Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Meşru Müdafaa Şartları

Meşru Müdafaa Nedir?

Bir kimsenin kendisine veya başkasına yöneltilen ağır ve haksız bir saldırıyı uzaklaştırmak için gösterdiği zorunlu tepkidir. Meşru müdafaa, nefsi müdafaa veya yaygın olarak bilinen adıyla meşru savunma, bireyin kendisine veya başkasına yönelik haksız bir saldırıya karşı kendini savunma hakkını ifade eder. Bu hukuki kavram, birçok ülkede benimsenmiş ve yasalarla düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu'nda da bu kavram, bireyin kendisini savunma hakkını koruyan önemli bir maddeyle ifade edilmiştir.

Meşru müdafaa, bir kişinin ya da başkasının haklarını korumak amacıyla gerçekleştirilen ve o anki koşullara uygun olarak orantılı bir şekilde yapılan savunmayı ifade eder. Bu savunma, haksız bir saldırıya maruz kalan kişinin kendisini koruma, saldırıdan kurtulma ve zarar görmesini engelleme amacını taşır. Ancak, bu savunma eylemi sırasında kullanılan güç orantılı olmalıdır. Yani, savunma eylemi, saldırıya karşı gerektiği kadar güç kullanılarak gerçekleştirilmelidir.

Türk Ceza Kanunu'nun 25. maddesinde meşru müdafaa kavramı açıkça tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, kişiye veya başkasına ait bir hakkın haksız bir saldırıya uğraması durumunda, o anda mevcut olan koşullar göz önünde bulundurularak, haksız saldırıya orantılı bir şekilde savunma yapma zorunluluğu doğar. Bu savunma eylemi, haksız saldırının gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi kesin olan bir durumda yapılmış olmalıdır.

Meşru müdafaa, bireyin temel bir hakkı olarak kabul edilir ve hukukun temel prensiplerinden birini oluşturur. Kişinin kendisini ve başkalarını koruma hakkı, toplumun huzur ve güvenliğinin sağlanması için önemlidir. Ancak, bu hak kötüye kullanılmamalı ve sadece gerçekten bir tehlike anında meşru savunma hakkı kullanılmalıdır.

Meşru Müdafaanın Şartları

Bir savunmanın yasal olabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:

  1. Haksız bir saldırı bulunmalıdır: Suç niteliğinde bir eyleme karşı meşru müdafaa yapılabileceği gibi hukuka aykırı bir fiile karşı da meşru müdafaa gerçekleşebilir. Bu doğrultuda saldırının hukuka aykırı olması yeterlidir. Bunun yanında hukuka aykırı olmayan ancak örf ve âdete, ahlaka aykırı olan fiil meşru savunmanın sebebi olamaz. Ayrıca saldırı kasten gerçekleşebileceği gibi ihmali davranışla da gerçekleşebilir.
  2. Saldırı, kişinin kendisine veya başkasına ait bir hakka yönelik olmalıdır.
  3. Savunma zorunlu olmalıdır; savunmada zorunluluk bulunup bulunmadığı ise her olayın özelliğine göre saptanmalıdır.
  4. Saldırı ile savunma eşzamanlı olmalıdır. Saldırı başlamadan veya saldırı tamamlandıktan sonra yapılan savunma meşru savunma kapsamında değerlendirilemez.
  5. Saldırı ile savunma arasında oran bulunmalıdır.

Zorunluluk Hali ve Meşru Müdafaa Şartları 

Meşru müdafaada amaç saldırıya karşı savunma iken zorunluluk halinde temel amaç tehlikeden korunmaktır.Meşru müdafaada savunma saldırgana karşı yapılmaktadır. Zorunluluk halinde ise tehlikeye sebebiyet veren dışında üçüncü kişiye karşı tecavüz söz konusudur.

Meşru müdafaada saldırının haksız olması gerekir. Oysa zorunluluk halinde ağır ve muhakkak bir tehlikenin bulunması yeterlidir ve haksız olması gerekmez.

Meşru müdafaa ancak insan eylemlerine karşı mümkün iken, zorunluluk halinde tehlike bir insan eyleminden doğabileceği gibi bir hayvan fiilinden veya doğa olaylarından da (deprem, yangın gibi) kaynaklanabilir.

Meşru Müdafaada Sınırın Aşılması 

Saldırıya uğrayan kişi maddi olduğu kadar manevi açıdan da zarar görmektedir. Bu zarar neticesinde psikolojik durumu etkilenen bazı insanlar duygu ve düşüncelerini kontrol edemeyecek duruma gelirler. Haliyle davranışlarında da kontrolsüzlükler gözlemlenir. İşte bu kontrolsüzlük bir saldırıyı def etmek amacıyla yapılan savunma sırasında ortaya çıkarsa meşru müdafaanın sınırlarının aşılması hali gündeme gelir. savunmanın sınırı korku, heyecan ya da telaştan ileri gelmişse fail cezalandırılmayacaktır. Meşru savunmanın sınırlarının. Nitekim savunma panik ya da korku sebebiyle değil de kin gütme saikiyle gerçekleştirilirse fail ceza almaktan kurtulamayacaktır.

1- Meşru savunma ile korunabilecek bir hak var olmalıdır. 

2- Saldırıya ilişkin tüm koşullar bulunmalıdır. 

3- Ölçülülük şartı savunan lehine ihlal edilmelidir. 

4- Sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan korku ya da telaştan ileri gelmiş olmalıdır. 

Meşru Müdafaa Sicile İşler Mi?

Yargılama sonucunda mahkeme eğer kişinin eylemlerinin meşru müdafaa kapsamında olduğuna yönelik bir tespitte bulunursa beraat kararı verecektir. Beraat kararları adli sicil kaydına işleyen kararlardan değildir. Dolayısıyla meşru müdafaa sicile işlemez.  

Yargıtay Kararları 

“...Mağdurun sanığa tokat attığı, bıçak ile sanığa saldırması üzerine sanığın mağdurun elindeki bıçağı alırken elinden yaralandığı, bunun üzerine mağdurun sanığa silah doğrulttuğu ve sanığın da mağdurdan aldığı bıçağı sallamak suretiyle mağduru yaralayıp olay yerinden ayrıldığı anlaşılmaktadır. Sanığın mağdura yönelik eylemini mağdurdan kendisine karşı başlamış olan saldırıyı defetmek ve saldırıdan kendisini korumak maksadı ile gerçekleştirmiş olması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 25. maddesi gereğince meşru müdafaa hükümlerine göre beraat kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiş. 

Şimdi ara