Silahlı Örgüt Suçu Nedir? (TCK 314)
Silahlı örgüt, anayasal düzene karşı suç işlemek amacıyla, siyasi hedefleri olan bir yapılanma olarak tanımlanmaktadır. Türk Ceza Kanunu'nun 314. Maddesi'nde bu suç düzenlenmiş ve suçun unsurları belirlenmiştir.
Örgüt, soyut bir birleşmeden ziyade, organik ve hiyerarşik bir yapıya sahip olmalıdır. Bu yapılanmanın alt üst ilişkisi, emir komuta zincirinin hakim olduğu bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle, örgütün mensupları üzerinde hakimiyet kurabilecek güç kaynağı niteliğini kazanması önemlidir. Alt-üst ilişkisi, emir ve talimat yetkisini içeren hiyerarşinin mevcudiyeti, örgütün amaçlarına ulaşmak için gerekli olan araç ve gereçlere sahip olması, belirli sayıda suç işlemek için bir araya gelmenin devamlılığını gösteren dış emarelerin varlığı ve amaçlanan suçlar için örgütsel yapı, üye, araç gereç bakımından elverişli olması gerekmektedir.
Örgütün silahlı olması da bu suçun unsurları arasında yer almaktadır. Ancak, bütün mensupların silahlı olması zorunlu değildir. Yeterli sayıda üyenin silahlı olması, hedeflenen suçların işlenmesini sağlayabilecek derecede olması suçun oluşması için yeterli kabul edilmektedir.
Sonuç olarak, silahlı örgüt, anayasal düzene karşı suç işlemek amacıyla, siyasi hedefleri olan bir yapılanmadır. Bu suçun oluşması için örgütün organik ve hiyerarşik bir yapıya sahip olması, belirli sayıda üyenin silahlı olması, örgütün amaçlarına ulaşmak için gerekli olan araç ve gereçlere sahip olması gerekmektedir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar: 2021/2664
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir.
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır.
Silahlı Örgüt Suçunun Unsurları
Silahlı örgüt suçu, suçun işlenmesi için en az üç kişinin bir araya gelerek oluşturdukları bir örgüt tarafından gerçekleştirilir. Bu örgütün ortak amacı, suç işlemek ve suç faaliyetlerinde bulunmaktır. Suç faaliyetlerinde bulunma, kişilerin bir araya gelerek belirli bir plan ve program dahilinde bir suç örgütü oluşturması, örgüt içinde belirli görev ve rollerin belirlenmesi ve bu görevlerin yerine getirilmesi anlamına gelir.
Suçun maddi unsuru olan fiil, silahlı örgütün belirlenmiş amacı doğrultusunda gerçekleştirilen suç faaliyetleridir. Bu faaliyetler, insanların hayatına veya mal varlığına zarar verebilecek nitelikte olabilir. Silahlı örgüt, suç faaliyetlerini gerçekleştirmek için silah kullanabilir veya tehdit edebilir.
Suçun manevi unsuru olan kast ise, suçun işlenmesi sırasında faillerin belirli bir amaca yönelik olarak hareket etmesidir. Bu amaç, suç örgütü tarafından gerçekleştirilen suç faaliyetlerinin devam ettirilmesi, örgütün amaçları doğrultusunda hareket etmek ve örgütün gücünü artırmak olabilir. Suçun işlenmesinde faillerin kasıtla hareket etmeleri, silahlı örgütün amaçları doğrultusunda suç işlemelerini öngördükleri anlamına gelir.
Silahlı Örgüt Suçunun Cezası
5237 sayılı Türk ceza kanununun dördüncü kısmının dördüncü bölümünde devletin güvenliğine karşı suçlar düzenlenmiştir. Bu suçlar devletin birliğini mülkü bütünlüğünü bozmak, düşmanla işbirliği yapmak, devlete karşı savaşa tahrik, temel milli yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama, yabancı devlet aleyhine asker toplama, askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma, düşman devletin maddi ve mali yardım olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinde silahlı örgüt suçunun cezası yer almaktadır. Buna göre:
- Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan on beş̧ yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümlere, bu suç açısından aynen uygulanır.
Silahlı Örgüt Suçunda Ceza İndirimi
Silahlı örgüt suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 314. maddesinde düzenlenmiştir. Bazı hallerde, mahkumiyet cezasında indirim yapılabilir.
Ceza indirimi için ilk koşul, suçun işlenmesine katılan kişinin örgüt faaliyetlerinden çekilmesi veya örgütten ayrılmasıdır. Bu durumda, mahkeme, kişinin örgüt faaliyetlerinden ayrılma sürecindeki tutumunu, örgüte karşı tutumunu ve suçun işlenmesinden sonra kişinin örgüt faaliyetleriyle ilgili davranışını değerlendirir. Eğer kişi, örgüt faaliyetlerinden ayrılması konusunda samimi ve kararlı bir tutum sergiliyorsa ve örgüte karşı açık bir tavır takınıyorsa, mahkeme ceza indirimi yapabilir.
İkinci koşul, kişinin suçun işlenmesindeki rolüdür. Eğer kişi, örgütün lideri veya yöneticisiyse veya suçun işlenmesinde aktif bir rolü varsa, ceza indirimi yapılmayabilir. Ancak suça yardım eden kişiler için ceza indirimi uygulanabilir.
Üçüncü koşul, kişinin pişmanlığıdır. Suçun işlenmesinden sonra kişi, suçunu itiraf ederse veya pişmanlık duyduğunu gösterirse, mahkeme ceza indirimi yapabilir. Ancak bu koşul, örgüt faaliyetlerine katılmış kişiler için daha zorlu bir koşuldur, çünkü örgüt faaliyetlerine katılmak, kişinin suçun işlenmesinden önce uzun bir süre boyunca örgütün ideolojisine inanmasını ve örgütle bağlantı kurmasını gerektirir.
Sonuç olarak, silahlı örgüt suçu ciddi bir suçtur ve cezası da ağırdır. Ancak suça karışan kişiler, örgüt faaliyetlerinden çekilme veya örgütten ayrılma, suça yardım etme veya pişmanlık gibi faktörlerle ceza indirimi alabilirler. Bu faktörler, suça karışan kişilerin tutumlarını değiştirme ve suçlarını telafi etme fırsatı sunabilir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2017/5832
Sanığın da aralarında bulunduğu grubun terör örgütü adına eylem yapmak için olay günü ilçe merkezine gidip Nokta mevkiine vardıklarında yolu trafiğe kapatıp tanınmamak maksadıyla yüzlerini puşi ile kapattıktan sonra terör örgütü lehine slogan atıp, ellerindeki molotof kokteyllerini iki farklı yola fırlattıkları olayda sanığın eylemi ile herhangi bir zararın da meydana gelmediği nazara alındığında, tayin olunan cezasından TCK’nın 220/6 maddesinin 2. cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca hukuka, vicdana uygun olan ve maddede gösterilen indirim oranı ile uyumlu makul ve makbul bir indirim yapılması gerektiği gözetilmeden dosya içeriğine uygun düşmeyen ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde fazla ceza tayini, bozma nedenidir.

Silahlı Örgüt Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Adli para cezası tek başına veyahut hapis cezası ile birlikte uygulanan bir yaptırım türüdür. Silahlı örgüt suçu nedeniyle verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.
Silahlı Örgüt Suçu Zamanaşımı
Zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren dava açılmamış olması durumunda veya dava açılmışsa da süresi içinde sonuçlandırılmamış olması durumunda davanın düşmesine sebep olacak hukuk süresi içinde sonuçlandırılmamış olması durumunda davanın düşmesine sebep olacak hukuk terimidir. Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren on beş yıldır. Dava zamanaşımı suçun üzerinden belirli bir süre geçmekle dava açılmamışsa veya açılmış olmakta birlikte davanın sonuçlandırılmaması durumunda davanın düşmesine yol açan ve soruşturma ve kovuşturma işlemlerine engel olan bir ceza hukuku müessesesidir.
Silahlı Örgüt Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının (HAGB) amacı kişileri ıslah etmektir. İki yıl veya altında olan hapis cezalarının varlığı halinde kişilere belirli bir denetim süresi verilir. Bu süre içerisinde failin kurallara uygun hareket etmesi sonucunda verilen hüküm hiçbir sonuç doğurmayarak ortadan kalkar ve adli sicil kaydında da görülmez. Silahlı örgüt suçunun cezasının 2 yılın üstünde olması sebebiyle hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir.
Silahlı Örgüt Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulamak mümkün olur.
Silahlı Örgüt Suçu Şikayet Süresi
Türk Ceza Kanunu'nda yer alan suçlardan bazıları şikayete tabidir. Ancak silahlı örgüt suçu şikayete tabi değildir ve savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılacaktır. Suçtan mağdur olan kişi, yargılama aşamasında şikayetçi olmadığını belirtse bile davaya veya failin cezasına bir etkisi olmayacaktır.
Silahlı Örgüt Suçunda Şikayeten Vazgeçme
Silahlı örgüt suçu, şikayete tabi olmayan suçlar arasındadır ve savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu sebeple şikayetten vazgeçme herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Şikayetten vazgeçildiğinde dava düşmeyecek yargılama devam edecektir.
Silahlı Örgüt Suçunda Uzlaşma
Türk hukuk sisteminde uzlaşma, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların mahkemeye gitmeden, arabuluculuk veya diğer yollarla çözülmesidir. Uzlaşma, genellikle tarafların karşılıklı anlaşmasıyla gerçekleşir ve hukuki bir bağlayıcılığı vardır. Uzlaşma, tarafların uzun süreli bir hukuk mücadelesinden kaçınmasına yardımcı olur. Ancak silahlı örgüt suçu, uzlaştırma kapsamına alınmayan suçlar arasındadır ve bu suç nedeniyle uzlaşma yapılamaz.
Silahlı Örgüt Suçunda Teşebbüs
Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise faaliyeti teşebbüs aşamasında kalmış olur. Suç tamamen yararın sağlanmasıyla tamamlandığından, failin elinde olmayan nedenlerden dolayı tamamlanamaması durumunda teşebbüs söz konusu olur. Bu suça teşebbüs mümkündür.
Silahlı Örgüt Suçunda İştirak
İştirak, bir suçun işlenmesine katılan birden fazla kişinin bulunması durumunda söz konusu olur. İştirak, suçun işleniş şekline göre azmettiren, yardım eden, dolaylı fail veya müşterek fail şeklinde olabilir. Cezai sorumluluk, somut olayın özelliklerine göre iştirakin türüne göre belirlenir.
Suça iştirak, 5237 sayılı TCK’nın 37’nci maddesinde “Faillik”, 38’inci maddesinde “Azmettirme”, 39’uncu maddesinde “Yardım etme” ve 40’ıncı maddesinde “Bağlılık kuralı” başlığı altında düzenlenmiştir.
Silahlı Örgüt Suçunda Görevli Mahkeme
Silahlı örgüt suçu için yargılama yapmakla görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir.
Sık Sorulan Sorular
Silahlı Örgüt Nedir?
Silahlı örgüt, belirli bir amaç doğrultusunda faaliyet gösteren, belli bir yapıya sahip, silah kullanarak veya kullanmaya teşebbüs ederek suç işleyen, üyeleri arasında bir hiyerarşi ve emir-komuta zinciri olan bir örgüttür. Bu örgütler genellikle siyasi, ideolojik, dini veya ekonomik hedefler doğrultusunda hareket ederler ve genellikle yasa dışı olarak faaliyet gösterirler.
Silahlı Örgüt Suçu Zamanaşımı Kaç Yıl?
Dava zamanaşımı suçun üzerinden belirli bir süre geçmekle dava açılmamışsa veya açılmış olmakta birlikte davanın sonuçlandırılmaması durumunda davanın düşmesine yol açan ve soruşturma ve kovuşturma işlemlerine engel olan bir ceza hukuku müessesesidir. Bu suç için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Silahlı Örgüt Suçuna Dahil Olan Suçlar Hangileridir?
Silahlı örgüt suçu 5237 sayılı Türk ceza kanunun dördüncü kısmının dördüncü ve beşinci bölümlerinde yaralan suçları işlemek amacıyla kurulduğunda gündeme gelmektedir. 5237 sayılı Türk ceza kanununun dördüncü kısmının dördüncü bölümünde devletin güvenliğine karşı suçlar düzenlenmiştir. Bu suçlar devletin birliğini mülkü bütünlüğünü bozmak, düşmanla işbirliği yapmak, devlete karşı savaşa tahrik, temel milli yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama, yabancı devlet aleyhine asker toplama, askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma, düşman devletin maddi ve mali yardım olarak karşımıza çıkmaktadır.
Silahlı Örgüt Suçu Uzlaştırmaya Tabii mi?
Ancak silahlı örgüt suçu, uzlaştırma kapsamına alınmayan suçlar arasındadır ve bu suç nedeniyle uzlaşma yapılamaz.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 10. Ceza Dairesi - Karar: 2013/1077
Sanıklar hakkında ‘uyuşturucu madde ticareti yapma’ suçu nedeniyle iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması kararları alınmıştır. Bu kararlara dayanılarak dinlenen telefon görüşmeleri, ancak ‘uyuşturucu madde ticareti yapma’ suçu yönünden delil olarak kullanılabilir. ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma’ suçları yönünden dinleme kararı bulunmadığından, sözü edilen telefon konuşmaları bu suçlarda delil olarak kullanılmaz. Öte yandan, CMK’nın 135. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin hükümler ‘suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma’ suçu için uygulanamaz.
Somut olayda, örgüt oluşturmak için sanıkların sayısı yeterli ise de; suç işleme iradelerinde devamlılık ve aralarında hiyerarşik ilişki bulunduğuna ilişkin delil olmadığından, TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen ‘suç işlemek için örgüt kurma’ ve dolayısıyla ‘suç işlemek için kurulan örgüte üye olma’ suçlarının unsurlarının oluşmadığı, hukuka aykırı delil niteliğindeki telefon konuşmalarının bu suçlar yönünden hükme esas alınamayacağı gözetilmeden, sanıkların bu suçlardan beraatları yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2015/840
Silahlı örgüt üyeliği suçu; silahlı bir örgütün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih etmek suretiyle işlenmektedir. Bu bakımdan eylemin iradi olması ve örgüte iştirak bilinç ve iradesiyle hareket edilmiş olması gerekir. Suç, örgüte üye olma fiilinin gerçekleştiği anda tamamlanmakla birlikte, üyelik süresince eylem temadi etmektedir. Örgüte üye olmak fiili bir katılma olup örgüte üye olmak için örgüt yöneticilerinin rızasının varlığına gerek yoktur, tek taraflı iradeyle bile örgüte katılmak mümkündür.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında; Tüm dosya kapsamında, sanık …‘ın, iletişim tespit ile teknik takip tutanaklarına yönelik yapılan incelemede, …
… terör örgütünün ideolojisini benimsediği, sanığın evinde yapılan aramada çok sayıda örgütsel kitap ve dökümanların bulunduğu, örgüte adam kazandırma ve propaganda amacıyla kullanılan kitapları temin ettiği ve dağıttığı, örgütün… yapılanmasının oluşturulması yönünde faaliyette bulunduğu, örgütün diğer üyeleri ile sürekli irtibat kurduğu anlaşılmakla, eylem ve faaliyetlerindeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk durumu da dikkate alındığında, örgütle organik bağ kurduğu anlaşılan, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üyelik suçundan mahkumiyet yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır.