Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu ve Cezası

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu ve Cezası (TCK 216)

Toplumsal barışın teminatı, huzur ve güvenliğin korunması, her devletin en temel önceliğidir. Ancak, bazen söylemler ve eylemler toplum içinde gerilim ve ayrışmayı körükleyebilir, hatta çatışmalara yol açabilir. İşte bu tür durumları önlemek ve toplumun bütünlüğünü korumak amacıyla yasal düzenlemeler yapılır.

Türk Ceza Kanunu'nun 216. maddesi, bu bağlamda önemli bir rol oynar. "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu" olarak adlandırılan bu madde, toplum içindeki huzur ve barışı sağlamayı amaçlar ve nefret söylemlerinin yayılmasını engellemeyi hedefler.

Bu suç, insanları, sosyal sınıf, etnik köken, din, mezhep veya bölge gibi farklılıklara dayanarak birbirlerine karşı düşmanlık beslemeye teşvik etmek veya bu tür düşmanlık duygularını körüklemek şeklinde tanımlanır. 

Ancak, düşünce özgürlüğünün kutsallığını korumak da hayati önem taşır. Bu nedenle, suçun varlığının ve cezalandırılmasının, demokratik ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Özgürlüklerin sınırlarını belirlerken, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygı gösterilmelidir.

Bu suçu işlemek için, failin sadece soyut bir düşmanlık veya aşağılama göstermekle kalmayıp, aynı zamanda aktif bir şekilde toplumda nefret ve düşmanlık duygularını körüklemesi gerekir. Ancak, bu tür suçlamaların kanıtlanması ve yargılanması her zaman kolay değildir ve dikkatli bir şekilde ele alınmalıdır.

Sonuç olarak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, toplumsal barışı korumak ve toplumun bütünlüğünü sağlamak için önemli bir araçtır. Ancak, bu suçun tanımlanması ve cezalandırılması sürecinde, özgürlüklerin korunması da göz önünde bulundurulmalıdır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun Unsurları

Toplumsal barışın sağlanması ve korunması, her toplum için kritik önem taşır. Bu bağlamda, Türk Ceza Kanunu'nun 216. maddesi, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu düzenler ve toplumsal huzuru korumak adına önemli bir rol oynar. Ancak, bu suçun unsurları ve yaptırımları, dikkatle incelenmesi gereken karmaşık bir konudur.

Bu suç, somut bir tehlike suçu olarak nitelendirilir ve fiilin yol açtığı zararın değil, doğurduğu tehlikenin esas alındığı önemli bir yönü vardır. Failin eylemi ile ortaya çıkan tehlike arasındaki nedensellik bağı da suçun değerlendirilmesinde kritik bir unsurdur. Eğer failin eylemi, toplumsal huzuru ve güvenliği tehlikeye düşürecek bir potansiyel içeriyorsa, bu durum cezai yaptırımları gerektirir.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, kamusal barışı bozan bir unsuru içerir. Bu suçun önlenmesindeki temel amaçlardan biri, nefret söylemlerini kontrol altına alarak toplum düzenini korumaktır. Özellikle, farklı sosyal grupların veya toplum kesimlerinin birbirine karşı kin ve düşmanlığa tahrik edilmesi, kamu güvenliğini ciddi şekilde tehdit eder ve hukuki yaptırımlar gerektirir.

Türk Ceza Kanunu'nun bu suç için öngördüğü cezalar oldukça ağırdır. Kamu güvenliğinin tehlikeye düşmesi durumunda, fail bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir. Ayrıca, belirli bir kesimin aşağılanması ve bu durumun din, ırk, mezhep veya bölge farklılıklarından kaynaklanması halinde, ceza alt sınırı altı aydan başlayarak bir yıla kadar hapis cezasını içerebilir.

Dini değerlerin alenen aşağılanması ve bu eylemin kamu barışını bozmaya yönelik olması durumunda, altı ay ila bir yıl arasında hapis cezası verilebilir. Bu noktada, hukukun üstünlüğünü ve adil yargı süreçlerini sağlamak için, suçlamalarla karşı karşıya kalan bireylerin deneyimli bir ceza avukatından yardım alması önemlidir. Bu uzmanlar, müvekkillerine haklarını savunmak ve adil bir şekilde yargılanmak için gereken tüm destek ve danışmanlığı sunarlar.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun Cezası

Türk Ceza Kanunu’nun 216. Maddesine göre:

  • Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu Zamanaşımı

Zamanaşımı, davanın belli bir süre içerisinde açılması veya açılmış olan bir davanın kanuni olarak belirlenmiş süresi içerisinde sonuçlandırılmaması durumunda davanın düşmesine sebep olan kurumdur. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi birin fıkra açısından 8 yıldır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu Adli Para Cezası

Hukukun işleyişi, toplumun huzur ve güvenliği için hayati önem taşır. Bu çerçevede, suç işleyenlerin cezalandırılması ve topluma zarar veren davranışların önlenmesi gereklidir. Ancak, her suç için hapis cezası uygulanması uygun olmayabilir. Bu noktada, adli para cezası devreye girebilir ve özellikle halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu gibi belirli suçlar için bu ceza türü önemli bir alternatif olabilir. 

Adli para cezası, suçun işlenmesine bağlı olarak tek başına veya hapis cezası ile birlikte uygulanabilir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu gibi belirli suçlar için öngörülen ceza, bir yıldan az hapis cezasını içeriyorsa, bu ceza adli para cezasına çevrilebilir. Bu durumda, failin mali durumu ve suçun niteliği göz önüne alınarak belirli bir miktar para ödemesi gerekebilir. Bu ödeme, hapis cezasının yerine getirilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırır ve failin toplum içindeki yaşamına devam etmesine olanak tanır.

Adli para cezasına çevrilme kararı, suçun mahkeme tarafından değerlendirilmesi ve hukuki süreçlerin tamamlanmasının ardından verilir. Bu karar, suçun niteliği, failin önceki sicili, işlediği suçun ciddiyeti ve toplumda yarattığı etki gibi faktörler dikkate alınarak verilir. Ancak, adli para cezasına çevrilme kararı, her durumda uygulanabilir bir seçenek değildir ve mahkeme tarafından dikkatle değerlendirilir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

CMK'nın 231. maddesi gereğince, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, sanığın kişiliği, yaşayışı, iş ve güç durumu, suçun işleniş biçimi, suçun işlenişindeki amaç ve saikler, suçun işlenişindeki öğretiler, sanığın duruşmadaki tutumu, mağdur zararının durumu, kamu yararının gerektirdiği diğer sebeplerin değerlendirilmesi sonucunda, sanığın suç işlemeyeceğine ve toplum için zararlı bir unsur olmadığına kanaat getirilmesi gerekmektedir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinde, mahkeme, sanığa belirli bir süre boyunca suçunu ceza evinde değil toplum içinde çekmesi için zaman verir. Bu süre içinde, sanık yeniden bir suç işlemezse, mahkeme kararı gereği cezasız kalır. Ancak, sanık bu süre içinde yeni bir suç işlerse, tüm cezalar uygulanır.

HAGB kararı sanığa verilen ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise verilebilir. Bu durumda gerekli olan koşulların da sağlanması halinde verilecek hükmün açıklanmasının 5 yıl süreyle geriye bırakılmasına hükmün açıklanmasının geri bırakılması denir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 2 yıl ve altındaki hapis cezası hükümlerinin infazını engellemektedir. Bu sebeple halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu nedeniyle verilen hapis cezası 2 yıl ve altında olduğu takdirde verilen ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan düzenlemedir. Buna göre fail mağdura karşı yaratmış olduğu zarardan pişmanlık duyarak zararı gidermeye yönelik hareket ederse bu durumda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Etkin pişmanlık her suç tipinde uygulanabilen bir düzenleme değildir. Yalnızca düzenleme bulunan suç tipleri için uygulanabilir. Ancak halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu için etkin pişmanlık hükümleri uygulanmayacaktır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu Şikayet Süresi

Türk Ceza Kanunu'nda yer alan suçlardan bazıları şikayete tabidir. Ancak halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu şikayete tabi değildir ve savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılacaktır. Suçtan mağdur olan kişi, yargılama aşamasında şikayetçi olmadığını belirtse bile davaya veya failin cezasına bir etkisi olmayacaktır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Şikayeten Vazgeçme

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu TCK'da şikayete tabi suçlar kapsamında yer almamaktadır. Dolayısıyla, suçun işlenmesi durumunda savcılık tarafından resen soruşturma yapılır ve mahkeme tarafından resen kovuşturma yapılır. Bu sebeple mağdurun veya müştekinin şikayetten vazgeçmesi halinde dava düşmeyecektir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Uzlaşma

Uzlaşma fail ile mağdur arasında bir uzlaşmacı aracılığı ile iletişim kurulması sağlanarak uyuşmazlığın giderilmesi yoludur. Uzlaşma kapsamında olan suçlar sayılıdır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardandır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Görevli Mahkeme

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu nedeniyle yargılama yapmak için görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

Sık Sorulan Sorular

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu Şikâyete Tabi Mi?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu şikâyete tabi suçlar arasında değildir ve savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılacaktır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunun Cezası Nedir?

  • Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu Şikâyet Süresi Nedir?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu şikayete tabi değildir ve savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılacaktır. Savcılık tarafından re ‘sen soruşturulan halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu için şikâyet süresi bulunmamaktadır. 

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu Uzlaşmaya Tabi Mi?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu uzlaşma kapsamında olmayan bir suçtur. Uzlaşma, suç isnadı altında olan kişi ile suçun mağduru arasında uzlaştırıcı aracılığı ile kurulan anlaşmadır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu Görevli Mahkeme Hangisidir?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu için yargılama yapmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunda HAGB Uygulanabilir Mi?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu yargılaması sırasında koşullar sağlandığında HAGB uygulanabilmektedir.

Yargıtay Kararları

Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2018/639

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan;

Sanık tarafından “10 Kürt çocuğunun polis tarafından katledildiği…. Bu tehdit kürtlere karşı savaş ilanıdır….” şeklindeki paylaşımın Türkiye Cumhuriyeti Devleti emniyet teşkilatını Kürtlere karşı katliam yapan kurum olarak göstermek suretiyle, TCK’nın 301/2 maddesindeki suçun unsurlarının oluştuğunun kabulü yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2018/639).

Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2016/3583

Sanık hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan verilen hükmün incelenmesinde ise:

TCK’nın 216. maddesinde tanımlanan suçun oluşabilmesi için halkın, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesiminin diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik edilmesi gerekmekte olup; siyasi görüş ya da belli bir olay karşısındaki düşünce farklılıklarının sayılan özellikler arasında bulunmaması karşısında, sanığın aleni sayılabilecek twitter hesabı üzerinden gezi eylemlerine katılanlara karşı yaralama ve benzer suçların işlenmesini kıştırtan ve teşvik eden nitelikte paylaşımlarda bulunmaktan ibaret eyleminin TCK’nın 214. maddesinde düzenlenen “suç işlemeye tahrik suçunu” oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının belirlenmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2016/3583).

Yargıtay 8. Ceza Dairesi - 2020/17273 K.

Sanığın kavga sırasında, katılanın şahsına hitaben, “ a… k…. …” şeklindeki beyanının, halkın bir kesimini hedef almasının söz konusu olmadığı, bu nedenle eyleminin sövme kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK.nın 216/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - 2020/17273 K.).

Şimdi ara