Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Mühürde Sahtecilik Suçu ve Cezası

Mühürde Sahtecilik Suçu Nedir? (TCK 202)

Türk Ceza Kanunu'nun 202. maddesi, mühürde sahtecilik suçunu düzenlemektedir. Bu suç, kamu güvenine karşı işlenen suçlar kapsamında yer almaktadır.

Mühürde sahtecilik suçu, iki şekilde gerçekleşebilir:

  • Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte olarak üretmek veya kullanmak.
  • Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mühürü sahte olarak üretmek veya kullanmak.

Bu suçu işleyen kişiler, sahte mühür üretmek veya sahte mühür kullanmak suretiyle kamu güvenini zedelerler. Mühürler, resmi belgelerin geçerliliğini ve doğruluğunu sağlamak amacıyla kullanılan önemli araçlardır. Dolayısıyla, sahte mühürlerin kullanılmasıyla kamu kurumlarının ve meslek kuruluşlarının itibarı zarar görebilir, hukuki işlemler güvenilirliğini yitirebilir ve toplumda genel bir güven sorunu ortaya çıkabilir.

Mühürde sahtecilik suçu, kamu düzenini ve güvenini etkileyen önemli bir suçtur. Bu suçla mücadele etmek, sahte mühürlerin kullanımını engellemek ve kamu güvenini korumak için önemlidir.

Mühürde Sahtecilik Suçunun Unsurları

Mühürde sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 202. maddesi altında kamu güvenine karşı işlenen suçlar arasında yer almaktadır. Bu suç, iki şekilde gerçekleştirilebilir. İlk olarak, Cumhurbaşkanlığı, TBMM ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte olarak üretmek veya kullanmak suç teşkil eder. İkinci olarak, kamu kurum ve kuruluşları veya kamu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mühürü sahte olarak üretmek veya kullanmak da suç kapsamına girer.

Türk Ceza Kanunu'nun 202. maddesi, suçun iki fıkrasıyla "sahte mühür üretme" veya "sahte mühür kullanma" şeklinde iki seçimlik hareketle işlenebileceğini belirtmektedir. Suçun işlenmesi için bu seçimlik hareketlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi yeterlidir. Örneğin, bir kişi, kaymakamlığa ait resmi mührü sahte olarak ürettiği ve ardından bunu kullandığı takdirde, tek bir mühürde sahtecilik suçu işlemiş olacaktır.

Bu suç, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının kullandığı onaylayıcı veya belgeleyici mühürleri kapsar. Belediyeler, valilikler, Türk Kızılayı, bakanlıklar, müdürlükler, okul idareleri, SGK gibi kamu kurumları, mühürleri sahte olarak üretildiğinde veya kullanıldığında suçun konusunu oluşturur. Bu durumda, mühürde sahtecilik suçu işlenmiş olur ve ilgili kişi hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalır.

Ayrıca, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kullandığı onaylayıcı veya belgeleyici mühürler de bu suçun kapsamına girebilir. Barolar, Türk Tabibler Birliği, Makine Mühendisleri Odası, sendikalar gibi kamu niteliğindeki meslek örgütleri, mühürleri sahte olarak üretildiğinde veya kullanıldığında suç teşkil eder. Bu durumda, suç işleyen kişi yasal cezalarla karşılaşır.

Mühürde sahtecilik suçu, kamu güvenine karşı işlenen bir suç olduğu için ciddi sonuçları vardır. Sahte mühürlerin kullanılmasıyla, kamu kurumları ve meslek örgütlerinin itibarı zarar görür ve hukuki işlemler güvenilirliklerini yitirebilir. Bu nedenle, bu suçla mücadele etmek ve kamu güvenini korumak önemlidir.

Sonuç olarak, mühürde sahtecilik suçu, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu niteliğindeki meslek kuruluşlarının onaylayıcı veya belgeleyici mühürlerinin sahte olarak üretilmesi veya kullanılmasıyla gerçekleşen bir suçtur. 

Mühürde Sahtecilik Suçunun Cezası

Türk Ceza Kanunu’nun 202. Maddesine göre mühürde sahtecilik suçunun cezası:

  • Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Mühürde Sahtecilik Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi

Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Adli para cezası tek başına veyahut hapis cezası ile birlikte uygulanan bir yaptırım türüdür. Mühürde sahtecilik suçu nedeniyle verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.

Mühürde Sahtecilik Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının (HAGB) amacı kişileri ıslah etmektir. İki yıl veya altında olan hapis cezalarının varlığı halinde kişilere belirli bir denetim süresi verilir. Bu süre içerisinde failin kurallara uygun hareket etmesi sonucunda verilen hüküm hiçbir sonuç doğurmayarak ortadan kalkar ve adli sicil kaydında da görülmez. Mühürde sahtecilik suçunun cezasının miktarı sebebiyle hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilmesi mümkündür.

Mühürde Sahtecilik Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulamak mümkün olur.  

Mühürde Sahtecilik Suçu Zamanaşımı

Zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren dava açılmamış olması durumunda veya dava açılmışsa da süresi içinde sonuçlandırılmamış olması durumunda davanın düşmesine sebep olacak hukuk süresi içinde sonuçlandırılmamış olması durumunda davanın düşmesine sebep olacak hukuk terimidir. Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren on beş yıldır. Dava zamanaşımı suçun üzerinden belirli bir süre geçmekle dava açılmamışsa veya açılmış olmakta birlikte davanın sonuçlandırılmaması durumunda davanın düşmesine yol açan ve soruşturma ve kovuşturma işlemlerine engel olan bir ceza hukuku müessesesidir. 

Mühürde sahtecilik suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Mühürde Sahtecilik Suçu Şikayet Süresi

Türk Ceza Kanunu'nda yer alan suçlardan bazıları şikayete tabidir. Ancak mühürde sahtecilik suçu şikayete tabi değildir ve savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılacaktır. Suçtan mağdur olan kişi, yargılama aşamasında şikayetçi olmadığını belirtse bile davaya veya failin cezasına bir etkisi olmayacaktır. 

Mühürde Sahtecilik Suçunda Şikayetten Vazgeçme

Mühürde sahtecilik suçu, şikayete tabi olmayan suçlar arasındadır ve savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu sebeple şikayetten vazgeçme herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Şikayetten vazgeçildiğinde dava düşmeyecek yargılama devam edecektir.

Mühürde Sahtecilik Suçunda Uzlaşma

Türk hukuk sisteminde uzlaşma, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların mahkemeye gitmeden, arabuluculuk veya diğer yollarla çözülmesidir. Uzlaşma, genellikle tarafların karşılıklı anlaşmasıyla gerçekleşir ve hukuki bir bağlayıcılığı vardır. Uzlaşma, tarafların uzun süreli bir hukuk mücadelesinden kaçınmasına yardımcı olur.  Ancak mühürde sahtecilik suçu, uzlaştırma kapsamına alınmayan suçlar arasındadır ve bu suç nedeniyle uzlaşma yapılamaz.

Mühürde Sahtecilik Suçunda İştirak

İştirak, bir suçun işlenmesine katılan birden fazla kişinin bulunması durumunda söz konusu olur. İştirak, suçun işleniş şekline göre azmettiren, yardım eden, dolaylı fail veya müşterek fail şeklinde olabilir. Cezai sorumluluk, somut olayın özelliklerine göre iştirakin türüne göre belirlenir. 

Suça iştirak, 5237 sayılı TCK’nın 37’nci maddesinde “Faillik”, 38’inci maddesinde “Azmettirme”, 39’uncu maddesinde “Yardım etme” ve 40’ıncı maddesinde “Bağlılık kuralı” başlığı altında düzenlenmiştir.

Mühürde Sahtecilik Görevli Mahkeme

Mühürde sahtecilik suçu için yargılama yapmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.

Sık Sorulan Sorular

Mühürde Sahtecilik Suçu Nedir?

Mühürde sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu'na göre kamu güvenine karşı işlenen bir suçtur. Bu suç, mühürleri sahte olarak üretmek veya kullanmak suretiyle gerçekleşir. Sahte mühürlerin kullanılmasıyla kamu kurumlarının ve meslek örgütlerinin itibarı zarar görür ve hukuki işlemler güvenilirliklerini yitirebilir. Mühürde sahtecilik suçunu işleyenler, yasal yaptırımlarla karşı karşıya kalır. Bu suçla mücadele etmek, kamu güvenini korumak ve hukuki süreçlerin güvenilirliğini sağlamak önemlidir.

Mühürde Sahtecilik Suçu Zamanaşımı Kaç Yıl?

Mühürde sahtecilik suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Mühürde Sahtecilik Suçu Uzlaştırmaya Tabii mi?

Uzlaşma, tarafların uzun süreli bir hukuk mücadelesinden kaçınmasına yardımcı olur.  Ancak mühürde sahtecilik suçu, uzlaştırma kapsamına alınmayan suçlar arasındadır ve bu suç nedeniyle uzlaşma yapılamaz.

Mühürde Sahtecilik Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay 7.Ceza Dairesi - Karar: 2016/9075

Sanıkların olayda Gümrük Müdürlüğü’ne ait mührü sahte olarak hazırlayıp kaçak sigara taşıdıkları aracın brandasına bu mührü takmak sureti ile kullanma eylemleri, 5237 Sayılı TCK’nın 202/2. maddesinde düzenlenen mühürde sahtecilik suçunu oluşturmasına rağmen, bu suçtan dava açılmadan resmi belgede sahtecilik suçundan ceza tayini ile sanıkların sahte olarak düzenleyip kullandıkları gümrük mührü ile gümrük beyannamesini farklı zamanlarda düzenlediklerine ve kullandıklarına dair bir tespit bulunmamasına rağmen, 5237 Sayılı TCK’nın 43 maddesinde yer alan “değişik zamanlarda” koşulunun gerçekleşmediğinden anılan hükmün uygulanamayacağı ve belge sayısı ile zarar miktarının temel cezanın tayininde esas alınması gerektiği gözetilerek uygulama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırıdır (Yargıtay 7.Ceza Dairesi - Karar: 2016/9075).

Yargıtay CGK - 2011/197 Karar

Ceza Genel Kurulunun 27.10.1998 gün 264-341 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCY’nın yürürlükte olduğu dönemde sahte plaka kullanma eyleminin, 333/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu kabul edilmekte ve buna göre uygulama yapılmakta iken, 5237 sayılı TCY’nın 204. maddesinin gerekçesinde; “… Ayrıca belirtilmelidir ki, her ne kadar, belgeden söz edilen durumlarda yazılı bir kağıdın varlığı gerekli ise de; bazı durumlarda belgenin varlığını kabul için, yazının kağıt üzerinde bulunması gerekmez. Bir metal levha üzerine yazı yazılması halinde de belgenin varlığını kabul etmek gerekir. Bu itibarla, araç plakaları da resmi belge olarak kabul edilmek gerekir.” şeklindeki anlatım ile araç plakalarının da resmi belge olarak kabul edileceğinin açıkça belirtilmiş olması karşısında, bu tür eylemlerde artık 765 sayılı TCY’nın 333/2. maddesinin karşılığını oluşturan 5237 sayılı TCY’nın 202/2. maddesinde düzenlenen mühürde sahtecilik suçuna ilişkin hükmün uygulanma olanağı bulunmayıp, sahte plaka kullanma eyleminin 5237 sayılı TCY’nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir (Yargıtay CGK - 2011/197 Karar)

Yargıtay 4. Ceza dairesi - Karar: 2010/17064

Araç motor ve şase numaralarının “…kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan mühürle…” oluşturulmuş onaylayıcı ya da belgeleyici işaretler olmadığı, bu bağlamda hırsızlık suçuna iştirak edilmemiş olmak koşuluyla çalınan aracın motor ve şase numaralarının değiştirilmesinin TCK’nın ve fıkralarında tanımlanan kanıtları değiştirme ve gizleme suçunu oluşturduğu, somut olayda ise sanığın işlediği hırsızlık suçunun kanıtlarını gizlemek amacıyla motor ve şase numaralarını değiştirmenin asıl hırsızlık suçu içinde eriyen eylem olduğu gözetilmeyen TCK’nın tanımlanan mühürde sahtecilik suçundan ayrıca mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza dairesi - Karar: 2010/17064).



Şimdi ara