloji geliştiricilerinin, bu dinamik hukuk ortamını takip etmeleri ve uyum sağlamaları, hukuki riskleri en aza indirmek için kritik öneme sahiptir.

AB Yapay Zekâ Yasası

Yapay zekâ AB düzenlemesi kapsamında, Avrupa Birliği yapay zekâ sistemlerinin güvenli ve etik kullanımını sağlamak için kapsamlı bir yasa hazırlamıştır. Bu düzenleme, yüksek riskli yapay zekâ uygulamalarına özel standartlar ve denetimler getirirken, içerik üreticileri ve kullanıcılar için sorumlulukları açıkça tanımlar. Yapay zekâ AB düzenlemesi, kişisel veri koruması, şeffaflık ve haksız rekabet gibi konularda da önemli hükümler içermekte olup, 2025 ve sonrası uluslararası yapay zekâ hukukunun şekillenmesinde belirleyici rol oynamaktadır. Türkiye’deki içerik üreticilerinin bu gelişmeleri yakından takip etmesi büyük önem taşır.

Türkiye’deki Mevzuat Çalışmaları

Yapay zekâ ürünleri hukukunda, Türkiye’de de mevzuat çalışmaları hız kazanmıştır. Ülkemizde yapay zekâ teknolojilerinin güvenli, etik ve hukuka uygun kullanımını sağlamak amacıyla çeşitli düzenlemeler ve strateji belgeleri hazırlanmaktadır. Bu çalışmalar, özellikle kişisel verilerin korunması, yapay zekâ sistemlerinin sorumluluğu ve ticari faaliyetlerin düzenlenmesi gibi alanlara odaklanmaktadır.

İçerik Üreticileri İçin Pratik Öneriler

Yapay zekâ telif hakkı konusunda dikkatli olmak gerekir; üretilen içeriklerin telif haklarına uygunluğu sağlanmalıdır. Ayrıca kişilik hakları ve veri koruma mevzuatı göz önünde bulundurulmalı, kullanılan yapay zekâ araçlarının lisansları kontrol edilmelidir. Yanıltıcı içeriklerden kaçınıp doğruluk sağlanmalı, KVKK uyumu veri işleme ve anonimleştirme teknikleri uygulanmalıdır. Hukuki gelişmeler takip edilip gerektiğinde uzman desteği alınması, hukuki riskleri azaltır.

Sözleşmelerde Sorumluluk Maddeleri

Yapay zekâ ürünleri hukukunda, sözleşmelerde sorumluluk maddeleri büyük önem taşır. İçerik üreticileri ve yapay zekâ sağlayıcıları arasında yapılan sözleşmelerde, tarafların hak ve yükümlülükleri ile ortaya çıkabilecek hukuki sorumluluklar açıkça belirtilmelidir. Bu maddeler, telif hakkı ihlalleri, kişilik hakları ihlali, veri koruma ihlalleri ve haksız rekabet gibi risklerin paylaşımını ve olası zararların tazminatını düzenler.

Risk Yönetimi Ve Hukuki Danışmanlık

Yapay zekâ ürünleri hukukunda risk yönetimi, olası hukuki sorunların önceden tespit edilip önlenmesini sağlar. İçerik üreticileri, yapay zekâ ile üretilen içeriklerin telif hakkı, kişilik hakları, veri koruma ve haksız rekabet gibi alanlarda doğurabileceği riskleri analiz etmeli ve uygun önlemler almalıdır.

Bu süreçte hukuki danışmanlık almak, mevzuat değişikliklerini takip etmek ve sözleşmelerde doğru sorumluluk maddelerini oluşturmak büyük önem taşır. Profesyonel destek, hukuki uyumu artırır, olası ihtilafların önüne geçer ve içerik üreticilerinin sorumluluklarını doğru yönetmelerine yardımcı olur.

Şimdi ara