Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçu Nedir? (TCK 276)
Gerçeğe aykırı bilirkişilik suçu, bir yargılamada veya başka bir hukuki süreçte, bilirkişilik yaparak gerçeğe aykırı beyanda bulunmak anlamına gelir. Bu suç, bir kişinin adli veya idari bir davada, uzman olarak görev alarak yalan beyanlarda bulunması veya gerçekleri çarpıtmasıdır. Bu tür bir suç, adaletin doğru işlemesine ve hukukun üstünlüğüne karşı ciddi bir tehdit oluşturur.
Tercümanlık suçu ise, bir tercümanın, yeminli tercüman olmadığı halde yeminli tercüman olarak kendini tanıtarak gerçeğe aykırı çeviri yapması anlamına gelir. Bu suç, bir mahkeme duruşmasında veya diğer hukuki süreçlerde gerçeğin yanlış anlaşılmasına veya çarpıtılmasına neden olabilir. Bu da adalete zarar verir ve hukukun üstünlüğünü zayıflatır.
Türk Ceza Kanunu'nun 276. maddesi, "Gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık suçu" başlığını taşır ve şu şekildedir:
- Bir yargılamada veya başka bir hukuki süreçte bilirkişi olarak görevlendirilen kişi, gerçeğe aykırı beyanda bulunarak kendisine verilen görevi kötüye kullanırsa, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Yeminli tercüman olmayan kişi, kendisini yeminli tercüman gibi tanıtarak veya yeminli tercüman olduğunu belgeleyen belgeyi kullanarak, gerçeğe aykırı çeviri yaparsa, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Bu suçların kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Bu maddeye göre, bir bilirkişi veya tercümanın gerçeğe aykırı beyanda bulunması veya çeviri yapması suçtur. Bu kişiler, kendilerine verilen görevi kötüye kullanarak veya yalan beyanlarla hukuki süreçleri yanıltarak adalete zarar verirler. Bu suçların cezası, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Ayrıca, bu suçların kamu görevlisi tarafından işlenmesi durumunda, ceza yarı oranında artırılabilir.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçunun Unsurları
Türk Ceza Kanunu'nun 276. maddesi, gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık suçlarını düzenlemektedir. Madde gerekçesine göre, bu suçlar, bilirkişi veya tercümanların kasten gerçeği yanlış olarak yansıtmalarını veya yanlış tercüme yapmalarını cezalandırmaktadır.
Bilirkişi, mahkeme veya başka bir hukuki süreçte uzman görüşüne başvurulan ve rapor veya mütalaa hazırlayan bir kişidir. Bu kişinin raporu veya mütalaası, yargılama sürecinde önemli bir rol oynar ve karar verme aşamasında etkili olur. Ancak, bu kişilerin kasten gerçeği yanlış olarak yansıtmaları veya raporlarında gerçeği çarpıtmaları suçtur. Böyle bir davranış, adaletin doğru işlemesine ve hukukun üstünlüğüne karşı ciddi bir tehdit oluşturur.
Gerçeğe aykırı tercümanlık yapma suçu ise, bir tercümanın, yeminli tercüman olmadığı halde yeminli tercüman olarak kendini tanıtarak gerçeğe aykırı çeviri yapması anlamına gelir. Bu da adalete zarar verir ve hukukun üstünlüğünü zayıflatır.
Madde gerekçesine göre, bir bilirkişi veya tercümanın gerçeğe aykırı beyanda bulunması veya çeviri yapması suçtur. Ancak, bilirkişinin kendi bilgi ve değerlendirmesine göre vereceği mütalaa sadece hatalı olması, kastın bulunmaması halinde suç oluşturmaz. Yani, bilirkişinin yanlış bir sonuca varması veya hatalı bir rapor hazırlaması kasten değil, yanlışlıkla veya dikkatsizlik sonucu olabilir. Bu durumda suç unsuru oluşmaz ve cezalandırma yapılmaz.
Sonuç olarak, Türk Ceza Kanunu'nun 276. maddesi, bilirkişi ve tercümanların gerçeği çarpıtmalarını ve yanlış beyanlarda bulunmalarını cezalandırmaktadır. Bu suçların cezalandırılması, adaletin doğru işlemesi için önemlidir ve hukukun üstünlüğünü korumak adına gereklidir.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçunun Cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 276. Maddesine göre suçun cezası şu şekildedir:
- Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaada bulunması halinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- Birinci fıkrada belirtilen kişi veya kurullar tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı olarak tercüme etmesi halinde, birinci fıkra hükmü uygulanır.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Adli para cezası tek başına veyahut hapis cezası ile birlikte uygulanan bir yaptırım türüdür. Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçunun alt sınırı nedeniyle hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçu Zamanaşımı
Zamanaşımı, davanın belli bir süre içerisinde açılması veya açılmış olan bir davanın kanuni olarak belirlenmiş süresi içerisinde sonuçlandırılmaması durumunda davanın düşmesine sebep olan kurumdur. Gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık suçu için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre geçtikten sonra yargılama yapılamayacaktır.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, mahkemenin suçlu bulduğu kişi hakkında verdiği cezanın belirli bir süre için uygulanmaması yönünde alınan kararıdır. Bu süre içinde kişi, belirli koşulları yerine getirirse, mahkeme kararı sonucunda cezalandırılmaz ve suç kaydı oluşmaz. Ancak koşulları yerine getirmezse, ceza uygulanır ve suç kaydı oluşur. Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçunun alt sınırı nedeniyle hükmedilen hapis cezası için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulanabilir.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçu Şikayet Süresi
Türk Ceza Kanunu'nda yer alan suçlardan bazıları şikayete tabidir. Ancak gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu şikayete tabi değildir ve savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılacaktır. Suçtan mağdur olan kişi, yargılama aşamasında şikayetçi olmadığını belirtse bile davaya veya failin cezasına bir etkisi olmayacaktır.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçunda Şikayeten Vazgeçme
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu TCK'da şikayete tabi suçlar kapsamında yer almamaktadır. Dolayısıyla, suçun işlenmesi durumunda savcılık tarafından resen soruşturma yapılır ve mahkeme tarafından resen kovuşturma yapılır. Bu sebeple mağdurun veya müştekinin şikayetten vazgeçmesi halinde dava düşmeyecektir.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçunda Uzlaşma
Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurulması sağlanarak uyuşmazlığın giderilmesi yoludur. Uzlaşma kapsamında olan suçlar sayılıdır. Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçunda Görevli Mahkeme
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu nedeniyle yargılama yapmak için görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Sık Sorulan Sorular
Bilirkişinin Hukuki Sorumluluğu Nedir?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 285. Maddesine göre:
- Bilirkişinin kasten veya ağır ihmal suretiyle düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı raporun, mahkemece hükme esas alınması sebebiyle zarar görmüş olanlar, bu zararın tazmini için Devlete karşı tazminat davası açabilirler.
- Devlet, ödediği tazminat için sorumlu bilirkişiye rücu eder.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçu Kaç Yıl?
Türk Ceza Kanunu’nun 276. Maddesine göre gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçunun temel halinin cezası şu şekildedir:
- Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaada bulunması halinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçu Uzlaşmaya Tabii Mi?
Uzlaştırma kurumu, mahkemelerin iş yükünü azaltmak ve tarafların uzun dava süreçlerinde hak kaybı yaşamalarını önlemek amacıyla oluşturulmuştur. Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik ve Tercümanlık Suçu Şikayete Bağlı Mıdır?
Türk Ceza Kanunu'nda yer alan suçlardan bazıları şikayete tabidir. Ancak gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu şikayete tabi değildir ve savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılacaktır.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/4222 K.
“Tüketici hakem heyetinin yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak ya da yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurullardan olmaması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 276/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmayacağı ancak TCK’nın 6/1-c maddesi kapsamında kamu görevlisi sayılan bilirkişi sanık …‘un görevi gereğince düzenlediği, içerik itibariyle sahte olan ve sahte alındı imzası taşıyan raporun resmi belge olarak kabulünde zorunluluk bulunduğundan sanığın eyleminin TCK’nın 38/1 ve 40/2. maddeleri delaletiyle TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçuna temas ettiği gözetilerek, belge aslı da temin edilip iğfal kabiliyeti yönünden değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir.”
Yargıtay 21. Ceza Dairesi - Karar : 2016/2101
Kadastro tespit çalışmaları sırasında mahalli bilirkişi olarak görev yapan sanıkların, kadastro tutanakları düzenlendiği sırada gerçeğe aykırı bilirkişilik yapmak suretiyle köye ait meraları kendileri ve akrabalarının üzerine geçirilmesini sağladıklarının iddia olunması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK.nun 276. maddesinde öngörülen “gerçeğe aykırı bilirkişilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir