Elektronik tebligat (e-Tebligat), tebligatların dijital ortamda yapılmış halidir. Güvenli, hızlı, resmi bir iletişim yönetimidir. Bu tebliğ, fiziki ortamda yapılan tebligat ile aynı sonucu doğurmaktadır. Elektronik tebligat, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelik çerçevesinde, PTT tarafından oluşturulan ve Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) üzerinden yapılabilen dijital bildirim şeklidir.
Elektronik tebligat, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi ve 6 Aralık 2018 tarihli Elektronik Tebligat Yönetmeliği’ne dayanır ve bağlayıcıdır.
Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesine göre elektronik ortamda yapılan tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı anda yapılmış sayılmaz, 5. günün sonunda yapılmış sayılır. Fakat bu 5 günlük süre, fiziki tebligatın alıcının eline geçme süresiyle aynı hukuki sonucu doğurmaktadır.
e-Tebligat uygulaması, özellikle kamu kurum ve kuruluşların iş yükünü azaltmak ve işlemleri hızlandırmak gayesiyle belirli kişi ve kurumlar için zorunludur. Kanun maddesine göre;
Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
2025 yılı itibariyle düzenlemelerle birlikte elektronik tebligat sisteminin kapsamı genişletilmiş ve bazı gruplar için kayıt ve kullanım zorunluluğu getirilmiştir. Amaç, yargılamalarda tebligatın hızını artırmak ve aynı zamanda işlemlerin kolaylıkla dijital ortamda takibinin yapılmasını sağlayarak bunu kolaylaştırmaktır.
Yeni düzenlemeyle birlikte e-Tebligat sistemi yalnızca belirli kurum ve meslek grupları için değil, ticari faaliyette bulunan birçok gerçek ve tüzel kişi için de zorunlu hale getirilmiştir. MERSİS’e kayıtlı sermaye şirketleri, kooperatifler, vakıflar ve dernekler gibi özel hukuk tüzel kişileri kuruluş aşamasında e-tebligat adresi almakla yükümlüdür. Ayrıca serbest meslek erbapları, vergi mükellefi olan şahıs işletmeleri gibi bireysel girişimciler için de sistemin aktif olarak kullanılması yasal zorunluluk haline gelmiştir.
e-Tebligat uygulaması, özellikle yargı ve kamu süreçleriyle doğrudan ilişkili meslek gruplarını yakından ilgilendirmektedir. Avukatlar, noterler, bilirkişiler ve arabulucular için e-tebligat adresi bulundurma zorunluluğu devam etmekte olup, artık tüm resmi bildirimler yalnızca bu dijital adresler üzerinden yapılmaktadır. Bu grupların dışında kalan serbest meslek mensupları da bağlı oldukları meslek kuruluşları veya ticari faaliyet türüne göre sisteme kaydolmak zorundadır.
Elektronik tebligat sistemine kayıt işlemi, başvuranın gerçek kişi veya tüzel kişi olmasına göre değişiklik gösterir. Kayıt işlemi PTT tarafından yürütülür. Zorunlu olanlar, belirli süre içinde başvuru yapmak zorundadır.
Tüzel Kişi ve Kamu Kurumu Başvurusu: Yükümlülüğün başladığı tarihten itibaren 1 ay içinde PTT’ye başvurmalıdırlar. Gerekli bilgiler şu şekildedir:
Bireysel Başvuru (Gerçek Kişiler): İki yolla e‑Tebligat adresi alabilirler:
Başvuru tamamlandıktan sonra kişiye ait @hs01.kep.tr uzantılı adres oluşturulur ve sistem devreye girer.
Elektronik imza, dijital ortamlarda belgelerin imzalanmasını sağlar. Benzersiz kodlardan oluşur. Bir dijital güvenlik aracıdır. Hem kayıt sırasında hem de sistemle işlem yapılırken e-imza veya mobil imza kullanılabilir.

Elektronik tebligatın yapılma anı, hukuki sürecin başlangıcı açısından büyük önem taşır. Sürelerin yanlış hesaplanması, hak kayıplarına yol açabilir.
Tebligatın muhatabın elektronik adrese ulaştığı tarih önemlidir; ancak tebligat beşinci günün sonunda yapılmış sayılır (Tebligat Kanunu m. 7/a). Örneğin 5 Haziran’ da gelen bir e-tebligat, 10 Haziran’da yapılmış kabul edilir.
Elektronik tebligat sisteminde, sürelerin ne zaman başlayacağı konusu, muhatabın hukuki haklarını doğrudan etkilediği için çok önemlidir.
Bir önceki başlıkta da belirttiğimiz gibi süreler beşinci gününün sonundan itibaren işlemeye başlar.
Tebligatın yapılmasıyla birlikte başlayan bazı süreler, hak düşürücü niteliktedir. Örneğin: İtiraz, istinaf veya temyiz başvuruları, dava açma süreleri, icra takibine itiraz süreleri gibi durumlarda hak düşürücü süre kaçırılırsa ilgili hak tamamen sona erer.
Eğer e-Tebligat geçerli bir şekilde yapıldığında, alıcı tarafından okunmasa bile tebligat hukuken tamamlanmış sayılır. “Görmedim, fark etmedim” gibi gerekçeler sürelerin başlamasını engellemez.
e-Tebligat ile bildirilen idari ya da yargısal işlemlere karşı başvuru süreleri klasik sistemle aynıdır. Sistemin dijital olması bu bakımdan bir fark yaratmamaktadır.
İdari ve adli işlemlere karşı başvuru süreleri, tebligatın yapılmış sayıldığı tarihten itibaren (5. gün sonu) başlar. Başvuru süreleri ise şu şekildedir:
İdare Mahkemesi’ne dava açma süresi 30 gündür (İdari Yargılama Usulü Kanunu m. 7/1).
Ceza ve hukuk yargılamasında; itiraz, istinaf ve temyiz başvuruları için süre, kararın gerekçeli olarak tebliğinden itibaren 2 haftadır (Ceza Muhakemesi Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu)
Tebligat, yanlış kişiye gönderilmiş veya usule aykırı yapılmış olabilir. Bu gibi durumlarda muhatap, tebligata itiraz dilekçesi ile mahkemeye başvurabilir. Bu dilekçede yer alması gereken bilgiler şunlardır.
Çoğu dijital sistemde olduğu gibi e-tebligat sisteminde de sistem hataları söz konusu olabilir. Bazı hatalar hak kayıplarına neden olup kişilerin mağduriyetine yol açabilir. Sık karşılaşılan sorunlar şöyledir:
Bazı yargı kararlarında, elektronik tebligatın muhataba bildirim yapılmadan gerçekleştirilmesi nedeniyle tebligatın geçersiz sayıldığı ve buna bağlı olarak sürelerin işlemeye başlamadığına hükmedilmiştir. Örneğin, Danıştay kararlarında, tebligatın usulüne uygun yapılmaması durumunda işlemin iptal edildiği görülmektedir.