Hakkımızda

Avukat Mehmet Genç

İstanbul Barosu'na kayıtlı olan Avukat Mehmet Genç, mezun olduğu tarihten bu yana avukatlık mesleğini aralıksız olarak sürdürmektedir. İstanbul Barosu bünyesinde kurduğu avukatlık bürosuyla Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, Bilişim Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanında avukatlık faaliyeti göstermektedir.

Devamını Oku
Uzlaşmaya Tabii Olmayan Suçlar

Uzlaşma Nedir? 

Ceza hukukunda uzlaşma, bir suçun mağduru ve faili arasında adli makamların denetiminde gerçekleşen bir iletişim sürecidir. Bu süreç, suçun işlenmesiyle oluşan uyuşmazlıkların çözülmesini ve zararların telafi edilmesini amaçlar. CMK’nın 253/1 maddesi, bu sürecin önemini ve hukuki niteliğini vurgulamaktadır. 

Uzlaştırma, ceza hukukunda adli makamların denetiminde gerçekleşen alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Bu süreçte, fail ve mağdur arasında suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalar yapılırken, devlet de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçebilir. Bu şekilde, toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesis edilmesi hedeflenir. Uzlaştırma, sadece yargı işlemi olarak değil, aynı zamanda toplumsal barışın ve adaletin sağlanması için önemli bir araçtır. 

Uzlaştırma müzakereleri ve uzlaşma anlaşmaları, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında yapılabilir. Bu süreç, suçun türüne veya aşamasına bakılmaksızın uygulanabilir ve katılımcıların haklarını koruyan bir çerçeve içinde gerçekleşir. Öte yandan, ceza hukuku dışında kalan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümü için kullanılan yönteme ise "arabuluculuk" denir. Bu yöntem, ceza hukukundaki uzlaşma sürecinden farklıdır ve mahkeme dışında gerçekleşir. 

Soruşturma veya kovuşturma aşamalarında müşteki veya mağdurun ölmesi durumunda, onların mirasçıları ile de uzlaştırma işlemleri yapılabilir. Bu sayede, süreç adaletin sağlanması ve tarafların haklarının korunması açısından devam edebilir. Uzlaşma, sadece fail ve mağdur arasındaki ilişkiyi değil, aynı zamanda toplumun huzurunu ve adalet duygusunu da gözetir, bu nedenle ceza hukukunun önemli bir unsuru olarak değerlendirilir. 

Uzlaşmaya Tabii Olmayan Suçlar 

CMK’nın 253/1 maddesinde belirtilen bu suçlar, şikâyete bağlı olmayanlar olarak adlandırılır ve toplumun huzurunu, güvenini ve adalet duygusunu sarsan eylemlere karşı kesin bir tutum sergiler. 

Bu suçlar, uzlaşma ile çözülemez çünkü bu suçlar, bireysel bir çıkar ya da menfaat için değil, toplumun genel çıkarı ve hukukun üstünlüğü için işlenmiş suçlardır. Etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar veya cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar gibi özel ve hassas durumlar, uzlaşmanın dışında tutulmuştur. 

Suçtan zarar görenin kamu tüzel kişisi olması durumunda ise, uzlaşma hükümleri uygulanamaz. Çünkü bu durumda zarar gören, bireysel olarak değil, toplum adına hareket etmektedir ve adaletin sağlanması toplumsal bir sorumluluktur. 

Uzlaşma kapsamına giren bir suçun, başka bir suçu işlemek amacıyla ya da birlikte işlenmiş olması durumunda ise, uzlaşma yoluna gidilemez. Bu durumda adaletin bütünlüğü ve toplumsal güvenin sağlanması önceliklidir. 

Uzlaşmaya tabii olmayan suçlar, adaletin sınırlarını ve toplumun değerlerini korurken, hukukun üstünlüğünü ve toplumsal barışı teminat altına alır. Bu nedenle, bu suçlarla mücadelede kararlılıkla hareket etmek, toplumun refahı ve adaletin tecellisi için gereklidir. 

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar 

Şikâyete bağlı olsa dahi, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar uzlaşmaya tâbi değildir. Türk Ceza Kanunu'nda yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar; 102, 103, 104 ve 105. maddelerde düzenlenmiştir. Bu maddelerdeki suçlar şikâyete tâbi olsalar dahi uzlaşma hükümleri uygulanamaz. 

Etkin Pişmanlık Hükümlerine Yer Verilen Suçlar 

Şikâyete tâbi olsa dahi, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar uzlaşmaya tâbi değildir. 

Türk Ceza Kanununda etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar şunlardır: 

 

Şimdi ara