Mirasçılık belgesi (veraset ilamı), bir kişinin vefatından sonra geride kalan mirasçıların kimler olduğunu ve miras paylarını gösteren resmi belgedir. Sulh hukuk mahkemesinden ya da noterlerden alınabilir.
[Mirasçılık Belgesi (Veraset İlamı) Nedir? başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.]
Bu belge olmadan mirasçılar, ölen kişiye ait mal, para, tapu, araç veya banka işlemleri gibi hukuki ve malvarlığıyla ilgili işlemleri gerçekleştiremez. Mirasın paylaşımı, resmî kurumlarla olan süreçler ve tapu devirleri gibi işlemlerde temel belgedir.
Bir kişinin vefatından sonra, resmî mirasçılar Türk Medeni Kanunu’na göre belirlenir ve bu durum mirasçılık belgesiyle tespit edilir. Mirasçıların kimler olduğu, vefat eden kişinin nüfus kayıtları üzerinden incelenerek belirlenir. Öncelikli mirasçılar; altsoy (çocuklar, torunlar), altsoy yoksa anne-baba ve kardeşler, onlar da yoksa büyükanne-büyükbaba ve onların çocuklarıdır. Eş varsa, tüm durumlarda mirastan pay alır. Resmî tespit işlemi noter veya sulh hukuk mahkemesi tarafından yapılır.
(Eş ve Çocuklar Arasında Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır? başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.)
Veraset ilamı, mirasçıların tespiti ve mirasla ilgili hukuki işlemlerin yapılabilmesi için zorunludur. Ancak, bazen veraset ilamı hatası nedeniyle mirasçılar yanlış belirlenebilir veya miras payları eksik/ fazla gösterilebilir. Böyle bir hata durumunda yapılan tapu, banka ya da diğer hukuki işlemler geçersiz sayılabilir veya iptal edilebilir. Bu nedenle, veraset ilamının doğruluğu dikkatle kontrol edilmeli, hatalı durumlarda itiraz ve düzeltme yolları kullanılmalıdır.
Mirasçılık belgesi iptali 2025 yılında da sıkça karşılaşılan hukuki işlemlerden biridir. Özellikle veraset ilamının yanlış, eksik ya da yanıltıcı bilgilerle düzenlenmiş olması, bu belgenin iptaline yol açabilir.
En yaygın iptal gerekçeleri arasında, tüm mirasçıların doğru şekilde bildirilmemesi, nüfus kayıtlarındaki hatalar, ya da bilinçli olarak yapılan yanıltıcı beyanlar yer alır. Örneğin, evlilik dışı bir çocuğun gizlenmesi, vasiyetnamenin saklanması veya ölen bir kişinin mirasçı gibi gösterilmesi belgeyi geçersiz kılabilir.
Hileli mirasçılık başvurusu, mirasçılık belgesi (veraset ilamı) alınırken kasten eksik, yanlış ya da yanıltıcı bilgi verilmesi durumunda söz konusu olur. En yaygın örneklerinden biri, tüm mirasçıların bilinmesine rağmen yalnızca bazılarını beyan ederek belge çıkartılmasıdır. Bu durum, diğer mirasçıların yasal haklarının gasp edilmesine yol açar.
Hileli mirasçılık başvurusu, mirasçılık belgesinin iptali ve hatta dolandırıcılık gibi cezaî yaptırımlara konu olabilir. Örneğin, vasiyetnameye rağmen kendini tek mirasçı gibi gösteren biri, diğer mirasçıların haberi olmadan malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunursa; hem belge geçersiz sayılır hem de hukuki ve cezai sorumluluk doğar.
Mahkemeye yapılan başvuru ile hileli mirasçılık başvurusu iptal ettirilebilir. Mahkeme, gerçek mirasçıları tespit ederek yeni bir veraset ilamı düzenler. Bu süreçte gerçeği saklayan kişinin kötü niyeti ispatlanırsa, miras hakkı kısıtlanabilir ve haksız kazançların iadesi gündeme gelir.
Bu nedenle mirasçılık başvurularında eksiksiz ve dürüst beyanlarda bulunmak, hem hukuki güvenlik hem de aile içi ilişkilerin korunması açısından büyük önem taşır.
Mirasçılık belgesinde yer alan ölüm tarihi veya soy bağı bilgileri hatalıysa, belge geçerliliğini yitirebilir. Örneğin, yanlış ölüm tarihi belgeye dayalı işlemlerin yapılamamasına neden olabilir. Soy bağındaki hata ise gerçek mirasçıların dışlanmasına yol açar. Bu tür durumlarda veraset ilamının iptali için mahkemeye başvurmak gerekir. Hataların düzeltilmesi genellikle nüfus kayıtlarının güncellenmesiyle sağlanır.
Mirasçılık belgesinin iptali veya düzeltilmesi için dava açma hakkı, doğrudan mirasçı olan herkese aittir. Ayrıca, miras payı nedeniyle hak kaybına uğrayan kişiler de bu tür davaları açabilir. Bazı durumlarda, mirasçı olmasa da miras hakkını ilgilendiren kişiler veya yasal temsilciler de dava açabilir. Dava süreci genellikle sulh hukuk mahkemelerinde yürütülür.
Mirasçılar, ölen kişinin mal varlığından pay almaya hak kazanırken, alacaklılar ise merhumun borçlarının tahsili için hak talep edebilir. Mirasçılar, borçları ödeyip kalan mal varlığını paylaşır.
Alacaklılar, mirasçıların malvarlığından alacaklarını tahsil etmek için dava açabilir veya icra takibi başlatabilir. Bu nedenle, miras sürecinde alacaklıların hakları da dikkate alınmalıdır.
Tereke davası nedir sorusu, terekeye ilişkin alacak ve borç ilişkilerinin çözümünde önemli bir konudur. Tereke, miras bırakanın ölümünden sonra geride kalan malvarlığı ve borçlarının tamamını ifade eder.
Tereke alacaklıları, miras bırakanın borçlarını tahsil etmek için hak sahibi olan kişilerdir. Tereke borçluları ise mirasçılar olarak, öncelikle bu borçları ödemekle yükümlüdür. Tereke davası, mirasçılar arasında malvarlığının paylaşımı veya borçların ödenmesi konusunda anlaşmazlık olduğunda açılır. Bu dava sayesinde terekeye ilişkin hak ve yükümlülükler hukuki olarak belirlenir.
Mirasçılık belgesinin (veraset ilamının) iptali için açılacak dava, mirasa konu olan kişinin (muris) son yerleşim yeri mahkemesinde açılır.
Bu tür iptal davalarında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Çünkü veraset ilamının iptali, artık bir “çekişmeli yargı” konusudur ve bu tür uyuşmazlıklar sulh hukuk değil, asliye hukuk mahkemelerinde görülür.
Özetle:
Bu dava, mirasçılardan biri tarafından veya mirasçılıkla ilgili hukuki menfaati olan kişilerce açılabilir.
Asliye hukuk mahkemesi miras davalarında özellikle çekişmeli konular söz konusuysa görevlidir. Mirasçılık belgesinin iptali, mirasın paylaşımı ve tereke davaları gibi uyuşmazlıklar bu mahkemede görülür.
Mirasçılık belgesi başvurusu veya dava açmak için bazı temel belgeler gerekir. Bunlar genellikle şunlardır:
... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DAVACI :
[Ad Soyad]
[T.C. Kimlik No]
[Adres]
(Vekili Av. [Ad Soyad], Baro Sicil No: …)
DAVALI :
[İlgili diğer mirasçı(lar) – varsa]
[Adres – biliniyorsa]
KONU :
... tarihli ve ... yevmiye numaralı mirasçılık belgesinin (veraset ilamının) iptali talebimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil, ... tarihinde vefat eden muris ...’in yasal mirasçılarındandır. Murisin ölümünden sonra ... Noterliği ya da ... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından düzenlenen ... tarihli mirasçılık belgesi ile mirasçılar belirlenmiştir.
Ancak söz konusu mirasçılık belgesi, eksik ve/veya gerçeğe aykırı bilgilerle düzenlenmiştir. Örneğin, murisin evlilik dışı çocuğu olan müvekkilin adı belgeye yansıtılmamış ya da başka bir mirasçı bilinçli olarak gizlenmiştir. Bu nedenle belge gerçek mirasçı listesini yansıtmamakta ve müvekkilin yasal haklarını ihlal etmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, mirasçılık belgesinin sadece şekli delil niteliğinde olduğu ve her zaman iptale konu edilebileceği kabul edilmektedir. (Yargıtay 8. HD., E. 2021/… K. 2021/… )
Tarafımızca sunulacak nüfus kayıt örnekleri, tanık beyanları ve diğer belgeler ile söz konusu eksiklikler ispatlanacaktır. Bu nedenle, gerçeğe aykırı şekilde düzenlenmiş olan veraset ilamının iptali zorunlu hale gelmiştir.
HUKUKİ NEDENLER :
TMK, HMK, Noterlik Kanunu ve ilgili sair mevzuat hükümleri ile Yargıtay içtihatları
HUKUKİ DELİLLER :
Nüfus kayıt örnekleri
Mevcut mirasçılık belgesi
Tanık beyanları (gerektiğinde)
Vasiyetname (varsa)
Diğer her türlü yasal delil
SONUÇ ve TALEP :
Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle;
Tarafımıza tebliğ edilen ... tarihli mirasçılık belgesinin iptaline, gerçek mirasçıların yeniden belirlenmesine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Davacı Vekili
Av. Mehmet GENÇ
[İmza]
2025 yargı uygulamaları ve içtihatlar, miras hukukunda özellikle mirasçılık belgesinin iptali, tereke davaları ve soy bağına ilişkin uyuşmazlıklarda rehber niteliğindedir.
Yargıtay Miras Kararı 1:
"4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 575. maddesi hükmüne göre miras ölümle açılır. Aynı Kanunun 496. maddesi hükmüne göre de, altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirası eşit payla anne ve babasına kalır. Miras bırakandan önce ölmüş olan anne ve babanın yerlerini her derecede halefiyet yolu ile kendi alt soyları alır.
Somut olaya gelince, muris ... 'nın mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesine göre muris ... 'nın kendisinden sonra ölen eşi ... 'ya pay verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de; ... 'nın 1943 yılında ölen annesi ... ve 1957 yılında ölen babası ... 'ya giden miras payından anne baba bir kardeşleri ... , ... , ... ve ... ile baba bir anne ayrı kardeşleri ... 'nın eşit pay alması doğru değildir. Murisin ana ayrı baba bir kardeşi ... irs yolu ile yalnızca babası ... 'ya ait miras payından hisse alabilecektir. Ancak hükümde murisin kardeşlerinin her birine eşit pay verilerek tereke dağıtıldığından murisin kardeşi ... 'nın terekeden fazla pay almasına neden olacak şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir."
Yargıtay 14. HD., E. 2020/3372 K. 2020/6503 T. 21.10.2020
Yargıtay Miras Kararı 2:
"Mirasçılık belgesinin iptali halinde, hukuksal durumlarının etkilenmesi söz konusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle, davadan önce ölmüşise bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesi, yine davalılardan herhangi birinin yargılamadan sonra ölmesi halinde de davanın mirasçılarına yönlendirilerek mirasçılar aleyhine sürdürülmesi, hükmün de mirasçı oldukları gösterilerek mirasçılar hakkında verilmesi gerekir.
Somut olayda; Dairemizin 2016/6872 Esas, 2016/9355 Karar sayılı ilamımızda iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen davacı ... 'ın 15.03.2010 tarihinde ölümüyle yargılamaya devam etmek istediğini beyan eden ... ve davaya katılma isteğini dosyaya bildiren davalı ... haricindeki mirasçıları ... ve ... ... 'un, davalı ... 'in 16.11.2010 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak bıraktığı ... 'in, iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen ... 'in davaya taraf olarak dahil edilmeden hüküm kurulması doğru değildir."
Yargıtay 14. HD., E. 2020/5 K. 2021/235 T. 25.1.2021
1. İptal edilen belge geçerliliğini kaybeder
2. Yeni bir mirasçılık belgesi çıkarılır
Mahkemeden talep eder, veya Noterden alabilirler (mahkeme kararıyla birlikte).
3. Yeni belgeyle resmi işlemler güncellenir
İptal edilen mirasçılık belgesinin yerine, yeni bir belge düzenlenebilmesi için mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerekir. Bu karar doğrultusunda mirasçı belirleme davası ile mirasçıların kimler olduğu belirlenir ve yeni belge ya sulh hukuk mahkemesinden ya da uygun durumlarda noterden alınabilir. Noter, açık ve itiraza konu olmayan durumlarda belge düzenleyebilir; aksi halde yeniden mahkemeye başvurulması gerekir. Yeni mirasçılık belgesi alındıktan sonra tapu, banka, vergi dairesi gibi kurumlara başvuru yapılarak eski belgeye dayalı işlemler düzeltilir veya yeniden yapılır.
Mirasçılık belgesinin iptali, doğrudan mal paylaşımını etkiler çünkü önceki belgeye dayanarak yapılan tüm paylaşım işlemleri hukuki dayanağını kaybeder. Eğer hatalı belgeye göre taşınmaz devri, banka hesabı boşaltılması, araç satışı gibi işlemler yapılmışsa, bu işlemler geçersiz hale gelir ve paylaşımın yeniden, doğru mirasçılara göre yapılması gerekir. Haksız pay alan mirasçılardan malların iadesi talep edilebilir; verilmezse tenkis (eksilme) ya da tazminat davası açılabilir. Kısacası, iptal edilen miras belgesine göre yapılan mal paylaşımı geçersiz olur ve paylaşım süreci baştan, doğru mirasçılar esas alınarak yeniden yürütülür.