İtibar, bireyin ya da kurumun toplum nazarındaki saygınlığı, güvenilirliği ve tanınırlığıdır. Hukuki anlamda itibar ise, kişilik haklarının ayrılmaz bir parçasıdır. Kişilerin veya kurumların, kamuoyunun onlar hakkındaki düşünceleri, değeri, onların sosyal ve ticari başta olmak üzere tüm ilişkilerini doğrudan etkileyebilecek güce sahiptir. Bu nedenle itibarın korunması hukuksal olarak büyük önem taşır. Kısacası itibar koruma; ün, bilinirlik, saygınlık gibi pek çok değeri barındıran kavramların haksız olarak zedelenmesini engellemek amacıyla yapılan bir koruma türüdür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre kişilik hakları kişinin; adını, hayatını, haysiyet ve onurunu, resmini, sesini gibi değerlerini kapsar. İtibar ise bu hakların bir parçasıdır ve bireyin toplum içindeki algısı hukuki güvence altındadır. İftira, hakaret, küçük düşürücü sözler gibi fiiller kişilik haklarına doğrudan saldırı olarak değerlendirilir.
İtibar her ne kadar akıllara ilk o şekilde gelse de, yalnızca bireylere ait bir hak değildir. Tüzel kişiler, yani şirketler, dernekler, vakıflar da kurumsal itibar sahibi olabilir. Dolayısıyla itibar konusunda burada bir ayrıma gidilir:
Şahsi itibar, bireyin kendisinin kişisel olarak sosyal çevresiyle kurduğu ilişkiyi ilgilendirir.
Kurumsal itibar ise, şirketin müşterilerinin, çalışanlarının ve kamuoyundaki güven algısını kapsamaktadır.
Bahsedilen her iki itibar türünde de ayrı ayrı hukuki korumalar söz konusudur.
İtibar zedelenmesi, bireyin veya kurumun kamuoyu gözündeki saygınlığının zarar görmesi anlamına gelir. Bu bir fotoğraf yoluyla da gerçekleşmiş olabilir, bir iftira veya hakaret yoluyla da.
Dijitalleşen dünyada her olay sosyal medya üzerinde hızla milyonlarca kişiye ulaşabilmektedir. Sosyal medyada fikirler kolayca ifade edilebilir. Genellikle sınırların aşılmasına, hakaret ve iftira içeren söylemlere sıklıkla rastlanır. Bir kişinin sosyal medyada aşağılanması, küçük düşürülmesi veya ona gerçek dışı suçlar atfedilmesi, açık bir itibar saldırısıdır. Böyle bir durumda, Türk Ceza Kanunu ile Türk Medeni Kanunu kapsamında hem cezai hem de hukuki sonuçlar doğar.
Özellikle basın yayın organları tarafından gerçeğe aykırı yapılan haberler, kamusal kimliği olan kişiler ve şirketler açısından büyük bir itibar zedelenmesine yol açabilecek niteliktedir. Haber niteliği taşısa da içeriğin doğruluğu teyit edilmeden yapılan paylaşımlar, hukuken kişilik haklarını ihlal eder ve düzeltme veya içerik kaldırma işlemleri gündeme gelir.
Bir kimsenin veya kurumun itibarının zedelendiği durumlarda, zedelenen itibarın korunması için maddi-manevi tazminat, içeriğin kaldırılması gibi hukuki yollar vardır.
İftira, hakaret, asılsız haber gibi yollarla itibarı zedelenen ve bundan manevi anlamda da zarar gören kişi, maddi tazminat davasının yanında manevi tazminat davası da açabilir. Mahkeme, uğranılan zararın boyutu, saldırının etkisi ve yayılma biçimi gibi kriterleri değerlendirerek karar verir.
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun kapsamında, internet ortamındaki hak ihlallerine karşı içerik kaldırma ve erişim engelleme başvuruları yapılabilir. Bu başvurular Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) veya doğrudan Sulh Ceza Hakimliklerine yapılabilir.
Kurumsal itibar, ticari firmaların marka değerleriyle doğrudan bağlantılıdır. Günümüzde ise rekabetin en önemli ve kritik unsurlarındandır.
Gerçek kişilerin olduğu gibi, tüzel kişi olan şirketlerin de, adlarına zarar verecek asılsız iddialara, karalama faaliyetlerine karşı hukuk yoluna başvurabilme hakları bulunur. Bu tür itibar zedeleme saldırıları, şirketlerin müşteri ilişkileri başta olmak üzere, piyasa değerini de olumsuz etkiler. Kurumsal itibar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu kapsamında korunur.
Rekabet hukuku, mal ve hizmet piyasalarında rekabetin korunması amacına yönelik olarak oluşturulan kurallar üzerine inşa edilmiş bir hukuk dalıdır.
Rakip şirketlerin haksız rekabet kapsamında yaptığı itibar zedeleyici eylemler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında değerlendirilir. Örneğin bir şirketin, asılsız iddialarla rakibinin güvenilirliğini sarsamaya çalışması, doğrudan haksız rekabet olarak sayılır ve cezai yaptırıma tabi olur.
İtibar zedelenmesine ilişkin davalarda en önemli aşama, somut ve güçlü delillerle başvuru yapılmasıdır. Bu durumda en doğru izlenecek yol, bir avukatla beraber süreçte ilerlemektir.
Delil toplama aşamasında sosyal medyadaki içerikler, haberler, e-posta ve diğer platformlar üzerindeki yazışmalar mutlaka zaman damgalı şekilde ekran görüntüsü alınarak kayda geçirilmelidir.
Tanık ve bilirkişilerin beyanları davanın seyrinde önemli bir role sahiptir.
Zamanında ve hızlı bir şekilde hareket etmek, özellikle dijital içerikler hızla yayılabileceği için büyük önem taşımaktadır.
Öncelikle içeriklerin yedeklenmesi (delil olarak kullanılabilir veya bilirkişi incelemesinde gerekli olabilir), sonrasında içerik kaldırma ve erişim engeli başvurularının yapılması gerekir. Bu adımlardan sonra maddi-manevi tazminat davaları için gerekli hazırlıklar yapılmalıdır. Bu süreçte bir avukattan yardım alınması, hak kayıplarının önüne geçecektir.
İtibar zedelenmesi yaşanmadan önce alınabilecek bazı tedbirler ile gelecekte yaşanabilecek zararların önüne geçilebilmesi imkânı vardır.
Arama motoru sonuçları, kişisel ve kurumsal itibarı doğrudan etkileyen dijital vitrinlerdir. Olumsuz haberlerin üst sıralarda çıkması, algı yönetimini zorlaştırır. Bu nedenle olumlu içeriklerin SEO uyumlu şekilde internet ortamında yaygınlaştırılması, dijital itibarın yönetilmesinde etkilidir. Kriz anlarında ise hızlı müdahale ve profesyonel yönetim gerekir.
Avukatlarla koordineli çalışan sosyal medya uzmanları, kamuya açık profillere sahip bireyler ve kurumlar için dijital itibarın korunmasında önemli bir destek sağlar. Kamuoyunda yanlış algı yaratabilecek açıklamalar, olumsuz yorumlar veya kriz niteliği taşıyan gelişmeler henüz büyümeden tespit edilip profesyonel şekilde yönetilir. Bu sayede hem hukuki hem de iletişimsel açıdan bütüncül bir koruma sağlanır.