Diğer Makaleler

Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
İşyeri Hekimliği ve Sağlık Hizmetlerinde Malpraktis Davaları (2025)

Malpraktis Kavramı ve İşyeri Hekiminin Sorumluluğu

Malpraktis, tıp ve sağlık hizmetleri alanında profesyonel standartlara uygun hareket edilmemesi sonucu hastada veya çalışanlarda zarar oluşması durumunu ifade eder. İşyeri hekimleri, çalışanların sağlığını koruma ve iş güvenliği önlemlerini uygulama yükümlülüğü taşırlar. Bu bağlamda, görevlerini yerine getirirken hatalı teşhis, yanlış tedavi, ihmal veya bilgi eksikliği sonucu meydana gelen zararlar, işyeri hekimlerinin hukuki sorumluluğunu doğurabilir. Yeni içtihatlar, işyeri hekimi malpraktis sorumluluğunun sınırlarını daha net çizerek, hem işveren hem de çalışan açısından sorumluluk ve hakların belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

Tıbbi Hata Tanımı

Tıbbi hata, sağlık profesyonelinin uyguladığı tanı, tedavi veya bakım sürecinde yapılan yanlışlık veya eksiklik sonucu hastada veya çalışanda zarara yol açan durumları ifade eder. Bu hatalar, teşhis hatası, tedavi hatası, ilaç uygulama hatası veya bakım ve gözetim eksikliği gibi farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. İşyeri hekimleri açısından tıbbi hata, çalışan sağlığını koruma ve iş güvenliği önlemlerini sağlama yükümlülüğü kapsamında değerlendirilir. 2025 yılı içtihatları, tıbbi hatanın tespitinde delil değerlendirmesi ve hekimin özen yükümlülüğünün kapsamını daha ayrıntılı şekilde ortaya koymaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı

İş sağlığı ve güvenliği mevzuatı, çalışanların iş yerinde karşılaşabilecek risklere karşı korunmasını ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanmasını amaçlayan kurallar bütünüdür. İşyerinde sağlık hizmeti sunan hekimler, bu mevzuat kapsamında belirlenen yükümlülüklere uymak zorundadır. İş sağlığı ve güvenliği kanunları, yönetmelikler ve ilgili tebliğler, işyeri hekimlerinin görev ve sorumluluklarını netleştirirken, malpraktis davalarında hukuki çerçeveyi de belirler.

Hukuki Dayanak ve Görev Tanımı

İşyeri hekimlerinin görev ve sorumlulukları, öncelikle 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile desteklenir. Bu kanun ve ilgili yönetmelikler, işyeri hekimlerinin görevlerini, iş sağlığı ve güvenliği risklerinin belirlenmesi, sağlık gözetimi, meslek hastalıklarının önlenmesi ve çalışanların bilgilendirilmesi gibi alanlarda tanımlar. Hukuki dayanak aynı zamanda malpraktis davalarında hekimin sorumluluğunun sınırlarını belirler.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işyerlerinde çalışanların sağlığını korumayı ve iş kazalarını önlemeyi amaçlayan temel mevzuattır. Kanun, işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alma, risk değerlendirmesi yapma ve işyeri hekimi ile diğer sağlık personelini görevlendirme yükümlülüğünü açıkça ortaya koyar. İşyeri hekimleri, bu kanun kapsamında çalışanların sağlık gözetimini yapmak, meslek hastalıklarını önlemeye yönelik çalışmalar yürütmek ve gerekli raporlamaları sağlamakla yükümlüdür.

İşverenin Sorumluluğu İle Birlikte Değerlendirme

İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarında işyeri hekimlerinin sorumluluğu, işveren sorumluluğu sağlık çerçevesinde birlikte değerlendirilir. İşveren, çalışanların güvenli ve sağlıklı bir ortamda çalışmasını sağlamak, risk değerlendirmesi yapmak ve gerekli sağlık önlemlerini almakla yükümlüyken, işyeri hekimi de görevlerini eksiksiz yerine getirmekle yükümlüdür. 2025 yılı içtihatları, malpraktis davalarında işverenin ihmali ile hekimin özen yükümlülüğünün nasıl birlikte ele alınacağını ayrıntılı olarak ortaya koymakta ve sorumluluk dağılımının netleşmesine katkı sağlamaktadır. Bu nedenle, hem işverenin sorumluluğu sağlık açısından hem de işyeri hekiminin özen yükümlülüğü birlikte dikkate alınmalıdır.

Malpraktis Davasının Açılması

Malpraktis davası, sağlık hizmeti sunan profesyonelin ihmal, hatalı uygulama veya özen yükümlülüğüne aykırı davranışı sonucunda zarar gören kişi tarafından açılır. İşyeri hekimleri açısından bu, çalışanların iş
sağlığı gözetimini yerine getirmemesi, yanlış teşhis veya tedavi uygulaması gibi durumları kapsayabilir. Davanın açılabilmesi için zarar ve bu zararın hekimin fiilinden kaynaklandığının kanıtlanması gerekir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Malpraktis davalarında, hangi mahkemenin görevli ve yetkili olduğu, davanın doğru şekilde açılması açısından kritik öneme sahiptir. İş sağlığı hizmetlerinde malpraktis iddialarında genellikle Asliye Hukuk Mahkemeleri, tazminat taleplerinde ise İş Mahkemeleri görevli olabilir. Yetki ise, davalı hekimin veya işyerinin bulunduğu yer mahkemesi ile davacının ikametgahına göre belirlenir.

Dava Dilekçesinde Bulunması Gerekenler

Malpraktis davası açılırken hazırlanan dava dilekçesi, davanın kabul edilebilirliği açısından büyük önem taşır. Dilekçede; davacının ve davalının kimlik bilgileri, olayın meydana geldiği tarih ve yer, iddia edilen ihmal veya hatalı uygulamanın detaylı açıklaması, zararın niteliği ve boyutu, talep edilen tazminat miktarı ile dayanak hukuki düzenlemeler açıkça belirtilmelidir. İşyeri hekimleri ve işverenin sorumluluklarının birlikte değerlendirildiği durumlarda, her iki tarafın yükümlülüklerinin dilekçede net bir şekilde ortaya konması, davanın doğru ve hızlı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olur.

Delil ve Bilirkişi İncelemesi

Malpraktis davalarında, zarar ve hekimin ihmalinin kanıtlanması için deliller büyük önem taşır. Deliller, tıbbi kayıtlar, işyerisağlık dosyaları, raporlar ve tanık ifadelerinden oluşabilir. Bilirkişi raporu malpraktis davasının en kritik aşamalarından biridir; genellikle tıp veya iş sağlığı alanında uzman bilirkişiler, olayın tıbbi ve hukuki boyutunu değerlendirir.

Tıbbi Raporların Önemi

Malpraktis davalarında tıbbi raporlar, olayın tıbbi boyutunu ortaya koyan en kritik deliller arasında yer alır. İşyeri hekimlerinin düzenlediği sağlık gözetim raporları, tetkik sonuçları, tedavi kayıtları ve risk değerlendirme raporları, hekimin görevini yerine getirip getirmediğini ve özen yükümlülüğüne uyup uymadığını belirlemede temel dayanak olur. 2025 yılı içtihatları, tıbbi raporların ayrıntılı, objektif ve belgelenmiş olmasının, malpraktis davalarında hem davacının haklarını koruma hem de hekimin sorumluluğunu doğru şekilde değerlendirme açısından belirleyici olduğunu vurgulamaktadır.

Bilirkişi Heyetinin Değerlendirmesi

Malpraktis davalarında bilirkişi heyeti, olayın tıbbi ve hukuki yönlerini objektif bir şekilde değerlendirir. İş sağlığı hizmetlerinde görev yapan işyeri hekimlerinin uygulamalarının standartlara uygunluğu, özen yükümlülüğüne uyup uymadığı ve zararın meydana gelmesindeki rolü, bilirkişiler tarafından raporlanır.

2025 İçtihatlarında Dikkat Çeken Kararlar

2025 yılı malpraktis davalarına ilişkin içtihatlar, işyeri hekimlerinin sorumluluğu ve işveren sorumluluğu sağlık boyutunda önemli açıklamalar içermektedir. Bu kararlarda, hekimin özen yükümlülüğünün sınırları, görev tanımına uygunluk, tıbbi hata ve ihmal durumlarının belirlenmesi ile işverenin ihmali birlikte değerlendirilmektedir. Ayrıca, delil toplama süreçleri, tıbbi raporların önemi ve bilirkişi heyetlerinin raporlamaları hakkında da ayrıntılı değerlendirmeler yapılmıştır. Bu içtihatlar, malpraktis davalarında hukuki belirsizlikleri azaltarak, hem işyeri hekimi hem de çalışanlar açısından sorumluluk ve hakların daha net belirlenmesine katkı sağlamaktadır.

Kusur Oranlarının Belirlenmesi

Malpraktis davalarında, meydana gelen zararda tarafların kusur oranı belirleme durumu, tazminat miktarının ve sorumluluğun netleştirilmesi açısından kritik öneme sahiptir. İşyeri hekimi ile işverenin görev ve yükümlülükleri birlikte değerlendirildiğinde, zarar üzerindeki etkileri ayrı ayrı saptanır. Yeni içtihatlarda, kusur oranlarının tespitinde hekimin özen yükümlülüğü, işveren sorumluluğu sağlık çerçevesinde risk yönetimi ve ihmal derecesi gibi kriterler öne çıkar. Bu yaklaşım, taraflar arasındaki hukuki sorumluluk dağılımını daha adil ve objektif bir biçimde belirlemeye olanak tanır.

Tazminat Hesaplama Yöntemleri

Malpraktis davalarında tazminat miktarının belirlenmesi, zararın türü, büyüklüğü ve tarafların kusur oranlarına göre hesaplanır. Maddi zararlar, iş göremezlik süresi, tedavi masrafları ve gelir kaybı gibi unsurlar üzerinden belirlenirken; manevi zararlar, mağdurun çektiği acı ve ıstırap dikkate alınır. Tazminat hesabı 2025 içtihatlarına göre, işyeri hekimi ile işveren sorumluluğu sağlık boyutunda birlikte ele alınarak, tazminatın adil ve dengeli bir şekilde belirlenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu yaklaşım, mağdurun haklarını korurken hekimin haksız yükümlülüklere maruz kalmasını önler.

İşyeri Hekimlerinin Hukuki Risk Yönetimi

İşyeri hekimleri, sağlık hizmetlerini sunarken hukuki riskleri minimize etmek için sistemli bir yaklaşım benimsemelidir. Bu, görev tanımlarına uygun hareket etmek, tıbbi kayıt ve raporları eksiksiz tutmak, risk değerlendirmelerini düzenli yapmak ve çalışanları bilgilendirmek gibi önlemleri kapsar. Yeni içtihatlar, işyeri hekimlerinin sorumluluklarını netleştirirken, işveren sorumluluğu sağlık boyutunu da dikkate alarak risk yönetiminde dikkate alınması gereken kriterleri ortaya koymaktadır. Etkin bir hukuki risk yönetimi, hem malpraktis davalarında olası sorumlulukları azaltır hem de çalışanların güvenliğini ve haklarını korur.

Düzenli Kayıt ve Raporlama

İşyeri hekimlerinin hukuki risklerini azaltmada en önemli araçlardan biri, düzenli ve eksiksiz kayıt tutmak ve raporlamadır. Çalışanların sağlık gözetimi, tetkik sonuçları, tedavi uygulamaları ve risk değerlendirmeleri sistemli bir şekilde belgelenmelidir. Bu kayıtlar, olası malpraktis davalarında hem hekimin sorumluluğunu hem de işveren sorumluluğu sağlık boyutunu objektif olarak değerlendirmeye imkân sağlar.

Sigorta ve Mesleki Sorumluluk Tedbirleri

İşyeri hekimleri, malpraktis ve hukuki sorumluluk risklerini azaltmak için mesleki sorumluluk sigortası yaptırmalı ve gerekli diğer tedbirleri almalıdır. Mesleki sorumluluk sigortası, olası tazminat taleplerine karşı finansal güvence sağlar ve hem hekimin hem de işverenin sorumluluğunu dengelemeye yardımcı olur. Yeni içtihatlar, işyeri hekimlerinin görevlerini yerine getirirken mesleki sorumluluk sigortası ve diğer tedbirleri almakla yükümlü olduğunu vurgulamaktadır. Bu uygulama, hukuki riskleri minimize ederken, çalışanların haklarının korunmasına da katkı sağlar.

Bu makalemiz de ilginizi çekebilir: "Tıbbi Malpraktis (Doktor Hatası) Nedir?". Makaleye ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Şimdi ara