Tazyik hapsi, özellikle nafaka ve icra borçlarında, borçlunun borcunu ifa etmemesi halinde uygulanan özel bir yaptırımdır. Baskı hapsi ve zorlama hapsi olarak da bilinir. Çeşitli nedenlerle kısa süreli hapis cezası olarak karşımıza çıkar. Fakat bu hapis cezası ceza hukuku kapsamında değil, disiplin amaçlı bir uygulama olarak değerlendirilir. Kişilere yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamasını amaçlar.
Tazyik hapsi, adli sicil kaydına işlenmez. Başka bir yaptırıma da çevrilemez. Şikâyet üzerine uygulanır. Hapis cezası, yükümlülüğün yerine getirilmesi halinde sona erer.
Disiplin hapsi zorlama ile değil, doğrudan yaptırımla yargı sürecini bozucu eylemlerin cezalandırılması, mahkeme düzeninin sağlanması için uygulanan bir cezalandırma yöntemidir. Amaç, düzenin sağlanmasıdır.
Zorlama (tazyik) hapsi ise, kişinin kanuni bir edimi yerine getirmemesi hâlinde, bunu yapmaya yönlendirmek için uygulanır. Amaç, ihlal edilen yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamaktır.
Her ikisi de adli sicile işlenemez.
Tazyik hapsi, Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki (CMK) disiplin hapsine benzemektedir. Fakat farkları yukarıdaki başlık altında açıklanmıştır. Tazyik hapsi doğrudan CMK kapsamında değil, esas olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenir.
İcra ve İflas Kanunu m. 338: … mükellefiyeti yerine getirmeyen borçlu hakkında bir yıla kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi bir yılı geçemez…
İcra ve İflas Kanunu’ndaki düzenlemeler özellikle nafaka alacaklarının tahsili ile ilgilidir ve borçlunun cezai sorumluluğunu düzenlemektedir.
Tazyik hapsi belirli şartların varlığı hâlinde uygulanabilir. Bunlar arasında en yaygın olanları, nafaka borcu ve icra taahhüdünün ihlali durumlarıdır.
Nafaka borcunun ifa edilmemesi halinde, alacaklının şikâyeti üzerine, borçluya 3 aya kadar tazyik hapsi kararı verilebilir. Bu durum, İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenir.
Borçlu, icra takibi sırasında ödeme taahhüdü vermişse ve bunu yerine getirmezse tazyik hapsine karar verilebilir. Yine nafakada olduğu gibi tazyik hapsi, alacaklının şikayetine bağlıdır ve süresi 3 aya kadardır.
Tazyik hapsi resen uygulanmamaktadır. Uygulanabilmesi için her durumda alacaklının şikâyette bulunması zorunludur.
Şikâyet süresi ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 1 yıldır. (İcra ve İflas kanunu m. 347)
Tazyik hapsi süreli bir uygulamadır. Amaç, borçluyu makul süre içinde edimini yerine getirmeye zorlamaktır.
Zorlama hapsi, en fazla 3 ay süreyle uygulanabilir. Hapis süresi bittikten sonra borç hala ödenmemişse tekrar aynı borç için hapis cezası verilmez. Ancak borç başka bir edim içeriyorsa (örneğin yeni bir taahhüt verilmişse) yeniden hapis gündeme gelebilme ihtimali olur.
Borçlu, hapis cezası infaz edilirken borcunu öderse derhal tahliye edilir. Derhal tahliyesinden de anlaşılacağı üzere tazyik hapsi, bir ceza değil, baskı aracıdır. Borçluyu, edimini yerine getirme işlevi görür.
Tazyik hapsine dair kararlara, ilgili kişi, belli süre içinde ve belli usullere uyarak itiraz etme hakkına sahiptir. İtiraz yolu, İcra ve İflas Kanunu’nun 353. maddesinde düzenlenir.
İcra ve İflas Kanunu m. 353/1: İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir.
352/2: İcra mahkemesinin bu Bapta yer alan suçlardan dolayı verdiği hükümlerle ilgili olarak 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri uygulanır.
Örnek Anayasa Mahkemesi kararı:
Anayasa Mahkemesi’nin 2017/83 sayılı kararı, icra dairesine mal beyanı yükümlülüğünü yerine getirmeyen borçlulara uygulanan tazyik hapsine ilişkin düzenlemenin Anayasa'ya aykırılığını incelemiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 339. maddesinde öngörülen, bireyin gelirindeki artışı 7 gün içinde bildirmemesi halinde 10 gün, malı elden çıkarmasında ise 1 aya kadar disiplin hapsi uygulanması, temel hak ve özgürlükler bakımından eleştirilmiş ve ölçülülük ilkesi açısından sorgulanmıştır.
Mahkeme, aynı fiil için birden fazla hapis cezası öngören düzenlemelerin hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu belirtmiş, disiplin hapsiyle tazyik hapsini ayırarak borçlunun korunmasına dikkat çekmiştir. Ayrıca, ödeme imkânı olan borçlunun disiplinsiz davranışı üzerine verilen tazyik hapsinin, borcun tahsiline katkı sağlamadığı, aksine borçlunun sigortalı işini kaybetmesine yol açabileceği ve bu tepkiyle hapis sürecinin orantısız etki yaratacağı vurgulanmıştır. Kararda, yükümlülüğün yerine getirilmesi için daha orantılı ve etkili yollar varken, disiplin hapsi olarak tanımlanan tazyik hapsinin mutlaka uygulanmasının hukuka uygun olmadığı dile getirilmiştir.
Tazyik hapsine çarptırılan borçlunun bazı hakları ve savunma yolları bulunmaktadır. Bu yollar özellikle ödeme gücü olmayan kişilerin mağdur edilmesini önlemeyi hedefler.
Borçlu kişi, mal beyanında bulunarak ödeme gücünün olmadığını beyan ederek savunma gerçekleştirebilir. Mahkeme bu beyanı dikkate alır ve inceler. Eğer borçlunun gerçekten ödeme gücünün bulunmadığı tespit edilirse, tazyik hapsi uygulanmaz.
Borçlunun, taahhüdünü yerine getirmesine engel oluşturan durumları belgeleyerek savunma yapabilme imkânı vardır. Bu belgelere örnek olarak sağlık raporu, işsizlik belgesi, gelir tespiti gösterilebilir.
Tazyik hapsine ilişkin uygulamalar, Yargıtay kararları çerçevesinde şekillenmeye devam etmektedir.
Yargıtay’a göre, özellikle, taahhüdün ihlal edilmesinde kast unsurunun aranması gerekir. Yani eğer borçlu ifayı bile isteye geciktiriyorsa tazyik hapsi uygulanabilecektir. Ancak maddi imkânsızlık varsa mahkeme bunu göz önünde bulundurmalıdır.
Tazyik hapsi kararı verilirken, her iki tarafın da (alacaklının ve borçlunun) hakları ihlal edilmemelidir. Dolayısıyla uygulamada hukuki özen çok önemlidir.