Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu ve Cezası

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki (TCK 104)

15 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını doldurmamış çocuklar açısından ele alınmış bir suç tipidir. Bu suçla, 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını doldurmamış kişilerin cinsel bütünlüğü korunmaktadır.  Kanun koyucu 15 yaş sınırını ele alırken; çocuğun, temyiz kudretine sahip olup olmadığına bakmaksızın suçun oluşacağını düzenlemiştir. Yani 15 yaşını tamamlamış bir çocuk, temyiz kudretine sahip olsa dahi suç oluşur. Zaten bu suç tipinde 15 yaşını tamamlamış çocuğun cinsel ilişkiye girerken rızası vardır; ancak gelişimini tamamlamamış olan çocuğun vücut bütünlüğünün korunması istendiği için bu suç tipi düzenlenmiştir. Nitekim eğer, cinsel ilişki kurulan çocuğun özgür iradesi yoksa tehdit, cebir veyahut hile gibi yollarla bu ilişki kurulmuşsa, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu değil; “çocukların cinsel istismar suçu” oluşur. (TCK 103)

Reşit olmayan bir kişiyle cinsel ilişki suçu: Bu kişiye karşı herhangi bir cebir, tehdit, hileye başvurmadan, karşılıklı rızaya dayalı olarak cinsel ilişkiye girilmesi olarak tanımlanabilir. Ancak suçun soruşturması ve kovuşturması “şikayet” üzerine yapılacağı düzenlenmiştir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda, mağdurun gerçek ve tam yaşının tespiti bu suçun gerçekleşip gerçekleşmediği açısından çok önemlidir. Örneğin, bir gün sonra 16 yaşına girecek çocuk için, somut olayın işlendiği güne bağlı olmak üzere, 1 gün önce işlendiğinde çocuğun cinsel istismarı suçu oluşacakken, 1 gün sonra yani 16 yaşında iken reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşmuş olacaktır. Ya da 18 yaşını birkaç dakikalık olsa bile doldurmuş olması halinde reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşmayacaktır. Eğer mağdurun yaşı, nüfus kayıtlarında tereddüt halinde ise, doğum tutanağı incelenmesi, resmi bir kurumda doğup doğmadığı araştırılması veya yaş tespiti için kemik grafiklerinin çekilerek bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilecektir.

Özellikle yeniden belirtmek gerekir ki, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun oluşması bakımından cebir, tehdit, hile olmaksızın 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını doldurmamış çocukla cinsel ilişki yaşanmış olmalıdır.

Kişinin cinsel ilişkiye girdiği çocuğun 18 yaşından küçük olduğunu bilmesi halinde suç oluşur. Eğer bilmiyorsa ve örneğin, 19 yaşında zannediyorsa ceza sorumluluğu açısından, somut olayda baz alınarak hata hükümlerine (TCK md. 30) göre belirlenir.

Cezası, çocuğun “şikayeti” üzerine, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda (104/1), görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Cezayı Artıran Nedenler (104/2)

Cebir, tehdit veyahut hile olmadan, 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını doldurmamış çocukla cinsel ilişkiye giren taraf arasında evlenme yasağı varsa şikayet aranmaksızın 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir. Suçun faili açısından ise bir yaş sınırı öngörülmemiştir. Evlenmesi yasak olan kişiler TMK 129’da düzenlenmiştir:

  1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında, amca, dayı, hala, teyze ile yeğenleri arasında,
  2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik son bulmuş olsa dahi, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında, evlenme yasak kapsamındadır.

Aralarında hısımlık bağı olan 2 erkeğin cinsel ilişkiye girmesi durumunda evlenme yasağı kapsamında ceza artırılabilir mi sorusu tartışmalıdır. 2 erkek arasında evlenme, hukuken söz konusu değildir. Dolayısıyla evlenme yasağı kapsamında değerlendirilmesi tartışmalıdır. Farklı görüşler olmakla birlikte, aralarında hısımlık bağı olan 2 erkeğin cinsel ilişkiye girmesi durumunda; kanun koyucu bu suçta, hısımlık bağı kullanılarak çocuğun cinsel yönden sömürülmesini engellemek istediği için bu durum 104/2 kapsamında değerlendirilebilir.

● Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlendiği veyahut koruyucu aile ilişkisi bakımından koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hali yine nitelikli hal sayılarak ceza artırılmıştır.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda (104/2), görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi’dir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Rıza Unsuru

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda çocuğun rızasının olması suçun oluşmasına engel değildir. Yani cinsel ilişki için rıza olsa dahi suç oluşur. Zaten cinsel ilişki cebir, tehdit, hile gibi unsurlar vasıtasıyla kurulmuşsa bu suç tipi değil, çocuğun cinsel istismarı suçu oluşacaktır.

15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşından küçük bir kişinin evlenmesi halinde ise; Türk Medeni Kanunu dolayısıyla eşlerin evlilik birliği içerisinde eşlere tanınan cinsel ilişki kurma hakkı kapsamında olduğu için hukuka uygun sayılır.

18 Yaşından Küçüklerin Evli Olması Halinde Reşit Olmayanla Cinsel ilişki Suçu Oluşur Mu?

Erginlik, kişinin 18 yaşını doldurmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar. (TMK 11).  Evlenme ile reşit olan kişilerin, evlilik birliği içerisinde rızaya dayalı olmak üzere cinsel ilişkileri suç teşkil etmeyecektir denilebilir. Bununla birlikte tabi ki çocuk evliliklere son verilmelidir.

18 yaşını doldurmamış bir çocuğun, “mahkeme kararıyla ergin kılınması” halinde bir meslek sanatının icrası için reşit olması kararı alındığından, bir başkasıyla cinsel ilişki yaşaması halinde, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun mağduru olması mümkündür.

Akran Çocuklar Arasında Cinsel İlişki Olması Halinde Reşit Olmayanla Cinsel İlişkisi Suçu Oluşur Mu?

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun faili hem erkek hem kadın olabilir. Cinsel ilişkiye giren kişilerden her ikisinin de 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını bitirmemiş olması halinde cebir, tehdit, hile olmaksızın, cinsel ilişkinin varlığı halinde; suçun oluşup oluşmadığı ve oluşacak olursa da kimin mağdur kimin fail olacağı hususu tartışmalıdır.

  1. Doktrindeki bir görüşe göre, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun faili, ancak 18 yaşını doldurmuş kişilerin olabileceğinden bahisle suçun oluşmayacağı ve bunun toplum, aile disiplininde çözümlenmesi gereken bir konu olduğu savunulur.
  2. Diğer bir görüş ve uygulamada da kabul edilen, 18 yaşını tamamlamış veyahut tamamlamamış herkesin bu suçun faili olabileceği kabul edilir.
  3. Ancak Yargıtay’a göre, akran çocuklar arasında gerçekleşen cinsel ilişkinin faili “erkek”tir. Hatta Yargıtay’ın bir kararında kız çocuğun 15 yaş 7 aylık olduğu, erkek çocuğun ise 15 yaş 2 aylık olduğu bir olayda; kızın yaşının erkek çocuktan büyük olmasına ve ilk cinsel teklifi kızın yapmış olduğu bir olayda fail erkek sayılmış ve ona göre ceza tayin edilmiştir.
  4. 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını doldurmamış 2 “erkek” arasında cebir, tehdit, hile olmaksızın cinsel ilişkiye girilmesi halinde, suçun failinin kimin olacağı hususunda, Yargıtay’ın verdiği bir kararda “cezaevinde mahkum olan her ikisinin de yaşı 16 olan iki çocuğun arasında cinsel ilişkinin geçtiği olayda, aktif olan erkeği suçun faili sayarak cezalandırmıştır.”

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Gönüllü Vazgeçme (TCK 36)

Suç, cinsel ilişkinin gerçekleşmesi ile tamamlanır. Eğer suç gerçekleşmeden önce yapılan icra hareketlerinden gönüllü olarak vazgeçilmesi halinde yani cinsel ilişki öncesi cinsellik içeren hareketler gerçekleştirilmiş ancak cinsel ilişkiden vazgeçilmişse reşit olamayanla cinsel ilişki suçu kapsamında ceza verilmez. Ancak o ana kadar yapılan hareketler, bir suç oluşturuyorsa o suçtan dolayı ceza belirlenir. (TCK 36)

Bir kişi, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işlemek için hareketlere başlanmış ancak elinde olmayan nedenlerden dolayı, cinsel ilişkiyi gerçekleştirmek istemesine rağmen gerçekleştirememişse, teşebbüs açısından sorumluluğu belirlenir. (TCK 35)

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Aynı Çocukla Değişik Zamanlarda Birden Fazla Yaşanması (TCK 43)

15 yaşını bitirmiş ancak 18 yaşını doldurmamış çocukla cebir, tehdit, hile olmadan cinsel ilişkiye değişik zamanlarda olmak suretiyle birden fazla bulunulmuşsa TCK 43/1 zincirleme suç hükümlerine göre sorumluluk belirlenir.

Reşit Olmayanla Cinsel ilişki Suçunda Şikayet Süresi ve Şikayetten Vazgeçme

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu şikâyete bağlıdır. Yaşı küçük olan mağdur şikayette bulunmalıdır. Mağdur kişinin velisinin veya vasisin tek başına şikayeti yeterli değildir. Bu hallerde şikâyet süresi failin veya fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 aydır.

Suçun şikayete bağı suçlar arasında yer alması dolayısıyla şikayetten vazgeçme davanın düşmesi sonucunu yaratır. Şikayetten vazgeçmek soruşturma ve kovuşturma aşamasında yapılabilir.Soruşturma aşamasında yapılması durumunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Cebir, tehdit, hile gibi unsurlar olmadan, 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını doldurmamış çocukla cinsel ilişkide bulunulması halinde şikayet üzerine soruşturma ve kovuşturma yapılır. (TCK 104/1) Çocuğun, fiili veyahut faili bildiği veya öğrendiği tarihten itibaren dava zamanaşımı süresini aşmamak kaydıyla 6 aydır. Burada fiilin öğrenilmesinden kasıt, çocuk eğer hareketlerin cinsel ilişki kapsamında olduğunu bilinmiyorsa, cinsel ilişki olduğunun çocuk tarafından öğrenilmesi, algılanması. Ya da suç olduğunu ilk günden itibaren biliyorsa şikayet süresi o gün başlar veyahut suç olduğunu daha sonra öğrenmişse, öğrendiği tarihten itibaren 6 aylık şikayet süresi başlar. Şikayet mutlaka mağdur tarafından yapılmalıdır. Mağdurun, velisi ya da vasisinin şikayeti halinde tek başına yeterli olmaz ve mağdurunda şikayetçi olup olmadığı beyanı alınmalıdır.

Bu suçun, çocukla arasında evlenme yasağı veya evlatlık, koruyu aile ilişkisi olan biri tarafından işlenmesi halinde şikayet aranmaz. Dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda mağdurun, 6 aylık şikayet süresini; 8 yıllık dava zamanaşımı süresinde kullanması gerekir.

Soruşturma aşamasında mağdurun şikayetten vazgeçmesi halinde, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Ceza davası açıldıktan sonra yani kovuşturma aşamasında ise davanın düşmesine karar verilir. Bu suçtan dolayı şikayetinden vazgeçen mağdur, bir daha aynı olaydan dolayı şikayette bulunamaz.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Hapis Cezasını Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, suç tipinde belirlenen cezaya göre ya hapis cezasıyla birlikte ya da tek başına uygulanır. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda, verilen cezaya göre eğer koşulları varsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı şartların mevcut olmasıyla birlikte kişi hakkında verilen cezanın, denetim süresi içinde tamamlanmasıdır. Denetimli serbestlik süresi içerisinde verilen koşulların yerine getirilmesi ile verilen ceza kararı hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kalkar ve dava düşer.

Reşit olmayanla cinsel ilişkide bulunma suçunda, verilen cezaya göre eğer koşulları varsa ceza ertelenebilir. Cezanın ertelenmesi, yargılama sonucunda verilen hapis cezasının belirli şartlar altında infaz edilmemesidir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/10479

Sanığın oluşa uygun şekilde kabul olunan eyleminin TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen takibi şikâyete bağlı reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve suç tarihinde on beş yaşından büyük olan mağdurenin soruşturma evresinde sanıktan şikâyetçi olmadığını beyan ettiği anlaşıldığından, vaki şikayet yokluğu nedeniyle kamu davasının TCK’nın 73/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilmesi gerekir

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/6190

Her ne kadar mağdurenin babası H.Y’nın 18.10.2011 tarihli duruşmada sanıktan şikayetçi olmadığını belirttiğinden bahisle sanık hakkında düşme kararı verilmiş ise de; olay tarihinde onyedi yaşı içerisinde olup kolluk beyanında sanıktan şikayetçi olduğunu belirten ve yargılama sırasında 30.06.2011 tarihinde de evlenmek suretiyle ergin olan mağdurenin, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda şikayet hakkına sahip olduğu gözetilmeden ve kovuşturma sırasında yeniden beyanı alınarak şikayetçi olup olmadığı hususu sorulmadan, babasının şikayetçi olmadığından bahisle düşme kararı verilmesi hukuka aykırıdır

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/11126

Sanığın üzerine atılı bulunan suçun şikâyete tabî suçlardan olmasına, mağdurenin suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olup şikâyet hakkına sahip olmasına rağmen, beyanına başvurulup şikâyeti sorulmadan, mağdurenin velisinin şikâyetçi olunması ile yetinilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır

Yargıtay 14. Ceza Dairesi-Karar: 2019/13133

Sanığın, olay günü mağdura oral seks yaptırması eyleminin cinsel ilişki niteliği taşımaması nedeniyle olayda TCK’nın 104. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek sanığın değişen vasfa göre bu suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/5373

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun düzenlendiği TCK.nın 104. maddesinin metninde suç olarak tarif edilen cinsel ilişkinin, erkek cinsel organının bir kadına vajinal veya anal yoldan ya da bir erkeğe anal yoldan ithal edilmesi olarak tanımlanması karşısında, mahkemenin oluşa uygun kabulüne göre, kayden 10.06.1991 doğumlu olup suç tarihinde 15 yaşını doldurmuş olan mağdureyle rızası ile öpüşüp seviştiği sırada mağdurenin cinsel organına parmağını soktuğu anlaşılan hemcinsi sanığın, cinsel ilişki boyutuna varmayan cinsel davranışları nedeniyle hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceğinden reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan beraati yerine, yazılı şekilde düşme kararı verilmesi hukuka aykırıdır

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/11817

Mağdure B.’e yönelik reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;

Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 30.05.2012 tarihli raporuna göre, dava konusu olaydan kaynaklanmayan hafif derecede zeka geriliği saptanan mağdurenin, bu zeka geriliğinin hekim olmayanlarca anlaşılamayacağı belirtilmiş olmasına ve dosya kapsamına göre de sanığın mağdurenin bu durumunu bildiğine dair delil bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 30.05.2012 tarihli raporda; olaydan kaynaklanmayan hafif derece zeka geriliği bulunan mağdurenin bu rahatsızlığının kendisine karşı işlenen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına ve fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olmasına mani olacak mahiyet ve derecede bulunduğu bildirilmiş olması nedeniyle, mağdurenin şikayetten vazgeçme beyanının hukuken geçerli olmadığı nazara alınıp, mağdurenin kanuni temsilcisinin duruşmada müşteki sıfatıyla dinlenip sonucuna göre sanığın huhuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır

Yargıtay 14. Ceza Dairesi -Karar: 2021/1754

İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 30.04.2014 günlü raporuna göre kendisinde tespit edilen bipolar affektif bozukluk nedeniyle mağduru bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacağı, kendisinde mevcut bu rahatsızlığın hekim olmayanlarca anlaşılamayacağı bildirilen on altı yaşındaki mağdure ile suç tarihinden bir hafta önce telefonla tanışıp, ilk kez olay günü biraraya gelen sanığın, araçla gittikleri tepelik alanda psikiyatrik rahatsızlığını bilerek alıkoyduğu mağdure ile zorla cinsel ilişkiye girdiğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle sübuta eren cebir, tehdit veya hile olmaksızın cinsel ilişkiye girme eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ise kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hükümler kurulması bozma nedenidir

Yargıtay 14.Ceza Dairesi - Karar: 2015/6166

Mağdure ve sanığın aşamalardaki beyanları, adli rapor ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın suç tarihinden önce mağdureyi tanıdığı, olay gecesi onaltı yaşındaki mağdurenin saat 21.30 sularında sanıkla birlikte onun evine gidip ertesi gün saat 13.00 sularına kadar kaldığı, mağdure ve sanığın anlatımları karşısında bu süre içerisinde cinsel ilişkiye girdikleri hususunda bir tereddüt bulunmadığı, ancak, sanığın bu eylemini cebir tehdit veya hile kullanmak suretiyle gerçekleştirdiğine ilişkin cezalandırılmasına yeter nitelikte kuşkudan arındırılmış delil elde edilememesi ve “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesi dikkate alındığında eylemlerin bu haliyle reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturması nedeniyle sanığın TCK’nın 104/1. maddesi gereğince cezalandırılması ve mağdurenin aynı Kanunun 26/2. maddesi kapsamında hukuken geçerli rızasına istinaden sanıkla birlikte kalması halinin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı gözetilerek bu suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde müsnet suçlardan mahkûmiyetine hükmedilmesi hukuka aykırıdır

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/5994

Suça sürüklenen çocuğun suç tarihlerinde onbeş-onsekiz yaş grubunda yer alıp dosya içeriğine göre akıl hastalığı da bulunmayan mağdure ile birden fazla rızaen cinsel ilişkiye girmesi eyleminde, suça sürüklenen çocuğun evlenme vaadinde bulunması mağdurenin iradesini bertaraf edip fiile karşı koyma gücünü ortadan kaldıracak boyutta bir hile olarak kabul edilemeyeceğinden, mevcut haliyle eylemlerin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturup, TCK’nın 104/1, zincirleme suç hükümlerini düzenleyen 43. maddelerine uyduğu gözetilmeksizin dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde suça sürüklenen çocuğun eylemlerini evlenme vaadi şeklinde hile ile gerçekleştirdiği belirtilerek çocuğun nitelikli cinsel istismar suçu nedeniyle hüküm kurulması hukuka aykırıdır 

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/11959

Mağdurenin 01.01.2010 tarihli kolluk beyanında ve 02.01.2010 tarihli savcılık ifadesinde sanıkla 2008 yılının Aralık ayından başlayarak 2009 yılı Nisan ayı sonuna kadar ikisi vajinal, biri de anal yoldan olmak üzere toplam 3 kez cinsel ilişkiye girdiklerini belirtmesi karşısında zincirleme şekilde gerçekleşen cinsel ilişkilerin sona erdiği tarihten itibaren 6 aylık sürenin geçtiği, bu haliyle mağdurenin TCK.nın 73. maddesinde düzenlenen altı aylık şikâyet süresinden sonra 01.01.2010 tarihinde sanık hakkında şikâyetçi olduğu anlaşıldığından, oluşa uygun şekilde sanığın işlediği kabul edilen reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan dolayı hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/13796

Dosya içerisinde bulunan nüfus kaydına göre, 17 yaşı içerisinde olan ve sanıkla arasında arkadaşlık ilişkisi bulunan mağdurenin evinin yakınlarında bulunan okulun kömürlüğe giderek sanıkla cinsel ilişkiye girdiği, başka bir tarihte de babasının dükkanın üst katında sanıkla buluştuğu tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın eylemlerini cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedenle gerçekleştirdiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli somut delil bulunmadığı gözetilmeksizin, sanığın TCK.nın 104/1. maddesinden mahkûmiyeti ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/2208

Kayden 1.8.1987 doğumlu olup, nüfusa 11.1.1989 tarihinde tescil olunan mağdurenin yaşına yapılan itiraz sebebiyle İzmir Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulunca verilen 16.11.2009 tarihi rapora göre mağdurenin suç tarihi itibarıyla yaşının tespitinin tıbben mümkün olmadığının bildirilmesi karşısında, mağdurenin gerçek yaşının belirlenmesi noktasında babası sanık A.’den sorulup ve bu hususta bilgisi bulunan tanıklarda araştırılıp dinlendikten sonra, mağdurenin gerçek yaşı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenerek sanıkların hukuki durumlarının tayin ve tespiti gerekirken, eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır

Yargıtay CGK - Karar: 2014/457

7.6.1991 doğumlu olan ve yaşının düzeltilmesine kayden bir engel bulunmayan mağdurenin, nüfusa doğumundan yaklaşık bir buçuk yıl sonra 5.1.1993 tarihinde kaydedilmesi, mernis doğum tutanağında doğumun “sağlık personeli yardımıyla” gerçekleştiğinin belirtilmesine rağmen, dosya içerisinde her hangi bir doğum raporunun bulunmaması, babasının da mağdurenin evde doğduğunu, herhangi bir resmi kaydının olmadığını beyan etmesi, Mersin Devlet Hastanesince düzenlenen sağlık kurulu raporunda çelişki oluşturacak şekilde, “mağdurenin 17 yaşını bitirip 18 yaşını sürdüğü sonucuna varılmakla birlikte kemik yaşı olarak 19 yaşını doldurmuş görünümde olduğunu” görüşüne yer verilmiş bulunması karşısında, mağdurenin gerçek yaşı hususunda şüphe meydana gelmiş olup, bu şüphenin giderilmesi amacıyla öncelikle mağdurenin doğum tarihi itibariyle doğduğu kasabada görevli bir ebe bulunup bulunmadığı araştırılıp, bulunduğunun tespiti halinde kayıtlarının istenilerek incelenmesi, buradan bir sonuca ulaşılamaması halinde ise sağlık kurulu raporuna dayanak teşkil eden kemik film ve grafiler gönderilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan görüş istenilerek mağdurenin gerçek yaşının bilimsel olarak tespitinden sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırmayla hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/11301

Mağdurenin aşamalardaki beyanları, sanık savunmaları ve tüm dosya içeriğine göre, sanık ile mağdurenin ailelerinin de izniyle düğün yaparak gayri resmi olarak evlendikleri, mağdurenin yaklaşık 6 ay boyunca kendi isteğiyle sanıkla birlikte yaşadığı, aralarındaki geçimsizlik nedeniyle sanığın mağdureyi getirip babasının evine bıraktığı, mağdurenin de kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğinden bahisle Cumhuriyet Savcılığına dilekçe ile başvurarak sanıktan şikayetçi olması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın kendisine zorla cinsel istismarda bulunduğuna ilişkin müracaatını 6 ay sonra yapması, aralarında sonradan oluşan geçimsizlik nedeniyle husumet bulunması, sanığın aksi kanıtlamayan cinsel ilişkinin rıza ile gerçekleştiğine dair aşamalardaki savunmaları karşısında, cebir ve tehditle mağdureye cinsel istismarda bulunduğuna ilişkin sübuta yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmayan sanığın eyleminin TCK.nın 104. maddesi kapsamında reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/10774

Sanık, tanışma aşamasında kendisini farklı isimde ve polis memuru olarak tanıtmış ise de, mağdurenin ifadelerinde cinsel ilişkinin kendisinin hile ve ikna edilmesi sonucu gerçekleştirildiğine dair herhangi bir anlatımının bulunmaması, dosya içeriğine uymayan şekilde mağdurenin kolasına uyuşturucu katılması sonucu tecavüz edildiğini ifade etmiş olması karşısında, dosya kapsamına göre nitelikli cinsel istismar suçunun hile unsurunun oluşumuna yetecek nitelikte sübuta yeter delil bulunmadığı, oluş ve kabule göre, sanığın suç tarihlerinde 15-18 yaş aralığında bulunan mağdure ile birden fazla kez rızaen cinsel ilişkiye girme eyleminin, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve eylemlerinin TCK.nın 104/1, 43. maddelerine uyduğu, kastın yoğunluğu ve suçun işleniş biçiminin TCK.nın 61. maddesi kapsamında alt sınırdan uzaklaşarak teşdiden ceza tayininde nazara alınabileceği gözetilmeden, dosya kapsamına uygun olmayan şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/10774

Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/6706

Her ne kadar iddianamede sevk maddesi olarak TCK.nın 102/2-5. maddeleri gösterilmiş ise de, açıkça iddianamede dosya kapsamına uygun olarak TCK.nın 103/2. maddesinde düzenlenen çocuğun nitelikli cinsel istismarından anlatımın bulunduğu, sanığın mağdure ile rızasıyla cinsel ilişkide bulunduğunu ikrar ettiği, mağdurenin ise ilk ilişkinin zora dayalı sonraki ilişkilerinin ise rızaya dayalı olduğunu belirttiği, zora dayalı bir ilişki gerçekleştirdiğine dair mağdurenin soyut iddiasından başka delil bulunmadığı, oluşa göre sanığın 16 yaş içinde bulunan mağdure ile birden fazla kez cinsel ilişkiye girdiği sabit olmakla, ek savunma hakkı verilerek sanığın TCK.nın 104/1, (zincirleme suç hükümlerini düzenleyen) 43. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi yerine yazılı şekilde beraatine hükmolunması hukuka aykırıdır

Şimdi ara