Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Cinsel Taciz Suçu ve Cezası

Cinsel Taciz Suçu Nedir? (TCK 105)

Cinsel taciz suçu, cinsel arzu ve isteklerini tatmin etmek amacıyla bir kişinin başka bir kişiyi bedensel temas olmaksızın rahatsız etmesidir. Bu suç, mağdurun cinsel dokunulmazlığına karşı işlenen fiilleri kapsar ve toplumda "laf atma" veya "sözlü taciz" olarak bilinen anti-sosyal davranışları da içerir. Cinsel taciz suçu, telefon, sosyal medya veya internet gibi diğer yöntemler kullanılarak da işlenebilir.

Türk Ceza Kanunu'nun 105. maddesinde düzenlenen "Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar" başlığı altında yer alan cinsel taciz suçu, fail ile mağdur arasında herhangi bir bedensel temas olmadan işlenen, ahlak temizliğine aykırı eylemleri cezalandıran bir suçtur. Ancak, fail ile mağdur arasında ani ve geçici bir şekilde bile olsa cinsel amaçla bedensel temas gerçekleştiğinde cinsel saldırı suçu meydana gelir. Örneğin, failin cinsel amaçla hareket ederek mağdura "seni bir kere öpeyim" şeklinde sözler sarf etmesi cinsel taciz suçunu oluştururken, failin mağduru öpmesi eylemi cinsel saldırı suçunu teşkil eder.

Özellikle ve tekrar belirtmek gerekir ki, cinsel taciz suçunu oluşturmak için, failin mağdurun bedenine sürtünme, dokunma, okşama veya herhangi başka bir şekilde temas etmemesi gerekmektedir. Mağdurun bedenine fiziksel temas gerçekleştiği anda ise cinsel saldırı suçu ortaya çıkar.

Cinsel taciz suçu, toplumun cinsel dokunulmazlık haklarına saygı göstermeyen ve kişilerin özel alanlarına saldıran bir davranış biçimidir. Mağdurların genellikle psikolojik, duygusal ve fiziksel olarak etkilendiği bu suç, kişinin özgürlüğünü ve güvenliğini ciddi şekilde tehdit eder. Bu nedenle cinsel taciz suçuyla mücadele etmek, suçu önlemek ve mağdurlara adalet sağlamak önemli bir toplumsal görevdir.

Cinsel Taciz Suçunun Unsurları

Cinsel taciz, toplumda ciddi bir şekilde ele alınan bir suçtur. Türk Ceza Kanunu'nun 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunun oluşabilmesi için belirli unsurların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu unsurlar, suçun niteliğini ve kapsamını belirlemektedir.

Cinsel taciz suçunun oluşabilmesi için aşağıdaki unsurların gerçekleşmesi gerekmektedir:

  • Cinsel taciz suçu, kişinin dokunulmazlığının ihlal edilmesini gerektirmez. Yani, mağdura fiziksel temas olmaksızın da cinsel taciz suçu işlenebilir. Bu suçta, kişinin cinsel bütünlüğünün ihlal edilmesi, rızasının dışında ve rahatsız edici bir şekilde davranışlara maruz kalması söz konusudur.
  • Cinsel taciz suçu, cinsel amaç taşıyan bir eylemin gerçekleşmesini gerektirir. Suçun oluşması için mağduru rahatsız eden, cinsel içerikli sözler, hareketler veya davranışlar sergilenmelidir.

Cinsel taciz suçu, mağdurun rızasının dışında gerçekleşen bir eylemi kapsar. Mağdur, cinsel tacize maruz kalmayı istememeli ve rızasıyla kabul etmemelidir. Tacizci, mağdurun rızası olmadan cinsel içerikli sözler söylemeli, hareketlerde bulunmalı veya rahatsız edici davranışlarda bulunmalıdır.

Cinsel taciz suçu, Türk Ceza Kanunu'nda basit cinsel taciz suçları, nitelikli cinsel taciz suçları ve neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış cinsel taciz suçları olarak üç gruba ayrılmaktadır. Bu suçlar farklı koşullar ve cezalarla düzenlenmiştir.

Cinsel taciz suçu, mağduru cinsel içerikli sözler, hareketler veya davranışlarla rahatsız eden bir suçtur. Suçun oluşabilmesi için dokunulmazlığın ihlal edilmesi, cinsel amaç taşıyan eylemlerin gerçekleştirilmesi ve mağdurun rızasının dışında olması gerekmektedir. Cinsel taciz suçu, toplumda ciddiye alınan bir suç olduğundan, bu suçu işleyenlerin cezalandırılması ve mağdurların haklarının korunması büyük önem taşır.

Cinsel Taciz Suçunun Cezası

Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesine göre:

  • Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi halinde altı aydan üç yıla kadar cezalandırılır.

Suçun;

  • Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
  • Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
  • Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
  • Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
  • Teşhir suretiyle,

işlenmesi halinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış̧ ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

Cinsel Taciz Suçunda Cezayı Artıran Haller

Türk Ceza Kanunu'nun 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçu, bazı hallerde nitelikli bir şekilde değerlendirilebilir. Bu nitelikli haller, suçun işlendiği duruma ve koşullara bağlı olarak cezanın ağırlaşmasını sağlar. Türk Ceza Kanunu'nun 105/2. maddesi, cinsel taciz suçunun nitelikli hallerini belirtmektedir. İşte bu nitelikli haller:

  • Kamu Görevinin veya Hizmet İlişkisinin Sağladığı Kolaylıktan Faydalanma: Cinsel taciz suçunun, kamu görevlisi veya hizmet ilişkisi bulunan kişiler tarafından işlenmesi durumunda cezanın ağırlaştırılması söz konusudur. Bu durumda, kişi cinsel tacizi işlerken kamu görevi veya hizmet ilişkisi sayesinde elde ettiği kolaylıklardan faydalanmaktadır.
  • Vasi, Eğitici, Öğretici, Bakıcı, Koruyucu Aile veya Sağlık Hizmeti Veren Kişiler Tarafından İşlenme: Cinsel taciz suçu, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren kişiler tarafından işlendiğinde nitelikli bir hal oluşur. Bu kişiler, güvendiği veya koruması altında olan kişilere karşı işledikleri cinsel taciz suçunda suçun cezası ağırlaşır.
  • Cinsel taciz suçunun, aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıklardan faydalanarak işlenmesi durumunda cezanın ağırlaştırılması söz konusudur. İşveren veya çalışanlar arasındaki hiyerarşik ilişki ve güç dengesinin suçun işlenmesine etkisi nedeniyle ceza artırılır.
  • Cinsel taciz suçunun, posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıklardan faydalanarak işlenmesi durumunda cezanın ağırlaştırılması söz konusudur. Bu durumda, iletişim araçları suçun işlenmesine aracılık ettiği için ceza daha ağır olacaktır.
  • Cinsel taciz suçunun, teşhir suretiyle işlenmesi de nitelikli bir hal olarak kabul edilir. Bu durumda, suçun işlendiği ortamda mağdura karşı açıkça cinsel içerikli davranışlar sergilenmesi söz konusudur.

Bu nitelikli hallerde cinsel taciz suçu işlendiği takdirde, suçun cezası yarı oranında artırılır. Ayrıca, mağdurun işini bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalması durumunda verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

Cinsel taciz suçunun nitelikli halleri, suçun işlenme biçimi ve ortamına göre cezanın ağırlaşmasını sağlar. Bu sayede, cinsel taciz suçu işleyen kişilere daha etkili bir ceza verilmesi ve mağdurların daha iyi korunması hedeflenir. Bu nitelikli haller, toplumda cinsel tacizin caydırıcılığını artırır ve suçun önlenmesine katkı sağlar.

Cinsel Taciz Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi

Adli para cezası, mahkeme tarafından, failin bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezasına çevirme yalnızca kısa süreli hapis cezalarında uygulama alanı bulabilecektir. Hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın 1 yıl veya daha altında bir hapis cezası olması gereklidir. Cinsel taciz suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir.

Cinsel Taciz Suçu Zamanaşımı

Zamanaşımı, davanın belli bir süre içerisinde açılması veya açılmış olan bir davanın kanuni olarak belirlenmiş süresi içerisinde sonuçlandırılmaması durumunda davanın düşmesine sebep olan kurumdur. Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Cinsel Taciz Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

CMK'nın 231. maddesi gereğince, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, sanığın kişiliği, yaşayışı, iş ve güç durumu, suçun işleniş biçimi, suçun işlenişindeki amaç ve saikler, suçun işlenişindeki öğretiler, sanığın duruşmadaki tutumu, mağdur zararının durumu, kamu yararının gerektirdiği diğer sebeplerin değerlendirilmesi sonucunda, sanığın suç işlemeyeceğine ve toplum için zararlı bir unsur olmadığına kanaat getirilmesi gerekmektedir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinde, mahkeme, sanığa belirli bir süre boyunca suçunu ceza evinde değil toplum içinde çekmesi için zaman verir. Bu süre içinde, sanık yeniden bir suç işlemezse, mahkeme kararı gereği cezasız kalır. Ancak, sanık bu süre içinde yeni bir suç işlerse, tüm cezalar uygulanır.

HAGB kararı sanığa verilen ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise verilebilir. Bu durumda gerekli olan koşulların da sağlanması halinde verilecek hükmün açıklanmasının 5 yıl süreyle geriye bırakılmasına hükmün açıklanmasının geri bırakılması denir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 2 yıl ve altındaki hapis cezası hükümlerinin infazını engellemektedir. Bu sebeple cinsel taciz suçu nedeniyle verilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

Cinsel Taciz Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulamak mümkün olur. 

Cinsel taciz, mağduru rahatsız etmek amacıyla cinsel içerikli davranışlarda bulunma eylemidir ve toplumun birçok ülkesinde suç olarak kabul edilir. Ancak, bazı hukuki sistemlerde, tacizci tarafından gösterilen etkin pişmanlık durumu, cezalandırılmadan önce ortaya çıkabilir.

Etkin pişmanlık, suçun işlendiği anda suçlunun pişmanlık duyması ve daha fazla zarar vermekten kaçınmak için somut adımlar atması durumudur. Cinsel taciz suçunda ise, tacizci tarafından gösterilen etkin pişmanlık, suçlu kişinin taciz için gereken icra hareketine başlamış olmasına rağmen, kendi rızasıyla bu eylemi gerçekleştirmekten vazgeçtiğini ve mağdura herhangi bir zarar vermediğini ifade eder.

Etkin pişmanlık kavramı, suçlunun pişmanlık duyması ve daha fazla zarar vermekten kaçınması nedeniyle cezalandırılmasının hafifletilebileceği bir adalet prensibidir. Bu prensibe dayanarak, bazı hukuki sistemlerde tacizci, suç işleme aşamasında etkin pişmanlık gösterdiği takdirde cezalandırılmadan kurtulabilir veya daha hafif bir ceza alabilir.

Ancak, etkin pişmanlık kavramı cinsel taciz suçuyla ilgili olarak tartışmalı bir konudur. Birçok hukuki sistemde, cinsel taciz suçu işlendikten sonra gerçekleştirilen bir pişmanlık, suçun hafifletici bir faktör olarak kabul edilmez. Bunun nedeni, cinsel tacizin mağdura verdiği zararın sadece fiziksel temasla sınırlı olmadığı, mağdurun psikolojik, duygusal ve sosyal etkileri olduğu gerçeğidir. Dolayısıyla, cinsel taciz suçunda etkin pişmanlık savunması, mağdurun yaşadığı travmayı ve suçun ciddiyetini tam olarak yansıtmayabilir.

Cinsel taciz suçunun cezalandırılması konusunda adaletin sağlanması ve mağdurlara destek olunması büyük önem taşır. Mağdurların güvende hissetmesi ve suçluların hesap vermesi için etkin önlemler alınmalıdır. Hukuki sistemler, suçun ciddiyetini ve mağdurların haklarını korumak amacıyla cinsel taciz suçunda etkin pişmanlık savunmasını dikkatli bir şekilde değerlendirmelidir.

Cinsel Taciz Suçu Şikayet Süresi

Cinsel taciz, bir kişinin başka bir kişiyi cinsel içerikli davranışlarla rahatsız etmesi suçudur ve toplumda ciddi bir şekilde ele alınır. Türk Ceza Kanunu'na göre, basit cinsel taciz suçunda mağdurun şikayet süresi belirli kurallara tabidir.

Basit cinsel taciz suçunda, mağdurun şikayet süresi, suçun işlendiği ve failin kim olduğunun öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Bu süre, genellikle 6 ay olarak belirlenmiştir. Yani, mağdur, cinsel taciz suçunu işlendiğini ve failin kim olduğunu öğrendikten sonra 6 ay içinde şikayet hakkını kullanmalıdır. Şikayet hakkı, bu sürenin sona ermesiyle birlikte sona erer ve mağdur bir daha aynı fiil ile ilgili şikayette bulunma hakkını kaybeder.

Ancak, basit cinsel taciz suçunda şikayetten vazgeçme de mümkündür. Mağdur, şikayet hakkını kullanmış olsa bile, mahkeme tarafından verilen hükmün kesinleşmediği durumlarda şikayetten vazgeçebilir. Yani, soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar verilmişse veya kovuşturma aşamasında ceza davasının düşmesi durumu söz konusuysa, mağdur şikayetten vazgeçebilir. Bu durumda, şikayetten vazgeçme sonucunda ceza davası düşer ve fail hakkında bir ceza verilmez.

Cinsel taciz suçu, mağdurun cinsel dokunulmazlığına karşı işlenen ciddi bir suçtur ve adaletin sağlanması büyük önem taşır. Şikayet süresi, mağdura belirli bir zaman dilimi sunarak suçun hızlı bir şekilde bildirilmesini ve soruşturmanın yapılmasını sağlar. Ancak, şikayetten vazgeçme durumu da mağdura bazı haklar tanır ve adaletin sürecini etkileyebilir.

Cinsel Taciz Suçunda Uzlaşma

Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurulması sağlanarak uyuşmazlığın giderilmesi yoludur. Uzlaşma kapsamında olan suçlar sayılıdır. Cinsel taciz suçunu takibi şikâyete bağlı olsa da, bu suçla ilgili uzlaşma hükümleri uygulanmaz.

Cinsel Taciz Suçunda İştirak

Cinsel taciz, bir kişinin cinsel içerikli davranışlarla başka bir kişiyi rahatsız etmesi suçudur ve toplumda ciddi bir şekilde ele alınır. Cinsel taciz suçunda, suça iştirak etme durumu da önemli bir hukuki konudur. Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddelerinde suça iştirak düzenlenmiştir.

Suça iştirak, birden fazla kişinin bir suçu işlemeye irade ve kararı ile katılması durumunu ifade eder. Cinsel taciz suçunda iştirak, suçun icrası sırasında yardım ederek gerçekleşebileceği gibi, suç öncesinde azmettirme şeklinde de ortaya çıkabilir. İştirak suçuyla ilgili düzenlemeler Türk Ceza Kanunu'nun 37, 38 ve 39. maddelerinde yer almaktadır.

İştirak suçuyla ilgili olarak her türlü şekil mümkündür. Örneğin, bir kişi cinsel taciz suçunu işlemek için başka bir kişiyi azmettirebilir. Bu durumda, azmettiren kişi suçun işlenmesine katkıda bulunmuş olur. Aynı şekilde, cinsel taciz suçunun icrasında yardım eden bir kişi de suça iştirak etmiş olur. Örneğin, bir kişi cinsel içerikli bir mektubu mağdura ileten kişi veya mağdurun telefon numarasını asli faile veren kişi suça yardım etmiş olur.

Cinsel taciz suçuyla mücadele etmek ve adaleti sağlamak, suça iştirak eden kişilerin de cezalandırılmasını gerektirir. İştirak suçuyla ilgili olarak, suça katılan kişilerin kusur ve sorumluluk dereceleri dikkate alınır. Bu kişiler, asli failin işlediği suçun cezasını çekebilir veya yardım ve azmettirme durumunda ise ilgili hükümler uygulanabilir.

Cinsel taciz suçuyla mücadelede suça iştirakın da önemi büyüktür. İştirak suçuyla ilgili olarak, hukuki düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması, suça karışan tüm kişilerin adalet önünde hesap vermesini sağlar. Bu sayede, cinsel taciz suçunun önlenmesi ve mağdurların haklarının korunması için gerekli adımlar atılabilir.

Cinsel Taciz Suçunda Görevli Mahkeme

Cinsel taciz suçu için yargılama yapmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

Sık Sorulan Sorular

Cinsel Taciz Suçu Nedir?

Cinsel taciz suçu, cinsel arzularını tatmin etmek için bir kişinin başka bir kişiyi bedensel temas olmaksızın rahatsız etmesidir. Bu suçun önlenmesi ve mağdurlara destek olunması, toplumun cinsel dokunulmazlık haklarına saygı gösteren bir kültürün oluşturulması için büyük önem taşır. Cinsel taciz suçuyla mücadele etmek, toplumun her bireyinin sorumluluğundadır ve bu suça karşı sıfır tolerans politikası benimsemek gerekmektedir.

Cinsel Taciz Suçunun Cezası Nedir?

Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesine göre:

  • Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.41

Suçun;

  • Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
  • Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
  • Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
  • Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
  • Teşhir suretiyle,

işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

Cinsel Taciz Suçu Davası Hangi Mahkeme?

Cinsel taciz suçu için yargılama yapmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

Yargıtay Kararları

Yargıtay 14.CD, 2011/22134E.ve 2013/1075K.sayılı kararı

Sanığın katılanı telefonla arayarak cinsel ilişki seslerini dinletme bazen de ses çıkarmadan karşı tarafı dinleme eylemlerinin zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden ayrıca kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi…

Yargıtay 14.CD, 2012/6861 E.ve 2013/9892 K.sayılı kararı

Sanığın kendi adına kayıtlı cep telefonu ile mağdureye ait cep telefonu 26.02.2010 ve 02.03.2010 tarihleri arasında birçok kez arayarak ve mesaj atarak rahatsız etmek ve cinsel içerikli sözler söylemekten ibaret eylemleri bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden kişilerin huzur ve sükununu bozma ve cinsel taciz suçlarından iki ayrı hüküm kurulması…

Yargıtay 14.CD, 2012/15474 E.ve 2014/3747 K.sayılı kararı

…tam olarak tespit edilemeyen iki ayrı tarihte mağdurenin banyo yaptığı sırada öz babası olan sanığın bir şeyler almak bahanesiyle kilitli olmayan banyo kapısını açarak yaklaşık 10 dakika süreyle mağdureyi izlediğinin anlaşılması karşısında sanığın sözü edilen eyleminin TCK m.134 kapsamında düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, iddianamede sanık hakkında aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan açılmış dava bulunmadığı gibi, ağır ceza mahkemesinin dava açılmayan eyleme dayalı verdiği görevsizlik kararı da iddianame yerine geçemeyeceği gözetilmeden CMK m.225/1 maddesine de aykırı olarak iddianameye konu edilmeyen suçtan beraatine karar verilmesi…

Şimdi ara