İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.
Devamını Oku
Kentsel dönüşüm, şehirlerin sağlıksız ve riskli yapı stoklarının yenilenmesini amaçlayan bir uygulamadır ve hukuki olarak öncelikle 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile düzenlenir. Bu kanun, belediyelere ve yetkili kurumlara riskli yapıların tespit edilmesi, dönüşüm projelerinin planlanması ve uygulanması konusunda yetki verir.
Hukuki temeller, sadece riskli yapıların yıkımı ve yeniden inşasını değil, aynı zamanda mülkiyet haklarının korunması, hak sahiplerinin bilgilendirilmesi ve taşınma süreçlerinin düzenlenmesini de kapsar. Böylece kentsel dönüşüm sürecinde hem kamu yararı hem de bireylerin hakları dengelenmeye çalışılır.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, kentsel dönüşümsürecinin temel hukuki çerçevesini oluşturur. Kanun, riskli yapıların tespit edilmesi, maliklerin bilgilendirilmesi ve taşınma sürecinin düzenlenmesini öngörür. Ayrıca, maliklerin hakları ve yükümlülükleri, kira yardımları, uzlaşma süreçleri ve kamulaştırma işlemleri kanun kapsamında detaylı şekilde belirlenmiştir.
Kentsel dönüşümün uygulanabilmesi için öncelikle binaların riskli yapı olup olmadığı belirlenir. Bu süreç, yetkili kurumlar tarafından yapılan teknik incelemeler, yapı denetimleri ve raporlarla yürütülür. Riskli yapı tespiti, binanın statik durumu, deprem dayanıklılığı, yapı güvenliği ve imar mevzuatına uygunluğu gibi kriterler dikkate alınarak yapılır.
Riskli yapı raporu düzenlendikten sonra maliklere bildirim yapılır ve süreçte itiraz hakkı tanınır. Bu tespit süreci, kentsel dönüşüm uygulamalarının hukuka uygun şekilde yürütülmesi ve hak kayıplarının önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Kentsel dönüşüm sürecinde, kentsel dönüşüm kiracı hakları kanunla güvence altına alınmıştır. Kiracılar, riskli yapı tespiti ve dönüşüm projeleri sırasında taşınma hakkına sahip olup, kira yardımı veya tazminat talep edebilir. Mahkemeler, davalarda kiracının mağduriyetini ve tazminat haklarını dikkate alarak karar verir, böylece hem maliklerin hem de kiracıların hakları dengelenmiş olur.
Kentsel dönüşüm sürecinde, riskli yapı tespiti yapılan binalarda kiracılar, mağduriyet yaşamamaları için taşınma yardımı ve kira desteği kentsel dönüşüm kapsamında alınabilir. 6306 sayılı Kanun, kiracılara belirli süreler içinde taşınmaları için bildirim yapılmasını ve taşınma masraflarının karşılanmasını öngörür. Ayrıca, yeni konut temini mümkün olmadığında kira desteği sağlanarak kiracının yaşam standardının korunması hedeflenir.
Kentsel dönüşüm sürecinde kiracının hakları, 6306 sayılı kanun kiracı koruması kapsamında güvence altına alınmıştır. Bu kanuna göre, riskli yapı tespiti sonrası kiracılara taşınmaları için belirli bir süre tanınır ve taşınma sürecinde mağdur olmamaları sağlanır. Mahkemeler, tahliye süresinin adil olup olmadığını değerlendirerek kiracının haklarını gözetir.
Son dönemde, 2025 Yargıtay kentsel dönüşüm kararları, kiracıların haklarının korunması yönünde önemli bir eğilim göstermektedir. Bu kararlar, kiracıların tahliye sürelerinin adil belirlenmesi, kira desteği ve tazminat haklarının sağlanması gibi konularda emsal teşkil etmekte ve mahkemeler için yol gösterici olmaktadır.
Kentsel dönüşüm sürecinde, bazı durumlarda mahkemeler kiracının mağduriyetini önlemek için tahliye erteleme kararı verebilmektedir. Bu kararlar, kiracının taşınma sürecinde yeterli zamanı bulabilmesi, kira desteği ve taşınma yardımlarından faydalanabilmesi için uygulanır.
Tahliye erteleme kararları, hem kiracının haklarının korunmasını sağlar hem de dönüşüm sürecinin hukuka uygun şekilde yürütülmesine katkıda bulunur. Mahkemeler, erteleme süresini belirlerken kiracının yaşam koşullarını ve maliklerin proje planlamasını dengeli şekilde gözetir.
Kentsel dönüşüm sürecinde kiracılara sağlanan kira desteği, zaman zaman güncellenen yönetmelik ve yargı kararları doğrultusunda artırılabilmektedir. Bu artışlar, kiracının taşınma maliyetlerini karşılamak ve yaşam standardını korumak amacıyla uygulanır. Mahkemeler ve yetkili kurumlar, kira desteği miktarını belirlerken hem kiracının mağduriyetini hem de projenin uygulanabilirliğini dikkate alır.
Kentsel dönüşüm sürecinde, kiracılar tahliye taleplerine karşı çeşitli hukuki savunmalar geliştirebilmektedir. Bu savunmalar arasında, tahliye süresinin yetersizliği, kira desteği ve taşınma yardımının eksikliği, riskli yapı tespitine itiraz gibi gerekçeler öne çıkar. Mahkemeler, kiracının haklarını korumak ve mağduriyetini önlemek amacıyla bu savunmaları titizlikle değerlendirir.
Kentsel dönüşüm sürecinde kiracılara yapılan tebligatlar, usulüne uygun yapılmadığında hukuki geçerliliği tartışmalı hale gelir. Kiracılar, usulsüz tebligat itiraz yoluyla kendilerine hatalı veya eksik süreyle bildirim yapıldığını mahkemeye bildirebilir. Bu itiraz, tahliye süresinin yeniden belirlenmesini ve kiracının haklarının korunmasını sağlayabilir.
Mahkemeler, tebligatın şekil ve usul kurallarına uygunluğunu değerlendirerek karar verir. Usulsüz tebligat itirazları, kiracının tahliye ve kira desteği haklarının güvence altına alınması açısından kritik öneme sahiptir.
Kentsel dönüşüm projelerinde, kiracılar taşınma süresinin yetersiz olduğunu düşündüğünde mahkemeden tahliye süresinin uzatılması talebinde bulunabilir. Bu uzatma, kiracının yeni konut bulması, taşınma masraflarını karşılaması ve kira desteğinden yararlanması için gerekli zamanı sağlar.
Kentsel dönüşüm davalarında, 2025 içtihatlarında yenilikler kiracı haklarının korunması açısından önemli gelişmeler sunmaktadır. Yargı kararları, kiracıların tahliye süreleri, kira desteği ve taşınma yardımı haklarının daha etkin şekilde uygulanmasını sağlamış, usulsüz tebligat ve hak ihlalleri durumunda yeni değerlendirme ölçütleri getirmiştir.
Kentsel dönüşüm süreçlerinde, son yargı kararları ve mevzuat düzenlemeleri ile kiracı haklarının genişletilmesi yönünde önemli adımlar atılmıştır. Bu kapsamda kiracılara, tahliye süresinin uzatılması, kira desteği ve taşınma yardımı gibi haklar daha etkin şekilde sağlanmakta, usulsüz tebligatlara karşı korunma mekanizmaları güçlendirilmektedir.
Kentsel dönüşüm sürecinde kiracı ile malik arasında tahliye konusunda anlaşmazlık yaşandığında, tahliye sürecinde zorunlu arabuluculuk devreye girebilir. Bu mekanizma, tarafların mahkemeye gitmeden önce uyuşmazlıklarını çözmelerini teşvik eder ve sürecin daha hızlı, adil ve maliyetsiz yürütülmesini sağlar.
Arabuluculuk tahliye süreci, kiracının haklarını korurken maliklerin de dönüşüm sürecini planladığı şekilde sürdürmesine olanak tanır. Mahkemeler, arabuluculuktasağlanan anlaşmaları dikkate alarak nihai tahliye kararlarını verir.
("Arabuluculuk Nedir?" başlıklı makalemize buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.)
Kiracıların dikkat etmesi gerekenler arasında tahliye sürelerini takip etmek, kira desteği ve taşınma yardımı haklarını bilmek, usulsüz tebligatlara karşı itirazda bulunmak ve gerekirse zorunlu arabuluculuk süreçlerine katılmak yer alır.
Ayrıca, mahkemelerde savunmalarını güçlü tutmak ve belgelerini eksiksiz sunmak kiracının haklarının korunması açısından kritik öneme sahiptir. Bu önlemler, hem kiracının mağduriyetini önler hem de kentsel dönüşüm sürecinin hukuka uygun şekilde ilerlemesine katkı sağlar.
Kentsel dönüşüm sürecinde kiracılar, hak kaybını önlemek amacıyla tüm yazışma ve belgelerini titizlikle saklamalıdır. Hak kaybını önlemek için belgelerin saklanması, tahliye bildirimleri, kira desteği talepleri, taşınma yardımı belgeleri ve usulsüz tebligat itirazlarına dair evrakları kapsar.
Kentsel dönüşüm sürecinde kiracıların haklarını koruyabilmesi için profesyonel hukuki destek alınması büyük önem taşır. Hukuki uzmanlar, tahliye süreleri, kira desteği, taşınma yardımı ve usulsüz tebligat itirazları gibi konularda rehberlik ederek kiracının hak kaybını önler.
Profesyonel destek, mahkemelerde savunmaların doğru şekilde hazırlanmasını ve tüm hakların eksiksiz şekilde korunmasını sağlar. Ayrıca, süreç boyunca kiracı ile malik arasındaki uyuşmazlıkların adil ve hukuka uygun şekilde çözülmesine katkıda bulunur.
Konu ile ilgili dikkatinizi çekebilecek makalelerimize aşağıda yer verdik. İlgili makaleye ulaşabilmek için başlığın üzerine tıklayabilirsiniz.