İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.
Devamını Oku
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), kişisel verilerin işlenmesi sürecinde bireylerin haklarını güvence altına almayı amaçlar. Bu kanun sayesinde kişiler, kendileriyle ilgili verilerin hangi amaçla işlendiğini öğrenme, bu verilerin doğru ve güncel olmasını talep etme ve gerektiğinde silinmesini ya da anonim hâle getirilmesini isteme hakkına sahiptir.
KVKK’nın 11. maddesi, veri sahiplerine şu temel hakları tanır:
Bu haklar, veri sahiplerinin kişisel bilgileri üzerindeki kontrolünü artırır ve veri sorumlularını daha şeffaf, güvenilir bir veri işleme süreci yürütmeye zorlar.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), Türkiye’de kişisel verilerin işlenmesi, saklanması, paylaşılması ve korunması süreçlerini düzenleyen temel yasal çerçevedir. Kanunun amacı, bireylerin özel hayatının gizliliğini korumak ve kişisel verilerin hukuka uygun şekilde işlenmesini sağlamaktır.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), kişisel verilerin işlenmesinden sorumlu kişi veya kurumlara bir dizi veri sorumlusu yükümlülük getirmiştir. Veri sorumlusu, kişisel verilerin hangi amaçla ve ne şekilde işleneceğini belirleyen, veri kayıt sisteminin yönetiminden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişidir. Bu kapsamda veri sorumlusu, kişisel verileri işlerken ilgili kişileri verilerin işlenme amacı, aktarılacağı kişiler, hukuki dayanak ve sahip oldukları haklar konusunda bilgilendirmekle yükümlüdür. Ayrıca, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini, erişilmesini veya ifşa edilmesini önlemek için gerekli teknik ve idari tedbirleri almak zorundadır.
Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, ifşa edilmesi veya erişilmesi durumunda, bu durum bir veri ihlali olarak kabul edilir. İhlal bildirimi KVKK kapsamında veri sorumlusunun en önemli yükümlülüklerinden biridir. Veri sorumlusu, ihlali fark ettiği anda olayın kapsamını ve etkilediği kişisel veri türlerini belirlemeli, ardından Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na (KVKK Kurumu) ve etkilenen kişilere en kısa sürede bildirimde bulunmalıdır.
İhlal bildirimi KVKK hükümlerine uygun şekilde yapılmadığında, kurum hem idari para cezalarıyla hem de tazminat talepleriyle karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle ihlalin hızlı tespiti, doğru değerlendirilmesi ve zamanında bildirimi, hem hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi hem de kurumsal güvenin korunması açısından büyük önem taşır.
Kişisel veri ihlali yaşandığında, veri sorumlusu olayı Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na bildirmekle yükümlüdür. Bu süreç, ihlal bildirimi KVKK kapsamında düzenlenmiş olup genellikle ihlalin öğrenilmesinden itibaren en geç 72 saat içinde tamamlanmalıdır. Bildirimde ihlalin niteliği, etkilenen veri grupları ve alınan önlemler açıkça belirtilmelidir.
Yapılan ihbar sonucunda kurul kararı KVKK hükümlerine göre değerlendirilir ve gerektiğinde ihlalin kamuoyu ile paylaşılmasına veya idari yaptırım uygulanmasına karar verilebilir. Bu nedenle veri sorumlularının, ihlal tespiti sonrası Kurul’a hızlı ve doğru bildirimde bulunması hem yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi hem de kurum itibarının korunması açısından büyük önem taşır.
KVKK kapsamında, veri sorumlularının yaşanan veri ihlallerine ilişkin tüm kayıtları düzenli bir şekilde tutması büyük önem taşır. İhlal kayıtları, hem kurumsal denetim hem de olası idari yaptırım ve bireysel tazminat süreçleri için temel bir delil niteliğindedir. Veri sorumluları, ihlalin tarihi, kapsamı, etkilenen veri türleri ve alınan önlemler gibi bilgileri içeren kayıtları belirli bir süre boyunca saklamakla yükümlüdür.
KVKK ihlalleri nedeniyle kişisel verileri zarar gören kişiler, uğradıkları zararın giderilmesi için bireysel tazminat davası açabilir. Bu davaların hukuki dayanağı, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanuna göre, veri sorumlusunun kişisel verileri hukuka aykırı olarak işlemesi veya güvenliğini sağlamaması durumunda, ilgili kişi maddi ve manevi zararlarını tazmin talebiyle mahkemeye taşıyabilir.
KVKK kapsamındaki bireysel tazminat davaları, yalnızca 6698 sayılı Kanun’a dayandırılmaz; aynı zamanda Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Türk Borçlar Kanunu (TBK) hükümleri de tazminat talebinin hukuki temelini oluşturur. TMK’nın genel hükümleri, kişilik haklarına yönelik ihlallerden doğan zararların giderilmesini düzenlerken, TBK’nın 49 ve devamı maddeleri, haksız fiil sonucu meydana gelen maddi ve manevi zararların tazmini konusunda kapsamlı bir çerçeve sunar.
KVKK ihlali sonucu kişisel verileri zarar gören kişiler, yalnızca maddi kayıplar için değil, aynı zamanda manevi tazminat veri ihlali nedeniyle de hak talep edebilir. Bu tür tazminat, özel hayatın ihlali, itibar kaybı, psikolojik sıkıntı veya huzur bozukluğu gibi ekonomik olmayan zararları kapsar. Mahkemeler, ihlalin niteliğini, süresini ve etkisini değerlendirerek manevi tazminat miktarını belirler ve bu şekilde veri sorumlusunun kişisel veri güvenliği yükümlülüklerini ihlal etmesi durumunda bireylerin haklarını korur.
Kişisel verileri zarar gören kişiler, KVKK ihlal tazminat davası açarak uğradıkları maddi ve manevi zararların giderilmesini talep edebilir. Dava öncesinde zararın boyutu ve ihlalin niteliği belirlenmeli, ardından dava genellikle veri sorumlusunun yerleşim yeri veya ihlalin gerçekleştiği yerdeki asliye hukuk mahkemelerinde açılır. Mahkeme, veri sorumlusunun KVKK kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini ve ihlalin zarara etkisini değerlendirerek tazminat talebini karara bağlar.
KVKK kapsamında kişisel veri ihlali nedeniyle açılan tazminat davalarında, genel olarak Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli mahkemelerdir. Bu mahkemeler, hem maddi hem de manevi zarar taleplerini değerlendirir ve veri sorumlusunun KVKK yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini inceler.
Davada mahkeme, ihlalin boyutunu, zararın türünü ve veri sorumlusunun ihmali veya kusurunu dikkate alarak karar verir. Bu nedenle, bireysel tazminat davalarında Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu bilinmeli ve dava süreci buna göre planlanmalıdır.
KVKK ihlali nedeniyle açılacak tazminat davalarında, dava dilekçesi davanın doğru ve hızlı ilerlemesi açısından büyük önem taşır. Dilekçede, öncelikle davacı ve davalının kimlik bilgileri, davanın dayanağı olan hukuki sebepler ve talep edilen tazminat açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, ihlalin nasıl gerçekleştiği, hangi kişisel verilerin etkilendiği ve uğranılan maddi ile manevi zararların ayrıntıları dilekçede yer almalıdır.
KVKK ihlali tazminat davalarında, davacının uğradığı zararları kanıtlaması büyük önem taşır. Bu kapsamda log kayıtları delil olarak kullanılabilir; ihlalin nasıl gerçekleştiğini, hangi kişisel verilerin etkilendiğini ve zararın boyutunu göstermede kritik rol oynar. Mahkeme, sunulan deliller ışığında veri sorumlusunun yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini ve ihlalin zarara etkisini değerlendirir.
KVKK ihlali davalarında, delil toplama sürecinde en önemli kaynaklardan biri e-posta, log ve sistem kayıtlarıdır. Bu kayıtlar, ihlalin ne zaman ve nasıl gerçekleştiğini, hangi kişisel verilerin etkilendiğini ve veri sorumlusunun yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini ortaya koyar. Mahkemeler, sunulan bu kayıtlar sayesinde olayın ayrıntılarını değerlendirir ve tazminat talebinin haklı olup olmadığına karar verir.
KVKK ihlali tazminat davalarında, mahkeme genellikle teknik detayları ve veri ihlalinin boyutunu net olarak belirlemek için bilirkişi incelemesi yaptırır. Bilirkişi, sistem kayıtları, loglar, veri işleme süreçleri ve alınan güvenlik önlemlerini değerlendirerek ihlalin nasıl gerçekleştiğini ve zararın kapsamını raporlar.
2025 KVKK kararları, kişisel veri ihlali nedeniyle açılan tazminat davalarında mahkemeler için yol gösterici niteliktedir. Bu kararlar, veri sorumlularının yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin değerlendirilmesinde ve ihlalin sonuçlarının belirlenmesinde temel referans olarak kullanılır. Ayrıca, ihlalin ağırlığı ve alınması gereken önlemler konusunda da hukuki rehberlik sağlar.
KVKK kapsamında açılan tazminat davalarında, ihlallerin ne sıklıkla ve hangi alanlarda gerçekleştiğini gösteren ihlal tespit oranları önemli bir gösterge olarak öne çıkar. Bu oranlar, veri sorumlularının hangi süreçlerde daha fazla hata yaptığını, hangi tür verilerin risk altında olduğunu ve ihlallerin yaygınlığını ortaya koyar.
KVKK ihlali nedeniyle açılan davalarda, son yıllarda tazminat miktarlarında artış eğilimi görülmektedir. Mahkemeler, veri sorumlusunun kusuru, ihlalin niteliği ve zararın boyutu gibi faktörleri değerlendirerek hem maddi hem de manevi tazminatları daha yüksek tutma eğilimindedir.
Bir diğer ilgili makalemize buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.