Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Nedir?
Cumhurbaşkanına yönelik hakaret içeren söz, yazı, görüntü veya eylemlerle gerçekleştirilen bir suçtur. Bu suç, kamu görevlilerine hakaret suçundan ayrı olarak düzenlenmiş olup, Cumhurbaşkanının kişisel haklarını korumanın yanı sıra devletin en yüksek makamına yönelik saygınlığı da güvence altına almayı amaçlamaktadır.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 299. maddesinde düzenlenmiştir.
TCK Madde 299:
(1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda bir oranında artırılır.
(3) Bu suçun kovuşturulması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
-Suçun oluşması için hakaret kastı bulunmalıdır. Eleştiri amacı taşıyan söz ve ifadeler suç kapsamında değerlendirilmez.
-Suç, yalnızca Cumhurbaşkanına yönelik hakaret içermelidir. Cumhurbaşkanının kişisel yaşamına yönelik eleştiriler veya siyasi görüşler bu kapsamda değerlendirilmez.
-Aleniyet hali, yani suçun kamuya açık şekilde işlenmesi durumunda, cezada artırım uygulanır.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, özellikle ifade özgürlüğü ile cezai sorumluluk arasındaki sınırların tartışıldığı bir konu olup, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında da ele alınmıştır.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Unsurları Nelerdir?
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenmiş olup, suçun oluşabilmesi için belirli unsurların bulunması gerekmektedir. Bu unsurlar maddi (fiili) ve manevi (kast) unsurlar olarak ikiye ayrılır.
1. Maddi Unsurlar:
Bu suçun maddi unsuru, hakaret teşkil eden fiil veya sözlerin Cumhurbaşkanına yöneltilmesi ile gerçekleşir. Hakaretin sözlü, yazılı veya görsel yollarla işlenmesi mümkündür.
-Sözlü Hakaret: Küfür, ağır eleştiri sınırlarını aşan küçük düşürücü ifadeler, onur kırıcı sözler.
-Yazılı Hakaret: Sosyal medya, gazeteler, makaleler veya herhangi bir yazılı metin aracılığıyla yapılan hakaret içerikli ifadeler.
-Görsel Hakaret: Karikatürler, fotoğraflar veya hakaret içerikli görsellerin paylaşılması.
-Fiili Hakaret: Cumhurbaşkanına yönelik aşağılayıcı hareketler. Örneğin, kamuya açık alanlarda Cumhurbaşkanını temsil eden objelere saldırı).
2. Manevi Unsurlar:
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun manevi unsuru, kasten işlenmesi gerekliliğidir. Yani, failin bilinçli olarak ve hakaret kastı ile hareket etmesi gerekir.
-Failin bilinçli olarak Cumhurbaşkanına yönelik hakaret içeren söz veya fiilde bulunması.
-Haksız fiilin alenen veya özel olarak işlenmesi (Aleniyet halinde ceza altıda biri oranında artar).
-Suçun kovuşturulmasının Adalet Bakanının iznine bağlı olması (Madde 299/3).

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Cezası Nedir?
Türk Ceza Kanunu (TCK) 299. Madde uyarınca Cumhurbaşkanına hakaret suçu şu şekilde düzenlenmiştir:
1) Suçun Temel Cezası: Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Cezayı Artıran Sebepler: Eğer hakaret alenen (örneğin sosyal medya, televizyon veya basın yoluyla) işlenmişse, verilecek ceza altıda bir oranında artırılır.
3) Cezayı Hafifleten Sebepler: Haksız bir fiile tepki olarak işlenmişse (örneğin, ağır tahrik altında söylenmişse), ceza indirimli olarak uygulanabilir veya suçun işlenme biçimi, failin durumu veya diğer özel durumlar dikkate alınarak hâkim, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) veya cezanın ertelenmesine karar verebilir.
4) Adli Para Cezasına Çevrilme Durumu: Eğer mahkeme hapis cezasını 1 yılın altına indirirse, ceza adli para cezasına çevrilebilir.
5) Soruşturma ve Kovuşturma: Bu suç nedeniyle soruşturma başlatılabilmesi için Adalet Bakanlığı’nın izni gereklidir.
Bu suç, TCK’da özel olarak düzenlendiği için kamu görevlisine hakaret (TCK 125) veya diğer hakaret suçlarından ayrılmaktadır ve daha ağır yaptırımlara tabidir.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Şikayet ve Soruşturma Süreci
Şikayet Süresi ve Yetkili Mahkeme
- Cumhurbaşkanına hakaret suçu şikayete bağlı değildir; yani suç işlendiğinde Cumhuriyet savcıları resen (kendiliğinden) soruşturma başlatabilir.
- Ancak soruşturma başlatılabilmesi için Adalet Bakanlığı’nın izni gereklidir (TCK 299/3). Savcı, önce suçla ilgili delilleri toplar, ardından Adalet Bakanlığı’ndan izin talep eder. Bakanlık izin verirse dava açılabilir.
- Bu suç için belirlenen zamanaşımı süresi 8 yıldır. Yani suçun işlenmesinden itibaren 8 yıl içinde dava açılabilir.
- Yetkili mahkeme, asliye ceza mahkemesidir.
Savcılık Soruşturması ve Dava Açılması
İhbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet savcılığı soruşturma başlatır.
Bu süreçte: Şüphelinin ifadesi alınır, Hakaretin aleni olup olmadığı değerlendirilir, Gerekirse bilirkişi incelemesi yapılır, Adalet Bakanlığı izni verirse, savcı iddianame düzenler ve dava açar.
Bu süreç, suçun işlendiği iddiasına, delillere ve sanığın savunmasına bağlı olarak değişebilir.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay 16. Ceza Dairesi Kararı (E. 2020/1876)
Bu kararda, sanığın sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanına yönelik hakaret içeren paylaşımlar yaptığı tespit edilmiştir. Yargıtay, bu tür paylaşımların alenen yapıldığı ve toplum düzenini bozabileceği gerekçesiyle, sanığın cezalandırılması gerektiğine hükmetmiştir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Kararı (E. 2014/8838)
Bu kararda, sanığın baro odasında Cumhurbaşkanına yönelik hakaret içeren sözler söylediği iddia edilmiştir. Yargıtay, aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme veya duyulma olasılığının bulunması gerektiğini belirtmiş ve baro odasında yapılan bu konuşmanın aleniyet unsurunu taşımadığına karar vermiştir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi Kararı (E. 2017/987)
Bu kararda, sanığın sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanına yönelik hakaret içeren paylaşımlar yaptığı tespit edilmiştir. Yargıtay, sosyal medya paylaşımlarının aleniyet unsurunu taşıdığı ve bu nedenle cezanın artırılması gerektiğine hükmetmiştir.
Hukuki Yorum ve İçtihatlar
Yargıtay kararlarında, Cumhurbaşkanına hakaret suçunun oluşabilmesi için hakaret fiilinin alenen işlenmesi durumunda cezanın artırılması gerektiği vurgulanmaktadır. Ancak, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek ağır eleştirilerin hakaret suçu kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği de belirtilmektedir. Bu nedenle, her somut olayın kendi koşulları içinde değerlendirilmesi önem arz etmektedir..
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Anayasal ve Uluslararası Hukuk Boyutu
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türkiye’de TCK madde 299 kapsamında düzenlenmiş olup, devletin en üst makamına yönelik hakaret fiillerini cezalandırmayı amaçlamaktadır. Ancak bu düzenleme, gerek iç hukuktaki ifade özgürlüğü sınırları gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları bağlamında önemli tartışmalara konu olmaktadır.
1) Türkiye’deki Yasal Düzenleme ve Anayasal Çerçeve
Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi, Cumhurbaşkanına hakareti özel bir suç tipi olarak düzenlemektedir
Bu düzenleme, temel olarak devletin başındaki kişinin itibarını koruma amacı taşımaktadır. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 26. maddesi uyarınca ifade özgürlüğü de anayasal güvence altındadır. Bu noktada, bireylerin düşüncelerini serbestçe açıklama hakkı ile devletin makamlarını koruma amacı arasında bir denge kurulması gerekmektedir.
2) AİHM Kararları ve Uluslararası Hukuk Boyutu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ifade özgürlüğünü koruma altına alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesi bağlamında, devlet başkanlarına yönelik hakaret davalarını sıkça incelemiştir. AİHM içtihatlarında, devletin veya devlet yetkililerinin eleştiriye daha açık olması gerektiği vurgulanmaktadır.
Öne çıkan AİHM kararları arasında Colombani ve diğerleri / Fransa (2002) davası dikkat çekmektedir. Mahkeme, devlet başkanlarına yönelik hakaretin cezalandırılmasının ifade özgürlüğüne aykırı olabileceğine hükmetmiştir. Benzer şekilde, Otegi Mondragon / İspanya (2011) kararında, İspanya Kralı’na yönelik sert eleştirileri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmiştir.
Türkiye özelinde ise, AİHM’in Recep Demir / Türkiye (2021) kararında, Cumhurbaşkanına hakaretten verilen cezaların ifade özgürlüğüne orantısız bir müdahale teşkil ettiği belirtilmiştir. AİHM, devlet yetkililerinin eleştiriye daha fazla tahammül göstermesi gerektiğini vurgulamaktadır