Türk Hukuku’nda Sinema Eserleri 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsamında tanımlanmıştır. Eserin Sinema eseri olması için
1)Tespit edilmiş olmalıdır: Bu eserin kaset, cd, gibi kayıtlarla sabitlenmesidir.
2) Hareketli görüntüler dizisi halinde bulunmalıdır: Bu eseri fotoğraftan ayıran özelliğidir.
3) Hususiyet: Burada kastedilen eseri yaratan kişilerin kişilikleri, yaratıcılıkları, gibi hususlardır. Eserin yaratıcısının izlerini taşıması gereklidir.
Mali haklar;
İşleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkından oluşmaktadır. Eser sahibinin mali hakları belirli bir süre ile sınırlıdır. Bu süre, istisnai durumlar dışında gerçek kişi olan eser sahibinin yaşamı boyunca ve ölümünden itibaren 70 yıl devam etmektedir.
Tüzel kişi eser sahibi için bu koruma süresi ise aleniyetin gerçekleştiği tarihten başlayarak 70 yıl sürer. Eser sahibi veya mirasçıları sahip oldukları bu mali hakları başkalarına devredebilirler.
Eser sahibinin sahip olduğu haklar mali haklarla sınırlı değildir. Ayrıca manevi hakları da bulunmaktadır.
Eser ile ilgili eserin umuma arz edilip edilmeyeceği, yayımlama zamanı ve arz edilme şekli ile alakalı hususlarda yalnızca eser sahibinin karar verme hakkı vardır.
Eser sahibi yarattığı eser üzerinde ister kendi belirlediği isimle ister adsız bir şekilde yayımlama konusunda karar verme hakkına sahiptir.
Eser üzerinde eser sahibinin izni olmadan değişiklik yapılmamasıdır.
Eser sahibinin gerekli olduğunda aslın maliki ve zilyedinden, koruma şartlarını yerine getirmek amacıyla bazı eserlerin asıllarından geçici bir süreliğine yararlanma talep etme hakkına sahip olmasıdır.
Sinema filminin yapımını üstlenen ve bu işin gerçekleşmesi amacıyla sermaye katkısı sağlayan yapımcı ancak eser sahibi ile yapacağı bir sözleşme ile eser üzerindeki mali haklardan faydalanabilmektedir.
Sinema yapımcısı FSEK Madde 80/2 düzenlemesi uyarınca bağlantılı hak sahibidir. Yapımcının sözleşme yoluyla devraldığı bu haklar şunlar olabilir:
Eserin çoğaltılması, dağıtılması, satılması, kiralanması ve kamuya ödünç verilmesi hallerinde izin verme veya bunları yasaklama hakları film yapımcısına ait olur.
Yapımcı, yurt içinde henüz satışa çıkmamış olan veya başka yollarla dağıtılmamış film tespitlerinin aslının satış yoluyla veya başka yollarla dağıtılması konusunda izin verme ve yasaklama hakkına sahiptir.
Oyuncular, yapımcılarla yaptıkları ve tek taraflı olarak yapımcıların menfaatlerini koruyan sözleşmeleri imzalayarak oldukça güçsüz duruma düşebilmektedirler.
Oyuncular 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca “icracı sanatçı” ifadesiyle yer almaktadır. Eser sahibinin haklarına zarar vermemek kaydıyla eser sahibinin izni ile eseri icra eden sanatçıların komşu hakları bulunmaktadır. İcracı sanatçıların hakları, eser sahibinin hakları gibi manevi ve mali olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
İcracı sanatçıların hakları şu şekildedir:
İcracı sanatçılar, icralarının sahibi olarak tanıtılmalarını ve icralarının kendi itibarlarını zedeleyebilecek şekilde gösterilmesi ve bozulmasının önlenmesini talep etme hakkına sahiptirler.
Eseri, sahibinin rızasıyla özgün bir biçimde yorumlayan sanatçı, bu icranın tespit edilmesine, bu tespitin çoğaltılmasına, satılmasına, dağıtılmasına, kiralanmasına ve ödünç verilmesine, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletimine ve yeniden iletimine ve temsiline izin verme veya yasaklama konusunda hak sahibidir.
Sanatçının, tespit edilmiş icrasının telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtımına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda icrasına ulaşılmasını sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklama hakkı bulunur.
İşleme eser denildiğinde hazırda bulunan bir eserin alınması ve bu eserin işleyen kişinin hususiyeti dâhil edilerek, ilk eserden bağımsız olmayan yeni bir eser haline getirilmesi söz konusu olur. İşlemenin eser sayılabilmesi için onu işleyen kişinin hususiyetinin katılmasının yanında işlenilen eserin sahibinin haklarının korunması da şart koşulmuştur.
Bir sinema eserinin işleme eser olup olmadığı konusu tartışma konusudur. Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 5. Maddesine göre sinema eseri şu şekilde tanımlanmaktadır:
Sinema filmleri incelendiğinde bu eserlerin senaryolarının Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda sayılan diğer eser tiplerinden esinlenerek hazırlanması sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 6.maddesinin 1.fıkrasında musiki, güzel sanatlar, ilim ve edebiyat eserlerinin film haline sokulması veya filme alınmaya ve radyo ve televizyon ile yayınlanmaya müsait hale sokulması işleme eser olarak sayılacağını belirtilmiştir.
Sinema eseri üzerinde eser sahipliği hakkının kazanılması için eserin meydana getirilmesi gerekli ve yeterlidir. Bir eserin sahibi onu meydana getiren kişidir. Bu tanımlama Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1/B maddesinde ve yine Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 8. maddesinde yapılmıştır. Farklı bir anlatımla bir eseri kendi yaratıcı fikir ve düşüncesi ile hususiyetini ekleyerek meydana getiren, ona varlık kazandıran kişi eser sahibidir.
Sinema eseri üzerinde hak sahipliği konusunda hak sahipliğinin kazanılması durumda farklılıklar ortaya çıkmaktadır. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 80/2 bendinde sinema yapımcısının kendisine tanınan haklara sahip olabilmesi için eser sahibinden ve icracı sanatçıdan mali hakları kullanma yetkisini devralması gerektiğinden söz edilmektedir. Yapımcı da eser üzerinde bulunan bu hakları istediği gibi kullanabilir ve üzerinde istediği gibi tasarruf edebilir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 8. Maddesi uyarınca eser sahibi, onu oluşturandır. Sinema eserlerinde; yönetmen, müzik bestecisi, senarist ve diyalog yazarı eserin birlikte sahibidirler.
Sinema eseri üzerindeki hak sahipliği, eserin ortaya çıkış şekli ve özelliğindeki unsurlara göre iştirak halinde eser sahipliği veya müşterek eser sahipliği olarak ortaya çıkmaktadır.
Aksi kararlaştırılmadıkça, eseri birlikte meydana getirenlerden her biri bütün eserin değiştirilmesi veya yayımlanması için diğerlerinin katılımını isteyebilir.
Hem senaryo yazarının hem de özgün müzik bestecisi gibi bir kısım eser sahiplerinin meydana getirdikleri film senaryosu ya da müzik eseri, oluşan sinema eserinden ayrı ve bağımsız bir eser niteliğinde ise o senaryo eserinin ya da müzik eserinin ayrı ve bağımsız bir eser şeklinde korunması mümkün hale gelir.. Bu durumda bahsedilen senarist ya da besteci yalnızca kendi oluşturduğu eseri için hak sahibi olarak korunma imkanına sahip hale gelir.