Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Örgüt Kurma Suçu ve Cezası

Örgüt Kurma Suçu Nedir? (TCK 220)

Örgüt kurma suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinde düzenlenen bir suçtur. Bu madde, örgütlenmiş bir şekilde suç işlemek amacıyla bir araya gelen kişilerin cezalandırılmasını hedeflemektedir.
Suç örgütü kurma suçu, suç örgütünün varlığının tespit edilmesi ve bu unsurların ispatlanması halinde işlenmiş olur. Suç örgütüne üye olmak, örgüt kurma suçuyla birlikte değerlendirilir ve ayrı bir suç teşkil eder. Bu maddeye göre, suç örgütü kurma suçunu işleyen kişilere ağır cezalar verilir. Bu cezalar, örgütün faaliyet alanına ve işlediği suçlara bağlı olarak değişebilir.

Örgüt kurma suçu, toplum düzenine ve güvenliğine ciddi tehdit oluşturan suç örgütlerinin cezalandırılması amacıyla düzenlenmiş bir suçtur.

Örgüt Kurma Suçunun Unsurları

Örgüt kurma suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinde düzenlenen bir suçtur. Bu suç, suç örgütü adı verilen yasadışı bir organizasyonun varlığını ve faaliyetlerini kapsar. Suç örgütü, güç kaynağı oluşturarak baskı, sindirme veya korkutma gibi yöntemler kullanarak amaç suçlar işleyen bir yapıdır.

Suç örgütünün varlığından bahsedebilmek için aşağıdaki unsurların bir arada bulunması gerekmektedir:

  1. Üye Sayısı: Suç örgütünün en az üç veya daha fazla kişi tarafından kurulması gerekmektedir.
  2. Hiyerarşik İlişki: Suç örgütü içerisinde üyeler arasında katı veya gevşek bir hiyerarşik ilişki bulunmalıdır. Örgüt, üyeleri üzerinde bir hakimiyet kurarak bir güç kaynağı haline gelmelidir. Örgütün yöneticileri belirlenmiş bir veya birden fazla kişi olabilir.
  3. Suç İşleme Amacı: Suç örgütü, suç işlemek amacıyla kurulmalıdır. Örgütün amaçladığı suçlar tespit edilmelidir. Örgütün suç işlemek amacıyla bir araya gelmesi yeterli olup, suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması bazı durumlarda gerekli olmayabilir. Örgüt, belirsiz sayıda suç işlemeyi hedeflemelidir.
  4. Örgütsel Faaliyetin Sürekliliği: Suç örgütünün faaliyetleri sürekli bir şekilde devam etmelidir. Örgüt üyeleri suç işleme iradesiyle devamlılık arz eden bir yapıda bir araya gelmelidir. Bu devamlılık, örgütün suç işleme kararlılığını ve suçları sürekli biçimde işlemek için programını göstermelidir.
  5. Elverişlilik: Suç örgütü, amaçladığı suçları işlemeye elverişli olmalıdır. Bu, örgütün sahip olduğu üye sayısı, araç ve gereçlerle ilgilidir. Örgüt, suçları işlemek için gerekli araç ve gereçlere sahip olmalıdır. Bu araç ve gereçler sadece silahlarla sınırlı olmayabilir, diğer suçları işlemek için gereken kaynakları da içerebilir.

Suç örgütü kurma suçu, somut bir tehlike suçudur. Yani, örgütün kamu düzeni için somut bir tehlike oluşturması gerekmektedir. Basit bir birleşme değil, daha sıkı bir bağlılık ve tehlike oluşturacak bir yapı söz konusu olmalıdır.

Sonuç olarak, suç örgütü kurma suçu, en az üç kişinin suç işlemek amacıyla bir araya gelmesi, hiyerarşik ilişkilerin bulunması, suç işleme iradesinin sürekliliği, suçları işlemeye elverişli olma ve somut bir tehlike oluşturma unsurlarını içerir. Bu unsurların bir arada bulunması durumunda suç örgütü kurma suçu gerçekleşmiş olur.

Örgüt Kurma Suçunun Cezası

Türk Ceza Kanunu’nun 220. Maddesine göre örgüt kurma suçunun cezası:

  • Kanunun suç̧ saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç̧ ve gereç̧ bakımından amaç̧ suçları işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
  • Suç işlemek amacıyla kurulmuş̧ olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
  • Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç̧ işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükolunur.
  • Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
  • Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç̧ işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.
  • Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.
  • Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Örgüt Kurma Suçunda Ceza İndirimi

  • Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.

Bunun dışında örgüt kurma suçuyla ilgili 221. Maddede etkin pişmanlık hükmü de düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir.

Örgüt Kurma Suçunda Cezayı Artıran Haller

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun düzenlendiği TCK madde 220’nin 3. fıkrasına göre Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.

Ayrıca 8. fıkrada düzenlendiği üzere örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Örgüt Kurma Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi

Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Adli para cezası tek başına veyahut hapis cezası ile birlikte uygulanan bir yaptırım türüdür. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya yönetme suçu kapsamında hükmedilen hapis cezasının miktarı nedeniyle adli para cezasına çevrilemez. Ancak, örgüt üyeliği, örgüte yardım etme, örgüte adına suç işleme, örgüt propagandası suçlarının cezaları adli para cezasına çevrilebilir.

Örgüt Kurma Suçu Zamanaşımı

Zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren dava açılmamış olması durumunda veya dava açılmışsa da süresi içinde sonuçlandırılmamış olması durumunda davanın düşmesine sebep olacak hukuk terimidir. TCK md. 220’de düzenlenen örgüt kurma veya yönetme suçlarında dava zamanaşımı süresi 15 yıl, örgüt üyeliği suçu nedeniyle dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Örgüt Kurma Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hüküm verilmesine rağmen hükmün belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması halinde, denetim süresi içinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. TCK md. 220’de düzenlenen tüm suçlar nedeniyle verilen cezaların miktarı nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

Örgüt Kurma Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulamak mümkün olur. Türk Ceza Kanunu’nun 221. Maddesine göre:

  • Suç̧ işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç̧ işlenmeden önce, örgütü̈ dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunur.
  • Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü̈ olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmedilir.
  • Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunur.
  • Suç̧ işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç̧ işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü̈ olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
  • Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
  • Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.

Örgüt Kurma Suçu Şikayet Süresi

Türk Ceza Kanunu'nda yer alan suçlardan bazıları şikayete tabidir. Ancak örgüt kurma suçu şikayete tabi değildir ve savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılacaktır. Suçtan mağdur olan kişi, yargılama aşamasında şikayetçi olmadığını belirtse bile davaya veya failin cezasına bir etkisi olmayacaktır.

Örgüt Kurma Suçunda Şikayetten Vazgeçme

Örgüt kurma suçu, şikayete tabi olmayan suçlar arasındadır ve savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu sebeple şikayetten vazgeçme herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Şikayetten vazgeçildiğinde dava düşmeyecek yargılama devam edecektir.

Örgüt Kurma Suçunda Uzlaşma

Türk hukuk sisteminde uzlaşma, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların mahkemeye gitmeden, arabuluculuk veya diğer yollarla çözülmesidir. Uzlaşma, genellikle tarafların karşılıklı anlaşmasıyla gerçekleşir ve hukuki bir bağlayıcılığı vardır. Örgüt kurma suçu, uzlaştırma kapsamına alınmayan suçlar arasındadır ve bu suç nedeniyle uzlaşma yapılamaz.

Örgüt Kurma Suçunda Teşebbüs

Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise faaliyeti teşebbüs aşamasında kalmış olur. Terk suçu hem neticesi harekete bitişik suçtur hem de tehlike suçudur. Failin, koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan mağduru terk etmesiyle suç tamamlanmış olur. Bu özellikleri nedeniyle örgüt kurma suçu teşebbüse elverişli gözükmemektedir.

Örgüt Kurma Suçunda İştirak

İştirak, bir suçun işlenmesine katılan birden fazla kişinin bulunması durumunda söz konusu olur. İştirak, suçun işleniş şekline göre azmettiren, yardım eden, dolaylı fail veya müşterek fail şeklinde olabilir. Cezai sorumluluk, somut olayın özelliklerine göre iştirakin türüne göre belirlenir. 

Suça iştirak, 5237 sayılı TCK’nın 37’nci maddesinde “Faillik”, 38’inci maddesinde “Azmettirme”, 39’uncu maddesinde “Yardım etme” ve 40’ıncı maddesinde “Bağlılık kuralı” başlığı altında düzenlenmiştir.

Sık Sorulan Sorular

Örgüt Kurma Suçu Nedir?

Örgüt kurma suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinde düzenlenen bir suçtur. Bu suç, suç örgütü adı verilen yasadışı bir organizasyonun varlığını ve faaliyetlerini kapsar. Suç örgütü, güç kaynağı oluşturarak baskı, sindirme veya korkutma gibi yöntemler kullanarak amaç suçlar işleyen bir yapıdır.

Örgüt Kurma Suçu Kaç Yıl?

  • Kanunun suç̧ saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç̧ ve gereç̧ bakımından amaç̧ suçları işlemeye elverişli olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
  • Suç işlemek amacıyla kurulmuş̧ olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.

Örgüt Kurma Suçu Zamanaşımı Kaç Yıl?

TCK md. 220’de düzenlenen örgüt kurma veya yönetme suçlarında dava zamanaşımı süresi 15 yıl, örgüt üyeliği suçu nedeniyle dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Örgüt Kurma Suçu Yargıtay Kararları

Ceza Genel Kurulu 2019/601 E. , 2019/723 K.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuyla korunan hukuki yarar kamu güvenliği ve barışıdır. Suç işlemek için örgüt kurmak, toplum düzenini tehlikeye soktuğu ve araç niteliğindeki suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede büyük bir kolaylık sağladığından, bu suç nedeniyle kamu güvenliği ve barışın bozulması bireyin güvenli, barış içinde yaşamak hakkını da zedeleyeceğinden, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller ayrı ve bağımsız suçlar olarak tanımlanmıştır. Böylece bu düzenlemeyle aynı zamanda bireyin, Anayasa’da güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmıştır. Bu amaçla henüz suç işlenmese dahi, sadece suç işlemek amacıyla örgüt oluşturmuş olmaları nedeniyle örgüt mensubu faillerin cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Bunun asıl nedeni suç işlemek için örgüt kurmanın, kamu barışı yönünden ciddi bir tehlike oluşturmasıdır. Kanun koyucu bu düzenleme ile öncelikle gelecekte işlenebilecek suçları engellemek istemiştir. Bu suçun mağduru ise; öncelikle kamu güvenliği ve barışını sağlamakla yükümlü olan devlet ve toplumu oluşturan bireylerdir.

TCK’nın 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından söz edebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı olarak amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir.

Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp bünyesinde hiyerarşik bir ilişki barındırmaktadır. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Oluşturulan bu ilişki sayesinde örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır. Bu nedenle niteliği itibarıyla devamlılık arz eden örgütün varlığı için ileride ihtimal dahilindeki suç/suçları işlemek amacı etrafındaki fiilî birleşme yeterlidir. Buna karşın, kişilerin belirli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde ise örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur.

Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında da belirtildiği üzere, TCK’nın 220. maddesi anlamında bir örgütten bahsedilebilmesi için,

a) Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması gerekmektedir.

b) Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır. Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır.

c) Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibarıyla somutlaştırılması mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, fail, örgütteki konumuna göre, üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında, ayrıca işlenen suçtan da cezalandırılacaktır.

d) Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi hâlinde, örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir.

e) Amaçlanan suçları işlemeye elverişli, üye, araç ve gerece sahip olunması gerekmektedir.

Yukarıda belirtildiği üzere kanunların suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli yapılara suç örgütü denmektedir. Terör örgütleri ise ideolojik amaçları olan suç örgütleridir. Terör örgütlerini, suç örgütlerinden ayıran bu ideolojik amaç; 3713 sayılı Kanun’un 1. maddesinde gösterilen Cumhuriyetin Anayasa’da belirtilen niteliklerine karşı olabileceği gibi, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Türk Devleti ve Cumhuriyetin varlığına, Devlet otoritesini zaafa uğratmaya veya yıkmaya ya da ele geçirmeye, Devletin iç ve dış güvenliğine, kamu düzeni veya genel sağlığa ya da temel hak ve hürriyetlere yönelik de olabilmektedir.

Bununla birlikte, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu tamamlayıcı bir suçtur. Bu nedenle bazı suçları işlemek için örgüt kurmanın başka ceza normları tarafından ayrıca özel olarak düzenlenmesi durumunda, ilgili suç tipinde öngörülen hükümlerin uygulanması gerekir. Buna göre soykırım ve insanlığa karşı suç için kurulmuş örgütleri kuran, yöneten ve üye olanlar hakkında TCK’nın 78. maddesi, devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla terör örgütü kuranlar, yönetenler ve üye olanlar hakkında ise TCK’nın 314. maddesi uygulanacaktır.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi - Karar: 2013/1077

Sanıklar hakkında ‘uyuşturucu madde ticareti yapma’ suçu nedeniyle iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması kararları alınmıştır. Bu kararlara dayanılarak dinlenen telefon görüşmeleri, ancak ‘uyuşturucu madde ticareti yapma’ suçu yönünden delil olarak kullanılabilir. ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma’ suçları yönünden dinleme kararı bulunmadığından, sözü edilen telefon konuşmaları bu suçlarda delil olarak kullanılmaz. Öte yandan, CMK’nın 135. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin hükümler ‘suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma’ suçu için uygulanamaz.

Somut olayda, örgüt oluşturmak için sanıkların sayısı yeterli ise de; suç işleme iradelerinde devamlılık ve aralarında hiyerarşik ilişki bulunduğuna ilişkin delil olmadığından, TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen ‘suç işlemek için örgüt kurma’ ve dolayısıyla ‘suç işlemek için kurulan örgüte üye olma’ suçlarının unsurlarının oluşmadığı, hukuka aykırı delil niteliğindeki telefon konuşmalarının bu suçlar yönünden hükme esas alınamayacağı gözetilmeden, sanıkların bu suçlardan beraatları yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 10. Ceza Dairesi - Karar: 2013/1077)

Şimdi ara