Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
İnsan Ticareti Suçu ve Cezası

İnsan Ticareti Suçu Nedir? (TCK 80)

İnsan ticareti suçu, insanları zorla, hileli yollardan veya rızaları dışında başka bir yerde çalışmaya veya fuhuş yapmaya zorlamak veya insanların vücut parçalarını satmak veya satın almak, almak veya satmak veya insanların köleleştirilmesi veya istismar edilmesi gibi amaçlarla insanları satmak, satın almak, taşımak, barındırmak, nakletmek veya başka şekillerde ticaretini yapmak suretiyle işlenen suçtur.

Türk Ceza Kanunu'nun 80. maddesi, insan ticareti suçunun tanımını yapar ve bu suçu işleyenler için ağır cezalar öngörür. Buna göre, insan ticareti suçunu işleyen kişiye, en az sekiz yıl hapis cezası verilir. Bu suç, örgütlenmiş bir şekilde işlendiğinde, ceza miktarı artırılabilir. 

İnsan Ticareti Suçu Unsurları

Türk Ceza Kanunu'nun 80. maddesinde yer alan insan ticareti suçu, aşağıdaki unsurları içerir:

  • İnsanları satmak, satın almak, taşımak, barındırmak, nakletmek veya başka şekillerde ticaretini yapmak suretiyle işlenir.
  • İnsanlar zorla, hileli yollardan veya rızaları dışında başka bir yerde çalışmaya veya fuhuş yapmaya zorlanır.
  • İnsanların vücut parçalarını satmak veya satın almak, almak veya satmak.
  • İnsanların köleleştirilmesi veya istismar edilmesi gibi amaçlarla insanların satışı gerçekleştirilir.

Bu unsurların bir veya birkaçının gerçekleşmesi, insan ticareti suçunun işlenmesi için yeterlidir. Ayrıca, bu suçu örgütlü bir şekilde işlemek, ceza miktarının artmasına sebep olabilir.

Çocuk Ticareti Suçu Nedir?

Çocuk ticareti suçu, onsekiz yaşını doldurmamış çocukların, zorla çalıştırılması, fuhuşa zorlanması, esir edilmesi veya vücut organlarının satılması gibi amaçlarla tedarik edilmesi, kaçırılması, taşınması veya barındırılması da bu suçu oluşturur. Suçun oluşması için araç fiillerin gerçekleştirilmesine gerek yoktur.  5237 sayılı TCK, çocuk ticareti suçunu insan ticareti suçunun özel bir şekli olarak kabul eder ve çocuğun rızasının hukuken geçersiz olduğunu belirtir. Çocuk ticareti suçu, çocukların insanlık dışı muameleye maruz kalmasına ve hayatları boyunca olumsuz etkiler yaşamalarına neden olabilir. Bu nedenle, uluslararası toplum ve devletler, bu suçun önlenmesi ve çocukların korunması için bir dizi önlem almaktadır.

Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti Suçu Arasındaki Farklar Nelerdir?

Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçu arasında farklılıklar vardır.

Göçmen kaçakçılığı suçu, bir kişinin yasadışı yollarla bir ülkeden diğerine geçirilmesi için para veya mal karşılığında bir aracı kullanması anlamına gelir. Bu suçta, göçmenler genellikle kendi istekleriyle seyahat ederler ve kaçakçılar, belgelerini düzenlemelerine yardımcı olurlar veya sınır ötesi geçişlerinde onlara eşlik ederler. Göçmen kaçakçılığı suçundan dolayı, kaçakçılık yapanlar ve belgeleri düzenleyenler gibi aracılar, para karşılığında bu hizmeti sağladıkları kişilerle birlikte yargılanırlar.

İnsan ticareti suçu ise, insanların yasadışı yollarla satın alınması, satılması, tedarik edilmesi, kaçırılması veya taşınması anlamına gelir. Bu suçta, insanlar genellikle zorla kaçırılır veya kandırılırlar. İnsan ticareti suçunda amaç, kurbanları zorla çalıştırmak, fuhuş yapmaya zorlamak veya insan organlarının satışına zorlamaktır. Bu suçtan sorumlu olanlar, kaçırma, zorlama ve istismar eylemlerini gerçekleştirenler ve bu eylemler için para kazananlar da dahil olmak üzere, bir dizi kişi olabilir.

Özetle, göçmen kaçakçılığı suçu genellikle göçmenlerin isteği üzerine gerçekleştirilirken, insan ticareti suçu zorla kaçırma ve istismar yoluyla gerçekleştirilir. Ayrıca, göçmen kaçakçılığı suçunda, aracılar genellikle para karşılığında hizmet verirken, insan ticareti suçunda, failler genellikle kurbanları istismar etmek için para kazanır.

İnsan Ticareti Suçunda Zincirleme Suç Uygulaması

Türk Ceza Kanunu’nun 43. Maddesinde zincirleme suç kavramı tanımlanmıştır. Zincirleme suç, aynı suçun farklı zamanlarda veya farklı kişilere karşı işlenmesi durumunda kullanılan bir hukuki kavramdır. İnsan ticareti suçunun aynı anda birden fazla kişiye karşı işlenmesi durumunda, fail tek bir suçtan cezalandırılır. Ancak, ceza zincirleme suç hükümleri gereği 1/4 ile 3/4 arasında arttırılabilir.

İnsan ticareti suçunun farklı zamanlarda farklı kişilere karşı işlenmesi durumunda, fail her mağdur için ayrı bir suçtan cezalandırılmalıdır. Bu nedenle, her mağdur için ayrı bir dava açılması ve ayrı cezalar verilmesi gerekmektedir.

İnsan Ticareti Suçu Cezası

İnsan Ticareti Suçu Türk Ceza Kanunu’nun 80. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre:

Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası verilir.

İnsan Ticareti Suçu Para Cezasına Çevrilmesi

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. İnsan ticareti suçu için hapis cezasının miktarı sebebiyle adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir

İnsan Ticareti Suçu Zamanaşımı

Zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren dava açılmamış olması durumunda veya dava açılmışsa da süresi içinde sonuçlandırılmamış olması durumunda davanın düşmesine sebep olacak hukuk terimidir. İnsan ticareti suçu için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

İnsan Ticareti Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanık hakkında hüküm verilmesine rağmen hükmün belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması halinde, denetim süresi içinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. İnsan ticareti suçu için hapis cezasının miktarı sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir.

İnsan Ticareti Suçu Şikayet Süresi

İnsan ticareti suçu, şikayete tabi olmayan suçlar arasındadır ve savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu suç için herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır. Kamu davasına müdahil olan bir kişi bile şikayetini geri çekse dahi, davada devam edilir ve ceza davası düşmez. Bu suç için dava zamanaşımı süresi dışında her zaman soruşturma açılabilir.

İnsan Ticareti Suçu Şikayetten Vazgeçme

İnsan ticareti suçu, şikayete tabi olmayan suçlar arasındadır ve savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu sebeple şikayetten vazgeçme herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Şikayetten vazgeçildiğinde dava düşmeyecek yargılama devam edecektir.

İnsan Ticareti Suçu Uzlaşma

Türk hukuk sisteminde uzlaşma, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların mahkemeye gitmeden, arabuluculuk veya diğer yollarla çözülmesidir. Uzlaşma, genellikle tarafların karşılıklı anlaşmasıyla gerçekleşir ve hukuki bir bağlayıcılığı vardır. Uzlaşma, tarafların uzun süreli bir hukuk mücadelesinden kaçınmasına yardımcı olur.  Ancak insan ticareti suçu, uzlaştırma kapsamına alınmayan suçlar arasındadır ve bu suç nedeniyle uzlaşma yapılamaz.

İnsan Ticareti Suçu Teşebbüs

Teşebbüs, failin suç işlemek amacı ile icra hareketine başlaması ve kendi elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlanamamasıdır. İnsan ticareti suçu, teşebbüse açık bir suçtur. Failin, suçun amacını gerçekleştirme niyetiyle hareket etmesi gerekli değildir. Bu suç, kişileri ülke dışına çıkarmak, tedarik etmek, kaçırmak, bir yerden başka bir yere götürmek veya barındırmak gibi araç fiillerin gerçekleştirilmesiyle tamamlanır. Çocuklar açısından araç fiillerin olması gerekmez. Eğer fail araç fiillerde bulunmuş ancak asıl fiilleri tamamlamamışsa, veya asıl fiillere başlamış ancak tamamlayamamışsa, teşebbüsten bahsedilebilir. Bu durumda, zarar veya tehlikenin ağırlığına bağlı olarak fail teşebbüsten sorumlu tutulacaktır.

İnsan Ticareti Suçu Zamanaşımı

Zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren dava açılmamışsa veya dava açılmışsa bile süresi içinde sonuçlandırılmamışsa davanın düşmesine sebep olan bir durumdur. İnsan ticareti suçuyla ilgili yargılamalarda normal dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

İnsan Ticareti Suçu Görevli Mahkeme

İnsan ticareti suçu için yargılama yapmaya görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir.

Sık Sorulan Sorular

İnsan Ticareti Suçu Kaç Yıl?

Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası verilir.

İnsan Ticareti Suçu Uzlaşma Kapsamında mı?

Ancak insan ticareti suçu, uzlaştırma kapsamına alınmayan suçlar arasındadır ve bu suç nedeniyle uzlaşma yapılamaz.

İnsan Ticareti Suçu Takibi Şikâyete Bağlı mı?

İnsan ticareti suçu, şikayete tabi olmayan ve herhangi bir şikayet süresi bulunmayan bir suçtur. Savcılık tarafından resen soruşturulur ve kamu davasına müdahil olan kişinin şikayetini geri çekmesi dava açılmasına engel olmaz. Suç için dava zamanaşımı süresi dışında her zaman soruşturma açılabilir.

İnsan Ticareti Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2011/2978

Suç tarihinde 15-18 yaş grubu içinde olan ve ikamet ettiği Ankara’dan önce Tosya, oradan da İskilip ve Çorum’a götürülen mağdurenin bulunduğu yerden ayrılma yönündeki rızasının, sanıklardan S.’nin mağdureyle evlenme ve onu ailesiyle tanıştırma vaadi şeklinde ortaya çıkan kandırıcı hareketleriyle elde edildiği, reşit olmayan mağdurenin bu şekilde ortaya çıkan ve sakatlanmış iradesinin, hukuken geçerli bir rıza sayılamayacağı, gerçeğe aykırı beyanlar ile ikna edilip mağdurenin kendi egemenlik alanından uzaklaştırılması suretiyle amaç suçları olan fuhuş suçunun gerçekleştirilmesini sağlayan sanıklar S. ve A.’ın eylemlerinin bu haliyle 5237 sayılı TCK.nun 80. maddesinde tanımlanan suçun oluşumu için aranan seçimlik hareketlerden “…kandırmak …” unsurunu ihtiva etmesi nedeniyle bu sanıklar yönünden fuhuş suçunun yanında ayrıca ve tüm unsurlarıyla “İnsan Ticareti” suçunun da oluştuğu kabul edilmelidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2011/2978)

Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2010/5953

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 80. maddesindeki insan ticareti suçunun oluşması, öncelikle mağdurun iradesini etkileyen hareketlerin gerçekleştirilmesine yahut onun zor durumundan istifade edilmesine bağlıdır. Failin önce mağdura “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek biçiminde bir harekette bulunması gerekir. Failin bu hareketleri yaparken veya yaptıktan sonra mağduru ülkeye sokması, ülke dışına çıkarması, tedarik etmesi, kaçırması, bir yerden başka bir yere götürmesi, sevk etmesi veya barındırması gerekir. Suçun oluşması için hem araç hareketlerden en az birisinin, hem de amaç hareketlerden en az birisinin birarada bulunması gerekir. Araç hareketler, asıl veya amaç hareketlerden önce veya en geç bu hareketlerle eş zamanlı olarak yapılmalıdır. Böylece öncelikle araç hareketler aracılığıyla mağdurun iradesi kırılmalı ve görünüşte rızası elde edilmeli, daha sonra da bu husustan yararlanarak suçu oluşturan asıl amaç hareketler yapılmalıdır. Araç hareketlerin ortak özelliği, bu hareketlerin mağdurun iradesi üzerinde etkide bulunması, mağdurun iradesini sakatlaması, mağdura istemediği bir şeyi yaptırmasıdır. Kandırma fiilinden bahsetmek için, bir kimsenin yanıltılarak ve aldatılarak iradesinin sakatlanıp bir işin yapılmasına razı edilmesi gerekir. Başka bir deyişle kandırmanın içeriğinde hile yapmak, aldatmak ve hataya sevk etmek esastır. Fail mağdura öyle şeyler söylemeli ki mağdur da bunlara inanarak aslında yapamayacağı şeyleri yapma durumuna girmelidir. Yani mağdurun rızasını verdiği şeyle, failin rızasını aldığı şey farklıdır. Somut olayda kandırma fiilinin gerçekleştiği söylenemez. Çünkü mağdurun pasaport bilgilerine göre evvelce Türkiye’ye çok sayıda giriş ve çıkış yaptığı anlaşılmaktadır. Erzurum ilinde evli kız kardeşi de bulunmaktadır. Türkiye’de kardeşi olmasına rağmen onun yanına gitmeyip sanığın yanına gelmiş, onunla birlikte kalarak fuhuş yapmaya başlamıştır. Sanık ile anlaşmazlığa düşmesi üzerine de evden ayrılıp, bir otele yerleşip yaşamına devam etmiştir. Bu oluşa göre; kandırma unsurunun gerçekleşmediği gibi, çaresizliğinden yararlanılarak rızasının elde edildiği de söylenemeyeceğinden atılı suçtan beraatına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2010/5953).

Şimdi ara