İzale-i Şuyu veya ortaklığın giderilmesi davası, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz malda ortaklar arasındaki paydaşlığa son vererek kişisel mülkiyete geçişi sağlayan bir dava türüdür.
Ortaklığın giderilmesi davası, çok taraflı ve davanın tüm tarafları için benzer sonuçlar doğuran bir dava çeşididir.
Ortaklığın giderilmesi için iki yöntem vardır:
Ortaklığın giderilmesi davalarında, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapılması zorunludur (6325 sayılı Kanun m.18/B). Arabuluculuk başvurusu yapılmadan açılan ortaklığın giderilmesi davası usulden reddedilecektir.
* Arabulucuya başvurulmuş olması (01.09.2023 tarihi itibariyle),
* Ortaklığa konu malların paylaşılması konusunda sonuç alınamamış olması,
* Paylı mülkiyeti devam ettirmeye dair hukuki bir sonuç doğurmaya elverişli bir yükümlülük kaydı davaya konu mal bakımından söz konusu olmamalıdır,
* Kanunda düzenlenen uygun olmayan bir zamanda davanın açılmamış olması.
* Ortak mülkiyete konu malın paylaştırılmasının, malın özgülendiği amaç itibariyle söz konusu olmaması ve fiilen buna imkan bulunmamasına dair bir sınırlayıcı işlem var olmaması.
Ortaklığın giderilmesi davası, menkul veya gayrimenkule ortak olan tüm paydaşlara karşı açılır. Herhangi bir paydaş taşınır veya taşınmaz maldaki ortaklığa son verilerek ortaklığın bitirilmesini talep edebilir. Paydaşlar, kendi aralarında malı nasıl pay edeceklerine dair bir anlaşma yaparak ortaklığa son verebilirler. Anlaşma yoluyla ortaklık sonlandırılamaz ise, paydaşlardan biri diğer tüm paydaşlar aleyhine izale-i şuyu davası açarak dava yoluyla ortaklığın giderilmesini isteyebilir.
Tüm paydaşların ortaklığın giderilmesi davasında yer alması zorunludur. Paydaşlardan birinin ölümü halinde mirasçılık belgesinde ismi geçen tüm mirasçıların davaya dahil edilmesi gerekir. Tüm ortaklar davaya dahil edilmeden davanın sonuçlandırılması mümkün değildir.
Tarafların iştirak etmediği dava dosyaları işlemden çıkarılır. Dolayısıyla, duruşma gün ve saatinde hazır bulunmanız önemlidir. Davanın temel olarak davacı tarafından sürdürülmesi gerekmektedir. Eğer davacı taraf duruşmada hazır değilse, davalı taraf dosyanın işlemden çıkarılmasını talep edebilir ve bununla birlikte dosyanın takibini istemediğini bildirebilir. Mahkeme hakimi, bu durumda dosyanın işlemden çıkarılmasına karar verecektir. Davacı tarafın talebi halinde, işlemden çıkarılan dosya bir ay içinde harç ödenerek yeniden açılabilir. Ancak bir ay geçtikten sonra, dosya ikinci kez harç ödenerek ancak üç ay içinde yeniden açılabilir. Üç ay içinde dosya yenilenmezse, tekrar dava açılması gerekmektedir.
Ortaklığın sona erdirilmesine ilişkin dava, size tebliğ edilerek bildirilecektir. Bu bildirimde davanın kim tarafından açıldığı, ortaklığın sona erdirilmesi talep edilen taşınmazların neler olduğu ve ilk duruşmanın tarihi ve saati belirtilecektir. Ancak size tebligat yapılmış olmasına rağmen duruşmaya katılmamanız durumu değiştirmeyecektir. Duruşmaya katılmamanız halinde, sizin yokluğunuzda karar verilecektir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasının açılamayacağı haller paylı mülkiyetin sona ermesini düzenleyen TMK’nın 698. Maddesine göre şu şekilde belirlenmiştir;
Ortaklığın giderilmesi davasında görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemeleridir.
Yetkili mahkeme ise genel yetki kurallarına göre belirlenir. Ancak Taşınmazlara ilişkin olarak
açılacak ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesi
kesin yetkilidir.
Ortaklığın giderilmesi davasında nisbi harçlar şu şekildedir: Gayrimenkulün satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesi halinde, taşınmaz malın satış bedelinden bir ortağın payına düşecek paranın binde 11,38 kadar nisbi karar ve ilam harcı alınmaktadır. Taşınmaz malın aynen taksim suretiyle paylaştırmaya karar verilmesi halinde gayrimenkul değerinin binde 4,55’i oranında nisbi karar ve ilam harcına hükmedilecektir.
Her ne kadar davayı açan paydaş dava harcını ve mahkeme giderlerini davanın başında ödemek zorunda kalsa da davanın sonunda mahkeme giderleri ve avukatlık ücretleri payları oranında taraflara yükletilir. İzale-i şuyu davasında davanın kazananı veya kaybedeni olmaz, davanın tarafı olan herkes davadan aynı şekilde etkilenir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, Esas: 2018/2775, Karar: 2019/710, Tarih:23.01.2019
“Dava konusu taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde bu davaların sonunda pay ve paydaş durumu değişebileceğinden ortaklığın giderilmesi davasının sonucu da etkilenecektir. Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davaları 6100 sayılı HMK’nın 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekir.”
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, Esas: 2001/2856, Karar: 2001/3036, Tarih: 16.04.2001
“Ortaklığın giderilmesi davalarında davanın paydaşlardan bir veya birkaçı tarafından kendileri dışında kalan tüm paydaşlar aleyhine açılması zorunludur. Zira paydaşlar arasında mecburi dava arkadaşlığı ilişkisi vardır. Bu itibarla iştirakli ortaklardan birinin murisine ait payın ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin bir dava dinlenilemez. Alacaklının tetkik merciinden aldığı yetkiye dayanarak açmış olduğu ortaklığın giderilmesi davasında da aynı kurallar uygulanır. Bu halde bir anlamda alacaklı borçlu yerine kaim olarak bir maldaki ortaklığın giderilmesini istemek durumundadır. Alacaklının açmış olduğu ortaklığın giderilmesi davasında tüm paydaşların davaya girmeleri incelemenin malın bütünü hakkında yapılması ve taşınmazın tamamı hakkında hüküm kurulması gerekir. Mahkemece taksime karar verilirse borçluya isabet eden kısım icraca satılarak borç ödenir. Satışına karar verilmesi halinde borçlunun payına düşen paradan borca yeter miktarı icra dosyasına yatırılır.”