Rekabet hukuku, ekonomik faaliyetlerin sürdürüldüğü her alanda önemli bir rol oynar ve rekabetin korunması, tüketicilerin çeşitliliği ve fiyatların adil bir şekilde belirlenmesi gibi önemli hedeflere hizmet eder. Her ülkenin rekabet hukuku çerçevesinde belirlediği yaptırımlar ve cezalar farklılık gösterse de, temelde rekabetin sağlıklı işlemesi için gereken düzenlemeleri içerir.
Türk rekabet hukuku, 4054 sayılı Kanun ile temsil edilir ve bu kanun kapsamında çeşitli yaptırımlar öngörülür. Özellikle, rekabet ihlallerine karşı para cezaları, Türk hukuk sisteminde yaygın olarak kullanılan bir ceza türüdür. İhlal eden teşebbüsler, bir önceki mali yıl sonundaki yıllık gelirlerinin belirli bir yüzdesi kadar para cezasıyla karşılaşırlar. Bunun yanı sıra, ihlalin tekrarı, süresi, şirketin pazar gücü gibi faktörler de ceza miktarının belirlenmesinde önemli rol oynar.
Türk rekabet hukuku, ayrıca, yerinde incelemelerin engellenmesi durumunda da cezalar öngörür. Bu durumda, ihlalin devam eden süreçte tespit edilmesinin zorluğu göz önüne alınarak, caydırıcı olacak şekilde yüksek para cezaları uygulanır.
Buna ek olarak, izne tabi birleşme ve devralmaların izinsiz gerçekleştirilmesi veya Kanun'un talep ettiği bilgilerin eksik veya yanıltıcı şekilde verilmesi durumunda da para cezaları uygulanır. Bu cezalar, teşebbüslerin bir önceki mali yıl sonundaki gelirlerinin belirli bir yüzdesi oranında belirlenir.
Süreli para cezaları da Türk rekabet hukukunda önemli bir yer tutar. İhlallerin sürekli olduğu durumlarda, her gün için verilen cezalar, teşebbüsün gelirine orantılı olarak belirlenir.
Türk rekabet hukuku, piyasadaki rekabetin korunması ve sağlıklı işlemesi için çeşitli yaptırımlar ve cezalar öngörür. Bu yaptırımların uygulanmasıyla, rekabetin teşvik edilmesi ve tüketicilerin korunması hedeflenir. Ancak, cezaların yanı sıra, pişmanlık programları gibi teşvik edici mekanizmalar da bulunarak, işbirliğine teşvik edilir ve rekabet ihlallerinin önlenmesi için aktif bir yaklaşım benimsenir.