Ceza davasının reddi kararı yargılamanın sonunda verilen bir hüküm çeşididir. Sanık hakkında aynı fiil nedeniyle önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, duruşma sona erdirilerek “davanın reddi” kararı verilir.
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesi, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir.” hükmünü taşımaktadır. CMK 223/7. maddesinde yer alan “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir” düzenlemesi davanın reddi hükmünün normatif dayanağını oluşturmaktadır.
Davanın reddi kararı, CMK 223/1 maddesinde bir hüküm (son karar) çeşidi olarak kabul edilmiştir. Davanın reddi kararı dışındaki hüküm çeşitleri şunlardır:
İtiraz kanun yolu, ilk derece mahkemesi tarafından verilen bir kararın aynı derecede bulunan bir başka mahkeme tarafından değerlendirilmesine öngörülmüştür.
İtiraz süresi öğrenme ya da tebliğ tarihinden itibaren iki haftadır (CMK md. 268/1). Davanın reddi kararına karşı itiraz etmek için kanun yoluna gidilmez. Hükmün denetlenmesi ise kanunlarda istinaf ya da temyiz yolu ile gerçekleştirilebilir.
İstinaf, mahkûmiyet kararını hem maddi olay yönünden hem hukuki yönden denetleyen kanun yoludur. İstinaf denetimi, üst dereceli bir mahkeme olan istinaf mahkemesi (bölge adliye mahkeme) tarafından yerine getirilir. Davanın reddi hükmüne karşı istinaf kanun yolu başvurusu yapılarak maddi olayın yerinde değerlendirilip değerlendirilmediği hükmün hukuka uygun olup olmadığına ilişkin denetim yapılması sağlanır.
Temyiz, istinaf mahkemesinin bozma kararı dışında kalan hükümlerinin hukuki yönden yeniden incelenmesi için bir ceza davasının taraflarına tanınan olağan bir kanun yoludur. Davanın reddi kararı aleyhine istinaf başvurusu yapılıp istinaf mahkemesinin başvuru hakkında karar vermesinden sonra, istinaf mahkemesinin bu kararı aleyhine temyiz başvurusu yapılabilir.
Temyiz süresi, istinaf mahkemesi kararının tefhimi veya tebliğinden itibaren 15 gündür (CMK 291/1).
Dava sırasında yapılan masrafları (harç, bilirkişi ücreti, tanık ücreti vb.) karşı taraf talep ederse davayı kaybeden taraf öder (HMK m.326).
Davayı kazanan tarafın avukatı varsa davayı kaybeden taraf, Avukat Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen vekalet ücretini ödemek zorundadır. Bu ücret genelde mahkeme kararında belirtilir ve karşı taraf vekalet ücreti olarak adlandırılır.