Dinin İstismar Edilmesi Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu
Dini inançların istismar edilmesi suçu nitelikli dolandırıcılık suçu örneğidir. Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde nitelikli dolandırıcılık suçunun kapsamları incelenmiştir.
Nitelikli dolandırıcılık suçunun dinin istismar edilmesi halinin söz konusu olabilmesi için dinin bir aldatma aracı olarak kullanılması gerekmektedir.
Hile Kavramı
Dolandırıcılık, nitelikli bir aldatmacadır. Dolandırıcı tarafından gerçekleştirilen hileli eylem, belirli bir düzeyde karmaşık, etkili ve ustaca olmalıdır; böylelikle mağdurun dikkatini dağıtacak ve inceleme imkanını sınırlayacak nitelikte hareketler içermelidir.
Hileli davranışlarla mağduru aldatmak ve bu aldanma sonucunda mağdurun ya sanığı ya da başkasını haksız yere suçlamasını sağlamak esastır.
Bir eylemin dolandırıcılık olarak kabul edilmesi ve bu suçun oluşması için, hilenin aşağıdaki koşulları sağlaması gerekmektedir:
- Hile, karmaşık, etkili ve ustaca olmalıdır.
- Hilenin uygulanış şekli, mağdurun dikkatini dağıtacak kadar etkili olmalıdır.
- Hileli davranışlarla mağdurun aldatılması sağlanmalıdır.
- Aldatma sonucunda, mağdurun ya sanığı ya da başkasını haksız yere suçlamasına neden olunmalıdır.
Dinin Bir Aldatma Aracı Olarak Kullanılması
Türk Ceza Kanunu'nun 158/1-a maddesi, dolandırıcılık suçunu, dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi şeklinde işlendiğinde, temel dolandırıcılık suçundan daha ağır cezalar öngörmektedir. Bu madde, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasını öne çıkarmaktadır.
Din, bir topluluğun kutsal kitapları, peygamberleri ve ilahî kavramları içeren inanç sistemini ve bu sisteme bağlı ahlaki kuralları içerir. Dinî inançlar, bir kişinin içsel duygularıyla, yetiştiği çevre ve toplum arasında sıkı bir ilişki içindedir.
Bu özellikli suçun gerçekleşebilmesi ve cezanın uygulanabilmesi için, dinî kurallara bağlı olanların değer verdiği inançlar, duygular ve ahlaki değerlerin aldatma aracı olarak kullanılması gerekmektedir. Dolayısıyla, bu tür hilelerle haksız bir çıkar elde edilmelidir.
Dinî duyguların kötüye kullanılması, sadece hukuki bir suç değil, aynı zamanda toplumsal bir haksızlık ve vicdani bir sorundur. Toplumun bu tür istismarlara karşı duyarlı olması ve hukuki düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması, dinî inançların istismarını engellemeye yardımcı olabilir. Bu bağlamda, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları da önemlidir, çünkü insanların bilinçli ve eleştirel bir şekilde dinî inançlarını değerlendirebilmesi, bu tür istismarların önlenmesine katkı sağlayabilir.
Dinin İstismar Edilmesi Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Unsurları
- Nitelikli dolandırıcılıkta dini inançların istismar edilmesi suçundan bahsedilebilmesi için dini kurallara tabi kişilerin önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmış olmalıdır
- Aldatma amacıyla kullanılan dini değerler karşılığında hileyle haksız menfaat sağlanmıştır
- Mağdurun dinî inanç ve duygularının istismar edilmesi kaydıyla dolandırıcılık suçu işlenmiş nihayetinde haksız menfaat sağlanmıştır.
- Din duyguları istismar edilmiş bireyin mensup olduğu din, mezhep, yol ve inanış türünün çeşitliliği fark etmemekte her şekilde dini duygular sömürülmüştür
- Esas itibariyle nitelikli dolandırıcılığın bu türünde din, bir aldatma aracı olarak kullanılmaktadır.
Dini duyguların suistimal edilmesi suçu halk arasında sıklıkla hoca, büyü, muska benzeri kavramların yer aldığı olaylar olarak görülmektedir. Nitelikli suçun bir örneğini sunan dini duyguların istismar edilmesi suçunda aldatma aracı olarak ise büyüyü bozma, etkisiz hale getirme karşılığında maddi menfaat sağlandığı görülmektedir.
Dinin İstismar Edilmesi Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Cezası
Nitelikli dolandırıcılık suçunun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, faile verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda faile verilecek ceza bir kat artırılır.
- Türk Ceza Kanunu'nun 158/1'inci maddesinde belirtilen "dini inanç ve duyguların istismar edilmesi kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçunu işleyenlere 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası verilmektedir.
Dinin İstismar Edilmesi Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Hangi Mahkemede Yargılanır?
Dini inanç ve duyguların istismarı halinde bu suça dair yargılama Ağır Ceza Mahkemesi‘nde yapılır.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 23. Ceza Dairesi, 2015/4053 E, 2015/7269 K, 30/11/2015 T
“…Sanığın, sara hastası olan katılanın ikametine gelerek, “seni cin çarpmış, ben seni iyileştirebilirim” şeklinde yalan söyleyerek bu duruma inanan katılandan tedavi ve ilaç gideri bahanesiyle para alarak haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda…”
Yargıtay Ceza Genel Kurul 2012/15-1365 E, 2013/381 K, 24/09/2013
“…Kendisini tanımayan katılana oğlu …’ı tanıdığı izlenimi veren sanığın, öldüğünü iddia ettiği kayınvalidesinin vasiyeti gereği erzak ve para dağıtacağını söyleyip, bunu katılandan yapmasını istediği, bu isteği kabul eden katılanı kayınvalidesi için mevlüt okuyan hocaya parasını okutmak suretiyle bereketleneceğine inandırıp, kimliği belirlenemediği için evrakı ayrılan ikinci bir kişi ile birlikte kandırarak parasını almak suretiyle gerçekleşen olayda…”