Ceza muhakemesinde kamu davası, bir suç işlendiğine dair yeterli şüphe oluştuğu kanaatiyle açılan her türlü ceza davası olarak tanımlanır. Bu tür davaların açılma yetkisi, iddia makamı olan savcılığa aittir. Savcılık, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe duyduğunda veya ihbar aldığında ceza mahkemelerine dava açma hakkına sahiptir. Kamu davaları, suçun şikayete tabi olup olmamasından bağımsız olarak açılabilir ve hukuki açıdan kamu davası olarak kabul edilirler.
Kamu davası açılma süreci, genellikle aşağıdaki adımları içerir:
İhbar veya Şüphe Uyanması: Bir suç işlendiği izlenimini veren bir durumu Cumhuriyet savcısı öğrenir öğrenmez, hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Bu durum ihbarla veya başka bir şekilde savcının dikkatini çekebilir.
Soruşturma: Cumhuriyet savcısı, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturacak delilleri toplamak için soruşturma başlatır. Bu aşamada tanıklar ifade verir, deliller toplanır ve şüpheliler sorgulanır.
İddianame Hazırlığı: Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenler ve kamu davasını açar. İddianame, suç isnadının ve delillerin ayrıntılı bir şekilde yer aldığı resmi bir belgedir.
Dava Açılması: İddianame mahkemeye sunulduktan sonra, ceza davası açılır. Davanın açılmasıyla birlikte dava süreci başlar ve mahkeme, suç isnadını değerlendirir.
Kovuşturma ve Mahkeme Süreci: Kamu davası açıldıktan sonra mahkeme, suçlu veya suçsuz olduğuna dair delilleri değerlendirir. Şüphelilerin savunmaları alınır, tanıklar ifade verir ve deliller sunulur. Mahkeme, hukuki süreci tamamlar ve kararını verir.
Karar Aşaması: Mahkeme, delillere ve yasalara dayanarak suçlu veya suçsuz olduğuna dair bir karar verir. Suçlu bulunanlar cezalandırılırken, suçsuz bulunanlar ise beraat eder.
Kamu davası, ceza muhakemesinin kamusallığı ve mecburiliği ilkesi çerçevesinde yürütülür. Bu ilkeye göre, suç işlendiğinde savcılık soruşturma yapmak, delil toplamak ve dava açmak zorundadır. Ancak, belirli istisna hallerinde savcı, kamu davası açılmasının ertelenmesi veya kamu davası açmamak gibi kararlar verebilir.
Kamu davasının temel amacı, suç iddiasının doğruluğunu ortaya çıkarmaktır. Bu süreçte maddi gerçek, yaşanmış bir olayın delillerle temsil edilmiş şeklidir. Kamu davası, adaletin yerine getirilmesi ve toplumun hukuki düzeninin korunması amacıyla önemli bir rol oynar.
Hukuk sistemimizde kamu davası açma yetkisi ve sorumluluğu Cumhuriyet savcılarına aittir. Kamu davası, bir suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluştuğunda veya ihbar alındığında savcılık tarafından açılır.
Soruşturma ve Delil Toplama: Kamu davasının açılabilmesi için ilk adım, suçun işlendiğine dair yeterli şüphenin oluşması veya bir ihbarın alınmasıdır. Cumhuriyet savcısı bu noktada soruşturma başlatır. Tanıklar ifade verir, deliller toplanır ve şüpheliler sorgulanır.
İddianame Hazırlığı: Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet Savcısı bir iddianame hazırlar. İddianame, suç isnadının ve delillerin ayrıntılı bir şekilde yer aldığı resmi bir belgedir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme Belirleme: Savcı, hazırladığı iddianamede hangi mahkemede dava açılması gerektiğini belirler. Bu, olayın gerçekleştiği yer ve suçun niteliğine bağlıdır. Örneğin, nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiği Bakırköy ilçesindeki yetkili ve görevli mahkeme Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi ise, iddianame bu mahkemeye sunulur.
İddianamenin İçeriği: İddianamede aşağıdaki hususlar yer almalıdır:
İddianamenin Sunulması: Hazırlanan iddianame, yetkili ve görevli mahkemeye sunulur. Mahkeme, iddianameyi inceler ve dava sürecini başlatır.
Dava Süreci: Mahkeme, suçun işlendiğine dair delilleri değerlendirir. Şüphelilerin savunmaları alınır, tanıklar ifade verir ve deliller sunulur. Mahkeme, hukuki süreci tamamlar ve sonunda suçlu veya suçsuz olduğuna dair bir karar verir.
Karar Aşaması: Mahkeme, delillere ve yasalara dayanarak suçlu veya suçsuz olduğuna dair bir karar verir. Suçlu bulunanlar cezalandırılırken, suçsuz bulunanlar ise beraat eder.
Kamu davası, genel mahkemelerde (asliye ceza mahkemesi, ağır ceza mahkemesi) veya suçun niteliğine bağlı olarak özel mahkemelerde açılabilir. Özel mahkemeler, belirli suç türlerine veya şartlara göre görevlendirilir. Örneğin, çocuklar arasında işlenen suçlar için çocuk ağır ceza mahkemesi görevlidir.
Sonuç olarak, kamu davası açma süreci, Cumhuriyet savcısının yeterli şüphe veya ihbar üzerine soruşturma yapması, iddianame hazırlaması ve yetkili mahkemeye sunması ile başlar. Mahkeme, bu süreci değerlendirerek suçlu veya suçsuz olduğuna dair bir karar verir ve adaletin sağlanması için gerekli adımları atar.
Ceza hukukunda kamu davası, suç işlendiğine dair yeterli şüphe oluştuğunda savcının açması gereken bir dava türüdür. Ancak, hukuki sistemimizde bazı istisnai durumlarda Cumhuriyet savcısının kamu davası açma konusunda takdir yetkisi bulunur. Bu takdir yetkisinin olduğu hallerde savcı, suç işlendiği kanaatine varsa dava açmamayı veya dava açmayı ertelemeyi seçebilir.
Bazı suçlar, belirli aile ilişkileri içerisinde işlendiğinde ceza verilmez. Örneğin, bir kişi tarafından ailesine karşı işlenen suçlar, cezasızlık sebeplerine örnek olarak verilebilir. Cumhuriyet savcısı, böyle bir durumda kamu davası açmamayı tercih edebilir.
Suç işleyen kişi, suç işlediğini itiraf edip suç işlemeye son verirse, etkin pişmanlık ilkesi devreye girebilir. Bu durumda, savcı suçluyu cezalandırmamayı tercih edebilir. Etkin pişmanlık, suçun önlenmesi veya suçun zararlarının en aza indirilmesi amacıyla teşvik edici bir önlem olarak kullanılır.
Savcı, belirli şartların oluştuğu durumlarda kamu davasının açılmasını erteleme yetkisine sahiptir. Özellikle suçun cezası üç yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren durumlarda, savcı suçlu hakkında kamu davasını açmak yerine dava açılmasını beş yıl süreyle erteleyebilir. Bu süre içinde yeni bir kasıtlı suç işlenmediği takdirde, dava açılmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi, belirli şartların bir araya gelmesiyle mümkün olur. Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan hapis cezasına çarptırılmamış olması, soruşturmanın şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanısını oluşturması, erteleme kararının şüpheli ve toplum için daha yararlı olması ve suç nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gibi şartlar karşılanmalıdır.
Bu hallerde savcının takdir yetkisi, adaletin daha etkin ve dengeli bir şekilde uygulanmasını sağlar. Ancak bu yetkinin kötüye kullanılması durumunda adaletin zedelenmesi riski bulunmaktadır. Bu nedenle, savcının takdir yetkisi dikkatli bir şekilde kullanılmalı ve her durum özenle değerlendirilmelidir. Kamu davasının açılması, suçun ciddiyetine ve toplumun çıkarlarına göre şekillendirilmelidir.
Ceza hukukunda suç işleyen kişilerin cezalandırılması, toplum düzeninin korunması ve adaletin sağlanması için önemli bir süreçtir. Ancak, bazı suçlarda suçun mağduru veya zarar gören kişi tarafından yapılan şikayet başvurusuna bağlı olarak kamu davası açılabilir. Bu tür suçlar, "takibi şikayete bağlı suçlar" olarak adlandırılır ve Türk Ceza Kanunu'nda belirli suçlar şikayete tabi olarak düzenlenmiştir. Takibi Şikayete Bağlı Suçlar Nedir? Türk Ceza Kanunu'nda belirli suçlar, mağdur veya suçtan zarar gören kişinin şikayet başvurusu yapması gerektiği durumlarda "takibi şikayete bağlı" olarak kabul edilir. Örnek olarak, hakaret veya basit yaralama gibi suçlar bu kategoriye girer. Bu suçların takibi, mağdurun veya zarar görenin talebine bağlıdır. Mağdur, suçun işlendiğini ileri sürerek şikayet başvurusu yaparsa, Cumhuriyet savcısı soruşturma başlatır ve kamu davası açar.
Takibi şikayete bağlı suçlarda önemli bir nokta, mağdurun veya suçtan zarar görenin şikayet başvurusunu geri çekme hakkına sahip olmasıdır. Şikayet başvurusu üzerine soruşturma başlatılan bir suçta, mağdur veya zarar gören kişi daha sonra şikayetinden vazgeçme kararı alabilir. Bu durumda, şikayetçi suçun takip edilmesini istemediğini belirtir ve şikayet başvurusunu geri çeker.
Mağdur veya zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmesi, kamu davasının düşmesine neden olabilir. Ancak bu durum, yargılanan sanığın da vazgeçmeyi kabul etmesine bağlıdır. Sanık, şikayetin geri çekilmesini kabul ederse, kamu davası düşer ve ceza davası sona erer. Ancak sanık vazgeçmeyi kabul etmezse, kamu davası devam eder ve mahkeme tarafından karar verilir.
Suç işleyen birden fazla kişi arasında işbirliği olduğu durumda, bir kişi hakkındaki şikayetten vazgeçme, diğer suç ortaklarını da kapsar. Yani, bir suçun işlenmesine katılan tüm kişiler hakkındaki şikayetten vazgeçilirse, kamu davası düşer.
Türk Ceza Kanunu'nda takibi şikayete bağlı olmayan suçlar da bulunur. Bu suçlarda mağdur veya zarar gören kişinin şikayet başvurusuna ihtiyaç yoktur. Cumhuriyet savcısı, bu tür suçları kendiliğinden soruşturur ve kamu davası açar. Örnek olarak, hırsızlık, dolandırıcılık, insan öldürme gibi suçlar takibi şikayete bağlı olmayan suçlara örnek olarak verilebilir.