Sahte sosyal medya hesabı, bir kimsenin kimliğine bürünerek ya da uydurma bilgiler ile oluşturulmuş, oluşturulan kullanıcıyı gerçek dışı şekilde temsil eden sosyal medya profilidir. Hukuki açıdan sahte sosyal medya hesapları hem Türk Ceza Kanunu hem de 5651 sayılı Kanun çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Sahte hesaplar kimi zaman birisini taklit etmek kimi zaman ise kullanıcıları kandırmak, dolandırmak, taciz etmek amacıyla açılabilir.
Sahte hesabın kimin adına ve ne amaçla açıldığı, hangi gaye doğrultusunda kullanıldığı suçun niteliği ve cezası bakımından önem taşır. Örneğin şantaj, itibar zedeleme, kamu görevlisini taklit etme gibi amaçlara yönelen sahte hesaplar daha ağır hukuki sonuçlar doğuracağından önemi büyüktür.
Çoğunlukla her bireyin kullanmış olduğu Instagram, Facebook, X, TikTok gibi sosyal medya platformları kullanıcıların kimlik doğrulaması yapmasını zorunlu hale getirmiş, aynı zamanda sahte hesapların kapatılma süreçlerini hızlandırmış olsa da bu platformların politikaları beklentileri pek karşılayamamaktadır ve hukuki başvuru yollarını devreye sokmaktadırlar.
Sahte sosyal medya hesapları üzerinden çeşitli suçlar işlenebilme imkânı vardır. Bu suçlar hem kamu düzenine hem de mağdur şahısların kişisel haklarını ihlal ederler.
Kişilik hakları; bireyin kişiliğini oluşturan, onu insan yapan maddi ve manevi tüm değerlere yönelik haklardır. Bu kapsamda yaşam hakkı, beden bütünlüğü, sağlık, onur, saygınlık, özel hayatın gizliliği, ad, resim, söz, eser üzerindeki haklar, özgürlük ve ekonomik hareket serbestliği gibi unsurlar kişilik hakları arasında yer alır. Bu sayılan değerlere müdahale, kişilik haklarının ihlali anlamına gelir.
Hakaret ise, kişilik hakları ihlal yollarından birisi olup bir kimseye, bir şeye karşı kullanılan küçültücü söz ya da aşağılayıcı, küçük düşürücü davranış olarak tanımlanabilir.
Sahte hesaplarda başkaları adına içerikler paylaşılarak itibar zedeleme, hakaret, asılsız iddialar ortaya çıkarma ve bunları yayma gibi eylemler gerçekleştirilir. Hem Türk Ceza Kanunu hem de Türk Medeni Kanunu’ndan doğan yükümlülükler çerçevesinde bu tür eylemler tazimat ve ceza yaptırımlarına tabi tutulurlar.
Kişinin herkesle paylaşmadığı, yalnızca sınırlı sayıda kişinin bildiği ve dilerse başkalarına açıklayabileceği özel yaşamına dair olay ve bilgilerin izlenmesi, gözetlenmesi, kaydedilmesi veya üçüncü kişilerle paylaşılması gibi fiiller, özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilir.
Gizlilik ihlali rıza olmaksızın üçüncü bir tarafa ifşa edilmişse gerçekleşmiş sayılır.
Sahte hesaplar aracılığıyla kişisel fotoğrafların izinsiz paylaşılması ya da bireylerin özel yazışmalarının ifşa edilmesi gibi eylemler özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu Türk Ceza Kanunu m. 134 çerçevesinde ele alınır.
Dolandırıcılık, bir kimseyi aldatıcı davranışlarla kandırarak onun veya başkasının zararına, kendisine veya bir başkasına haksız kazanç sağlamaktır.
Kimlik hırsızlığı ise saldırganın, mağdurun kişisel veya hassas bilgilerini elde etmek için aldatması ve mağdurun ismini kullanarak hareket etmesi suçudur.
Sahte hesaplar aracılığıyla banka bilgileri vb. bilgiler talep edilebilir ve bu edinilen bilgilerle dolandırıcılık ve kimlik hırsızlığı suçları gündeme gelebilir.
Tehdit, failin sözlü, yazılı veya davranışsal şekilde, bir kişiye ya da onun yakınlarına yönelik olarak haksız bir zarar doğurma tehlikesini ileri sürmesi veya bu tehlikeyi oluşturacak nitelikte bir eylemde bulunmasıdır.
Şantaj, bir kimseyi haksız bir çıkar sağlamak amacıyla, hukuka aykırı bir fiili gerçekleştirmekle veya hukuka uygun bir durumu açıklamakla tehdit ederek iradesini baskı altına alma eylemidir.
Siber zorbalık, bir kişiye dijital iletişim araçları üzerinden kasıtlı, sistematik ve tekrar eden şekilde zarar verme, tehdit etme, küçük düşürme veya taciz etme davranışlarının bütünüdür.
Sahte hesaplar üzerinden yapılan ve yukarıda bahsedilen üç suç tipi ceza hukuku ve internet hukuku açısından önemli sonuçlar doğurmaktadır.

Sahte hesap açma cezası şeklinde doğrudan bir suç tipi ve cezası bulunmasa da sahte sosyal medya hesapları üzerinden işlenen suçların cezai yaptırımları 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmektedir.
Tehdit, TCK m. 106
Şantaj, TCK m. 107
Hakaret, TCK m. 125
Özel hayatın gizliliğini ihlal, TCK m. 134
Dolandırıcılık, TCK m. 157
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, TCK m. 268
Yukarıda sayılan suçlara ilişkin ceza miktarları fiilin niteliğine göre belirlenir ve değişiklik gösterir.
Bilişim suçu, suçun Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen halinin bilişim sistemlerinden yararlanılarak işlenmesi halidir. En yaygın örnekleri yukarıdaki maddelerde sayılan suç tipleridir. Sosyal medyanın sağladığı özgürlük ortamı birçok kullanıcı tarafından istismar edildiğinden, bu platformlarda işlenen bilişim suçları da paralel olarak artış göstermektedir.
Davacı öğretmenin, halen çalışmakta olduğu özel eğitim kurumunda görevine devam ederken, sosyal medya platformlarında sahte hesaplar üzerinden açılacak yeni bir okulun tanıtımını yaptığı, mevcut kurum aleyhine karalayıcı içerikler paylaştığı ve öğrenci/veli çevresini bu okul hakkında yönlendirdiği tespit edilmiştir. Davalı işveren, bu faaliyetlerin kurumsal itibarı zedelediği, sadakat ve bağlılık yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle iş akdini feshetmiştir. Davacı tazminat talebinde bulunsa da mahkemeler, sosyal medya faaliyetlerinin işveren aleyhine sistematik bir karalama kampanyasına dönüştüğü kanaatine vararak davayı reddetmiş ve Yargıtay da bu kararı onamıştır.
(Yargıtay 9. HD, 19.10.2023 T., 2019/281 E., 2021/268 K.)
Sahte hesaplar nedeniyle mağdur edilen kişiler, çeşitlik hukuki yollarla haklarını arayabilirler. Bu süreçte bir avukat ile birlikte yol almak oldukça önemlidir.
Bilişim suçları ile karşı karşıya kalındığında yerel emniyet birimlerine başvurulabilir. Ayrıca bunun yanı sıra Bilişim Suçları Şube Müdürlükleri de tercih edilebilir.
Aynı zamanda durumu anlatan bir dilekçe ile savcılığa başvuru yapmak da sürecin bir parçası olarak tercih edilebilir. Bu dilekçede deliller açık bir şekilde belirtilmedir. Bu husus çok büyük önem taşır.
Bunun dışında, T.C. İçişleri Bakanlığı’nın e-Devlet portalı üzerinden de bilişim suçlarıyla ilgili şikayetler iletilebilir.
Bu kapsamda zarara uğrayan kişiler Sulh Ceza Hakimliklerine başvuru yapmanın yanı sıra farklı yöntemler ile de haberlerin ya da içeriklerin kaldırılmasını talep edebilirler. Bunun için çeşitlik yöntemler bulunmaktadır ve bu yöntemler içeriklerin engellenmesi veya kaldırılması yönündeki hukuki süreci kapsar.
İhlal içeren haberin veya içeriklerin kaldırılması için yayını yapan internet sitesine ihtarname gönderilmesi gerekir. Bu ihtarnamede belirtilmesi gerekenler şunlardır: kaldırılması talep edilen içeriğin URL’si, ihlal edilen hukuk kuralları, kaldırma talebinin hukuki dayanakları, varsa konu hakkında emsal kararlar.
Arama motorları, unutulma hakkı kapsamında içerik kaldırma taleplerini değerlendirir. Ancak bu işlem yalnızca içeriğin arama sonuçlarında görünmesini engeller; içerik yayında kaldığı sürece başka yollarla erişilebilir. Bu yüzden, içerik kaynağından kaldırılmadıkça arama motoru talepleri kalıcı çözüm değildir.
Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve 25. maddeleri kapsamında, kişilik haklarına saldırının hukuka aykırılığının tespiti ve engellenmesi için Asliye Hukuk Mahkemelerine başvurarak dava açılabilir. Bu davalar sonucunda, ilgili haber ya da içerik yayından kaldırılabilir ve tazminat talep edilebilir. Ayrıca, Sulh Ceza Hakimlikleri de içeriklerin kaldırılması veya erişimin engellenmesine ilişkin kararlar verebilmektedir.
Unutulma hakkı kapsamında, kişisel verilerin korunması amacıyla Kişisel Verileri Koruma Kurumu'na (KVKK) başvurmak mümkündür. Öncelikle veri sorumlusu olan içerik sağlayıcıya içerik kaldırma talebi iletilmeli, talebe cevap verilmez veya içerik kaldırılmazsa 60 gün içinde KVKK’ya şikâyet edilebilir. Kurulun incelemesi sonucunda, kişisel verilerin kaldırılmasına veya erişimin engellenmesine karar verilebilir.
5651 sayılı Kanun’un 8. maddesi kapsamında, özellikle suç teşkil eden içeriklere ilişkin olarak BTK Başkanı tarafından re ’sen erişim engelleme ve içerik çıkarma kararları verilebilmektedir. Bu kararlar, erişim sağlayıcılar ve içerik sağlayıcılara iletilir ve en geç dört saat içinde uygulanır. Bu kapsamda erişim engelleme kararının hukuki denetimi, sulh ceza hakimlerince yapılır.
Özel hayatın gizliliği, kişilik haklarının özel bir alanını oluşturur. Kişisel mahremiyetin ihlal edildiği durumlarda, BTK’ye başvurarak içeriklere erişimin engellenmesi talep edilebilir. BTK, başvuru incelenip erişim sağlayıcılara bildirimde bulunur; erişim engeli genellikle dört saat içinde uygulanır. Bu kararlar sulh ceza hakimlerinin onayına sunulur ve hâkim en geç 48 saat içinde karar verir. Özel hayatın gizliliği kapsamında alınan tedbirler, basın ve ifade özgürlüğü dengesi gözetilerek değerlendirilir.
İnternet üzerinden sahte sosyal medya hesapları aracılığıyla hakları zedelenip mağdur olan kişiler maddi ve manevi tazminat davası açabilme hakkına sahiptir. Bu davalar Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde değerlendirilir.
Kişiler, sosyal medya kullanıcı bilgilerini, kimlik bilgilerini, kredi kartı bilgilerini ve diğer kişisel bilgilerini her ne sebeple olursa olsun kimseyle paylaşmamalıdır. Sahte sosyal medya hesapları çoğu zaman inandırıcı bir kişiliğe bürünmüşlerdir. Siber dolandırıcılığa karşı alınabilecek önemlerin başında bunlar gelmektedir. Bunun dışında çeşitli önlemler söz konusudur. Sahte sosyal medya hesapları dijital itibarın en büyük tehditleri olduğundan bu önlemlerin üzerinde durulmalıdır.
Dijital itibar yönetimi, bir kişi, marka veya kurumun internet üzerindeki itibarını koruma ve geliştirme sürecidir. Sosyal medya platformlarındaki paylaşımlar ve diğer aktiviteler dijital itibar üzerinde doğrudan etkiye sahip olduğundan olumsuz içeriklerin tespiti ve engellenmesi çok büyük öneme sahiptir.
Online takip ise, dijital itibar yönetiminin en önemli araçlarından biridir. Bu yöntem ile kişilerin markası veya kişisel adı ile ilgili internet üzerindeki tüm içerikler anlık olarak izlenir. Böylece sahte sosyal medya hesapları, yanlış ve olumsuz bilgiler hızlıca tespit edilip önlem alma aşamasına hızlıca geçilebilir.
İnternet platformlarında karşılaşılan hak ihlalleri karşısında hızlı ve etkili hukuki müdahale gereklidir. İnternet ortamından doğan zararların tespiti, delillerin toplanması, erişimin engellenmesi, içeriklerin kaldırılması gibi hukuki işlemler, hukuki danışmanlık kapsamında gerçekleştirilmelidir.
Hak ihlali söz konusu olduğunda sosyal medya platformlarıyla doğrudan iletişim kurmak, olumsuz içeriklerin hızlı bir şekilde kaldırılması veya sorunların çözülmesi açısından büyük önem taşır. Popüler sosyal medya platformları kullanıcıların şikâyet ve itirazlarını değerlendirmek üzere özel destek ve bildirim sistemleri sunarlar. Çoğu zaman bu iletişim yolu e-posta gönderimidir.