Boşanma Davalarında İlgi ve Sevgi Eksikliği Gerekçesi
Evlilik birliğinin sürdürülebilirliği, eşler arasındaki sevgi, saygı ve ilgi gibi temel duygusal unsurlara dayanmaktadır. Ancak bu unsurların zamanla kaybolması, evlilik birliğini temelden sarsabilir ve taraflardan biri ya da her ikisi için evliliği çekilmez hale getirebilir. İlgi ve sevgi eksikliği, doğrudan Türk Medeni Kanunu’nda özel bir boşanma sebebi olarak belirtilmemiş olsa da, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166) veya kusura dayalı boşanma nedenleri (TMK m. 161-165) kapsamında mahkemeler tarafından değerlendirilebilmektedir.
Hukuki Dayanaklar ve Yargıtay Kararları
İlgi ve sevgi eksikliği, doğrudan boşanma sebebi olarak düzenlenmemiş olsa da, Türk Medeni Kanunu’nun çeşitli maddeleri kapsamında boşanma gerekçesi olarak sunulabilir.
1) Hukuki Dayanaklar
- Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (TMK m. 166/1)
• “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”
• İlgi ve sevgi eksikliği nedeniyle eşlerden birinin ruhsal veya duygusal olarak ciddi şekilde zarar gördüğü ispatlanırsa, boşanma sebebi olarak kabul edilebilir.
- Terk (TMK m. 164)
• Eşlerden biri, diğerine ilgi göstermemek amacıyla ortak konutu terk etmişse veya evi terk etmese bile duygusal anlamda evliliği bitirmişse, bu durum terk sebebiyle boşanma davasına konu olabilir.
- Kusura Dayalı Boşanma Sebepleri (TMK m. 161-165)
• Kötü muamele, onur kırıcı davranış veya haysiyetsiz yaşam sürme gibi hususlar ile birlikte değerlendirildiğinde, sevgi ve ilgi eksikliği evlilik birliğinin sürdürülemeyeceğini gösteren bir faktör olabilir.
2) Yargıtay Kararları ve İçtihatlar
Yargıtay, ilgi ve sevgi eksikliğinin tek başına boşanma sebebi olup olmayacağına dair davanın somut koşullarına göre karar vermektedir.
• Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bir kararında, “Eşlerin birbirine karşı sevgi ve ilgi göstermemesi, ortak hayatı çekilmez hale getirdiği takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilir” denilmiştir.
• Bir başka Yargıtay kararında, eşin uzun süre soğuk ve ilgisiz davranmasının, diğer eşin psikolojisini olumsuz etkilediği ve evlilik birliğinin devamını imkânsız hale getirdiği gerekçesiyle boşanmaya hükmedildiği görülmektedir.
Bu kararlar, sevgi ve ilgi eksikliğinin ancak evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğinin ispatlanması durumunda boşanma sebebi olarak kabul edilebileceğini göstermektedir.

Gerekçenin Mahkeme Tarafından Değerlendirilmesi
Boşanma davalarında, ilgi ve sevgi eksikliğinin bir gerekçe olarak kabul edilmesi için hâkim, eşler arasındaki ilişkinin somut durumunu incelemektedir. Mahkemeler genellikle şu unsurları değerlendirir:
1) Evlilik süresi ve ilişki dinamikleri
• Evliliğin başından beri mi, yoksa sonradan mı ilgi ve sevgi eksikliğinin ortaya çıktığı önemlidir.
• Tarafların evliliği kurtarmaya çalışıp çalışmadıkları dikkate alınır.
2) Duygusal ve psikolojik etkiler
• Sevgi ve ilgi eksikliğinin eşler üzerindeki psikolojik etkileri değerlendirilir.
• Psikolojik şiddet veya duygusal ihmal söz konusuysa, boşanma sebebi olarak daha güçlü bir argüman oluşturulabilir.
3) Deliller ve Tanıklar
• Mesaj kayıtları, yazışmalar, terapist raporları, tanık beyanları gibi unsurlar, tarafların iddialarını desteklemek açısından önem taşır.
• Eşlerin birbirlerine karşı ilgisizliğini kanıtlayacak olaylar ve davranışlar değerlendirilir.
Boşanma Sebepleri Olarak İlgi ve Sevgi Eksikliğinin Rolü
Sevgi ve ilgi eksikliği, doğrudan hukuki bir boşanma sebebi olarak değil, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösteren bir olgu olarak değerlendirilir. Ancak bu durumun evliliğin çekilmez hale gelip gelmediği konusunda mahkemeye sunulan delillerle desteklenmesi gerekir.
1) İlgi ve Sevgi Eksikliği Psikolojik Şiddet Olarak Değerlendirilebilir mi?
Eğer bir eş, diğerini bilinçli olarak ihmal ediyorsa ve bu durum diğer eşin duygusal sağlığını bozuyorsa, psikolojik şiddet (manevi baskı) olarak yorumlanabilir.
• Örneğin, eşin sürekli ilgisiz davranması, sevgi göstermemesi, diğeriyle konuşmaktan kaçınması ve ortak bir hayat kurmaktan kaçınması manevi baskı olarak değerlendirilebilir.
• Psikolojik şiddet, Türk Medeni Kanunu’nda özel bir boşanma sebebi olarak belirtilmemiş olsa da Yargıtay kararlarında evlilik birliğini temelden sarsan bir neden olarak kabul edilmiştir.
2) Ekonomik ve Sosyal Faktörler
Bazen ilgi ve sevgi eksikliği, ekonomik sorunlar, uzun çalışma saatleri veya aile içi baskılar nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarda mahkeme, eşlerin gerçekten birbirine ilgisiz olup olmadığını yoksa dışsal etkenler nedeniyle mi uzaklaştıklarını inceler.
3) Boşanma Davasında Tazminat Talepleri
İlgi ve sevgi eksikliği nedeniyle boşanma davası açan taraf, manevi tazminat talep edebilir.
• Mahkeme, ilgi ve sevgi eksikliğinin psikolojik etkilerini dikkate alarak tazminata hükmedebilir.
• Özellikle eşlerden birinin ilgisizliği nedeniyle diğerinin ruhsal sağlığının bozulduğu ispatlanırsa, manevi tazminat talebi daha güçlü hale gelir.
Boşanma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Boşanma, yalnızca hukuki bir süreç değil, aynı zamanda duygusal, psikolojik ve maddi boyutları olan karmaşık bir süreçtir. Eşlerin bu süreci en az zararla atlatabilmesi için gerekli belgelerin eksiksiz hazırlanması, psikolojik destek alınması ve etkili bir hukuki strateji belirlenmesi önemlidir.
Gerekli Belgeler ve İddianame Hazırlığı
Boşanma sürecinin en kritik aşamalarından biri, mahkemeye sunulacak dilekçenin ve delillerin doğru şekilde hazırlanmasıdır. Eksik veya yetersiz belgeler sürecin uzamasına, hatta davanın reddedilmesine yol açabilir.
1) Boşanma Davası İçin Gerekli Belgeler
Boşanma davası açarken mahkemeye sunulması gereken temel belgeler şunlardır:
- Boşanma Dilekçesi (İddianame)
- Kimlik ve Evlilik Cüzdanı Fotokopisi
- Tanık Beyanları ve Deliller
- Psikolojik veya Fiziksel Şiddet Durumunda Sağlık Raporları
- Çocuk Varsa Velayet Talebine Dair Belgeler
2) İddianame Hazırlığında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Boşanma davasının başarılı bir şekilde ilerlemesi için iddianamenin güçlü ve hukuki dayanaklara uygun olması gerekir:
• Boşanma nedeni açık ve somut olmalıdır. Örneğin, “eşim ilgisiz” yerine “eşim son iki yıldır benimle iletişim kurmamış, ortak yaşamı terk etmiştir” gibi net ifadeler kullanılmalıdır.
• Tanık beyanları ve delillerle desteklenmelidir. Mahkeme, iddiaların sadece sözlü beyanlarla değil, somut delillerle kanıtlanmasını ister.
• Eğer nafaka, tazminat veya velayet talebi varsa, bu taleplerin gerekçeleri açıklanmalıdır.
Uzman Görüşleri ve Psikolojik Değerlendirme
Boşanma süreci sadece hukuki bir süreç değildir, aynı zamanda psikolojik ve sosyal boyutları olan bir süreçtir. Mahkemeler, özellikle çocuklu boşanmalarda psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarının görüşlerine başvurabilmektedir.
1) Psikolojik Değerlendirmenin Rolü
• Eğer eşlerden biri psikolojik baskı, duygusal ihmal veya şiddete maruz kaldığını iddia ediyorsa, bir psikolog veya terapistten alınacak rapor mahkemede delil olarak sunulabilir.
• Çocukların velayetinin kime verileceği konusunda, çocukların psikolojik durumu ve ebeveynlerle ilişkisi dikkate alınır. Mahkeme, uzman psikologlardan veya pedagoglardan görüş talep edebilir.
2) Uzman Görüşlerinin Hukuki Sürece Etkisi
• Sosyal inceleme raporları, özellikle velayet davalarında mahkemeye yön verir.
• Psikolojik raporlar, duygusal şiddet veya ilgisizlik gibi soyut iddiaların somut delillere dayanmasını sağlar.
• Aile danışmanları ve terapistlerden alınan raporlar, boşanmanın çocuklar ve eşler üzerindeki etkisini değerlendirerek mahkemenin kararına katkıda bulunabilir.
Hukuki Danışmanlık ve Strateji Önerileri
Boşanma sürecinde profesyonel bir hukuki destek almak, sürecin daha hızlı ve hak kaybı yaşanmadan ilerlemesini sağlar. Yanlış veya eksik yapılan hukuki başvurular, davanın reddedilmesine ya da uzamasına neden olabilir.
1) Hukuki Danışmanlık Almanın Avantajları
• Boşanma dilekçesinin hukuka uygun şekilde hazırlanması sağlanır.
• Maddi ve manevi tazminat talepleri daha güçlü şekilde sunulabilir.
• Eşin mal kaçırma, nafaka ödememe gibi girişimlerine karşı önlemler alınabilir.
• Çocukların velayet sürecinde hak kayıplarının önüne geçilebilir.
2) Boşanma Davalarında Stratejik Adımlar
- Dava türü doğru belirlenmelidir.
• Çekişmeli boşanma (anlaşmazlık varsa) veya anlaşmalı boşanma (taraflar uzlaşmışsa) olarak karar verilmelidir.
- Delil toplama süreci iyi yönetilmelidir.
• Mahkemeye sunulacak belgeler, mesaj kayıtları, tanık ifadeleri gibi deliller süreci doğrudan etkileyebilir.
- Çocukların menfaatleri ön planda tutulmalıdır.
• Mahkeme, velayet konusunda çocuğun yüksek menfaatini göz önünde bulundurur. Bu yüzden çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi için en uygun ebeveynin kim olduğu konusunda raporlar ve deliller hazırlanmalıdır.
- Mali konular önceden planlanmalıdır.
• Mal paylaşımı, nafaka ve tazminat talepleri için hukuki danışmanlık alınarak talep edilen miktarların dayanakları iyi hazırlanmalıdır.
- Süreç boyunca psikolojik destek alınmalıdır.
• Boşanma süreci, taraflar için duygusal olarak zorlayıcı olabilir. Aile terapisti veya psikolojik danışmandan destek almak, sürecin sağlıklı ilerlemesine yardımcı olabilir.
Boşanmanın Sonuçları ve Etkileri
Boşanma, yalnızca iki bireyin yollarını ayırması değil, aynı zamanda hukuki, duygusal ve sosyal birçok sonucu beraberinde getiren karmaşık bir süreçtir. Boşanmanın ardından tarafların maddi ve manevi hakları belirlenirken, çocukların velayeti, psikolojik destek süreçleri ve yeni aile düzeninin oluşturulması gibi konular önem kazanır.
Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri
Boşanma davasında eşlerden biri, diğer eşin kusurlu davranışları nedeniyle zarar gördüğünü öne sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Ancak tazminatın talep edilebilmesi için belirli hukuki şartların oluşması gerekmektedir.
1) Maddi Tazminat
Maddi tazminat, boşanma nedeniyle ekonomik kayba uğrayan tarafın mağduriyetini gidermek amacıyla ödenir. Maddi tazminatın talep edilebilmesi için:
- Boşanmaya neden olan olayda diğer tarafın daha kusurlu olması gerekir.
- Tazminat talep eden tarafın boşanma nedeniyle ekonomik olarak zarar görmesi gerekir.
Örnek: Eşlerden biri evlilik süresince çalışmamış ve boşanma sonrası ekonomik zorluk çekecekse, maddi tazminat talep edebilir.
2) Manevi Tazminat
Manevi tazminat, boşanma sürecinde ruhsal olarak zarar gören eşin yaşadığı üzüntü, yıpranma ve onur kırıcı durumların telafi edilmesi amacıyla ödenir.Manevi tazminatın talep edilebilmesi için:
- Tazminat talep eden tarafın ağır psikolojik zarar görmesi gerekir.
- Diğer eşin evlilik süresince duygusal şiddet, aldatma veya onur kırıcı davranışlar sergilemiş olması gerekir.
Örnek: Eşin sadakatsizliği, ağır hakaretler veya psikolojik baskı uygulaması nedeniyle manevi zarar gören taraf, mahkemeye tazminat talebinde bulunabilir.
Yargıtay kararlarına göre, manevi tazminat miktarı belirlenirken tarafların ekonomik durumları, evliliğin süresi ve yaşanan olayların etkileri dikkate alınır.
Boşanma Sonrası Aile Düzeninin Yeniden Kurulması
Boşanma sonrası bireylerin yeniden bir düzen kurmaları ve sosyal hayata adapte olmaları zaman alabilir. Mali bağımsızlık, psikolojik iyileşme ve sosyal destek mekanizmalarının kullanımı, bu süreci kolaylaştırabilir.
1) Ekonomik ve Sosyal Adaptasyon
• Boşanmanın ardından, özellikle çalışmayan eş için mali bağımsızlık kazanmak zor olabilir.
• Nafaka talepleri bu süreçte önemlidir. Eğer bir eş, ekonomik olarak zor durumda kalacaksa yoksulluk nafakası talep edebilir.
• Yeni bir yaşam düzeni oluşturmak için psikolojik destek ve aile danışmanlığı hizmetlerinden yararlanmak faydalı olabilir.
2) Psikolojik ve Duygusal Yeniden Yapılanma
Boşanma, taraflar için stres, kaygı ve depresyon gibi duygusal zorlukları beraberinde getirebilir. Bu süreçte:
• Bireysel terapi veya aile danışmanlığı hizmetleri alınabilir.
• Sosyal destek gruplarına katılmak boşanma sürecini daha sağlıklı yönetmeye yardımcı olabilir.
• Kişisel gelişime odaklanmak, yeni bir hayat düzeni kurmayı kolaylaştırabilir.
3) Boşanma Sonrası Ebeveynlik Rolü
Eğer çiftin çocuğu varsa, boşanma sonrası ebeveynlik ilişkisinin sağlıklı yürütülmesi büyük önem taşır.
• Ebeveynler, çocuklarını bir taraf seçmeye zorlamamalıdır.
• Çocuğun düzenli bir yaşam sürdürmesi için ortak bir ebeveynlik planı oluşturulmalıdır.
• Velayeti almayan ebeveyn, çocuğuyla düzenli olarak iletişim kurmalı ve duygusal destek sunmalıdır.
Çocukların Korunması ve Psikolojik Destek Süreçleri
Boşanma, çocuklar üzerinde duygusal, akademik ve sosyal etkiler bırakabilir. Bu nedenle çocukların korunması ve psikolojik olarak desteklenmesi önemlidir.
1) Çocukların Psikolojik Etkilenme Süreci
• Çocuklar, boşanma sürecinde güvensizlik, kaygı, öfke veya suçluluk duygusu hissedebilir.
• Anne ve babanın boşanma sürecini çocuklarına nasıl aktardıkları, onların psikolojisi üzerinde belirleyici bir rol oynar.
• Ani değişikliklerden kaçınılmalı ve çocukların duygusal tepkilerine duyarlı olunmalıdır.
2) Çocukların Psikolojik Destek Alması
• Çocuklar için psikolojik danışmanlık veya terapi desteği almak, süreci daha sağlıklı atlatmalarına yardımcı olabilir.
• Eğer çocuk boşanmayı öfke veya içe kapanma ile karşılıyorsa, bir pedagog veya çocuk psikoloğuna başvurulmalıdır.
3) Çocukların Eğitim ve Sosyal Hayatının Korunması
• Boşanma sürecinde çocukların okul başarısı ve sosyal ilişkileri yakından takip edilmelidir.
• Çocuğun günlük rutinleri mümkün olduğunca korunmalı ve hayatındaki değişiklikler aşamalı olarak uygulanmalıdır.
• Velayet sahibi olmayan ebeveynin çocuğa düzenli vakit ayırması ve ortak etkinlikler yapması çocuğun psikolojisini olumlu yönde etkileyebilir.